Biliyorsunuz Dünya'da büyük bir ekonomik kriz oldu ve bu krizin ardından ekonomi bilimindeki esaslar tartışılmaya başlandı.
Şimdi size kapitalizmin istatistiklerle doğruluğu ispatlanmış ancak insan gönlünün asla kabul etmediği, yaşantımızla asla uyuşmayan yalanlarından, nam-ı değer incilerinden örnekler sunacağım:
Bir devletin içi ve dış borçları toplamı toplam üretiminin %60'ı ya da daha azı ise o ülke borçlarını çevirebilir.
Peki o halde Çavuşesku
borçlarını sıfırlamaya başlayınca kapitalizm bundan niçin hoşnut olmadı?Her ülkenin bankalara, para babalarına, sermaye piyasalarına borçlu olması kapitalizmin işine gelmez mi?
Ünlü ekonomist Keynes: Ekonomide taleple bağlantılı olarak bir kriz varsa talebi artırmak için dar ya da sabit gelirlilerin ücretleri diğer deyişle satın alma güçleri iyileştirilirse ekonomide çarklar dönmeye başlar(madem öyle kriz çıkmadan bunu yapsanız.
)
Bir insanın günlük kalori ihtiyacı ile ilgili verilenler istatistiklerle desteklenmiştir ancak daha az kalori ile sağlıklı yaşanıp yaşanmayacağı ispatlanmış mıdır?(Üstelik bu tüketime israf edilen aslında yerkürede aç olan insanların hakkı olan gıda da dahil edilmemektedir).
Paranın karşılığı dün altındı sonra ekonomik yeterlilik sonrasında ise ABD ordusuna ait füzelerin hedefi isabetle vurma oranı olmuştur.Atatürk döneminde para bütün dünyada olduğu gibi altın karşılığı basılıyordu.Savaştan çıkmış ülkede çiftçinin tarlasını ekecek parası bile yoktu. Gazi'nin dahiyane fikri ile para karşılıksız olarak basıldı ve çiftçiye hasat zamanı ödenmek üzere borç olarak verildi.Böylece para karşılıksız kalmadı ve enflasyon da olmadı.Bunu Kemalistler yazdılar mı bunu?Çok azı... Niye mi?Biz de Atamızın izinden gideriz diye.