Kendi Şiirlerimizi Paylaşalım

Dize yazar,düşe yazar
Fırtınalı yürekler.
Söze yazar,göze yazar
Aldığı dersle
Ağlar,devinir,
Size yazar bize yazar.
Vefası yoktur dünyanın
Döner dolaşır
Mevsimleri seyre dalarak
Yine hep güze yazar...

Sustum...
Söyleyemedim...
Bir fasıl geçti içimden
Sessiz ...
Ve dilsiz...
Mükerrer gidişlere alışamadım
İçimizden...
Ve gözümden...
Nerden öğrendiler böyle gitmeleri bilmem
Prova yapılacak sahne bellediler kalbimizi
İncinmiş yerlerimden kopardılar tek tek
Sonra derin bi boşluğa attılar
Sabrın sonu değil
Sabrın başı dediler....
Yosun tuttum taş gibi
Yedi kat derinlerde

Gece öldük
Sabah dirildik
İnsan gibi

Öldük öldük dirildik
Yunus gibi
Yusuf gibi.....

Sustum...
Söyleyemedim...
Bir fasıl geçti içimden
Sessiz ...
Ve dilsiz...
Mükerrer gidişlere alışamadım
İçimizden...
Ve gözümden...
Nerden öğrendiler böyle gitmeleri bilmem
Prova yapılacak sahne bellediler kalbimizi
İncinmiş yerlerimden kopardılar tek tek
Sonra derin bi boşluğa attılar
Sabrın sonu değil
Sabrın başı dediler....
Yosun tuttum taş gibi
Yedi kat derinlerde

Gece öldük
Sabah dirildik
İnsan gibi

Öldük öldük dirildik
Yunus gibi
Yusuf gibi.....

+++++

Uğraşmisim  yorulmusum
Bir de baktım
Mecal  bitmis.
Herkese koşmuş
Terlemisim solumusum
Kendime geç kalmışım. ...

tebriklerimle öğretmenim. Hepimizin dönüp dolaşıp kendimizi bulduğumuz nokta. Bugünü ben günü ilan etmeli.

  iğde çiçekleri bahara salınca rayihasını
  yağmurları kalbinde dinlendirip
  çiçeğe duruverir  hasretiyle
  ben senden alamam geceyi..
  sen de benden alma gözlerini.

Nede severim iğde çiçeklerini.yuregine saglık ogretmenim.

Ağustos gibisin....

Ağustos  yarısı kış
Yarısı yaz der eskiler


Bir yarımız yaz
Bir yarımız kış
Bir bütün olamadı yarım yanlarımız
Yarısı sen
Yarısı ben
Bir bütün olamadı yarım yanlarımız
İsimsizdik...
Kimliksizdik...
Yarım yanlarımızla hep..
Ansız tüketilmişliğin
Bir gölgesinde saklı kaldık
Gamı yüklenirken sıradışıydık
Yarım yanlarımızla hep..

Haziran'dayız yine
Olanca gücümüzle yaptığımız akının
Sene-i devriyesindeyiz ömrün
Yeni başlangıçlara gebe yalnızlığımızın kıskacındaki hayat
Dönüşüm vaktidir
Olması gereken kendimize
Kalanlarından yeni maskeler yüzümüze
Aynadaki aksine hayretle
İçimizdeki ben'le doğmalı yeni güne
Güneşi misali
Emsali günebakan çiçeği
İnşa etmeli yüreği
Kaneviçe işler bir kadın
Ömrüne ömrünü katarak
Varoluşlara gebe
Rahminde bir bebe
Umudun en tazesinden
Örmeli bedenini
Tüm yozlaşmalara inat
Devrim yüreğidir
Zamana savaş açan
Zamanla güzelleşen
Haziran'dayız yeniden
İçinde biriken haykırışları
Sessiz çığlığında duyanların
Çalınan ömürlerin sorgusunu yapar zihninde
Ömrüne ömür katar
Yeni kendine gebe
Selam eder yalnızlığa
Özgürdür ruhu
Teslim etmez kolay kolay
Sahte dünyaya
İsyanlarını biriktirir kumbarasında
Korkun sessizliğinden
Fırtına öncesidir
Misal şimşeği çakar ilkin
Gürlemesi sonradandır
Kadın
Aklınıza yazın
Dönüşümü kendinedir.

+++
Yüreğinize sağlık..

' sen nerede isen orda yoksun..
  gülün bir adı varsa..
             diğer adı da solmaktır..'

Poyraz gibi esip kavurdun
Tsunami gibi yerle bi ettin hayatımızı
Ilıman bi iklimin yokmu senin
Deniz meltemlerini
Ilık ılık esen
Lodoslarını nerede bıraktın

Mevsim rüzgarlarına ne oldu
Fırtınalar çökmüş içimize
Ilıman bi iklimin yokmu senin
 

Titreye titreye tutuşan gönüller aşkına..
Merhameti gül rengi..sevdalar adına..

Güneşi tutacak kadar sıcak sözler
Göğe merdiven kurmuş bekler.
Acının,sılanın hasretiyle özler.
Elden bırakıp dilden tuttuğu nöbetler..

Bir adın kalmalı geriye
Bütün kırılmış şeylerin nihayetinde
Aynaların ardında sır
Yalnızlığın peşinde kuvvet
Evet nihayet
Bir adın kalmalı geriye
Bir de o kahreden gurbet

Sen say ki
Ben hiç ağlamadım
Hiç ateşe tutmadım yüreğimi
Geceleri, koynuma almadım ihaneti
Ve say ki
Bütün şiirler gözlerini
Bütün şarkılar saçlarını söylemedi
Hele nihavent
Hele buselik hiç geçmedi fikrimden
Ve hiç gitmedi
Bir topak kan gibi adın
İçimin nehirlerinden
Evet yangın
Evet salaş yalvarmanın korkusunda talan
Evet kaybetmenin o zehirli buğusu
Evet nisyan
Evet kahrolmuş sayfaların arasında adın
Sokaklar dolusu bir adamın yalnızlığı
Bu sevda biraz nadan
Biraz da hıçkırık tadı
Pencere önü menekşelerinde her akşam

Dağlar sonra oynadı yerinden
Ve hallaçlar attı pamuğu fütursuzca
Sen say ki
Yerin dibine geçti
Geçmeyesi sevdam
Ve ben seni sevdiğim zaman
Bu şehre yağmurlar yağdı
Yani ben seni sevdiğim zaman
Ayrılık kurşun kadar ağır
Gülüşün kadar felaketiydi yaşamanın
Yine de bir adın kalmalı geriye
Bütün kırılmış şeylerin nihayetinde
Aynaların ardında sır
Yalnızlığın peşinde kuvvet
Evet nihayet
Bir adın kalmalı geriye
Bir de o kahreden gurbet
Beni affet
Kaybetmek için erken, sevmek için çok geç

Bütün insani duygularımızı yağmaladılar
Kuşluk vakti çığlıklarımı kimse duymadı

Ben umuttan köprü
Sen uçurum çiçeği

Ne tövbeler bozdum adına
Şiire sığındım
Kanayan yaralarım için

Sınırsız hüzünler
Yorgun gözler
Kırık dökük çerçeve
Ve içinde yıllanmış anılar

Gökte ararken yerde bulduğum değil
Ecele taht sunduğum
Sana söz ölmeyeceğim

Unutmadım acılarımın üstündeki parmak izlerini

Bütün acılar
Bütün dertler
Hayat boyu peşimden ayrılmadı
Kimseler güldüremedi
Tükenmişliğin kıyılarında
Yorgun ve bitkindik
Rüyasını göremedik mutluluğun

Çoğulcu yokluklarda kaybolurken
Kimsesizliğin kıyılarında esir düştük...
Yarınlarımız sır
Gözlerimiz kör
Çok tuhaf .....
Zerre kadar değerimiz kalmamış

Yanıbaşımda bir çınar
Yıllara meydan okumuş
Yanıbaşındaki ben
Yılların meydan okuduğu

Söyleyemem hissettiklerimi
İstesem de birkaç kelam
Yanıbaşımdaki çınar gibi
Ebediyete kadar suskunum

Anlar mı yıllar beni
Ya dostlarım dediklerim
Yanıbaşımdaki çınar gibi
Yaslanıp otururluar mı
Hergün yanıbaşıma?

Bir duada yer almak
Bir miras kadar değerliydi.
Üstüne  karlar yağsa da ömrün
Niyetleri bahar kadar kıymetli.