Hayırlı günler dilerim.
Aşağıdaki bilgiler [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] linkinden alınmıştır.
Barbiana öğrencilerinden mektup
EĞİTİMLE İLGİLİ ROMANLAR (19)
BARBİANA ÖĞRENCİLERİNDEN MEKTUP
Türkçesi: Sevgi KaracaBülent Özen
Roman Hakkında Bilgi:
Barbiana Öğrencilerinden Mektup adlı eser, öğrencilerin öğretmenlerine yazdıkları mektuplardan oluşur.1967de İtalyada yayınlanmasından sonra Fransa, Belçika, İsviçre, Almanya, Yunanistanda yayınlanan ve tüm Avrupa ülkelerinde eğitim sorunlarına değinen önemli kitaplar arasında yer almıştır. Mektup, İtalyan Edebiyatında çok az rastlanan sade, kolay anlaşılır bir dille ve Avrupa Burjuva Edebiyatında ender rastlanan analitik bir akıl yürütmeyle yazılmıştır.
Romanın edebi Özeti:
İtalyanın küçük bir köyü olan Barbianada Milli Eğitime bağlı olmayan bir okul vardır. Bir üniversite profesörünün oğlu olan köy papazının, köylülerin ve çocukların hep birlikte kurdukları bir okuldur. Bu çocukların çoğu Milli Eğitimin sınıfta bıraktığı, okumaya karşı kabiliyeti yok deyip kenara attığı çocuklardır.
Bu okulun sekiz öğrencisi, eski öğretmenlerine bazı konuları aydınlatacak bir mektup yazmayı kararlaştırır. Barbiana öğrencileri yazdıkları mektupla eğitim sisteminin en temel bozukluklarını gözler önüne serer.
Romanın Eğitimin Öğeleri Açısından İncelenmesi:
I. ÖĞRENCİ
Barbiana öğrencileri, Milli Eğitimin sınıfta bıraktığı, okumaya karşı kabiliyeti yok deyip bir kenara attığı çocuklardır. Sınıfta kalarak, toprağa mahkum olan, fakir aile çocuklarıdır. Aralarında; tatili, şamata yapmayı bir hak, okulu bir bela olarak gören çocuklar da vardır. Okulun öğrenmek için bir nimet olduğunun farkında olmayanlar bir hayli çoktur. Barbianaya gelen öğrenciler kararlı, okula gitmek için her türlü şartları kabul eden öğrencilerdir. Fakir öğrencilere ikinci dereceden bir eğitim verildiği, zengin çocuklarına ayrım yapıldığını dile getirirler.
Gianni, on dört yaşında, dikkatsiz, okumaya karşı alerjisi olan bir öğrencidir. Sınıfta kalır ve Gianni Barbianaya da gelemez. Boş zamanlarında iyi kurulmuş bir oyuncak misali, modayı takip eder, dansla, stadyuma gitmekle vaktini geçirir.
Doktorun oğlu Pierino, zengin olduğu için seçilmiş öğrenciler arasındadır. Fakir öğrenciler sürekli aşağılanır, bu öğrencilere arabanın beşinci tekerleği muamelesi yapılır. Aptal ve tembel öğrenciler sınıfta bırakılır. O halde ortaya çıkan sonuç; Allah bütün aptal ve tembelleri fakirlere doğurtur. Burjuvaların da problem çocukları var ama onlar başarıya ulaştırılır. Barbianada kız öğrenciler okula gelememiştir. Sebebi ya yolun elverişsizliği ya da babalarının cahilliğidir.
II. ÖĞRETMEN
İmtihanlarda, öğrenciyle savaşır gibi davranılır. Notlar, sınavlar, karneler ardında kişisel çıkar yatar. Engelleri yok edecek yerde özel dersler vererek eşitsizliği pekiştiren öğretmenler de vardır. Sorunları değil, sınıf geçecek olan seçkinleri görürler. Layık olmayanı geçirmek çalışkan, iyi öğrencilere karşı bir haksızlıktır. Çocukların okuldan nefret ettiği, oyunu daha çok sevdiği söylenir ama öğrencinin hiçbir zaman fikri alınmaz. Yardım eli uzatmak yerine, öğrencileri okul dışına iten öğretmenler vardır. Öğrenciyle yakından ilgilenmezler. Eğitim ve öğretimde eksiklikleri gidermek öğretmene düşer, bu konuda çalışma yapmazlar. Öğretmenin en dürüst gayesi, insanın kendini başkalarına, topluma adamasıdır. Mesleğe hiçbir sevgi beslemeyen, sırf rahat bir iş olduğu için kadrolara giren bir sürü insan vardır. Bunlar gerçek öğretmen değildir. Barbianada birincileri el üstünde tutan, köy çocuklarını dikkate almayan öğretmenler yoktur. Öğretmenlerin en yaşlısı on altı, en küçüğü ise on iki yaşındadır.
III. EĞİTİM PROGRAMI
Okulda zengin ve fakir çocuklar arasında ayrım yapılır, okul hala zenginlerin ölçülerine göre ayarlanır. Kariyer, kültür, aile, okul şerefi vb. ölçütlere göre ödevlere not verilir. Öğretmenlere göre öğrenciler mükemmel olmak zorundadır. Mükemmel olmadıkça ilerleyemez. Okulda öğrenciler büyümüyormuş gibi hep aynı şeyler okutulur. Öğrencilerin kişisel gelişimlerine hiçbir zaman önem verilmez. Barbianada da yallah çayıra dedirten öğrenciler vardır. Ama onlar okuldan kovulmaz, onlar dışlanmaz. Eğer okuldaki yöntem uygulansaydı okul, okulluktan çıkardı.
Barbianada teneffüs, tatil yoktur. Bilinen okullardan farklıdır. Kürsü, kara tahta, sıra yoktur. Sadece ders yapılan ve yemek yenen bir masa vardır. Öğrenciler masa etrafında kitaplarıyla toplanır. Dersler, öğretmenlerle yapılır. Öğrenciler hem öğretmenle hem de birbirleriyle birebir iletişim içerisindedir. Yanlış yapıldığı zaman kıyamet kopmaz. Dersler sıkıntı, korku duymadan, olaysız geçer. Barbianada not almak yoktur. Bir şeyler öğretebilmek için illa diploma almaya gerek yoktur.
Öğrenciler, yabancı dilleri okuldan değil plaklardan öğrenir. En geçerli, en çok kullanılan kelimeleri öğrenir. İyi öğrenilmiş bir tek dil yerine az da olsa birkaç dil öğrenmeyi tercih eder. Böylece herkesle anlaşabilecek, yeni insanlar tanıyacak ve anlam sorunlarını öğreneceklerdir.
Sınavlarda yapılan haksızlık, öğrencileri dersten nefret ettirir. Soruların zorluğu, hayatta karşılaşılan zorluklara göre ayarlanmalıdır.
Romanın Değerlendirilmesi:
Öğrencilerin dile getirdiği eleştiriler, tüm öğretmenlerin de varlıkları inkar edilemez. Mükemmel bir eğitimin gerçekleşmesi beklenemez; ama olumsuzluklar şartlara göre en aza indirilebilir.
Zengin çocukları, modern ortamlarda yetişmektedir. Evleri kitaplarla, kültür hazineleriyle doludur. Anne-bana tarafından sürekli ilgilenilen, her türlü ihtiyacı giderilen çocuk niye başarılı olmasın ki? Sabah akşam vaktini tarlada çalışmakla geçiren fakir ailelerin, temizliğe gidip çocuklarını ihmal eden annelerin çocukları ne yapsın?
Okul, en büyük dert olarak tanıtıldıktan sonra çocukların okulu sevmeleri nasıl beklenir? Çocuk evde bulamadığı sevgiyi şefkati okulda, öğretmenlerinde arar. Okulda da bulamadığı zaman ruhsal doyuma ulaşamayan çocukta nefret duygusu hakim olur ve başarısızlık kaçınılmaz olur.
Öğretmenler; kişisel ve mesleki özelliklerini, öğretmenlik mesleğinin gerektirdiği şekilde kullanmalıdır.
Sonuç:
Bu kitap öğretmenlerden çok ana-babalara ithaf edilmiştir. Hem öğretmenlerin hem de anne-babaların örgütlenmeleri için bir davet niteliği taşımaktadır.
Milli Eğitimin sınıfta bıraktığı, başarısız kabul edilen öğrenciler Barbiana Okulunda az çok kendilerini yetiştirmiştir. Başarısız olan öğrenciler de vardır.
Yazmak üstün zekaya ya da yeteneğe değil, kafayı zorlamakta tembellik etmeyip her an gerçeğe biraz daha yaklaşma inadını göstermeye bağlıdır diyen Barbiana Öğrencileri, bu inadı göstererek yazdıkları mektupla eğitim sisteminin en temel bozukluklarını gözler önüne sermiştir.