Kendimi Tanıyorum

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 21 Ara 2012 10:43:50
Hayırlı günler dilerim.

Programımızın "Çatışma çözümü" bölümünde şu soru soruldu :
- Çatışmadan kaçınalım mı yoksa çözüm için çatışalım mı?
Günlük hayatımda SÖZLÜ çatışmalara girmekten özenle KAÇINIYORUM.
Çünkü muhataplarım genellikle çözüm odaklı düşünmemekte / düşünememektedir.

Bir çatışmanın çözüm ile sonuçlanabilmesi için tarafların çözüme odaklanması gerekir.
Günümüzde çözüm odaklı düşünen/hareket eden kişi sayısı az olduğu için SÖZLÜ çatışmalardan mümkün olduğunca kaçınıyorum.

Açıklamamda "SÖZLÜ" kelimesini vurgulamaya özen gösterdim.
Çünkü sanal ortamda YAZILI çatışmalar yapmak mümkün oluyor ve ben bu tür çatışmalara büyük bir zevkle iştirak ediyorum. :)

1) Sözlü çatışmalarda kişi kendi söylediğine odaklanmakta, genellikle muhataplar birbirlerinin ne söylediklerine dikkat etmemekte / edememektedirler.
Yazılı çatışmada yazılanı okumak gerektiği için, muhatabın söylediğine dikkat etmek zorunda kalıyorsunuz.

2) Yazılı çatışmada ANINDA cevap verme zorunluluğunuz olmadığı için düşünmek için zamanınız olmaktadır.
Bu düşünme süresi iyi değerlendirilebildiği zaman çözüme daha kolay ulaşılabilmektedir.

3) Yazılı çatışmada taraflardan biri çözüm odaklı hareket etmiyorsa, yazılanlarda bu net olarak görülebilmekte, (genellikle) tekrarlar olmamaktadır.
Sözlü çatışmalarda söylenenler kısa süre içinde unutulmakta bu nedenle sık sık kısır döngüler yaşanmaktadır.

4) Yazılı çatışmada duyguları kontrol etmek ve duyguları doğru şekilde ifade etmek daha kolay olmaktadır.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 21 Ara 2012 10:45:38
Hayırlı günler dilerim.

23 Aralık Pazar günü yayınlanacak bölümün konusu : Bitmemiş işler
Yayın saati : Sabah 11.00
Tekrarı akşam 23.00....
İyi seyirler...

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 24 Ara 2012 15:20:14
Hayırlı günler dilerim.

Bitmemiş işler Bunlara Dikkat maddeleri

* Affetmek aslen kendim ile ilgilidir.
* Affetmeyen yük biriktirmeye başlar
* Affetmek kendini tanımak ve süreç işidir.
* Gelişim, keşif alanı içinde mümkündür.

Notlar :
Konfor alanı -> Kişi olarak zorlanmadığımız alandır.
Panik alanı -> Bilmediğimiz alandır.
Keşfetme alanı -> Konfor ve panik alanı arasında kalan hafif coşkunun yaşandığı alandır.
yönetebiliyorsanız keşfetme alanındasınızdır.
yönetemiyorsanız panik alanındasınızdır.


Tavsiye edilen filimler

Acımasız Tanrı (Carnage)

Yapım : 2011 - -
Tür:Dram,  Komedi 
Süre:80 dakika
Yönetmen:Roman Polanski
Oyuncular:Kate Winslet, Christoph Waltz, John C. Reilly, Julie Adams, Tanya Lopert

Filmin Özeti
Tony Ödüllü bir tiyatro oyunu olan "God of Carnage", Fransız oyun yazarı Yasmina Reza tarafından yazılmış olan filmde, 11 yaşında iki çocuğun kavga etmesinin ardından aileleri arasında başlayan tartışmanın doğurduğu ilginç olayları konu alan bir kara-komedi olarak nitelendiriliyor.


Cehennem Silahı 1 (Lethal Weapon)

Yapım:1987 - ABD 
Tür:Aksiyon,  Komedi,  Polisiye,  Suç 
Süre:117 dakika
Yönetmen:Richard Donner
Oyuncular:Mel Gibson, Danny Glover, Gary Busey, Mitch Ryan, Tom Atkins

Filmin Özeti
Los Angeles Polis Dedektifi Roger Murtaugh emekliliği düşünürken Vietnam Savaşından tanıdığı arkadaşının kızının vurulması üzerine, bu cinayeti soruşturmaya başlar.
Bu soruşturmayla birlikte yeni bir ortağı da olur.
Çılgın Polis Martin Riggs. O da karısını kaybettiği günden bu yana devamlı olarak intihar eğilimi içerisindedir.
Soruşturma ilerledikçe Vietnam dönemi paralı askerlerinin oluşturduğu bir grubu bulurlar.İkili basit bir cinayet soruşturması üzerindeyken terörist bir grup tarafından öldürülme tehlikesi ile karşı karşıya kalırlar.

Tavsiye edilen kitaplar

Aşkın Celladı ve Diğer Psikoterapi Öyküleri
Yazar : Irvin D. Yalom
Çeviren: Handan Saraç

Serenad
Yazar:Zülfü Livaneli

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 24 Ara 2012 15:24:10
Hayırlı günler dilerim.

Kendimi tanıyorum programından nefret ediyorum.
Pardon cümle yanlış oldu galiba...
ProgramıMIZda iki uçlu sorular sorulmasından nefret ediyorum.
Cümle yine yanlış oldu sanıyorum...
İki uçlu sorular sorulmasından nefret ediyorum çünkü her sorunun en az üç veya daha fazla cevabı olduğuna inanıyorum.
Sorular iki uçlu sorulduğunda kendimi KISITLANMIŞ hissediyorum.

Programımızın "Bitmemiş işler" bölümünde sorulan sorulardan biri de "kişileri/olayları affeder misiniz?" anlamında  İKİ UÇLU bir soruydu.
Ebru hanımın kendi hayatından verdiği örneği hatırlayalım.
Öğrencilik yıllarında karnesinde Almanca notu 6-7 olduğu halde babası 8 veya daha yüksek olmasının mümkün olduğunu göz önünde bulundurarak sitem içerikli söylemlerde bulunurmuş.
Ebru hanım bu söylemden rahatsız olurmuş. O dönemde bu rahatsızlık duygusunu ortadan kaldırmak için bir şey yapmamış (affetmemiş).

O dönemde bu rahatsızlık duygusunu ortadan kaldırmak için, babası ile konuştuğunu, babasının  söylenenleri olgunlukla karşıladığını ve daha sonra notlarla ilgili olumsuz bir gelişme yaşanmadığını varsayalım.
Diğer bir deyişle affetme olayının yaşandığını varsayalım.
Peki bu gelişme, babasının notlar konusunda olmasa bile başka konularda benzer davranışlar göstermesine engel olabilecek midir?
Veya aynı/benzer davranışların başkaları tarafından yapılmasına engel olabilecek midir?
Yoksa biz her seferinde tekrar tekrar affetmek anlamına gelecek söz ve davranışlarda bulunmak zorunda mı kalacağız?

Ben hiç kimseyi/olayı AFFETMEMEYİ tercih ediyorum.
Yine yanlış cümle kullandım... Affetmek veya affetmemek seçeneklerini seçmeyi RED EDİYORUM.
Kişileri ve olayları olduğu gibi KABUL EDİYORUM.
"Kabul etmek" kavramını daha iyi anlatabilmek için örnek olayımıza geri dönmek istiyorum.
Eğer biri aldığım notlar ile ilgili beni rahatsız eden bir şeyler söylemişse, o kişinin veya başkalarının her zaman aynı/benzer davranışlar içinde bulunabileceğini kabul ederim.
Bununla ilgili yapacağım/söyleyeceğim her hangi bir şeyin MUTLAK bir çözüme ulaştırmayacağına, geçici çözümler oluşacağına inanırım.

Affettiğinizi söylediğiniz bir davranışı daha sonra muhatabınızın başına kakar mısınız? şeklindeki devam sorusuna gelecek olursak ki benim için en zevkli kısım burasıdır :)
Birisi bana söz veya davranışımdan dolayı rahatsızlık hissettiğini söylediği zaman, geçmişte de senin şu söz veya davranışından ben rahatsız olmuştum ama hiç bir şey söylememiştim KOZUNU kullanırım :)
Bu şekilde birikimlerin artmasına katkıda bulunurum.

Yazdıklarımı özetleyecek olursam "Kendimi tanıyorum programından nefret ediyorum = iki uçlu sorular sorulmasından nefret ediyorum".
Matematik bilenler itiraz edip, eşitliğin yanlış olduğunu söyleyeceklerdir.
KABUL EDİYORUM matematik bilgim hiç bir zaman iyi olmadı.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 29 Ara 2012 16:37:38
Hayırlı günler dilerim.

Kendimi tanıyorum programının 30.12.2012 tarihinde yayınlanacak bölümünün konusu : Empati
Yayın saati: 11.00
Tekrarı: aynı gün 23.00'da

İyi seyirler.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 02 Oca 2013 16:29:06
Hayırlı günler dilerim.

Empati bölümü bunlara dikkat maddeleri

* Gerçek empati kendini tanımakla başlar
* Empati beni hem ilişkilerimde hem de birey olarak güçlendirir
* Empati öğrenilebilir, öğretilebilir
* Empati biz bilincine giden yolda mutlak önemlidir

Tavsiye edilen filimler
No
Yönetmen: Pablo Larraín   
Oyuncular: Gael García Bernal, Alfredo Castro, Diego Muñoz, Antonia Zegers, Néstor Cantillana
Tür: Drama
Yapım Yılı: 2012 (115 dk)
Filmin Özeti
Şili'nin askeri diktatörü Augusto Pinochet uluslararası baskılara boyun eğer ve 1988'de kendi başkanlığını referanduma götürme kararı alır.
Muhalefet önderleri, 'Hayır' kampanyalarını yönetmek üzere Rene Saavedra adında pek iddialı, genç bir reklamcıyla anlaşırlar.
Son derece kısıtlı olanaklarına ve diktanın dur durak bilmeyen baskısına rağmen cevval Saavedra ve ekibi oylamayı kazanıp ülkelerini dikta rejiminden kurtarmanın yolunu bulmak üzere cesur bir plan yaparlar.
Altın Lale'yi kazanan Tony Manero ve Post Mortem'in ardından gelen bu son filminde yönetmen Pablo Larraín, Pinochet'yle geçen uzun ve zulüm dolu yılların sona erdiği, generalin iktidardan indiği o benzersiz anı yeniden yaşatıyor.

Powder (Harika Çocuk)

Yapım: 1995 - ABD 
Tür:Bilim Kurgu,  Dram,  Fantastik 
Süre:111 dakika
Yönetmen:Victor Salva
Oyuncular:Sean Patrick Flanery, Jeff Goldblum, Mary Steenburgen, Lance Henriksen, Ray Wise

Filmin Özeti
Film, annesine hamileyken yıldırım çarptığı için bembeyaz, kılsız, elektriklenme özelliği ile dünyaya gelmiş dünyanın en zeki çocuğunun hikayesini anlatıyor.
Annesi bu olayda ölmüş, babası onu reddetmiştir.
Birlikte yaşadığı büyük anne ve büyük babası ölünce, gencin valığı şerif tarafından keşfedilir.
Liseye başlatılan ve okula yerleştirilen gence 'PUDRA' lakabı takılır.
Pudra, özellikleriyle onları etkilemeye çalıştıkça onlar maalesef ondan korkarlar.

Tavsiye edilen kitaplar
Çıplak Deniz Çıplak Ada / Bir Ada Hikayesi - 4
Yazar : Yaşar Kemal

Empatinin Yitimi Kayıtsızlık Politikası Üzerine
Orjinal isim: Der Verlust des Mitgefühls
Arno Gruen

Empati bölümünde resimlere yerleştirilen kişiler

1) 7 yaşında bir kız çocuğu
2) 10 yaşında erkek çocuğu
3) 15 yaşında gitar çalan erkek
4) 22 yaşında üniversite okuyan, basket takımında bir genç
5) 22 yaşında üniversite okuyan kız
6) 32 yaşında 1 çocuk annesi ev kadını
7) 35 yaşında fotoğraf çekmekten hoşlanan bankacı
8 ) 39 yaşında 2 çocuklu bir erkek
9) 40 yaşında aşçı
10) 42 yaşında işsiz
11) 44 yaşında yazar
12) 45 yaşında hayvancılık yapan köylü
13) 50 yaşında bekar kadın
14) 55 yaşında genel müdür
15) 68 yaşında emekli asker
16) 74 yaşında çiftçi

Resimler
1) Gökdelenler bulunan bir şehir görüntüsü
2) Yelkenli tekne bulunan bir kıyı
3) Fil bulunan doğa görüntüsü
4) Dökülmüş yapraklar içinde oturulacak boş bir bank
5) Bilgisayar ve muhtelif teknolojik aletlerin bulunduğu bir oda
6) Ana okulu veya 1. sınıf izlenimi veren bir oda

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 04 Oca 2013 17:09:48
Hayırlı günler dilerim.

Programımızın Empati bölümünde sorulan sorulardan bir şu şekildeydi :
- Sizi bu hayatta en iyi kim anlıyor? Anlaşılmak önemli midir?
Sorunun ikinci kısmı nefret ettiğim iki uçlu soru tipinde sorulmuş olduğu için öncelikle bu konudaki düşüncemi açıklamayı tercih ediyorum.
- Anlaşılmamak dünyanın sonu değildir.
Soruya bu şekilde cevap verdiğim zaman, "anlaşılmak önemli değildir" mi demiş oluyorum?
Hayatta her şeyin önemli olduğuna inanan biri olarak "anlaşılmak önemli değildir" cümlesini kullanmam mümkün değil.
Her şeyin bir önem sırası vardır ve bu sıralama duruma göre değişebilir.

Benim için, "Anlaşılmak" çoğu zaman önem sırasında üst sıralarda olmamıştır.

Programımızda "Sizi bu hayatta en iyi kim anlıyor?" ve "Birisinin sizi anlayıp anlamadığını nasıl/nereden anlarsınız?" sorularına verilen cevaplara dikkat ettiğimde kişilerin "anlaşılmak" ile "kanıksanmak" kavramlarını birbirine karıştırdığını fark ettim.
Kanıksamak kelimesinin sözlük karşılığı: Çok tekrarlama sebebiyle etkilenmez olmak, alışmak
Kişiler muhtelif durumlar için gösterdikleri tepkilerin kanıksanmış olmasını "anlaşılmak" olarak tarif ettiler.

İnsanları şaşırtmaktan hoşlanırım. Bu nedenle mümkün olduğu kadar beklenmedik söz ve davranışlar için olmaya çalışırım.
Bu durum davranışlarımda belirgin olmasa da sözlerimde çok belirgindir.
Bu nedenle kişiler beni anlamakta zorlanır :)

Farklı anlamlarda algılanabilecek cümlelerim, kişileri cümleyi hangi anlamda kullanmış olabileceğim konusunda DÜŞÜNMEYE zorlar.
İnsanların söylediklerim hakkında düşünmek zorunda kalmaları beni memnun eder.
Cümleleri hangi anlamda kullandığımı anlamaları benim için öncelikli değildir, önceliğim insanları düşündürebilmektir.

Düşünmek zorunda kalan kişiler, kendilerini tatmin edecek bir cevaba ulaşamadıklarında, cevap için sorular sormaya başlarlar.
Bu husus çok önemlidir, eğer kişileri tatmin edecek cevaplar veremezseniz "anlaşılmamanın" vahim sonucuyla karşılaşabilirsiniz.

Çok kullanılan bir sözü hatırlatmak faydalı olabilir : "Beni bir tek sen anladın, sen de yanlış anladın."

Eğer birilerinin bizi anlamadığını veya yanlış anladığını düşünüyorsak "kendimizi iyi/doğru" ifade edip etmediğimizi düşünmemiz gerekir.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 04 Oca 2013 17:12:01
Hayırlı günler dilerim.

Programımızın 06.01.2013 tarihinde yayınlanacak bölümünün konusu : ETKİLİ İNSAN
Yayın saati: 11.00 ve tekrarı aynı gün 23.00'da
İyi seyirler dilerim.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 11 Oca 2013 08:18:44
Hayırlı günler dilerim.

Programımızın bu haftaki konusu: İLETİŞİM ENGELLERİ
Yayın tarihi:13.01.2013
Yayın saati:11.00
Tekrarı: aynı gün saat 23.00'da
İyi seyirler...

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 14 Oca 2013 17:06:15
Hayırlı günler dilerim.

Kendimi Tanıyorum programının facebook sayfasında
İLETİŞİM ENGELLERİ bölümü ile ilgili paylaşımlarımı faydalı olması umuduyla aşağıya ekliyorum.


Hayırlı günler dilerim.

İLETİŞİM ENGELLERİ bölümünde kredi ekstresi ile başlayıp, kısır döngüye giren iletişim uygulaması ile ilgili düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.

1) Konuşmalara klasik girişler yapmaktan hoşlanmıyorum.
İletişim uygulaması örneğimizde konuşmaya "bugün kredi kartı ekstresi geldi" anlamında klasik bir başlangıç cümlesi kullanıldı.
Konuşma böyle başlayınca, (eğer muhatabınızı biraz tanıyorsanız) iletişimin nasıl gelişeceğini az çok tahmin edebilirsiniz ve bir kısır döngüye girilebileceğini tahmin edebilirsiniz.

2) Bu tür durumlarda, konuyu abartan, muhatabımın kendini suçlu hissedeceği, kabul etmeyeceği bir çözüm önerisi içeren bir cümle ile konuşmaya başlamayı tercih ederim.
Örnek:
- Bu yaz tatile çıkmıyoruz. (Dikkat : çıkamıyoruz değil çıkmıyoruz.)
- Nedenmiş o?
- Bugün Aralık ayı kredi kartı ekstreLERİ geldi.
...
Cümledeki çözüm önerisi kabul edilemez olduğu için, muhatabın konuşmanın devamında alternatif çözüm önerileri getirmesi gerekir ki, bu durum çözüme odaklanmaya vesile olur.
Cümle içerisinde GİZLİ bir suçlama olduğu için muhatap savunma pozisyonunda kalacaktır :)
Konuşmaya muhatabımızın kabul edemeyeceği bir çözüm önerisi ile başlamak, muhatabımızın ÇIKARIMIZA uygun olmayan çözüm önerilerini reddetme HAKKINI kazanmamıza vesile olur :)

3) Bölümde o kadar çok iletişim engeli hatırlatıldı ki, Polat bey haklı olarak mayın tarlası benzetmesi yaptı.
Bu engellere takılmadan iletişim kurmak, bana imkansız gibi gelmeye başladı.

Hatırladığım kadarıyla engelleri ve kendi yöntemlerimi paylaşmak istiyorum.
Önce bir hatırlatma:
Toplum yaşamında iletişim kuramamak imkansızdır, iletişim engelleri olarak belirlenen ilkeler iletişimi ortadan kaldırmaz, sadece iletişimin şeklini değiştirir.

- Emretme veya yönetme iletişim engelidir.

Kendi yöntemim : Emir cümlelerimi, rica cümlesi ses tonuyla söylerim, muhatabım emrettiğimin farkına varmaz :)

- Öğüt - Nasihat - fikir vermek iletişim engelidir. (Öğüt - Nasihat - fikir talep edildiğinde verilmelidir.)
Kendi yöntemim : Örnek bir olayı başımdan geçmiş gibi anlatırım, muhatabım öğüt/nasihat/fikir verdiğim duygusuna kapılmaz.

- Ahlak dersi vermek iletişim engelidir.
Kendi yöntemim : Örnek bir olayla, aynı/benzer bir hatayı (etik olmayan davranışı) ben de yapıyorum (etik davranmadığımı biliyorum, sen de  etik davranmıyorsun) mesajı vermeye çalışırım.

- Yargılama - eleştirme - suçlama iletişim engelidir.
Kendi yöntemim : Yargılamadan/eleştirmeden/suçlamadan kurulan bir kurulan bir iletişimden ZEVK ALINABİLİR Mİ?
Yargılamalarımı/eleştirilerimi/suçlamalarımı SEN dilini kullanmadan GİZLİ olarak yapmaya çalışıyorum. :)

- Ad takma - dalga geçmek iletişim engelidir.
Kendi yöntemim : Ad takma vazgeçmeye çalıştığım huylarımdan biridir. Algıya göre değişebilecek, hem iyi hem kötü anlamı olan adlar/sıfatlar takmaya özen gösteriyorum.
Muhatabım kötü anlamda kullandığımı iddia ederek beni suçlarsa, iyi anlamında kullandığım şeklinde savunmamı yapıyorum :)

- Güven vermek iletişim engelidir.
Kendi yöntemim : Sözlü olarak güven vermeyi tercih etmiyorum ama güven vermek anlamına gelecek davranışlarım oluyor.

- Tehdit etmek iletişim engelidir.
Kendi yöntemim : Konuşurken sopamı asla masanın üstüne koymam. Her zaman giysimin iç cebindedir. Dışarıdan bakıldığında giysimdeki şişkinlikten sopa olduğu anlaşılır ama o kadarda olsun artık :)

- İncelemek - araştırmak için sormak iletişim engelidir. (Soru merak edildiği için sorulmalıdır.)
Kendi yöntemim :
Sofi'nin dünyası isimli kitapta şu şekilde bir paragraf mevcuttur :
***
O (SOKRATES) genellikle konuşmanın başında soru sorardı.
Böylece hiçbir şey bilmiyormuş gibi yapardı.
Konuşma sırasında genellikle karşısındaki kişinin kendi DÜŞÜNCE BİÇİMİNDEKİ ZAYIFLIKLARI görmesini sağlardı.
Sonunda konuştuğu kişinin bir köşeye sıkıştığı ve neyin doğru neyin yanlış olduğunu kendine itiraf etmek zorunda kaldığı olurdu.
***
Sokrates'in kullandığı kullandığı metodu kullanmaya çalışıyorum.

4) Programımızda hangi konunun tartışılacağı sorusuna verilen cevaplarda bayanlardan kaynaklanan sorunlar dikkat çekti.
Bu durum şu teorimi desteklemektedir : Bayanlar, başlı başına bir sorundur. :)

5) Programımızda labirent örneği verilerek, çözüm için hedef noktadan başlanılması gerektiği hatırlatıldı.
Çözüm için hedef noktadan başlanılması gerektiğine katılıyorum fakat çözüm önerilerinin her zaman MAKUL olması gerektiği düşüncesine katılmıyorum.
Önce MAKUL OLMAYAN çözüm önerileri sunularak, neden olamayacağı üzerinde UZLAŞILMASI, MAKUL öneriler üzerinde UZLAŞMAYI kolaylaştıracaktır.

6) İletişimin sağlıklı İLERLEYEBİLMESİ için gerektiğinde bazı engellerin konulması gerektiğini düşünüyorum. Aksi takdirde mayın tarlasında İLERLEMEK mümkün olmayacaktır.
Zaman zaman kullandığım engeli koy, engeli kaldır taktiğini herkese tavsiye ederim.
Örnek -1:
- Beğenmek / tasdik etmek / hak vermek iletişim engelidir.
Genellikle spor kıyafetler giyinen bir bayan arkadaş vardı.
Bir gün benim mini olarak tanımladığım, diz üstü bir etek giyinmişti.
Bir kaç gün sonra uygun bir tarzda konuyu açarak, giydiği etek kıyafeti çok BEĞENDİĞİMİ, kendisine çok yakıştığını fakat kıyafetinden (dikkat çektiği için) rahatsızlık hissettiğimi belirttim.
O arkadaşın bir daha diz üztü etek giydiğini görmedim.

Örnek -2:
Bir kişinin YAPTIĞI bir şeyi BEĞENDİĞİMİ ifade ederim. Daha sonra şurası şu şekilde olsaydı daha iyi olurdu, şurası olmasa da olur gibi eleştirilerimi sıralarım :)

Herkese engelsiz iletişimler dilerim.

***************
Hayırlı günler dilerim.

İLETİŞİM ENGELLERİ bölümü haftanın sorusu :
Birisiyle konuşurken, hangi tavırlarla karşılaştığınızda rahatsızlık hissedersiniz.

Soruya cevabımı yazmadan önce mizah amaçlı yazılmış işyeri kurallarından bazılarını paylaşmak istiyorum.

Alıntı
2 - Bu işyerinde hasta olmak mazeret olarak kabul edilemez. Getireceğiniz rapor hastalığınızın kanıtı sayılmaz. ( Doktora kadar gidebilenin işe de gelebeceği varsayılır.)
3 - Patron her türlü ameliyata çok kızar. O, sizi tüm organlarınızla işe almıştır. Ameliyatla alınan her organ için maaşınızdan kesinti yapılır. ( Patron sizi bütün organlarınızla birlikte işe almıştır.)
4 - Birinci derece de dahil tüm akraba ölümleri, izin almak için bahane teşkil etmez. Ölen sizseniz bu geçerli mazerettir. Ancak, iş hukuku açısından bu durumu 15 gün önceden haber vermeniz zorunludur. (Böylece iş aksamaksızın yerinize birisi yetiştirilecektir.)

Birisiyle konuşurken çözüm önerilerimin BASİT BAHANELERLE/MAZERETLERLE kabul edilmemesinden rahatsızlık hissederim.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 14 Oca 2013 17:07:42
Hayırlı günler dilerim.

İLETİŞİM ENGELLERİ bölümü

Tavsiye edilen filimler

Bir Konuşabilse (Lost in Translation)
Yapım:2003 - ABD,  Japonya 
Tür:Dram,  Komedi,  Romantik 
Süre:101 dakika
Yönetmen:Sofia Coppola
Oyuncular:Scarlett Johansson, Giovanni Ribisi, Bill Murray, Catherine Lambert, Yasuhiko Hattori
Filmin Özeti
Bob Haris ve Charlotte Tokyo’da ikİ Amerikalıdır.
Bob, Tokyo’ya bir viski reklamında oynamak için gelmiştir, Charlotte ise işkolik bir fotoğrafçı olan kocasının peşinden sürüklenmiştir.
Her ikisini de uyku tutmayınca, bir gece lüks bir otelin barında yolları kesişir.
Bu buluşmanın sonunda aralarında sıkı bir dostluk başlayacaktır.
Birlikte Tokyo’yu keşfe çıkarlar, Tokyolularla aralarında çok komik olaylar geçer ve sonunda bambaşka yaşamların mümkün olduğunu keşfederler.

Mesaj (Contact)

Yapım:1997 - ABD 
Tür:Bilim Kurgu,  Dram,  Gerilim,  Gizem 
Süre:150 dakika
Yönetmen:Robert Zemeckis
Oyuncular:Jodie Foster, Matthew McConaughey, William Fichtner, John Hurt, David Morse

Filmin Özeti
Astronom Dr. Arroway, Bir gece Vega yıldızından gelen bir sinyal keşfeder.
Arroway'in bu keşfi bütün Amerika'yı ayağa kaldıracaktır.
İşin daha da tuhaf olan tarafı, Vega yıldızından gelen bu sinyaller birleştirildiğinde bir teknolojik aracın yapım planı ortaya çıkmaktadır.
Bu bir truva atı mıdır? yoksa başka gezegen ve galaksilere seyahatin yolunu açan bir makine midir? Bunu öğrenmek için Amerikan Hükümeti makineyi yapmaya karar verir.

Tavsiye edilen kitaplar

İletişimin Tao'su - Michael Kahn
İletişimsizlik Becerisi - Prof. Dr. A. Kadir Özer

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 18 Oca 2013 16:33:49
Hayırlı günler dilerim.

Programımızın bu haftaki konusu : JENERASYON FARKLARI
Yayın tarihi: 20.01.2013
yayın saati: 11.00
Tekrarı aynı gün 23.00'da
İyi seyirler...

Not: JENERASYON : Toplum bilimi, Kuşak

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 21 Oca 2013 16:29:49
Hayırlı günler dilerim.

Programımızın JENERASYON (Nesil, Kuşak) FARKLARI bölümünde

Tavsiye edilen filmler

Altın Göl (On Golden Pond)
Yönetmen: Mark Rydell
Oyuncular: Katharine Hepburn, Henry Fonda, Jane Fonda, Doug McKeon, Dabney Coleman
Tür: Drama
Yapım Yılı: 1981 (109 dk)
Yapım Ülkesi: İngiltere, ABD
Filmin Özeti
Ethel ve Norman Thayer (Katherine Hepburn ve Henry Fonda) tatillerini New England’da bulunan Altın Göl’deki yazlık evlerinde geçirmektedirler.
Kızları Chelsea (Jane Fonda) yeni sevgilisi Bill (Dabney Coleman) ve oğlu Billy’le (Doug McKeon) onları ziyarete gelir.
Üç jenerasyon bir araya gelmiştir. İlk başlarda geçinemeyen Norman ve Billy, Chelsea’nin babasıyla asla başaramadığı bir dostluk kurar.
Norman, kızının sevgisini eliyle itmesinin acısını içinde yaşamaktadır.


Asi Gençlik (Rebel Without A Cause)

Yönetmen: Nicholas Ray
Oyuncular: James Dean, Natalie Wood, Sal Mineo
Tür : Dram
Ülke : ABD
Filmin Özeti

Ailesiyle birlikte Los Angeles’a taşınan onyedi yaşındaki Jim, öğrenimine Dawson Lisesi’nde devam edecektir. Çeşitli haylazlıkları ve sorunları bulunan bu asi genç, bir gün toplum içinde içki içme yasağını deldiği için polis tarafından tutuklanır. Genç çocuğun annesi, babası ve büyükannesi Jim’i kurtarmak için polis istasyonuna vardıklarında Jim’in ailesini yavaş yavaş tanımaya başlarız. Bu aile sık sık kavga ediyor, ortada suçlanan tek kişi Jim oluyordur.
Dönemin orta sınıf Amerikan gençliğinin gerçekçi bir portresini çizen film gençlik, ahlak, Amerikan aile yapısı ve kuşak çatışmaları üzerine önemli yorumlar yapıyor.

Tavsiye edilen kitaplar

Oğlunuzla konuşmalar
Yazar : Dr. Mary Polce - Lynch

Toplumsal Tarihte Çocuk
(Toplumsal Tarihte Çocuk Sempozyumu)
Tarih vakfı yurt yayınları


Haftanın sorusu : Sizce yaşlıların gençlerden öğreneceği neler olabilir?

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 22 Oca 2013 17:00:07
Hayırlı günler dilerim.

Haftanın sorusu : Sizce yaşlıların gençlerden öğreneceği neler olabilir?

Sofi'nin dünyası isimli kitaptan bir alıntı :

- Değişmedin de ondan! "Değişen" hiçbir şey yoktur. Sen de sadece geliştin, büyüdün...

Haftanın sorusuna gençlerin kullandığı bir sloganı biraz değiştirerek cevap vermek istiyorum :

- GELİŞMEK HAKKIMIZ, SEVE SEVE ALIRIZ. :)

Gençlerle iletişimini azaltanlar, zaman içinde kişisel gelişimlerini sonlandırmakta, gelişmelere uyum sağlayamamaktadırlar.
Gençler sürekli gelişim içindedirler ve gelişmelere daha kolay uyum sağlayabilmektedirler.
Onların bu özelliklerinden azami dercede istifade edebilmeliyiz.


Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 26 Oca 2013 16:50:41
Hayırlı günler dilerim.

Programımızın bu haftaki konusu : HEPLER ve HİÇLER
Yayın tarihi: 27.01.2013
Yayın saati: 11.00 ve tekrarı aynı gün 23.00'da
İyi seyirler

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK