Kendi Şiirlerimizi Paylaşalım

Yürek kuşu uyumaz ki
Daldan dala  uçar gider
Hiçbi derdi yoktur sanki
Hüzünleri  yer neşe eder..
Akşamı gecesi yoktur
Seherleri umut çoktur
Vefasıze sebep oktur
Mevsimleri gör neyleder...
Zalimin zırhı nefistir
İnsana kendi kafestir
Alacağı  son nefestir
Varacağı yeri pürnur eder..

Bir pinardim,çagladim
Görmedi kimse
Yanarken söndüremedigim ne varsa
Aktı aktı gözyaşlarımca
Derken buz kestim
Geriye benden donmuş bir ben kaldı..

Bana ait nasıl buldunuz

dost başa, düşman ayağa
gümrah ırmaklarını aşk yeşile salınca
şair eski dizelerini onarır yaralarından
kelimesizliği kimden alalım?
ne çok söz yumağı var Tanrım!
duaya açılacak ne çok çiçek
Musa'nın dilindeki düğüm kimde çözülecek?

Hayatın radyosu hep cızırtılı ve uzak
açık kalmış bir tarafı var üşümek ondan
saçları kısa tutulan aşk hayatta kalır mı
hiç okşanmamış yetimin başında

kimden kelimeler saralım ödünç
baharlar bezenmek için bağrımıza
dalgın bahçelerde düş sarmaşığı olarak
Yetimin yüzünde tomurcuklanıp

Aşkla sarılalım mı?

        VEDALAŞMA
Sevmem ben vedalaşmayı,
Helalleşerek susmayı,
Otogarda, hastanede
En buruğu da kabirde.

Tekrar görüşmek umudu,
Benim tesellim olurdu.
Şehirlerde, seyehatte,
En güzeli de cennette.
              A. A.

Gitme kal diyenler, benden önce gittiler
Biraz da orada burada eğleştiler.

Şiir kitabı çıkarmak hayal mi ?!

Duydum bir karşılaşma durağı varmış
kentin izdihamının ötesinde
güncel sokakları arkasında dünyanın
ahşap çerçevede fotoğraflara sıkışan

Kimseler uğramazmış aslında
çeşit çeşit yüzler saklıymış orada
Aşinalık gölgesinde biganelik satılan
hatır gönül en kıymetliymiş o durakta
bir 'eyvallah' bedel karşılığında

Sokaklar yollar arşınlayarak gittim
eriştim sorup soruşturarak
bir aşina gülümsemeydi ereğim
Küçük bir kız çocuğu kucağında pisicik
Dedim yavrucuğum bildim seni
Bu tesadüf değil bir tatlı esenlik

Yüzünden yüzüme yayıldı sonra
hüzünlü sarmaş dolaş bir pembelik
Bir çöl zamansızlığı bağdaş kurdu aramıza
hiç alınamayan kırmızı bisiklet
yanı başımızda günlerin uçuşu kelebek kanadında

Karşı kıyıda durulanan zaman
durdu aşinalık kıyısına konuşlanan
Kendimi alıp oldum bir müddet daha yola revan

  O kalbimizde yaşayan kahraman,
Gözleri ışık, sözleri cumhuriyet saçan.
       Hürriyet kokan Atam.
Resimlerde dahi görebiliyorum
       Vatanseverliğini.
Memleket sevdan aşar koca denizleri,
   Sen aydınlattın solmuş benizleri.
Bu toprak, bu millet, bu bayrak sana mecbur,
       Seni arıyor gözler.
Cumhuriyetin çocukları hep seni özler.

KAL ANNE…

Gittiğin günden beri
Uykularım yarım anne.
Üşüyorum geceleri.
Evimde kal anne.
*
Başım duman duman
Kalbimi çal durmadan!
Ölüm beni duymadan
Kalbimde kal anne.
*
Bana söylediğin türküler
Seni anlatır öyküler.
Neydi o dünküler
Derdimde kal anne.
*
Boynum bükük
Saçlarım dökük
Sırtımda kocaman yük
Resmimde kal anne…
*
Hayat soldu
Ömür doldu
küçük oğlundu
Kabrimde kal anne.

10.05.2008/SARIKAYA

KAL ANNE…

Gittiğin günden beri
Uykularım yarım anne.
Üşüyorum geceleri.
Evimde kal anne.
*
Başım duman duman
Kalbimi çal durmadan!
Ölüm beni duymadan
Kalbimde kal anne.
*
Bana söylediğin türküler
Seni anlatır öyküler.
Neydi o dünküler
Derdimde kal anne.
*
Boynum bükük
Saçlarım dökük
Sırtımda kocaman yük
Resmimde kal anne…
*
Hayat soldu
Ömür doldu
küçük oğlundu
Kabrimde kal anne.

10.05.2008/SARIKAYA

👏👍😔😔
Yüreğinize sağlık öğretmenim.
Konu anneyse sığmıyor yüreğe,satırlara..

Bir ana yavrusuna ağlar
Bir yavru anasına..
Etle tırnak ayrılır mı?
Bir girsin yuvasına..
Mekanları ayrılsa da;
Duyguları sarmaş dolaş..
Dünya düzeninden ayrı
Yuva bir arkadaş..
Hiçbir etkide kalmadan
Rüzgârlara kapılmadan
Yorulsa da  bırakmaz
Ana evlat bir yoldaş.
Kaderi kedere satmayan
Saygısını atmayan
Helâlliksiz yatmayan
Olur canına sırdaş...

oluruna bırakıyor beni dünya
sarmaşığın yolunda gidişi gibi
bu sokağın kalabalığına metruk
yalnızlık kadar sarmaş dolaş ulu orta

içimden tuttuğum sayılar sıfırlandı
sizin değerleriniz cebirle yarışıyor
cebren çoğaltıp hile ile saydınız
üşüşsün yoğalttıklarınız dünyaya
varlığınız geri sayımlara armağan

sayısız yenilgiler bırakıyor bana hayat
istemedim yeni bir cenge her sabah
nasılsa yolunda gidiyor aşk
tamamsak, dikiş payını düşebiliriz
yaraların üzerine yanılma payı tutturarak

BAŞIMIN BELASI...

İftar, teravih derken
Bütün ışıklar söndü.
Kapandı gözlerim,
Gece sahura döndü…
*
Ne mi yapıyorum?
Düşünüyorum…
Kafamda binlerce yorum.
Bir de sen
Acaba ne desem?
Başımın belası yoruluyorum.
*
Bilet-milet derken
Yarın gidiyorum…
Evi açık bırakmasam bari
Memlekete giderken.
Sonra dolabın fişi,
Musluğun vanası,
Valizim,
Tüpün patlaması!
Anla işte deli saçması…
Birde sen başımın belası!
*
Ne mi yapıyorum?
Düşünüyorum
Kendimi üşütüyorum,
Ayaklarımda çift çorap üşüyorum.
Bayramdan sonra
Odun, kömür
Kalacak maaşı düşünüyorum?!
*
Sonra yarın,
Dükkân-mükkan gezmeler.
Vitrine bakıp
Vakitsiz süzmeler…
Anneme hırka
Babama gömlek,
Bayramda onları öyle görmek
Kokusunu duymak
Ellerini öpmek…
Sonra geri dönmek…
Daha yola çıkmadan,
Dönmeyi düşünmek,
Şimdiden üşenmek…
Ne mi yapıyorum,
Üşüyorum
*
Ne mi yapıyorum,
Olmadan olacağı.
Yeğenim beğenecek mi acaba
Alacağım oyuncağı?
Sonra sınıfım,
Aklıma geliyor
Bıcırların okuyup okumayacağı…
*
Davul çalıyor
Sahur vakti yaklaşırken…
Ne mi yapıyorum?
Üşüyorum…
Çay,
Sigara derken
Diyorum ki;
“Daha vakit erken!”
Şimdi de mutfağı düşünüyorum.
Acaba ne pişirsem
Ne yesem?
Aklım da binlerce yorum,
Düşünüyorum!
Üşüyorum!
Bir de sen
Başımın belası.
Seni düşünüyorum…

Adamanı biri
29.03.1987/Adıyaman

Kaldır masamı,
Başkasına ver iskemlemi.
Bir şey istemiyorum
Umrumda değil çayın demi.
Çay dostla içilmeli
İçmiyorum…
Hesabı getir Ali Emmi!
...
11.09.2012/Yozgat

Şekerpınar'da gün batar, akşam olur
Yokluk girer sofrasından düşüne.
Her pencerede uykusuz bir ana oturur,
Varı yoğu düşüne düşüne..
...

Adamın biri
15.04.2023/Şekerpınar