Kapitalizmden Doğruluğu İspatlanmış Yalanlar

Çevrimdışı bekir7133

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.785
  • 9.880
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.785
  • 9.880
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 13 Mar 2013 20:52:44
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]


 Kansere milyon kere çare bulabilecekken dev ilaç şirketlerinin kar edebilmesi için bunu öteleyen bir sistemden. Vaktinde insanlar sıtmadan kırılırken bulunan bir ilaç daha sonra hiç piyasaya sürülmeden birkaç değişiklikle kozmetikte kullanılmıştı yine aynı hırsla...
Muhtemelen kendi kendini yok ederken insanlığı da yok edecek kapitalizm.

Dünyanın sular altında kalmaya başlaması, vb  felaketler çok uzak bir tarih gibi görünmüyor keza...

 Efendim gülümseyinnn öğretmenimizin yazdığı Hadis-i Şeriflerde şöyle anlatılır:
  '' Yecuc ve Mecuc kavmi ırmağa gider. Irmağın suyunu içip bitirirler. ...........''
  Alimler burada geçen ırmağı ilme, ırmağın içilip bitirilmesini de ilmin gizlenmesine yorumlamışlardır. Mesela cep telefonu, bilgisayar gibi araçların farklı özelliklerinin birden bire piyasaya sürülmemesi gibi.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 14 Mar 2013 11:37:05
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Çevredeki olumsuz uyaranlardan bahsettiğimde suçu dışarda aramaktan dem vurmuştunuz. Halbuki aynı şeyi şimdi siz yapıyorsunuz.
Hayırlı günler dilerim.

Cümlelerinizden yaptığım hatayı anlayamadım. Örneklendirerek açıklamanız mümkün mü?
Mesajımda bir suç tanımı olmadığı gibi, suçlamada bulunduğum kimse de yok. Bir suç/suçlu arayışım yok.
Sadece bir durum tespiti yaptım.
Yaptığım tespitte, örneğin
- Müslümanların yaptıklarına bakıp, İSLAM budur derler.
cümlesi hatalı/yanlış bir tespittir demek istiyorsanız, bu tespitimin dayanağı noktasında örnek verebilirim.
Veya
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğinin yaptıklarına bakarak SOSYALİZM budur demekte mümkündür.
cümlesini
"Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğinin yaptıkları SOSYALİZM'dir." anlamında algılamışsınız bu yanlış algılamayı
"Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğinin yaptıkları SOSYALİZM değildir." şeklinde düzeltebilirim.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Sosyal Devlet anlayışı kapitalizmin kendi içinde yaptığı en büyük reformdu. Ancak soğuk savaşın bitimiyle beraber peyder pey ortadan kaldırılıyor. Avrupa'da özellikle ciddi gerilemeler var bu konuda. Şu yerlere göklere sığdıramadıkları Avrupa'da...
Avrupa'nın sosyal devlet anlayışında gerilemeler olduğu konusundaki tespitinizi örneklendirebilir misiniz? Gözlemlerim tam aksini gösteriyor.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Bu sistemin savaşsız, yoksulluksuz, eşitliksizsiz bir biçimde devam etmesini hepimiz isteriz bu yönde çabalar olması elbette güzel ama temelde ciddi çıkmazları olan bir sistemden bahsediyoruz....
Beşeri (beşerin uyguladığı) sistemlerin çıkmazları/aksayan yönlerinin olması normaldir. Beşerin mükemmel bir sistem üretmesi beklenemez. Uyguladığı sistemi ilahi sisteme yaklaştırdıkça problemleri azalacaktır.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Kansere milyon kere çare bulabilecekken dev ilaç şirketlerinin kar edebilmesi için bunu öteleyen bir sistemden. Vaktinde insanlar sıtmadan kırılırken bulunan bir ilaç daha sonra hiç piyasaya sürülmeden birkaç değişiklikle kozmetikte kullanılmıştı yine aynı hırsla...
Kanser, bir organ veya dokudaki hücrelerin KONTROLSÜZ olarak bölünüp çoğalmasıdır.
Hastalık ise genel olarak DIŞ ETKENLER  (Örneğin mikrop bulaşması) nedeniyle ortaya çıkan bir durumdur.
Bu durum dikkate aldığımızda kanseri bir hastalık olarak değerlendirmekte zorlanıyorum.
Hücreler neden kontrolsüz olarak bölünmeye başlar? Hücrelerin kontrollü olarak bölünmesini sağlayacak bir ilaç / tedavi bulmak mümkün müdür?

Önce hücrelerin bir akılları olduğunu ve bu akıl sayesinde kendilerini kontrol ederek bölündüklerini, akılları zarar gördüğü için kontrolü kaybettikleri düşünülebilir.
veya hücrelerin bölünmesinin kontrolünün bizim tarafımızdan yapıldığını, herhangi bir sebeple bu kontrolü kaybettiğimizi düşünebiliriz.
İlaç alarak veya başka bir tedavi yöntemiyle hücre bölünmesinin kontrolünü tekrar ele alabilir miyiz?

Bir mikrobu öldürmek için çare bulmak kolay olabilir. Fakat bölünmenin kontrolünün kimde olduğunu tespit etmeden kontrol altına almak o kadar kolay olmasa gerek.

Hucurât suresi 6. ayette
Ey iman edenler, eğer bir fasık, size bir haber getirirse, onu 'ETRAFLICA ARAŞTIRIN'. Yoksa cehalet sonucu, bir kavme kötülükte bulunursunuz da, sonra işlediklerinize pişman olursunuz.
buyrulmaktadır.

"dev ilaç şirketlerinin kar edebilmesi için tedavi yöntemini ertelemek" veya "bulunan bir ilacın piyasaya sürülmemesi" gibi haberlerin kaynağını bilmiyorum.
Bu haberlerin FASIKlardan tarafından üretildiğini tahmin ediyorum. Yaptığım araştırmalara dayanarak bu tür haberlere inanmamayı tercih ediyorum.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Muhtemelen kendi kendini yok ederken insanlığı da yok edecek kapitalizm.
Kapitalizmin kendini yok ettiği kanaatinizin dayanaklarını merak ettim. Benim gözlemlerim kapitalizmin yaygınlaştığı yönünde.
Örneğin Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin dağılmasından sonra bağımsızlığını kazanan ülkeler süratle kapitalist sistemi benimsemiştir.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Dünyanın sular altında kalmaya başlaması, vb  felaketler çok uzak bir tarih gibi görünmüyor keza...
Su Rahmettir :)
Dünya'da felaketler hiç bir zaman eksik olmamıştır. Kıyametin yaklaşmış olmasına istinaden felaketlerin artmasını normal karşılamak gerekir.
Bu durum ayet ve hadislerle de sabittir.
Kuvvetli bir tahmine göre kıyametin kopmasına 110 yıl kadar bir süre kalmıştır.
Bu tahminin dayanağı olan sözler ve kıyamet yaklaştığında felaketlerin çoğalacağını ifade eden sözler sarf edildiğinde kapitalizm kelimesi icat edilmemişti :)

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 14 Mar 2013 11:56:11
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Mesela cep telefonu, bilgisayar gibi araçların farklı özelliklerinin birden bire piyasaya sürülmemesi gibi.
Hayırlı günler dilerim.

Hucurât suresi 6. ayette
Ey iman edenler, eğer bir fasık, size bir haber getirirse, onu 'ETRAFLICA ARAŞTIRIN'. Yoksa cehalet sonucu, bir kavme kötülükte bulunursunuz da, sonra işlediklerinize pişman olursunuz.
buyrulmaktadır.

Cep telefonu, bilgisayar gibi araçların farklı özelliklerinin birden bire piyasaya sürülmemesi gibi bir durum söz konusu değildir.

Bu tür cihazlar piyasaya çıktığında, kullanımda bazı zorluklar/eksiklikler olduğu FARK edilir.
Durumun farkına varılmasıyla birlikte sıkıntıları ortadan kaldıracak yeni düzenlemeler yapılarak yeni ürünler piyasaya çıkarılır.

Örneğin, 2000'li yılların başında ilköğretime giden yeğenlerimin ders çalışmasını teşvik etmek, öğrenmelerini kolaylaştırmak amacıyla bilgisayar ortamında kullanabilecekleri çalışmalar yapmaya başladım.
Daha sonra internet ortamını kullanmaya başlayınca, çalışmalarımdan başka ilköğretim öğrencilerinin faydalanması için çalışmalarımı internet ortamında yayınladım.
Çalışmalarımı kullananların yaptığı geri bildirimlerden çalışmalarımı, ilköğretim öğrencilerden çok, öğretmenlerin, KPSS gibi sınavlara hazırlananların, iş yerlerinde çalışanların, üniversite öğrencilerinin vs. yararlandığını öğrendim.
Hedef kitlenin değişmesine bağlı olarak çalışmalarımda da değişiklikler oldu.
Başlangıçta kullanımda çıkabilecek zorlukları/eksiklikleri tahmin etmem mümkün olmuyor.
Kullanıcıların yaptıkları geri bildirimler çalışmalarımın yeni versiyonlarını üretmemde etkili oldu.
Aynı durum cep telefonu, bilgisayar gibi cihazların özelliklerinin piyasaya sürülmesinde de geçerlidir.

Başka bir örnek vermek gerekirse ;
Ülkemizde 3G teknolojisi hizmeti sunulmaya başlandığında telefonla görüntülü görüşmeler yapılabileceği ön planda reklam edilmişti.
Ülkemizde 3G teknolojisi yaygın olarak kullanıldığı halde, telefonla görüntülü görüşme yaygınlaşmamıştır.
Bu durum kullanımda karşılaşılan zorluk/eksikliktir.

Çevrimdışı gülümseyinnn

  • Uzman Üye
  • *****
  • 5.382
  • 12.029
  • 5.382
  • 12.029
# 14 Mar 2013 18:30:23
Sondan başlayalım. İnsanların ölecekleri kesin olan bir bilgidir. Buna göre sizin söylediğiniz nasıl olsa öleceğim o zaman sigara kullanabilirim demek gibi bir şey :) Evet kıyamet kopacak eni sonu  ama bunun olacağını biliyor olmak ozon tabakasını delmeye sebep olabilir mi ? Küresel ısınmada fabrika bacalarının, çöllerde denenen bombaların vb etkisi malum. Bunu yapanlar sizin dediğinize göre " nasıl olsa kıyamet kopacak" diyebilmeliler sanırım ? Felaketin insanlar tarafından oluşturuluyor olması sizi hiç mi rahatsız etmiyor ? 110 yıllık bir zaman dilimine nasıl ulaştınız merak ettim doğrusu bu arada :)
 Su elbette rahmettir her haliyle. Buz halinin de rahmet olarak görünüp korunması gerektiğini savunmanızı beklerdim. Beni çok şaşırttınız.

Bir şeyin yaygınlaşıyor olması demek ilerlediği anlamını taşımaz. Osmanlı devleti de yayıldı sistemiyle beraber ama bu onun sonunu engellemedi. Kapitalizm çıkmazları olan bir sistem ki başta " insancıl " olarak nitelediğiniz yeni arayış da bu çıkmazdan ihtiyaçla doğmuştur. Siz de mevcut durumdan pek memnun değilsiniz ki Metin Bey 'in açıklamalarını bizimle paylaştınız.
Diğer bir açıdan kapitalizmin doğmasıyla beraber belirli periodlarda gerçekleşen küresel ekonomik krizler ve finans sektörünün de sisteme dahliyle bu durumun sıklaşıyor olması ayrıca kendi kendini bitirdiğinin birer göstergeleridir. tüketime göbekten bağlı bir sistem diğer taraftan gittikçe yoksullaşan insanlar, halklar... Bu sizin için ne ifade etmektedir ?SSCB den ayrılan ülkeler tabii ki kapitalizmi benimseyeceklerdi. Başka ne gibi alternatifleri vardı ki ?

Kanserle ilgili yazdıklarınıza gelince. Eğer dediğiniz gibi olsaydı millet buradan Amerika'ya gitmezdi tedavi olmak için. Bu ülke hiç girmeyen ilaçlar var bu hastalıkla ilgili. Diğer taraftan dünyanın gelişmişlik noktasına baktığımız zaman, kansere karşı kesin tedavi geliştiren doktorların ara ara bu haberlerin çıkmasının ardından ölüm haberleri geldiği zaman hiç mi düşünmüyorsunuz bu işin içinde başka işler olabileceğini ? Ne yazık ki buz dağının altındakileri somut olarak ispatlama şansımız yok ve bu durumda olmayacak da. Şöyle örnekleyeyim. İhaleye fesat karıştırılır, bunu bilirsiniz ama ispat edemezsiniz çünkü her şey prosedüre uygun yapılmıştır. Prosedüre uygun olması bildiğiniz , gözle görünür çıplak gerçeği değiştirir mi?

Avrupa 'da sosyal devlet anlayışının gerilediğini çalışanların geçmişten bugüne yaşadıkları hak kayıplarında, Fransa'nın yabancı uyruklu insanları sınır dışı edişinde, İtalya'nın Yunanistan'ın İspanya'nın ekonomik çıkmazlarını çalışanlarına ödetmesinde bulabilirsiniz. Bu ve benzeri durumları bilmiyor olamazsınız ama bilmezden gelebilirsiniz...


Son olarak ilk alıntınıza gelirsek. Düzeltme yapmanıza gerek yoktu kurduğunuz cümlede. Eski haliyle de anlaşılıyor zaten anlamı. Ben o cümlelerden bahsetmedim. Sizin kuruduğunuz mantıktan dem vurdum.. Yani sistemleri kötü yapan insanlar. Sistemin teorisi dışında kalan unsurlar bir bakıma. Burada teorideki hataları görmezden gelip suçu uygulayıcılara attığınızı fark ettim ve o sebeple o tarz bir cümle kurdum...

İnsanlar yaşarlar Turgut Bey... Herkes yaşamı farklı algılar, ilgi alanları, dikkat kesildikleri olgu ve olaylar farklı farklıdır. Ve bu yaşanmışlık içerisinde gördükleriyle, okuduklarıyla bire bir yaşadıklarıyla yaşamı ve etraflarında gelişen olayları değerlendirir, tabiri yerindeyse bir öz edinirler kendilerine dış dünyayla ilgili... Benim yazdıklarım kendi özümsememin yansımasıdır sadece. kapitalizmin bende çağrıştırdıkları bunlar. Rüyaya yatıp " aa bu da böyledir " demiyorum. Yaşıyorum ve güven duymuyorum...
İyi forumlar diliyorum size. Fikirleriniz için de teşekkürler...

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 15 Mar 2013 16:58:37
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Burada teorideki hataları görmezden gelip suçu uygulayıcılara attığınızı fark ettim ve o sebeple o tarz bir cümle kurdum...
...
Siz de mevcut durumdan pek memnun değilsiniz ki Metin Bey 'in açıklamalarını bizimle paylaştınız.
Hayırlı günler dilerim.

Yanlış anlaşılmanın önceki mesajımdaki
 
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Beşeri (beşerin uyguladığı) sistemlerin çıkmazları/aksayan yönlerinin olması normaldir. Beşerin mükemmel bir sistem üretmesi beklenemez. Uyguladığı sistemi ilahi sisteme yaklaştırdıkça problemleri azalacaktır.
ifadesine dikkat etmemenizden kaynaklandığı anlaşılıyor.

Kapitalizme TEPKİ gösterip, bu sistemi kaldırıp, yerine çıkmazları/aksayan yönleri olan, başka bir beşeri sistem getirmek yerine, mevcut kapitalist sisteme ETKİ ederek sistemin çıkmazlarına/aksayan yönlerine çözümler üretmeyi savunuyorum.
Bu yöntem sonucunda sistem "insancıl kapitalizm" veya "KAMİL İNSANLARIN uyguladığı kapitalizm" veya bekir7133 forumdaşımın dediği gibi farklı bir isimle anılmaya başlanabilir. Sistemi iyileştirdikten isminin ne olduğunun bir önemi olduğunu sanmıyorum.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Sondan başlayalım. İnsanların ölecekleri kesin olan bir bilgidir. Buna göre sizin söylediğiniz nasıl olsa öleceğim o zaman sigara kullanabilirim demek gibi bir şey :) Evet kıyamet kopacak eni sonu  ama bunun olacağını biliyor olmak ozon tabakasını delmeye sebep olabilir mi ? Küresel ısınmada fabrika bacalarının, çöllerde denenen bombaların vb etkisi malum. Bunu yapanlar sizin dediğinize göre " nasıl olsa kıyamet kopacak" diyebilmeliler sanırım ? Felaketin insanlar tarafından oluşturuluyor olması sizi hiç mi rahatsız etmiyor ?
Şu hususa dikkatinizi çekmek isterim; insanlar nasılsa kıyamet kopacak diye ozon tabakasını delinmesine sebep olacak faaliyetlerde bulunmuyorlar.
Fabrika bacalarından zehirli gazların çıkması, çöllerde bombaların denenmesi kapitalizm tanımı ve uygulaması içinde mevcut değildir veya insanlar kapitalizmi uygulamak amacıyla bunları yapmıyorlar.
Bu tür uygulamalar sosyalizm, komunizm gibi sistemleri uygulayan ülkelerde de vardır.

Bu durum insanların "KAMİL İNSAN" özelliklerine sahip olmamalarından kaynaklanmaktadır. Uygulanan sistemin ismi ne olursa olsun "KAMİL İNSANLAR" yetişmedikçe evrene, canlılara zarar verecek uygulamalar yapılmaya devam edilecektir.
Felaketlerde insan unsurunun etkisinin farkındayım ve bu etkiden üzüntü duyuyorum. BUNUNLA BİRLİKTE sorunun ve çözümün kapitalizme alakasının minumum düzeyde olduğu görüşünü savunuyorum.
Çözüm "KAMİL İNSAN" yetiştirmektir.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
110 yıllık bir zaman dilimine nasıl ulaştınız merak ettim doğrusu bu arada :)
Bu husustaki açıklamayı muhtelif vesilelerle yapmıştım. Bir kez daha yapmayı faydalı buluyorum.
Bu bilginin dayanağı, Risale-i Nur Külliyatının, Kastamonu Lâhikası isimli kitabının 21. Mektup bölümünde (Lâ ya'lemu'l-ğaybe illâllah.) Gaybı yalnız Allah (c.c.) bilir ifadesi kullanılarak yapılan tarihlendirmedir.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Bir şeyin yaygınlaşıyor olması demek ilerlediği anlamını taşımaz.
Haklısınız. Kapitalizm sistemini uygulayan ülkeler sistemin aksayan yönlerinin farkındadır ve aksayan yönlere çözümler üretmektedirler.
Sosyal devlet uygulamaları, vakıfların teşvik edilmesi, "insancıl kapitalizm" gibi kavramlar üretilmesi bu çalışmaların ürünüdür ve ilerleme kaydedildiğinin delilleridir.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
gittikçe yoksullaşan insanlar, halklar... Bu sizin için ne ifade etmektedir ?SSCB den ayrılan ülkeler tabii ki kapitalizmi benimseyeceklerdi. Başka ne gibi alternatifleri vardı ki ?
Yoksullaşan insanlar, halklar... Son 20-25 yıldır kapitalizmin kurallarının daha iyi işletilmeye başlandığı ülkemizde halkın yoksullaştığı söylenebilir mi?
Veya kapitalist uygulamaları artıran Çin'de halkın daha fazla yoksullaştığı söylenebilir mi?
Veya bağımsızlığını kazanan Türk cumhuriyetlerinin kapitalist uygulamaları benimseyerek daha fazla yoksullaştığı söylenebilir mi?
Üretimin artmasına paralel olarak tüketimde artmaktadır. Daha doğru söylemle tüketimin artmasına bağlı olarak üretimde artmaktadır.

SSCB den ayrılan ülkelerin mevcut sistemi devam ettirmek veya kapitalizmden daha iyi bir sistemi benimsemek gibi alternatifleri vardı.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Eğer dediğiniz gibi olsaydı millet buradan Amerika'ya gitmezdi tedavi olmak için. Bu ülke hiç girmeyen ilaçlar var bu hastalıkla ilgili. Diğer taraftan dünyanın gelişmişlik noktasına baktığımız zaman, kansere karşı kesin tedavi geliştiren doktorların ara ara bu haberlerin çıkmasının ardından ölüm haberleri geldiği zaman hiç mi düşünmüyorsunuz bu işin içinde başka işler olabileceğini ?
Varsayalım ki, kanser için KESİN tedavi yöntemi bulunmuş olsun. Kapitalizmin bu tedavi yönteminin başka ülkelerde kullanılmasını engelleyen bir kuralı var mıdır?
Kişilerin yaptıklarından sistemi sorumlu tutmak ne kadar doğru olur?

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Ne yazık ki buz dağının altındakileri somut olarak ispatlama şansımız yok ve bu durumda olmayacak da. Şöyle örnekleyeyim. İhaleye fesat karıştırılır, bunu bilirsiniz ama ispat edemezsiniz çünkü her şey prosedüre uygun yapılmıştır. Prosedüre uygun olması bildiğiniz , gözle görünür çıplak gerçeği değiştirir mi?
İspat edemiyorsam, çamur atarım :)
Bir konuda delil olmadan sadece öyle olması gerektiğini düşündüğünüz için İFTİRA atmaya başlarsanız, bir gün MUHAKKAK size de iftira atılır. O zaman söyleyecek sözünüz olmaz.

Çıplak gerçek, her şeyin prosedüre uygun olduğudur. İhaleye fesat karıştırıldığı düşünürseniz/inanırsanız/bu düşünceyi paylaşırsanız FESATLIK YAPMIŞ OLURSUNUZ.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Avrupa 'da sosyal devlet anlayışının gerilediğini çalışanların geçmişten bugüne yaşadıkları hak kayıplarında, Fransa'nın yabancı uyruklu insanları sınır dışı edişinde, İtalya'nın Yunanistan'ın İspanya'nın ekonomik çıkmazlarını çalışanlarına ödetmesinde bulabilirsiniz. Bu ve benzeri durumları bilmiyor olamazsınız ama bilmezden gelebilirsiniz...
Sosyal devlet anlayışındaki sınırların ne olduğu konusunda uzlaşılması gerekir.
Yabancı uyruklu insanları sınır dışı etmek sosyal devlet anlayışına ters düşer denilebilir mi?
Veya sosyal devlet anlayışında çalışan kimdir? Çalışmayandan vergi alınabilir mi?
Zengin olanlar (firma sahipleri, kendi işinin sahibi olan insanlar vs.) çalışmıyorlar mı?
Vergi adaletsizliğinden söz edilebilir. Bu adaletsizlik kişilerin konumuna göre değişebilir.
Örneğin ülkemizde firma sahipleri, kendi işinin sahipleri vergilerin çokluğundan şikayet etmektedir.
Benzer şekilde firma çalışanları, memurlar, işçilerde vergu çokluğundan şikayet etmektedir.
Her kesimden şikayet olduğuna göre adalet var demektir :)

Sosyal devlet uygulamalarında en çok gündeme getirilen hususlardan biri "mezarda emeklilik" olarak dramatize edilen durumdur.
Bu hususla ilgili şu bilgileri vermeyi uygun görüyorum :

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
linkindeki grafiğe göre Türk insanının 1960 yılında ortalama yaşam süresi 50 yaşın altındaydı.

2008 yılı itibariyle beklenen yaşam süresi TÜİK tarafından 73.6 yıl olarak açıklanmıştır.

1930 yılında işe girip 25 yıl çalışıp emekli olan bir kişi düşünelim. O yıllardaki ortalama yaşam suresi dikkate alındığında en fazla 4-5 yıl emekli aylığı alabilirdi.
1978 yılında sigortalı olarak işe başladım. Sigorta primlerimi düzgün ödemiş olsaydım 2003 yılında 40 yaşında emekli olacaktım.
Günümüzün ortalama yaşam süresini dikkate alarak 74 yaşında vefat edeceğimi varsayarsak 34 yıl emekli maaşı almam gerekir.
25 yıl çalış, 34 yıl emekli maaşı al. :)
Kısmetse bu yıl sonunda emekli olabileceğim. 80 yaşına kadar yaşadığımı varsayarsak 30 yıl emekli maaşı alacağım anlamına geliyor.
Bu hesaplamalar dikkate alındığında sosyal devlet uygulamaları fazlalaşmış mı oluyor azalmış mı oluyor?

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Yaşıyorum ve güven duymuyorum...
İnsanların güvensizlik hissetmelerinin sebeplerini araştırdınız mı?
Kendine güvenmeyen insanın, başka insanlara/kurumlara/sistemlere güven duymasını bekleyemezsiniz. Önce kendimize güvenmemizin yöntemlerini araştırmalıyız.

Çevrimdışı aşk-ı şehir

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 2.764
  • 5.041
  • Müdür Yetkili
  • 2.764
  • 5.041
  • Müdür Yetkili
# 15 Mar 2013 17:07:34
"Yoksullaşan insanlar, halklar... Son 20-25 yıldır kapitalizmin kurallarının daha iyi işletilmeye başlandığı ülkemizde halkın yoksullaştığı söylenebilir mi?"

Turgut Bey kusura bakmayın yukarıdaki ifadenizden sonra yazınızın devamını okuma isteği gelmedi içimden.Türkiye'de halk( memur,işçi v.b.) yani ücretli çalışan kesim günden güne yoksullaşıyor.İşsizleri saymıyorum daha.Eğer kastettiğiniz ülkedeki milyoner sayısı ise o konuda haklısınız.Japonya'da bile bizim ülkemizdeki kadar dolar milyarderi yok.

Çevrimdışı gülümseyinnn

  • Uzman Üye
  • *****
  • 5.382
  • 12.029
  • 5.382
  • 12.029
# 15 Mar 2013 18:14:40
eğer elde edilen gelir eşit bir biçimde dağılıyorsa ancak o zaman bu bahsettiğiniz  durum halkları yoksullaşmaktan kurtarır. Diğer türlü belli bir tabaka yaratır hepsi bu. Çin için de diğer ülkeler için de bu böyledir. Sizin bahsettiğiniz gibi olsaydı ekonomik buhranlar yaşanmazdı Turgut Bey. Hayret ediyorum siz nerede yaşıyor, nerelerde dolaşıyorsunuz. Yazdıklarınızı okurken bir an rezidanslarından çıkmayan, boğaz manzaralı konutlarından halkı yazan köşe yazarları geldi aklıma. İftira atma meselesine gelince. Hiç öyle alışkanlıklarım yoktur. Ben kitaplara konu olan, tiyatro sahnelerinde hicvedilen bir durumdan bahsettim sadece. Siz de ne demek istediğimi gayet iyi biliyorsunuz. İşini iyi bilen mali müşavir şirketine en az vergiyi ödetebilir. Vergi kaçırmanın "prosedüre" uyarak yapıldığını bilmiyor musunuz ? O zaman doğru olan ne ? Prosedüre uygun diye şirketin aslında kazancına oranla ödemesi gerektiğinin altında meblalar ödemesi mi ?
Bugün doğayı katleden bu sistemin uzantılarıdır. bombalar denenir çünkü var olan güç dengeleri bunu gerektirir. Fabrikalar bacalarına filtre takmaz çünkü para doğadan daha değerlidir. Para'yı her şeyden üstün tutan da insanlar değil o insanları şekillendiren sistemdir.  Ve doğal olarak eleştirinin muhattabı da kapitalist sistemdir. Eğer farklı bir sistemde bunlar yaşanıyor olsaydı o zaman da o sistemi eleştirirdik. İnsanlar ana rahminde nasıl düşünecekleri / davranacakları vb konuda kodlanmıyorlar. Yaşadıkları çevre, edindikleri kültür sonucu şekilleniyorlar. İnsanlar yapıyor demek kadar saçma bir savunma biçimi olamaz. Bugün Amerika'nın başına geçecek - sizin deyiminizle - kamil bir insan icraatlarını uygulayamadan alaşağı edilir. Ya da Obama özünde çok iyi bir insan olabilir ama sisteminin sürekliliği açısından kendiyle bağdaşmayan işlere imza atıyordur, kim bilir ?
Sistemin adı umurumda bile değil. Benim istediğim dünyada herkese yetecek kadar kaynak varken neden büyük bir bölümü aç , yoksul , evsiz.. Bunu bu sistemin giderebilmesi için ciddi reformlara ihtiyacı var.
Neden Türkiye'den dernekler tutup Afrika'ya yardım etmek zorunda kalsın ki mesela ? Ya da Afrika halkları açlıktan kırılırken en son model silahlarla birbirlerini kırsınlar  ?
Doğu Avrupa ülkeleri hakkında söylediklerinize ise sadece gülmekle yetiniyorum.

 Kapitalizm sizin bahsettiğiniz ilahi sistemin ( uygulanan değil mevcutta, gerçek manada ) yakınına bile yaklaşamaz. ilahi sistemde maneviyat ne kadar önemliyse, kapitalizmde de o kadar değersizdir... Bu sistem Allah'ı bile ( tövbe haşa ) kendi işine geldiği gibi anlatır... Müslümanları dünyanın gözünde nasıl gösterdikleri malumunuzdur sanırım.
 Daha yazacak çok şey var ama yazmak istemiyorum.. Anlamsızlaşıyor bir yerden sonra, sırf cevap vermek için yazmaya başlıyorsunuz. bomba denemelerinin kapitalizmin tanımı ve uygulaması içinde olmadığını söylemeniz gibi, nasılsa kıyamet kopacak diye ozon tabakasını delmiyorlar demeniz gibi..vs vs..
Sadece kendime güven sorunum yok , bana defalarca kez yalan söyleyen birine güvenmem. Bu benim kendime güvenmediğim sonucuna asla vardırmaz...

Çevrimdışı bekir7133

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.785
  • 9.880
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.785
  • 9.880
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 15 Mar 2013 19:01:30
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Hayırlı günler dilerim.

Hucurât suresi 6. ayette
Ey iman edenler, eğer bir fasık, size bir haber getirirse, onu 'ETRAFLICA ARAŞTIRIN'. Yoksa cehalet sonucu, bir kavme kötülükte bulunursunuz da, sonra işlediklerinize pişman olursunuz.
buyrulmaktadır.

Cep telefonu, bilgisayar gibi araçların farklı özelliklerinin birden bire piyasaya sürülmemesi gibi bir durum söz konusu değildir.

Bu tür cihazlar piyasaya çıktığında, kullanımda bazı zorluklar/eksiklikler olduğu FARK edilir.
Durumun farkına varılmasıyla birlikte sıkıntıları ortadan kaldıracak yeni düzenlemeler yapılarak yeni ürünler piyasaya çıkarılır.

Örneğin, 2000'li yılların başında ilköğretime giden yeğenlerimin ders çalışmasını teşvik etmek, öğrenmelerini kolaylaştırmak amacıyla bilgisayar ortamında kullanabilecekleri çalışmalar yapmaya başladım.
Daha sonra internet ortamını kullanmaya başlayınca, çalışmalarımdan başka ilköğretim öğrencilerinin faydalanması için çalışmalarımı internet ortamında yayınladım.
Çalışmalarımı kullananların yaptığı geri bildirimlerden çalışmalarımı, ilköğretim öğrencilerden çok, öğretmenlerin, KPSS gibi sınavlara hazırlananların, iş yerlerinde çalışanların, üniversite öğrencilerinin vs. yararlandığını öğrendim.
Hedef kitlenin değişmesine bağlı olarak çalışmalarımda da değişiklikler oldu.
Başlangıçta kullanımda çıkabilecek zorlukları/eksiklikleri tahmin etmem mümkün olmuyor.
Kullanıcıların yaptıkları geri bildirimler çalışmalarımın yeni versiyonlarını üretmemde etkili oldu.
Aynı durum cep telefonu, bilgisayar gibi cihazların özelliklerinin piyasaya sürülmesinde de geçerlidir.

Başka bir örnek vermek gerekirse ;
Ülkemizde 3G teknolojisi hizmeti sunulmaya başlandığında telefonla görüntülü görüşmeler yapılabileceği ön planda reklam edilmişti.
Ülkemizde 3G teknolojisi yaygın olarak kullanıldığı halde, telefonla görüntülü görüşme yaygınlaşmamıştır.
Bu durum kullanımda karşılaşılan zorluk/eksikliktir.

 Merhaba, nasılsınız? Yazdıklarınıza çok gülüyor ve münazara biçiminde yazdığınız cevaplara imreniyorum.  :)
  Gerçeklerin gizlenmesi, hakikatin üzerinin örtülmesi ile ilgili dinimizde bir uyarı var mıdır? 11 Eylül olayıyla ilgili iddialar yani bu olayı ABD'nin bizzat kendisinin organize ettiği ile ilgili iddialar fasıklar tarafından mı ortaya atılmıştır?  :)
  Kapitalizmin yaptığı uygulamalarla doğayı kirlettiği, çevre felaketlerine yol açtığı, bu konularda yüce dinimizin uyarılarını hiç dikkate almadığını söyleyenler fasık mıdır? :)
  ABD bombalayarak, soğuk savaş yöntemleriyle insan hayatını yönlendirerek, ''yumuşak güç'' kullanarak diğer ülkelerin siyasetlerini istediği biçime getirip kullanırken O ülkeye yöneltilen eleştiriler fasıklık mıdır?
  Bush'un ağzından kaçırdığı ''Haçlı Seferi'ne çıkıyoruz.'' cümlesini yayınlayan medya fasık mıdır?
  Kapitalizmin 25. kare, düşük frekanslı seslerle gerçekleştirdiği subliminal mesajları kamuoyuna açıklayanlar, uyaranlar fasık mıdır?

 
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
  Efendim gülümseyinnn öğretmenimizin yazdığı Hadis-i Şeriflerde şöyle anlatılır:
  '' Yecuc ve Mecuc kavmi ırmağa gider. Irmağın suyunu içip bitirirler. ...........''
  Alimler burada geçen ırmağı ilme, ırmağın içilip bitirilmesini de ilmin gizlenmesine yorumlamışlardır. Mesela cep telefonu, bilgisayar gibi araçların farklı özelliklerinin birden bire piyasaya sürülmemesi gibi.
  Mesajımda kullandığım yorumu yapan alim fasık mıdır? Teknolojik araçların özelliklerinin aşama aşama piyasaya sürüldüğünü söylemek fasıklık mı, öngörü mü yoksa bir tez midir? Bir bilim adamı daha iyi yapılacağını düşünerek geliştirmeye çalışsa vebal almış olur mu?

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 16 Mar 2013 11:24:17
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Turgut Bey kusura bakmayın yukarıdaki ifadenizden sonra yazınızın devamını okuma isteği gelmedi içimden.Türkiye'de halk( memur,işçi v.b.) yani ücretli çalışan kesim günden güne yoksullaşıyor.İşsizleri saymıyorum daha.Eğer kastettiğiniz ülkedeki milyoner sayısı ise o konuda haklısınız.Japonya'da bile bizim ülkemizdeki kadar dolar milyarderi yok.
Hayırlı günler dilerim.

Ortada kusura bakılacak bir durum yok. İnsanlarda okuma isteği uyandırabilecek kabiliyetimin olmadığının farkındayım.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] linkinde açmış olduğum konuda aylık geliri açlık sınırının altında olan bir aile ferdi olarak zengin olma maceramı örnekleriyle anlattım.
Verdiğim örnekler "ücretli çalışan kesimleri" kapsamaktadır.

"ücretli çalışan kesimleri"n yoksullaştığı yönündeki ifadenizin dayanaklarını belirtseydiniz mesajınız daha inandırıcı olurdu.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 16 Mar 2013 11:42:29
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Teknolojik araçların özelliklerinin aşama aşama piyasaya sürüldüğünü söylemek fasıklık mı, öngörü mü yoksa bir tez midir?
Hayırlı günler dilerim.

Konunun açılış amacının daha fazla dışına çıkmamak için mesajınızdaki bu cümleye cevap yazmakla yetineceğim.

Türk dil kurumunun web sitesinde fasık kelimesi için iki anlam yazılmıştır.
1. Allah'ın emirlerini tanımayan, sapkın, günah işleyen
2. Kötülük eden, fesatçı
Fesatçı kelimesinin anlamı şu şekildedir :
Fesatçı: Herhangi bir konuda iyimser olmayan, kötü yorumlayan (kimse)

Teknolojik araçların özelliklerinin aşama aşama piyasaya sürüldüğünü söylemek, (delil olmadan) mevcut durumu kötü(ye) yorumlamaktır.
Ben (kendi yaşantımdan delil göstererek) mevcut durumu iyi(ye) yorumladım.

Çevrimdışı mustafa_38

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.609
  • 1.029
  • 1.609
  • 1.029
# 16 Mar 2013 12:11:17
Maasli kesimde korkunc ayrilik var.ek ders dahil 14 senelik ogretmenim 2400tl.kardesim 5 senelik memur 2500tl.gereksiz yaniyor ampul sondurecegiz

Çevrimdışı ehoo

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.023
  • 7.296
  • Müdür Yardımcısı
  • 4.023
  • 7.296
  • Müdür Yardımcısı
# 16 Mar 2013 12:33:36
Kapitalizm insanları kölesi haline getirmiş durumda.
Sözde dini bir yönü olan hayır kurumu diye hareket eden bazı vakıflar adeta herşeyi para olarak gördüğünden kendi ilkelerinin çok dışına çıkıyor, daha dünyevi hareket ediyor. Ne de olsa para var işin ucunda...
Bazı televizyon kanalları kesinlikle yayınlamayız dediği reklamları çatır çatır yayınlıyor.Hatta en son Uydu reklamlarında adamlar açık açık size müstehcen kanalları da izleteceğiz diyor ve bu reklam muhafazakar bir kanalda yayınlanıyor. Ama olsun. Ne de olsa para var işin ucunda...
Televizyonlarda olur olmaz bitki, bal, tablet vs reklamları dönüyor. Devletin bazı kurumları buna karşı hiçbir şey yapmıyor. Ne de olsa para var işin ucunda...
Yıllardır Rtük şikayet hattı diye bir şey var. Ne işe yarıyor? Acaba kendi güçlerine yönelik bir tehdit görmedikleri durumda şikayetleri göz önüne alıyorlar mı?
Ha bir de bankacılıktan da bahsedeyim. Faizin adını değiştirdiler........

Çevrimdışı neo24

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.257
  • 4.839
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 3.257
  • 4.839
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 16 Mar 2013 13:39:30
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Maasli kesimde korkunc ayrilik var.ek ders dahil 14 senelik ogretmenim 2400tl.kardesim 5 senelik memur 2500tl.gereksiz yaniyor ampul sondurecegiz
Hocam , kpss+mülakatla atanmış inceleme ve araştırma görevlisi 1 yıllık 2600 tl.
Birilerinin öğretmenlere gıcığı var,
ama hala bunu anlamayan öğretmenler var.

Çevrimdışı neo24

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.257
  • 4.839
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 3.257
  • 4.839
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 16 Mar 2013 13:55:18
''Kuvvetli bir tahmine göre kıyametin kopmasına 110 yıl kadar bir süre kalmıştır.''
Turgut Bey'in mesajından alıntıdır.

''Hucurât suresi 6. ayette
Ey iman edenler, eğer bir fasık, size bir haber getirirse, onu 'ETRAFLICA ARAŞTIRIN'. Yoksa cehalet sonucu, bir kavme kötülükte bulunursunuz da, sonra işlediklerinize pişman olursunuz.
buyrulmaktadır''

Turgut Bey'in mesajından alıntıdır.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 16 Mar 2013 16:28:03
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
eğer elde edilen gelir eşit bir biçimde dağılıyorsa ancak o zaman bu bahsettiğiniz  durum halkları yoksullaşmaktan kurtarır. Diğer türlü belli bir tabaka yaratır hepsi bu. Çin için de diğer ülkeler için de bu böyledir. Sizin bahsettiğiniz gibi olsaydı ekonomik buhranlar yaşanmazdı Turgut Bey.
Hayırlı günler dilerim.

Eşit/eşitlik kelimelerini hatırladıkça rahmetli Bülent Ecevit'in şu sözü aklıma gelir :

- Eşitlik her zaman adil değildir.

Mükemmel sistemlerde gelirlerin dağılımı eşit değil adil olur. :)
Kapitalizmin belli bir tabaka oluşturduğu doğrudur. Önemli olan toplumun ne kadarının kapitalizmin oluşturduğu tabakanın içinde olduğudur.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] linkinde ülkemizde toplumun ne kadarının kapitalizmin oluşturduğu tabakanın içinde yer aldığını örnekleriyle anlatmaya çalışmıştım.

Ekonomik buhranların yaşanma sebeplerini incelemeye tabii tutmak faydalı olabilir.
Mesela kapitalizmin kuralları iyi işletilmediği için ekonomik buhranlar ortaya çıkıyor olabilir mi?

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
İftira atma meselesine gelince. Hiç öyle alışkanlıklarım yoktur. Ben kitaplara konu olan, tiyatro sahnelerinde hicvedilen bir durumdan bahsettim sadece. Siz de ne demek istediğimi gayet iyi biliyorsunuz. İşini iyi bilen mali müşavir şirketine en az vergiyi ödetebilir. Vergi kaçırmanın "prosedüre" uyarak yapıldığını bilmiyor musunuz ? O zaman doğru olan ne ? Prosedüre uygun diye şirketin aslında kazancına oranla ödemesi gerektiğinin altında meblalar ödemesi mi ?
HUCURAT suresi 12. ayette şöyle buyrulmaktadır :
Ey iman edenler, zandan çok kaçının; çünkü zannın bir kısmı günahtır. Tecessüs etmeyin (birbirinizin gizli yönlerini araştırmayın). Kiminiz kiminizin gıybetini yapmasın (arkasından çekiştirmesin.) Sizden biriniz, ölü kardeşinin etini yemeyi sever mi? İşte, bundan tiksindiniz. Allah'tan korkup-sakının. Şüphesiz Allah, tevbeleri kabul edendir, çok esirgeyendir.

Zanna dayalı veya insanların gizli yönlerini araştırmaya veya hiç araştırmadan doğrudan İFTİRAYA dayalı bilgiler veren kitapları okumak, tiyatroları izlemek Rabbimizin emirlerine itaatsizlik kapsamına girebilir.
Bir önceki mesajımda çokça hicvedilen "mezarda emeklilik" şeklinde dramatize edilen olayı örneklendirerek, Rabbimizin uyarısındaki haklılığı vurgulamaya çalıştım.

Bir şirketin kazancının ne olduğunu bilmeniz mümkün değildir. Çoğu insan araştırmadan, dıştan görünene bakarak şirketlerin vergi kaçırdıklarına İNANIR.
Şirket vergi kaçırıyor olsa bile bunu gizlice yapabiliyorsa araştırmamız yasaklanmıştır.
Yapılması gereken şirketlerin vergi kaçırmasını engelleyecek tedbirler almaktır, alınan tedbirleri desteklemektir, tedbirlerin uygulanmasına yardımcı olmaktır.
Şirketin vergi kaçırdığına dair SÖYLENTİ yaymamız yasaklanmıştır.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Fabrikalar bacalarına filtre takmaz çünkü para doğadan daha değerlidir. Para'yı her şeyden üstün tutan da insanlar değil o insanları şekillendiren sistemdir. 
Aynı sistem içinde bacalarına filtre takmayanlar cezalandırılmıyor mu? Bacalara filtre takma zorunluluğu getirilmiyor mu?
Neden her seferinde TEPKİ göstermeyi tercih ediyorsunuz. Neden sistemi iyileştirme çabalarına destek vermeyi tercih etmiyorsunuz?

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Ve doğal olarak eleştirinin muhattabı da kapitalist sistemdir. Eğer farklı bir sistemde bunlar yaşanıyor olsaydı o zaman da o sistemi eleştirirdik.
İnsanlar ana rahminde nasıl düşünecekleri / davranacakları vb konuda kodlanmıyorlar. Yaşadıkları çevre, edindikleri kültür sonucu şekilleniyorlar.
TEPKİ GÖSTERMENİN YAŞAM BİÇİMİNİZ olduğunun farkındayım. Yaşam biçiminizi sorgulamamanız beni üzüyor.
Muhtemelen insanlar size baklava ikram etmiyorlardır. Çünkü baklavadaki şeker miktarı insan sağlığına zararlıdır diye TEPKİ GÖSTERMENİZDEN çekinirler. :)
Beşeri her sistemin sorunları olması kaçınılmazdır. Her seferinde sisteme TEPKİ gösterirseniz ilerleme kaydedilmesi mümkün olmaz.
Sistemin iyileştirilmesi için gösterilen çabalara destek vererek ETKİ oluşturmanız daha uygun olmaz mı?
Örneğin Melih Arat beyin "İnsancıl Kapitalizm" projesine destek verdiğinizi ilan etseniz veya vakıf çalışmalarının, sosyal devlet uygulamalarının yaygınlaşması için çaba gösterseniz...
Yaşam biçiminizi değiştirmek o kadar da kötü olmayabilir :)

Aynı (kapitalist) kültür içinde yetiştiğimiz halde farklı düşünce ve davranışlar geliştiriyor olmamızı nasıl açıklayabilirsiniz?

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
İnsanlar yapıyor demek kadar saçma bir savunma biçimi olamaz. Bugün Amerika'nın başına geçecek - sizin deyiminizle - kamil bir insan icraatlarını uygulayamadan alaşağı edilir. Ya da Obama özünde çok iyi bir insan olabilir ama sisteminin sürekliliği açısından kendiyle bağdaşmayan işlere imza atıyordur, kim bilir ?
Arşimet'in şöyle bir sözü vardır:

- Bana bir dayanak noktası verin Dünya'yı yerinden oynatayım.

Benzer bir ifade Risale-i Nur külliyatının Sözler isimli kitabının Yirmi Üçüncü Söz başlıklı bölümünde mevcuttur:

- İman hem nurdur, hem kuvvettir. Evet, hakikî imanı elde eden adam, kâinata meydan okuyabilir ve, imanın kuvvetine göre, hâdisâtın tazyikatından kurtulabilir.

Kamil insan, zorunlu ikamete tabii tutulduğu köyde, ölümünden 50 yıl sonra üniversitelerde ders kitabı olarak okutulacak bir eser yazabilir.
Sistemin haksız uygulamalarına bile tepki göstermez, sistemi etkiler.
Kamil insan her şart altında düşünce ve davranışlarında değişiklik olmayan kişidir.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Sistemin adı umurumda bile değil. Benim istediğim dünyada herkese yetecek kadar kaynak varken neden büyük bir bölümü aç , yoksul , evsiz.. Bunu bu sistemin giderebilmesi için ciddi reformlara ihtiyacı var.
Neden Türkiye'den dernekler tutup Afrika'ya yardım etmek zorunda kalsın ki mesela ? Ya da Afrika halkları açlıktan kırılırken en son model silahlarla birbirlerini kırsınlar  ?
ZUHRÛF suresi 32. ayette şöyle buyrulmaktadır :

Rabbinin rahmetini onlar mı bölüştürüyorlar? Dünya hayatında onların geçimliklerini aralarında biz paylaştırdık. Birbirlerine iş gördürmeleri için, (çeşitli alanlarda) kimini kimine, derece derece üstün kıldık. Rabbinin rahmeti, onların biriktirdikleri (dünyalık) şeylerden daha hayırlıdır.

HUCURÂT suresi 13. ayette şöyle buyrulmaktadır :

Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O’na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdar olandır.

İnsanların geçimliklerini paylaştıran kapitalizm veya bir başka sistem değildir. Allah (c.c.)'ın bize adaletsizlik/eşitsizlikmiş  gibi görünen bu durumu oluşturmasının hikmetini hakkıyla bilmemiz mümkün değildir.
Afrika halklarına yardım etmek ZORUNDA KALMASAYDIK onlarla tanışma zahmetine katlanır mıydık?

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Kapitalizm sizin bahsettiğiniz ilahi sistemin ( uygulanan değil mevcutta, gerçek manada ) yakınına bile yaklaşamaz.
ilahi sistemde maneviyat ne kadar önemliyse, kapitalizmde de o kadar değersizdir...
Tasdik ediyorum.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Bu sistem Allah'ı bile ( tövbe haşa ) kendi işine geldiği gibi anlatır... Müslümanları dünyanın gözünde nasıl gösterdikleri malumunuzdur sanırım.
Başkalarının ne söylediği, neyi nasıl gösterdiği mi önemlidir yoksa yaratanın emirleri mi önemlidir? Bizim hangisini dikkate almamız gerekiyor?
Ben yaratanın emirlerini daha önemli buluyorum ve onun emirlerini dikkate alıyor, vurgu yapıyorum.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Sadece kendime güven sorunum yok , bana defalarca kez yalan söyleyen birine güvenmem. Bu benim kendime güvenmediğim sonucuna asla vardırmaz...

TRTOKUL kanalında yayınlanan Kendimi Tanıyorum programının bir çok bölümünde olduğu YAŞAMDAN KEYİF ALMAK bölümünde duyguların BULAŞICI olma özelliği vurgulandı.
Bu hususla ilgili muhtelif kitaplarda bilgi bulabilirsiniz.

Kendinize güvendiğiniz zaman, çevrenize güven telkin edersiniz ve insanlar size güvenmeye başlar. Siz de size güvenen insanlara güvenmeye başlarsınız.
Benzer şekilde doğruluk hususunda hassas davrandığınız zaman insanlar size yalan söylemekten çekinir veya çevrenizden uzaklaşır.

Sebep-sonuç ilişkisi yaratanın sünnetidir. Sonucu değerlendirebilmek için sebebi doğru tespit etmek gerekir.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK