Bilhassa kırsal kesimlerde velilerin yetersiz ya da bilinçsiz ilgisi nedeniyle öğrencilerin sürekli yüzüne gülmemek gerekiyor. Duruma göre baskı, korku gibi olumsuz gibi görünen tepkileri tatlı serte dönüştürerek göstermeliyiz. Yoksa sonuç vahim oluyor. Disiplin çok şart.
Öğretmenim kırsal kesim olsa iyi yine İstanbul'un göbeğindeyim, kırsal kesimde sınıfım bundan daha iyiydi. Doğuda köy okulunda çalışıyordum, öğrenciler sadece okulda öğrendikleriyle, evde hiç bir tekrar yapmadan okuma yazma, 4 işlem öğrendi. Zaten evde birazcık çalışan taktir teşekkür alıyordu.
Ama burada öğrenci ne beni dinliyor, ne ailesini. Şımarık yetişmişler. Sınıfta ders dinlettirmek için 100 takla atıyoruz. O halde durum bu şekilde. Ama aile de ilgisiz, ben evde ödev yaptıramıyorum ne demek?
Söylediğimi her şeyi tersinden anlıyorlar ya da işine gelen kısmı anlayıp, gelmeyen kısmı dinlemiyorlar bile. örnek vereyim dün bazı öğrenciler sınıfa oyuncak getirmiş, derste oynarlarken yakaladım, ellerinden aldım, daha sonra empati kurup ''vereyim bari oyuncaklarını da teneffüste oynasınlar, üzülmüştür şimdi çocuklar'' diye düşündüm, oyuncaklarını verip derste görmeyeyim, teneffüste oynayın, bir daha da okula getirmeyin dedim.
Bugün 5-6 tane öğrenci öğretmen okulda oyuncağa izin veriyor, teneffüste oynayabilirmişiz diye oyuncak getirmişler, aklı selim velilerim de yanlarında oyuncak getirmelerine bir şey dememiş. İnsan az bi düşünür değil mi, öğretmen böyle bir şeye neden izin versin diye.. Hadi düşünemedin, çocuğun her dediğine neden inanırsınız ki?
Öğrenci kavga ediyor ailesine söylüyoruz, çocuk ben yapmadım diyor, veli geliyor o yapmamış diyor. Çocuğun her dediğine inanan, onun çocuk olduğunu unutan, çocıuğun ağzıyla iş yapan velilerden ne beklersiniz ki