ONLAR...
Talebe…
Öğrencinin kibarlaştırılarak(!) çağrıldığı,adına şimdi ”öğrenci” dediklerimiz.
Şimdinin ak saçlı ihtiyarları,zayıflamış çehreleriyle üç,dört çoçuk sahibi anneleri.
Dünü kibar talebeleri…
Ne çabuk geçmiş o yıllar hatırlıyorum da.
Onlar;
Bazılarının utancından anne-baba diyemedikleri(!)
Elleri nasır bağlı,zamanının beyin ameleleri.
“Okusunda bana bir yemeni alsın” diyen, kocaman gözlükleriyle dünün zarif kadınları,şimdinin unutulan anneleri,ak saçlı babaları.
Araba yok,yol yok,telefon yok.
Varlar ülkesinde yok,yok.
Gurbeti tanıştırmışlardı o talebelere.Ucunu sonunu göremedikleri yerlerde,ev sahiplerine emanet edilmişlerdi:
-Amcaları oğlum-kızım diye söylemiyorum cok usludur,sizleri utandıracak bir şeyler yapmazlar…diye.
Sonra anneler babalar gözyaşlarıyla evlerine döndüler.
Yalnız başlarına kaldılar o kocaman şehirlerde.
Onlar, okullarına giderken,odunları-kömürleri ev sahibini ziyarete gittiler(!)
Çalındılar,çarpıldılar.
Sabahları soba yaktılar küçücük elleriyle.Bulaşık yıkadılar (sözde)bahçe telleriyle.
Harcamayı bilmeden aç kaldılar…Sığındılar birbirlerine.O mahalleden bu mahalleye ıslıkla hat çektiler.
Onlar, “pop’u,hipop’u,cazı hiç bilmediler.
Onlar, “arabesk’in krallarını”dinlediler.
Onlar, mahalle terzilerinin abonesi oldular;düşük bel,”İspanyol paça.”
Sonra siyaset,kız davası…Evlere “zor düştüler” kaça-kaça…
Onlar, kızı-erkeği gördüklerinde kızardılar,tertemiz kalpleriyle.
Onlar,aşık oldular yere bakan gözleriyle…
Ve onlar bu vatanı çok sevdiler…
Yeri geldi, ölümün en güzeline erdiler…
Yarabbi…O insanlar ne kadar temizdi,ne kadar güzeldi!
Ve onlar,
Ne kadar “ÖZEL’di”
Muhabbetle kalın.
Saygılar…