Kader Hakkında Ne Biliyoruz?

Ve yine sizden biriniz Cehennem ehlinin ameliyle amel eder, nihâyet kendisiyle cehennem arasında ancak bir zirâ mesafe kalır  Bu sırada yazı önüne geçer!   Bu defa da o kimse cennet ehlinin ameliyle amel eder ve cennete girer! Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4781

Süraka bin Cü’şum (radıya’llâhu anh)’dan rivayet edildiğine göre, kendisi şöyle demiştir:

Ben Resûl-i Ekrem (sallallâhu aleyhi vesellem)’e dedim ki:

– Yâ Rasûlullah!   AMEL, kaderleri çizen kalemin yazdığı mukadderâtın cümlesinde mi ki, artık kalem onun işini tamamlamış ve kurumuştur?   Yoksa AMEL, (için geçmişte bir kader sözkonusu olmayıp) istikbalde takınacağı tavra göre mi? 

Rasûlullah (sallallâhu aleyhi vesellem) buyurdu:

– FİİLİN, kader ile tespit edilmiş olan mukadderâttan olup, kalemin yazıp kuruduğu hususlar içindedir!   Herkes ne için yaratıldı ise ona müyesser kılınır!   (İbn-i Mâceh-Mukaddime)

A’RAF 179. Andolsun, biz cinler ve insanlardan birçoğunu cehennem için yaratmışızdır. Onların kalpleri vardır, onlarla kavramazlar; gözleri vardır, onlarla görmezler; kulakları vardır, onlarla işitmezler. İşte onlar hayvanlar gibidir; hatta daha da şaşkındırlar. İşte asıl gafiller onlardır.

Kuran’ı anlarlar diye kalblerine örtüler ve kulaklarına da ağırlık koyduk. Kuran’da Rabbini bir tek olarak andığın zaman, onlar ürkerek ardlarına dönerler. İSRA 17/46

(Resûlüm!) Sen, onların hidayete ermelerine çok düşkünlük göstersen de bil ki Allah, saptırdığı kimseyi (dilemezse) hidayete erdirmez. Onların yardımcıları da yoktur.  NAHL 37

Kader konusu insanı dinden çıkmaya götürür!
Kader konusunda evden çıkmadan 90 gün kitap okudum, çeşitli cemaatlerin dini elmanlarıyla görüştüm, ilahiyat fakültelerinden arkadaşalarla tartıştık, yetmedi ilahiyat hocalarıyla derin tartışmalar yaşadık ama sonuç çokta standart açıklananlar gibi değil... Kader konusunuda basit bir konu gibi konuşmak iyi değil..... yarım doktor candan, yarım tartışma dinden edebilir....
mantık aramadan teslimiyet esas

Kader konusu insanı dinden çıkmaya götürür!
Kader konusunda evden çıkmadan 90 gün kitap okudum, çeşitli cemaatlerin dini elmanlarıyla görüştüm, ilahiyat fakültelerinden arkadaşalarla tartıştık, yetmedi ilahiyat hocalarıyla derin tartışmalar yaşadık ama sonuç çokta standart açıklananlar gibi değil... Kader konusunuda basit bir konu gibi konuşmak iyi değil..... yarım doktor candan, yarım tartışma dinden edebilir....
mantık aramadan teslimiyet esas

Hocam kesin olanın bizim toplumun kader anlayışının toptan değişmesi gerektiğidir.
Allah'ın takdir ettiği ve insanların özgür iradesiyle yapmış oldukları şeylerde sorumlulukları vardır. Bunlara kendi iradeleri ile karar veriyorlar çünkü.
Ama insanın elinde olmadan başına gelen şeylerde sorumluluğu yoktur.
Allah bütün varlıklar için bir kader taktir etmiştir. Bu takdiratın için de bizlere tanınan cüz-i irade ile bir çok şeyi kendimiz seçip yapabiliyoruz.
Allah'ın bizim yapacaklarımızı ve yaptıklarımızı bilmesi fiillerimiz üzerinde herhangi bir etki etmiyor.
Neden bu şekilde davrandın dediğimizde Allah biliyor da ondan cevabını kimse vermez. Çünkü Allahın ezeli ve ebedi ilmi her şeyi kuşatmıştır.
Bugün yapılan her şeyi kadere havale edip kurtulma mantığı hakim olmuş durumda ve toptan değişmesi lazım. Kaderin seni mi zorladı.
Kul bir şeyi yapmaya yöneldiği zaman Allah onun için yapacağı şeyi yaratıyor.  bu bağlamda Allahım hepimize güzel gelecekler taktir etsin(biz de talep edelim)

Kader beyaz kağıda sütle yazılmış yazı.Elindeyse beyazdan gelde ayır beyazı.

Hocam kesin olanın bizim toplumun kader anlayışının toptan değişmesi gerektiğidir.
Allah'ın takdir ettiği ve insanların özgür iradesiyle yapmış oldukları şeylerde sorumlulukları vardır. Bunlara kendi iradeleri ile karar veriyorlar çünkü.
Ama insanın elinde olmadan başına gelen şeylerde sorumluluğu yoktur.
Allah bütün varlıklar için bir kader taktir etmiştir. Bu takdiratın için de bizlere tanınan cüz-i irade ile bir çok şeyi kendimiz seçip yapabiliyoruz.
Allah'ın bizim yapacaklarımızı ve yaptıklarımızı bilmesi fiillerimiz üzerinde herhangi bir etki etmiyor.
Neden bu şekilde davrandın dediğimizde Allah biliyor da ondan cevabını kimse vermez. Çünkü Allahın ezeli ve ebedi ilmi her şeyi kuşatmıştır.
Bugün yapılan her şeyi kadere havale edip kurtulma mantığı hakim olmuş durumda ve toptan değişmesi lazım. Kaderin seni mi zorladı.
Kul bir şeyi yapmaya yöneldiği zaman Allah onun için yapacağı şeyi yaratıyor.  bu bağlamda Allahım hepimize güzel gelecekler taktir etsin(biz de talep edelim)

   Bence bundan güzel bir açıklama olamaz....İşte kader budur...denilecek bir açıklama..

Kaderinle oynamaya kalkarsan bütün yaşantın helezonik bir şekil alır.

 Kaderci ve herşeye şükreden bir toplum yapısı oluşturuldu ülkemizde. insanların yaptığı herşeye kaderimiz buymuş gözüyle bakan bir insan yapısı yetiştirildi.
 "kaderimse çekerim" Bunada şükür" gibi
Fakirliği kader olarak gören bir sürü insanımız olmuş.Bunlarda genellikle 3. Dünya ülkelerinde görülüyor genellikle.

ben kaderimden nefret ediyorum,kaderim ve hayatım böyleyse üst kalsın,artık millete alay konusu oldum,adım bahtsız bedeviye çıktı..ve biliyorum bu kader hiç bir zaman değişmeycek,sonuçta bizdeki cüzi irade ama kaderimiz külli irade ile yön veriliyor...inanı nefret ettim bu hayattan,yaşamaktan bu yaşta

ben kaderimden nefret ediyorum,kaderim ve hayatım böyleyse üst kalsın,artık millete alay konusu oldum,adım bahtsız bedeviye çıktı..ve biliyorum bu kader hiç bir zaman değişmeycek,sonuçta bizdeki cüzi irade ama kaderimiz külli irade ile yön veriliyor...inanı nefret ettim bu hayattan,yaşamaktan bu yaşta

Kaderi tenkit eden, başını örse vurur, kırar. Rahmeti itham eden, rahmetten mahrum kalır. Kırılmış elle intikam almak için o eli istimal etmek nasıl kırılmasını tezyid ediyor; öyle de, musibete giriftar olan adam, itirazkârâne şekvâ ve merakla onu karşılamak, musibeti ikileştiriyor.

Kendi arkadaş ortamımda bu konuları konuşurken ben kendim şu örneği veriyordum.

Şimdi en basitinden araba bizim için çok somut ve basit birşeydir.Belki biz doğduğumuzdan beri olan icat edilmiş bir aygıttır. Ama şimdi şöyle yapalım. Zamanda gidebildiğimiz kadar geriye gidelim. Ve eski zamanlardaki bir insana arabayı anlatmaya çalışalım.Sen ne kadar somut örnek verirsen ver ne kadar iyi açıklarsan açıkla şu güzünümüzdeki araba profilini o adamın kafasında oluşturamazsın. Mümkünatı yoktur bunun.O adam gerçek bir arabayı görmeden buna inanamaz.

Aynısı bizim için Allah ve kul içinde geçerlidir.Bizim hayal gücümüz hayal edebileceklerimiz ancak gördüklerimizin bir yanılsaması olabilir. Allah'ı görmeden onun boyutunu anlamadan bunu hayal edemeyiz. Hadi gördük diyelim ama bunu tam olarak başka bir insana anlatamayız.

İş tamamen algıda bitiyor.

Benim söyleyeceklerim şimdilik bu kadar.

Kader konusunu en rahat anlayabileceğimiz kaynaklar Kuran-ı Kerim ve Kütübü Sitte'dir diye düşünüyorum. Ve bu kaynaklara baktığımızda da kader konusunun cüzzi irade külli irade falan şeklinde açıklanamayacağını görürüz.