Kapitalizmden Doğruluğu İspatlanmış Yalanlar

uzun lafın kısası

kapitalizm gölgesini satamadığı ağacı keser...
                                                          Karl Marx

  Merkez Bankası faizle bankalara borç verir, bankalar da bunu üzerine faiz koyarak hazineye satarlar yani bono ya da tahvil alırlar. Bankalar hazinenin borçlanma riskini üstlendikleri için bundan para kazanırlar.  
  Rahmetli başbakanlarımızdan birisi buna müdahale etti. Merkez Bankası direk hazineye borç verdi. Bankalar bu işten para kazanamaz oldular. Tabii bu olayın arkasından hatırlanacağı gibi 28 Şubat geldi.

  Demirbank isminde bir bankamız vardı. Bu banka hazinenin çıkardığı devlet iç borçlanma senetlerinden yüklü miktarda satın almış, böylece hazinenin borç faizinin de çok düşmesine yardımcı olmuştu.
  Günlerden bir gün bu banka nakit sıkışıklığına girdi. Diğer bankalar hemen bu bankaya line kapattılar yani işlem yapmadılar, borç vermediler. Merkez Bankası da bu bankanın elindeki devlet kağıtlarını satın almadı. Banka iflas etti ve başka bir bankaya satıldı.  

 Bir ülkede üretilen mal ve hizmetlerden elde edilen gelir yurtiçi gayri safi milli hasılayı, yurt dışındaki şirketlerin üretimi de eklendiğinde gayri safi milli hasılayı verir.
  Yani bir ülke çok fazla ithalat yaptığı halde kalkınıyor görünüyorsa bu kapitalizm öğretisi olan GSMH hesabından kaynaklanır. Malı yurt dışından alıyorsunuz, ithal akaryakıtla taşıyorsunuz, yurt dışından doğal gaz alarak da elektriğinizi üretip kullanıyorsunuz. Bütün bunlar büyüdüğünüzü, kalkındığızı gösteriyor. 

  Ekonomi okumadım ama şu gayri safi milli hasıla hesaplama yöntemini aklım almıyor. Bir örnekle açıklayayım: Çinli bir şirket ülkemizden bir milyon liralık hurda metal alır, bunu sanayi ürünü haline getirir ve ülkemize bir buçuk milyon liraya satar. Ülkemize giren bu mal toptancı ve bayi kârının eklenmesiyle üç milyon liraya tüketiciye ulaştırılır. Çinli şirketin Çin ekonomisine katkısı 500 000 lira iken ürünü ithal eden ve tüketiciye ulaştıran ağın ülkemiz ekonomisine katkısı 1 500 000 liradır. Acaba milli gelir hesaplanırken bir yanlışlık yapılmakta mıdır? Yoksa buna benzer hesaplamalarla ülkeler kalkınmış gözükebilirler mi?

  Ekonomi okumadım ama şu gayri safi milli hasıla hesaplama yöntemini aklım almıyor. Bir örnekle açıklayayım: Çinli bir şirket ülkemizden bir milyon liralık hurda metal alır, bunu sanayi ürünü haline getirir ve ülkemize bir buçuk milyon liraya satar. Ülkemize giren bu mal toptancı ve bayi kârının eklenmesiyle üç milyon liraya tüketiciye ulaştırılır. Çinli şirketin Çin ekonomisine katkısı 500 000 lira iken ürünü ithal eden ve tüketiciye ulaştıran ağın ülkemiz ekonomisine katkısı 1 500 000 liradır. Acaba milli gelir hesaplanırken bir yanlışlık yapılmakta mıdır? Yoksa buna benzer hesaplamalarla ülkeler kalkınmış gözükebilirler mi?

Hayırlı günler dilerim.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

( Melih Arat - İnsancıl Kapitalizm - TRT 2 )
linkinde Melih Arat beyle yapılmış bir söyleşinin videosu mevcut.

Melih Arat bey kendi geliştirdiği İnsancıl Kapitalizm kavramını açıklıyor.

Söyleşide en çok dikkatimi çeken "İnsan yetiştirmek" kavramı oldu.

İnsanları eğitmek ile insan yetiştirmek arasındaki fark net olarak vurgulanmış.

Söyleşiden zaman içinde öğretim/eğitim kavramlarının yerini "yetiştirme" kavramı alacak izlenimi edindim.
 

İnsancıl mı
Eşeği ( söz meclisten dışarı / teşbihte hata olmaz ) ne kadar allayıp pullasan da eşek yine eşektir...

  ''İnsancıl kapitalizm'' yazarsanız sanırım bu konu ciddiyetini yitirir ve sohbet bölümüne alınır. Kapitalist ABD'nin Irak'ta nasıl bir demokrasi getirip, insanlara nasıl ........... ettiği ve öldürdüğü ortadadır. Diğer savaş ve operasyonları hele hele soğuk savaş biçiminde olanları yazmaya bile lüzum yok.

İnsancıl mı
Eşeği ( söz meclisten dışarı / teşbihte hata olmaz ) ne kadar allayıp pullasan da eşek yine eşektir...

Hayırlı günler dilerim.

Haklısınız.
Eşeği ne kadar allayıp pullasan da eşek yine eşektir.
BUNUNLA BİRLİKTE insanları allayıp pullayarak, KAMİL İNSAN haline getirmek mümkün oluyor.
Eşek ile insan arasındaki farklardan biri de budur.

Melih Arat beyin "İnsancıl Kapitalizm" kavramını "KAMİL İNSANLARIN uyguladığı kapitalizm" olarak anladım.
Sizin ne şekilde anladığınızı öğrenmek isterim.

  ''İnsancıl kapitalizm'' yazarsanız sanırım bu konu ciddiyetini yitirir ve sohbet bölümüne alınır. Kapitalist ABD'nin Irak'ta nasıl bir demokrasi getirip, insanlara nasıl ........... ettiği ve öldürdüğü ortadadır. Diğer savaş ve operasyonları hele hele soğuk savaş biçiminde olanları yazmaya bile lüzum yok.

Hayırlı günler dilerim.

İnsanların sürekli yaptığı şöyle bir hata vardır:

- Müslümanların yaptıklarına bakıp, İSLAM budur derler.
- Öğretmenlerin yaptıklarına bakıp, ÖĞRETMENLİK budur derler.
- Egitimhane üyelerinin yaptıklarına bakıp, Egitimhane budur derler.
- Polislerin yaptıklarına bakıp, polislik budur derler.
- Siyasetçilerin yaptıklarına bakıp, SİYASET budur derler.
...
vs.
Mesajınızda benzer bir hata söz konusu ABD'nin yaptıklarına bakıp KAPİTALİZM budur demeye çalışıyorsunuz.
Aynı mantığı kullanarak Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğinin yaptıklarına bakarak SOSYALİZM budur demekte mümkündür.

İnsanlar tarafından yapılan her uygulamanın aksayan yönlerinin olması normaldir.
Aksayan yönlerin düzeltilmesi için öneriler içeren bir çalışmanın başlığını ciddiyetsizlik olarak nitelemek CİDDİYET olarak algılanabilir mi?

Hayırlı günler dilerim.

İnsanların sürekli yaptığı şöyle bir hata vardır:

- Müslümanların yaptıklarına bakıp, İSLAM budur derler.
- Öğretmenlerin yaptıklarına bakıp, ÖĞRETMENLİK budur derler.
- Egitimhane üyelerinin yaptıklarına bakıp, Egitimhane budur derler.
- Polislerin yaptıklarına bakıp, polislik budur derler.
- Siyasetçilerin yaptıklarına bakıp, SİYASET budur derler.
...
vs.
Mesajınızda benzer bir hata söz konusu ABD'nin yaptıklarına bakıp KAPİTALİZM budur demeye çalışıyorsunuz.
Aynı mantığı kullanarak Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğinin yaptıklarına bakarak SOSYALİZM budur demekte mümkündür.

İnsanlar tarafından yapılan her uygulamanın aksayan yönlerinin olması normaldir.
Aksayan yönlerin düzeltilmesi için öneriler içeren bir çalışmanın başlığını ciddiyetsizlik olarak nitelemek CİDDİYET olarak algılanabilir mi?

  Sanırım ABD'yi kapitalizmin temsilcisi ve kapitalizmden yararlanan ülke olarak görmek mümkündür. ABD'nin insanlığa verdiği zararlar yararların yanında çok fazla olduğu için elbette eleştirilecektir.
  Kapitalizmin en büyük yanlışı manayı ikinci plana itip maddeyle özdeşleşmesidir. Bahsettiğiniz tarzda çalışmalar yapılıp insanlığa hizmet edecek insanlar yetiştirilmeye başlandığında da bu düzenin adı kapitalizm olmayacaktır.

Hayırlı günler dilerim.

Haklısınız.
Eşeği ne kadar allayıp pullasan da eşek yine eşektir.
BUNUNLA BİRLİKTE insanları allayıp pullayarak, KAMİL İNSAN haline getirmek mümkün oluyor.
Eşek ile insan arasındaki farklardan biri de budur.

Melih Arat beyin "İnsancıl Kapitalizm" kavramını "KAMİL İNSANLARIN uyguladığı kapitalizm" olarak anladım.
Sizin ne şekilde anladığınızı öğrenmek isterim.

Ben anlamadım bir şey.. Kapasitem buna yetmiyor ne yazık ki... Bizim yerimize siz anlamışsanız sorun yok...

Hayırlı günler dilerim.

İnsanların sürekli yaptığı şöyle bir hata vardır:

- Müslümanların yaptıklarına bakıp, İSLAM budur derler.
- Öğretmenlerin yaptıklarına bakıp, ÖĞRETMENLİK budur derler.
- Egitimhane üyelerinin yaptıklarına bakıp, Egitimhane budur derler.
- Polislerin yaptıklarına bakıp, polislik budur derler.
- Siyasetçilerin yaptıklarına bakıp, SİYASET budur derler.
...
vs.
Mesajınızda benzer bir hata söz konusu ABD'nin yaptıklarına bakıp KAPİTALİZM budur demeye çalışıyorsunuz.
Aynı mantığı kullanarak Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğinin yaptıklarına bakarak SOSYALİZM budur demekte mümkündür.

İnsanlar tarafından yapılan her uygulamanın aksayan yönlerinin olması normaldir.
Aksayan yönlerin düzeltilmesi için öneriler içeren bir çalışmanın başlığını ciddiyetsizlik olarak nitelemek CİDDİYET olarak algılanabilir mi?

Her sistem kendi insan tipini yetiştirir çünkü
Çevredeki olumsuz uyaranlardan bahsettiğimde suçu dışarda aramaktan dem vurmuştunuz. Halbuki aynı şeyi şimdi siz yapıyorsunuz.
Sosyal Devlet anlayışı kapitalizmin kendi içinde yaptığı en büyük reformdu. Ancak soğuk savaşın bitimiyle beraber peyder pey ortadan kaldırılıyor. Avrupa'da özellikle ciddi gerilemeler var bu konuda. Şu yerlere göklere sığdıramadıkları Avrupa'da...
Bu sistemin savaşsız, yoksulluksuz, eşitliksizsiz bir biçimde devam etmesini hepimiz isteriz bu yönde çabalar olması elbette güzel ama temelde ciddi çıkmazları olan bir sistemden bahsediyoruz.... Kansere milyon kere çare bulabilecekken dev ilaç şirketlerinin kar edebilmesi için bunu öteleyen bir sistemden. Vaktinde insanlar sıtmadan kırılırken bulunan bir ilaç daha sonra hiç piyasaya sürülmeden birkaç değişiklikle kozmetikte kullanılmıştı yine aynı hırsla...
Muhtemelen kendi kendini yok ederken insanlığı da yok edecek kapitalizm.

Dünyanın sular altında kalmaya başlaması, vb  felaketler çok uzak bir tarih gibi görünmüyor keza...

 Talep enflasyonu para politikası araçlarıyla kontrol altına alınabilir.
  Reklamlarla yayınlarla o kadar büyük bir talep oluşturuluyor ki insanlar bırakın bir maaş sonrasını 10 yıllık gelirlerini harcıyorlar. Hani talep artışı sınırlandırılabiliyordu?