Kapitalizmden Doğruluğu İspatlanmış Yalanlar

''Kuvvetli bir tahmine göre kıyametin kopmasına 110 yıl kadar bir süre kalmıştır.''
Turgut Bey'in mesajından alıntıdır.

''Hucurât suresi 6. ayette
Ey iman edenler, eğer bir fasık, size bir haber getirirse, onu 'ETRAFLICA ARAŞTIRIN'. Yoksa cehalet sonucu, bir kavme kötülükte bulunursunuz da, sonra işlediklerinize pişman olursunuz.
buyrulmaktadır''
Turgut Bey'in mesajından alıntıdır.

Hayırlı günler dilerim.

Araştırma yapacak arkadaşlar için bilginin kaynağı da belirtmiştim. İhmal edilmemesi için kaynağı bir kez daha yazmayı uygun görüyorum.

Bu bilginin dayanağı, Risale-i Nur Külliyatının, Kastamonu Lâhikası isimli kitabının 21. Mektup bölümünde (Lâ ya'lemu'l-ğaybe illâllah.) Gaybı yalnız Allah (c.c.) bilir ifadesi kullanılarak yapılan tarihlendirmedir.

Kapitalizm insanları kölesi haline getirmiş durumda.
Sözde dini bir yönü olan hayır kurumu diye hareket eden bazı vakıflar adeta herşeyi para olarak gördüğünden kendi ilkelerinin çok dışına çıkıyor, daha dünyevi hareket ediyor. Ne de olsa para var işin ucunda...
Bazı televizyon kanalları kesinlikle yayınlamayız dediği reklamları çatır çatır yayınlıyor.Hatta en son Uydu reklamlarında adamlar açık açık size müstehcen kanalları da izleteceğiz diyor ve bu reklam muhafazakar bir kanalda yayınlanıyor. Ama olsun. Ne de olsa para var işin ucunda...
Televizyonlarda olur olmaz bitki, bal, tablet vs reklamları dönüyor. Devletin bazı kurumları buna karşı hiçbir şey yapmıyor. Ne de olsa para var işin ucunda...
Yıllardır Rtük şikayet hattı diye bir şey var. Ne işe yarıyor? Acaba kendi güçlerine yönelik bir tehdit görmedikleri durumda şikayetleri göz önüne alıyorlar mı?
Ha bir de bankacılıktan da bahsedeyim. Faizin adını değiştirdiler........

Hayırlı günler dilerim.

İFTİRA atmak yerine, ifadelerinizi delilleriyle açıklarsanız memnun olurum.

Ben ve benim yaşama bakışım hakkında yazmaktan sizi tenziye ederim. Haddinizi aşmayın lütfen...

Diğer yazdıklarınıza da cevap vermiyorum. İşleyişe göre doğru , insanlığa göre yanlış yoldasınız kanaatindeyim. Allah yardımcınız olsun....
Sizi TARİHE havale ediyorum...


Bu arada bir düzeltme yapayım. Ben sivil toplumun, vakıfların vb gelişmesi için çaba harcanması taraftarıyım. Kapitalizm açlık getirdi diye bir fakire el uzatmayanlardan değil. Dayak yiyen kadına kol kanat germeyenlerden değil. Sokaklarda yaşamak zorunda kalan, tinerci diye dışlanan çocukları dışlayanlardan hiç değil. Bu sistemin yarattığı tahribatı düzeltmek için kendi çapımda fazlasıyla çaba harcıyorum, harcarım da. Ancak yapılan her iyilik dile gelmez, gelmemeli. Tutup da buraya yazacak halim yok tek tek ne yaptığımı.
Madem bu sistem içerisinde yaşıyoruz ve daha iyisini yapma şansımız en azından şu an için yok  ( geleceği bilemeyiz) o zaman olabileceğinin en iyisi olsun isterim elbette, bunun için çalışırım da. Ancak bunu yapıyor olmam demek sistemi tasdik ettiğimden değil, bir yandan akan hayattan kaynaklıdır. Ve o hayat akarken bombaların düştüğü yerde yetim ve öksüz kalan çocuk sistemin ne izm olduğuyla değil, "ona" bundan sonra kimin bakacağıyla ilgilenir...

Hayırlı günler dilerim.

İFTİRA atmak yerine, ifadelerinizi delilleriyle açıklarsanız memnun olurum.

iftira mı atıyorum hocam
iftira atan siz oluyorsunuz bu durumda
siz eğer günde sadece 5 dakika bile tv izliyorsanız bu dediklerimin tamamını görebilirsiniz
ben bizzat kendi gözümle görüyorum
muhafazakar kanalda uydu reklamı çıkıyor ve tanıtılırken müstehcen yayınları da gösteriyor diye reklam ediliyor
bu ne perhiz bu ne lahana turşusu
buna açıkca paranın gücü diyorlar
diğer kanallara denilecek bir şey bulamıyorum zaten
radyoyu açıyorsun
radyoda başlıyor gergedan boynuzu, bilmem ne boynuzu
bizim ülke olarak en çok ihtiyacımız olan şey bu mu acaba? Adam tanıtırken de o kadar amiyane cümleler kuruyor ki, sanki dersin bana film anlatıyor.
Kimler denetliyor bunları
tvlerde bilmem ne botlar satılıyor
149 TL yerine 29 TL deniliyor yine vatandaş kandırılıyor. Nerde denetleyiciler?
Tvlerde bilmem ne cep telefonu satılıyor
muadilleri 700 den başlıyor ama onlar 129 TL ye satıyorlar
vatandaş yine kandırlıyor. Nerde denetçiler?

ayrıca yine malum kanallarda Amerikanın sözüm ona kahramanlık filmleri yayınlanıyor. Emperyalizmin gücüne güç katıyorlar. Ama afedersiniz. Mühim olan paraydı.

Devletimiz hala Milli Piyango, Şans Topu, Sayısal Loto gibi garibanın cebindeki üç kuruşu da alan oyunlar oynatıyor. Acaba neden?

Vakıflar ve derneklerle ilgili de bir şey söyleyeyim
İlk yorumumda bazı vakıflar demiştim, yani tamamını katmadım. Ben de bu vakıf vb yerlerin yurtlarında kaldım. Onların  samimi ve içten olduklarını çok iyi biliyorum.Yaptıkları hizmetler tartışılmaz. Neredeyse bir ekmek parasına oralarda kaldık ve öğrenimimizi tamamladık. . Allah CC onların yolunu açık etsin.

  turgutkuzan hocam, maalesef daha önce uyardığım konularla ilgili hatalara yine düşmüşsünüz. Herkesin doğrusu farklıdır ve hayata bizim doğrularımızla bakmak zorunda değildir. Ayrıca bir insana iftira isnadı da uygun düşmemiş. Halkımız kurum ve kuruluşlara neden güven duymuyor, üzerinde düşünmek lazım.

İlk yorumumda bazı vakıflar demiştim, yani tamamını katmadım. Ben de bu vakıf vb yerlerin yurtlarında kaldım. Onların  samimi ve içten olduklarını çok iyi biliyorum.Yaptıkları hizmetler tartışılmaz. Neredeyse bir ekmek parasına oralarda kaldık ve öğrenimimizi tamamladık. . Allah CC onların yolunu açık etsin. [/b]

iftira  : Bir kimseye kasıtlı ve asılsız suç yükleme, kara çalma, bühtan

Hayırlı günler dilerim.

DÜNYA'daki tüm vakıflar vakıf senetlerinde belirtilen esaslar çerçevesinde hareket ederler.
Her iki mesajınızda her hangi bir vakfın vakıf senedine uygun olmayan bir davranış içinde olduğuna dair DELİL göstermediğiniz için yazdıklarınız İFTİRADIR.
Bunu yeterli görmeyip, "bazı vakıflar" ifadesini kullanarak TÜM VAKIFLARI töhmet altında bırakıyorsunuz.

DÜNYA'daki tüm vakıflar samimi ve içten olarak faaliyetlerini yürütmektedir.

siz eğer günde sadece 5 dakika bile tv izliyorsanız bu dediklerimin tamamını görebilirsiniz
ben bizzat kendi gözümle görüyorum
muhafazakar kanalda uydu reklamı çıkıyor ve tanıtılırken müstehcen yayınları da gösteriyor diye reklam ediliyor

Düzenli bir televizyon izleyicisi değilim. Bununla birlikte günde 1-2 saat kadar televizyon izlerim.
OLUMLUYA ODAKLI bir YAŞAM BİÇİMİNİ benimsediğim için, kolay kolay olumsuzlukların farkına varmam mümkün olmuyor.
Kişiler İLGİ DUYDUKLARI şeylerin daha kolay farkına varırlar.

1) Bildiğim kadarıyla kendisi için "muhafazar kanal" tanımlamasını kullanan bir TV kanalı yok. (Eğer kendini muhafazakar olarak TANIMLAYAN bir TV kanalı varsa, bilginin kaynağını belirtmenizi rica ederim.)

2) Yazdıklarınızdan anladığım kadarıyla "muhafazar kanal" olarak tanımladığınız BİR kanal var. Ve bu kanalda uydu reklamı yayınlanıyor. Üstüne üstlük bu reklam sizin "MÜSTEHCEN" olarak tanımladığınız şeylerin reklamını içeriyor.

3) Yazdıklarınızdan anladığım kadarıyla yönetiminde söz sahibi olmadığınız, maddi destek sağlamadığınız bir TV kanalının nasıl YÖNETİLMESİ gerektiğini, nasıl para KAZANMAMASI gerektiğini söylüyorsunuz. Yanılıyor muyum?

tvlerde bilmem ne botlar satılıyor
149 TL yerine 29 TL deniliyor yine vatandaş kandırılıyor. Nerde denetleyiciler?
Tvlerde bilmem ne cep telefonu satılıyor
muadilleri 700 den başlıyor ama onlar 129 TL ye satıyorlar
vatandaş yine kandırlıyor. Nerde denetçiler?

Anladığım kadarıyla bot satışlarını, cep telefonları satışlarını vs. denetlemek DEVLETİN GÖREVİ.
Peki vatandaşın görevi nedir?

ayrıca yine malum kanallarda Amerikanın sözüm ona kahramanlık filmleri yayınlanıyor. Emperyalizmin gücüne güç katıyorlar. Ama afedersiniz. Mühim olan paraydı.

Çok haklısınız. Benim ne izleyeceğime DEVLET karar vermelidir. Benim SEÇİM HAKKIM olmamalıdır.

Devletimiz hala Milli Piyango, Şans Topu, Sayısal Loto gibi garibanın cebindeki üç kuruşu da alan oyunlar oynatıyor. Acaba neden?

Çok çok haklısınız. Vatandaşlarımız iradelerini kullanmaktan aciz insanlardır. Vatandaşların iradesine bağlı olan hususları vatandaşların yerine DEVLET kontrol etmelidir.

Sorumlulukların gereğini yerine getirmeyenler/getiremeyenler şikayet/iftira/suizan kısır döngüsü içinde kalmaya mahkumdur.

  turgutkuzan hocam, maalesef daha önce uyardığım konularla ilgili hatalara yine düşmüşsünüz.

Hayırlı günler dilerim.

Uyardığınız hususlar ile ilgili açıklamalarımı daha önce yazmıştım.

Herkesin doğrusu farklıdır ve hayata bizim doğrularımızla bakmak zorunda değildir.

AHZAB suresi 36. ayette

Allah ve Resûlü, bir işe hükmettiği zaman, mü'min bir erkek ve mü'min bir kadın için o işte kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Kim Allah'a ve Resûlü'ne isyan ederse, artık gerçekten o, apaçık bir sapıklıkla sapmıştır.

buyrulmaktadır.

Allah ve Resûlü'nün görüş bildirdiği hususlarda müslümanların kendi doğruları diye bir seçenekleri olamaz. Her müslüman aynı ölçülere göre hareket etmek zorundadır.
HUCURAT suresi 12. ayette zan ile hareket etmenin mahzurları hakkında hüküm mevcuttur. Müslüman olarak, din kardeşlerime bu husus ile ilgili hatırlatmalar yapmak sorumluluk alanımdadır.

Ayrıca bir insana iftira isnadı da uygun düşmemiş.

İFTİRA eden bir kişiye, iftira ettiğinin farkına varması için yapılmış bir UYARI neden uygun düşmesin ki?

Halkımız kurum ve kuruluşlara neden güven duymuyor, üzerinde düşünmek lazım.

Bu husus ile ilgili düşüncelerimi yazmıştım. Alıntı yaparak bir kez daha vurgulamayı uygun görüyorum.

TRTOKUL kanalında yayınlanan Kendimi Tanıyorum programının bir çok bölümünde olduğu YAŞAMDAN KEYİF ALMAK bölümünde duyguların BULAŞICI olma özelliği vurgulandı.
Bu hususla ilgili muhtelif kitaplarda bilgi bulabilirsiniz.

Kendinize güvendiğiniz zaman, çevrenize güven telkin edersiniz ve insanlar size güvenmeye başlar. Siz de size güvenen insanlara güvenmeye başlarsınız.
Benzer şekilde doğruluk hususunda hassas davrandığınız zaman insanlar size yalan söylemekten çekinir veya çevrenizden uzaklaşır.

Hayırlı günler dilerim.

Ortada kusura bakılacak bir durum yok. İnsanlarda okuma isteği uyandırabilecek kabiliyetimin olmadığının farkındayım.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] linkinde açmış olduğum konuda aylık geliri açlık sınırının altında olan bir aile ferdi olarak zengin olma maceramı örnekleriyle anlattım.
Verdiğim örnekler "ücretli çalışan kesimleri" kapsamaktadır.

"ücretli çalışan kesimleri"n yoksullaştığı yönündeki ifadenizin dayanaklarını belirtseydiniz mesajınız daha inandırıcı olurdu.

Memurun,işçinin büyük kısmının kredi borçları var.Halk zenginleşse insanlar devamlı bankalara borçlanmaz sanırım.Bankalara olan borç günden güne artıyor.

Benzine,elektriğe,doğalgaza son 6-7 senede %100'den fazla zam geldi.Her doğan bebek 4 bin dolar borçla doğuyor.Bunu şişirilmiş kişi başı milli gelir 10 binden çıkarırsak kalır 6 bin dolar.

Hiç bir kanal ya ca gazete aleni olarak ben muhafazakarım yandaşım ya da muhalifim demez.Hocamızın bahsettiği kanallar Kanal 7 ve Stv muhtemelen.Kanalların yayın akışını incelerseniz muhafazakar yapıda olduklarını göreceksiniz.

Ben ve benim yaşama bakışım hakkında yazmaktan sizi tenziye ederim. Haddinizi aşmayın lütfen...

Diğer yazdıklarınıza da cevap vermiyorum. İşleyişe göre doğru , insanlığa göre yanlış yoldasınız kanaatindeyim. Allah yardımcınız olsun....
Sizi TARİHE havale ediyorum...


Bu arada bir düzeltme yapayım. Ben sivil toplumun, vakıfların vb gelişmesi için çaba harcanması taraftarıyım. Kapitalizm açlık getirdi diye bir fakire el uzatmayanlardan değil. Dayak yiyen kadına kol kanat germeyenlerden değil. Sokaklarda yaşamak zorunda kalan, tinerci diye dışlanan çocukları dışlayanlardan hiç değil. Bu sistemin yarattığı tahribatı düzeltmek için kendi çapımda fazlasıyla çaba harcıyorum, harcarım da. Ancak yapılan her iyilik dile gelmez, gelmemeli. Tutup da buraya yazacak halim yok tek tek ne yaptığımı.
Madem bu sistem içerisinde yaşıyoruz ve daha iyisini yapma şansımız en azından şu an için yok  ( geleceği bilemeyiz) o zaman olabileceğinin en iyisi olsun isterim elbette, bunun için çalışırım da. Ancak bunu yapıyor olmam demek sistemi tasdik ettiğimden değil, bir yandan akan hayattan kaynaklıdır. Ve o hayat akarken bombaların düştüğü yerde yetim ve öksüz kalan çocuk sistemin ne izm olduğuyla değil, "ona" bundan sonra kimin bakacağıyla ilgilenir...

1) Prensip olarak, kişiyi değil, davranışı eleştirmeye özen gösteriyorum.

2) Mesajlarımı "Kızım sana söylüyorum, gelinim sen işit" özdeyişinin anlamına uygun olarak yazıyorum. Bu çerçevede mesajlarımdaki hitap tüm Egitimhane üyelerinedir.

3) Bu konuda yazdığım mesajlarda yukarıda açıkladığım özelliklere uymaya dikkat ettim.
BUNUNLA BİRLİKTE "Ben" kavramı ile ifade edilen düşüncelere çoğu zaman "siz" hitabı ile cevaplar yazmış olduğumun FARKINA VARDIM.
Bu husus ile ilgili uyarınız için teşekkür ederim. Amacıma uygun olmayan bu durumun oluşmasına sebep olduğum için özür dilerim.
Duanız için ayrıca teşekkür ederim.

Kapitalizm açlık getirdi diye

Mesajlarımda yazdığım tüm DELİLLERE rağmen "Kapitalizm açlık getirdiği" yönündeki düşüncenizin değişmemiş olmasının hikmetini bir gün anlayabileceğimi umut ediyorum.

Ancak yapılan her iyilik dile gelmez, gelmemeli.

Bu hususta birbirine zıt iki görüş mevcuttur. Kişiler duruma göre uygun gördüklerini seçmekte muhayyerlerdir.
Günümüz şartlarında iyiliklerin artması için, teşvik edici olması yönüyle iyiliklerin ALENİ yapılması gerektiğine inanıyorum.

Mesajlarınız vesilesiyle, kendime ve egitimhane üyelerine kazandırdıklarım olduğu inancındayım. Bu çerçevede birbirimize hak geçmiş olması muhtemeldir.
Prensip olarak, herkese hakkımı peşinen helal ediyorum, inşallah sizde hakkınızı helal edersiniz.
Saygılarımla...

Sayın Turgut Kuzan ;
Mesajımın size yönelik olduğunu nereden çıkarttınız ?
Oysa ben alıntı yapmamıştım. Halbuki "prosedür" gereği size yazdığımı anlamanız için alıntı yapmam gerekirdi. Mesajın direkt size yazıldığını anlamanız açısından somut delil olması  gerekli öyle değil mi ?
Yoksa yazdıklarımın genel gidişatı açısından böyle bir sonuç mu çıkarttınız? Prosedüre uygun olmadığı halde gözlem ve sahip olunan tecrübe sizi mesajın size yönelik olduğu sonucu götürmüş olmalı
O halde insanlar bazı durumlarda bir takım basamaklar atlansa da ( alıntı yapmak gibi ) durumu o basamak atlanmamış gibi değerlendirme yetisine sahipler öyle değil mi ? ( Sorularım cevap beklediğimden değil sadece farklı bir bakış açısının da olabileceğini görmeniz için sorulmuştur.)
Bunlar bir tarafa tabii ki hakkım var ise hakkımı size helal ederim.

iftira  : Bir kimseye kasıtlı ve asılsız suç yükleme, kara çalma, bühtan

Hayırlı günler dilerim.

DÜNYA'daki tüm vakıflar vakıf senetlerinde belirtilen esaslar çerçevesinde hareket ederler.
Her iki mesajınızda her hangi bir vakfın vakıf senedine uygun olmayan bir davranış içinde olduğuna dair DELİL göstermediğiniz için yazdıklarınız İFTİRADIR.
Bunu yeterli görmeyip, "bazı vakıflar" ifadesini kullanarak TÜM VAKIFLARI töhmet altında bırakıyorsunuz.

DÜNYA'daki tüm vakıflar samimi ve içten olarak faaliyetlerini yürütmektedir.

Düzenli bir televizyon izleyicisi değilim. Bununla birlikte günde 1-2 saat kadar televizyon izlerim.
OLUMLUYA ODAKLI bir YAŞAM BİÇİMİNİ benimsediğim için, kolay kolay olumsuzlukların farkına varmam mümkün olmuyor.
Kişiler İLGİ DUYDUKLARI şeylerin daha kolay farkına varırlar.

1) Bildiğim kadarıyla kendisi için "muhafazar kanal" tanımlamasını kullanan bir TV kanalı yok. (Eğer kendini muhafazakar olarak TANIMLAYAN bir TV kanalı varsa, bilginin kaynağını belirtmenizi rica ederim.)

2) Yazdıklarınızdan anladığım kadarıyla "muhafazar kanal" olarak tanımladığınız BİR kanal var. Ve bu kanalda uydu reklamı yayınlanıyor. Üstüne üstlük bu reklam sizin "MÜSTEHCEN" olarak tanımladığınız şeylerin reklamını içeriyor.

3) Yazdıklarınızdan anladığım kadarıyla yönetiminde söz sahibi olmadığınız, maddi destek sağlamadığınız bir TV kanalının nasıl YÖNETİLMESİ gerektiğini, nasıl para KAZANMAMASI gerektiğini söylüyorsunuz. Yanılıyor muyum?
Anladığım kadarıyla bot satışlarını, cep telefonları satışlarını vs. denetlemek DEVLETİN GÖREVİ.
Peki vatandaşın görevi nedir?
Çok haklısınız. Benim ne izleyeceğime DEVLET karar vermelidir. Benim SEÇİM HAKKIM olmamalıdır.
Çok çok haklısınız. Vatandaşlarımız iradelerini kullanmaktan aciz insanlardır. Vatandaşların iradesine bağlı olan hususları vatandaşların yerine DEVLET kontrol etmelidir.

Sorumlulukların gereğini yerine getirmeyenler/getiremeyenler şikayet/iftira/suizan kısır döngüsü içinde kalmaya mahkumdur.

hocam her zaman yaptığınız gibi olaylaru farklı mecralara çekiyorsunuz diyecem
ama yine iftira atıyorsunuz diyeceksiniz.
Konuları çarpıtmaktaki amacınızı sezemedim. Ben televizyonda yayınlanan programların içeriğine devlet karar versin mi dedim ki, siz  bbenim düşüncemmiş gibi izleyeceklerimize devlet karar vermelidir demişsiniz. Bahsettiğim yayınlardan şikayetçi olan o kadar çok kişi bulunmasına rağmen bunlar artarak devam ediyor. Gerçi sizin mantığınıza göre bu kişler de iftiracı

Dünyadaki tüm vakıflar ve dernekler faaliyetlerini içten ve samimi olarak devam ettiriler demişsiniz, o zaman Başbakanımızın bahsettiği Alman vakıfları(teröre yardım eden) sizin söyleminize göre pür-ü paklar. Hem ülkemizde özellikle doğuda yardım adı altında(eğitim vs) hizmet eden derneklerin aslında hangi amaçla hareket ettikleri tvlerde çıkıyor. İspat isteyeceksiniz değil mi? Mahkeme de yargılanıyorlar.

Kişiler ilgi duydukları şeylerin farkına daha kolay varırlar demişsiniz.(Benim müstehcen yayınları gösteren uydu reklamı yorumum üzerine) Ne desem bilmiyorum ki...

Olumluya odaklı yaşam biçiminizi de çok kıskandım.Benimikiyse - siz benim adıma zaten söylemişsiniz- hep olumsuzluklara bakan bir hayat biçimi. Hep olumsuzluklara bakıyorum. İşte bu yüzden kendimi yıllardır köylerde tüketip duruyorum. Aslında bunun sıkıntısını en çok öğrencilerim çekiyor. Bir de velileri. Bu yüzden benden kurtulmaya çalışıp duruyorlar. İsterseniz telefonlarını vereyim de arayıp biraz dertlerine olumlu bakış açınızla ortak olunuz. Nedense ben de olumsuzlukları sevdiğimden galiba hep köylere tayin istiyorum. Kimi zaman tek başıma, kimi zaman dağ başına, kimi zaman kar altına...

Sözüm ona kendisini muhafazakar olarak gösteren kanallara gelince
28 Şubat sürecinde kanallarında tesettürlü sunucular haber sunarken şimdi artık dini inançlarımızı (kimisi inanır kimisi inanmaz) daha kolay yaşayacağımız bir ortamda sunamıyor.Acaba bu bir dik duruş muydu? Yoksa tam tersi ekmeklerine yağ mı sürmekti? Bunu da ispatlayın  derseniz artık yani...

bundan daha fazlasını yazmayacağım. Çünkü iş siyasete kayıyor.


 

Sayın Turgut Kuzan ;
Mesajımın size yönelik olduğunu nereden çıkarttınız ?
Oysa ben alıntı yapmamıştım. Halbuki "prosedür" gereği size yazdığımı anlamanız için alıntı yapmam gerekirdi. Mesajın direkt size yazıldığını anlamanız açısından somut delil olması  gerekli öyle değil mi ?
Yoksa yazdıklarımın genel gidişatı açısından böyle bir sonuç mu çıkarttınız? Prosedüre uygun olmadığı halde gözlem ve sahip olunan tecrübe sizi mesajın size yönelik olduğu sonucu götürmüş olmalı
O halde insanlar bazı durumlarda bir takım basamaklar atlansa da ( alıntı yapmak gibi ) durumu o basamak atlanmamış gibi değerlendirme yetisine sahipler öyle değil mi ? ( Sorularım cevap beklediğimden değil sadece farklı bir bakış açısının da olabileceğini görmeniz için sorulmuştur.)
Bunlar bir tarafa tabii ki hakkım var ise hakkımı size helal ederim.

Hayırlı günler dilerim.

Güzel bir noktaya temas etmişsiniz
Yalnız ufak bir ayrıntıyı gözden kaçırmışsınız. Konuya mesaj yazanlar içinde "Yaşam biçimi" kavramına vurgu yapan TEK kişi olmam mesajın bana yönelik olduğunun SOMUT DELİLİDİR.
İnsanlar bazı basamakları atlayabilirler, yeter ki suizan, iftira, sorumluluktan kaçma gibi başkalarına ZARAR verecek unsurlar içermesin.
Bu tür durumlarda basamak atlanmışsa ben bile farkına varmam.

Memurun,işçinin büyük kısmının kredi borçları var.Halk zenginleşse insanlar devamlı bankalara borçlanmaz sanırım.Bankalara olan borç günden güne artıyor.

Benzine,elektriğe,doğalgaza son 6-7 senede %100'den fazla zam geldi.Her doğan bebek 4 bin dolar borçla doğuyor.Bunu şişirilmiş kişi başı milli gelir 10 binden çıkarırsak kalır 6 bin dolar.

Hayırlı günler dilerim.

Kapitalizmin kurallarının iyi işletilmediği dönemlerde insanların ödeme güçleri olmadığı için kredi alamıyorlardı.
Kapitalizmin kurallarının iyi işletilmeye başlandığı için insanlarımızın ödeme güçleri artmış durumda.
Ödeme gücünün artmasına paralel olarak borçlanmanın artması kapitalizmin işleyiş kuralları içinde mevcuttur.

Zam kapitalizmin doğasının bir parçasıdır. Giderlere zam yapıldığı gibi, gelirlere de zam yapılmaktadır.
Yaptığınız hesaplama sonucu ortaya çıkan milli gelir miktarı bile kapitalizmin kurallarının iyi işlemediği dönemin yaklaşık üç katıdır.

Hiç bir kanal ya ca gazete aleni olarak ben muhafazakarım yandaşım ya da muhalifim demez.Hocamızın bahsettiği kanallar Kanal 7 ve Stv muhtemelen.Kanalların yayın akışını incelerseniz muhafazakar yapıda olduklarını göreceksiniz.

Bir kanal "muhafazakarım" açıklaması yapmadığı halde o kanalı muhafazakarlığa aykırı davranışlarda bulunmakla SUÇLAMAK adaletsizlik değil midir?

Bir kanalın yayın akışını izleyerek edineceğim izlenim "zan" kapsamına girer. (Zannediyorum bu kanal muhafazakar kanaatine varabilirim.) Ve "zan" ile hareket etmemiz ayetle yasaklanmıştır.

Doğrular tek değilidr. Herkesin kendi durumuna uygun doğruları vardır. İnsanlara doğrularından dolayı "iftira" isnadında bulunmak oldukça yanlış ve kırıcı bir davranıştır.

Son olarak, hepimizin ulaşabileceği bilgi miktarı bellidir. Sanki herşey hakkında kesin bilgilere sahipmişl gibi yazılar yazmak ne denli doğru ... Takdir eğitimhane sakinlerinin saygılarım....

o zaman Başbakanımızın bahsettiği Alman vakıfları(teröre yardım eden) sizin söyleminize göre pür-ü paklar. Hem ülkemizde özellikle doğuda yardım adı altında(eğitim vs) hizmet eden derneklerin aslında hangi amaçla hareket ettikleri tvlerde çıkıyor. İspat isteyeceksiniz değil mi? Mahkeme de yargılanıyorlar.

Hayırlı günler dilerim.

Başbakanımıza iftira ediyorsun diyecek olursam, muhtemelen Alman makamlarına verdiğini söylediği DELİLLERİ gözümün içine sokacaktır.
Delilleri görmediğim veya vakfın usülsüz para topladığı/harcadığı için ceza almadığı sürece o vakıf (benim için) pür-ü paktır.

TV'ler ZANNA DAYALI bir çok açıklamalar yapmaktadır. Mahkemelerde yargılanan ceza almamış her kişi/kurum pür-ü paktır.
Aksini düşünmek suizan kapsamındadır ve ayetle yasaklanmıştır.

Ben televizyonda yayınlanan programların içeriğine devlet karar versin mi dedim ki, siz  bbenim düşüncemmiş gibi

Yazdıklarımı okuyunca sizin söylediğiniz gibi bir anlam da çıkacağının farkına vardım.
"Amerikanın sözüm ona kahramanlık filmleri yayınlanıyor. Emperyalizmin gücüne güç katıyorlar." ifadesine istinaden, bu durumların yaşanmaması için ne izleyeceğimize DEVLET'in karar vermesi ÖNERİsiydi.
Kanalların yayınlarını KINAYAN sözler size ait, çözüm Önerisi bana aittir.

Sözüm ona kendisini muhafazakar olarak gösteren kanallara gelince

Benim hala anlayamadığım husus, kanal kendisini muhafazakar olarak mı gösteriyor yoksa siz muhafazar olarak mı ALGILIYORSUNUZ? Kullandığınız ölçü birimi nedir?

İşte bu yüzden kendimi yıllardır köylerde tüketip duruyorum.

Kendinizi köylerde tüketip durmayın. Verin istifanızı gelin büyük şehirlere. Burda hayat güllük gülistanlık, hiç kimsenin hiç bir sıkıntısı yok, herkes gülüp eğleniyor, yazın keyfini çıkarıyor.

Yaşam biçiminizi OLUMLUYA ODAKLAMADIĞINIZ sürece yaşadığınız yer neresi olursa olsun kendinizi tüketmeye devam edersiniz.