"ELLİ YAŞ ÜSTÜNDEKİ HERKESİ ÖLDÜRÜN"
Padişahın Emridir. Elli yaşının üstündekiler toplanacak ve infaz edilecektir. Gençlerden biri, babasını samanlığın altına yaptırdığı özel sığınağa saklar. Elli yaşın üstündekiler toplatılır ve infaz edilir. Padişah uyanıktır.
Bakar ki bir direniş olmamış, hatta babalarını kendi elleriyle teslim edenler bile olmuştur...
Aradan bir süre geçtikten sonra, Padişah "kırk ile elli yaş arasındakileri deniz kenarına toplayın" der, toplanır!
Padişah; "size üç gün süre! Üç gün sonra geleceğim bana kumdan tespih yapacaksınız, eğer beceremezseniz hepinizin başı kesilecek" der.
Bir gün geçer kumdan tespih yapmak ne mümkün, ikinci gün geçer yine bir şey yapılamaz! Üçüncü günün akşamı babasını sakladığını bile ölüm korkusundan unutan genç adam, koşar babasının yanına durumu anlatır...
Süre bitmiştir. Ortada tespihten eser yoktur. Cellatlar hazırdır.
Ahali korku içinde kimisi eşinin, kimisi babasının, kimisi abisinin, kimisi en yakınının infaz kaygısı içindedir...
Padişah infaz emri için alana gelir.
"Verilen süre doldu, görevi yerine getiremediniz" der ve tam cellatlara infaza başlayın diyecek ken;
Babasını gizleyen adam, padişaha tüm ahalinin duyacağı ses tonuyla seslenir;
"Padişahım biz bu görevi yerine getirebilirdik, lâkin bir sorun niye getirmedik" der. Padişah; olmayacak bir şeyin cevabı da olamıyacağını bildiği için, alaycı bir ifadeyle"neden" der.
Genç adam cevap verir. "Hünkarım biz çok düşündük kumdan tespih tanelerini yapmak zor değil. Lakin bunun imamesi nasıl olacak? Padişahımız ya beğenmez se... Siz bu konuda tüm diyarın en iyisisiniz, siz varken imameyi bizim yapmamız! ne haddimize...
Siz imameyi yapın, biz de taşları etrafına hemen diziverelim" der.
Padişah çok zor durumda kalmıştır.
İnfaz emrini veremez, mecburen "tamam sizleri afettim" demek zorunda kalır.
Döner vezirlerine; "beceriksiz herifler! hani ihtiyarların hepsi ölmüştü? Kesinlikle tecrübeli birini gözden kaçırdınız!" der...
Evet üretilen bir virüs yaşamımızı ve dünyamızı alt üst eder iken; diğer tarafta hedef aldığı kitle! aslında en kıymetlilerimiz olan, hafızamız olan, bir sözleri ile bizi yaşatacak ya da kırk yıl ileri götürecek olan tecrübelilerimizi hedef almakta...
Maalesef öyle bir psikolojik duruma geldik ki; neredeyse virüsün sebebi ilan edeceğiz onları. işte bunu onlara yapmayalım, onları incitmeyelim...
Tıpkı babasını gizleyen o evlat gibi, onlara çok kıymetli olduklarını, onlara çok ihtiyacımız olduğunu, onlarsız bu karanlık yoldan çıkamayacak olduğumuzu ve onları çok sevdiğimizi hissettirelim ve şunu unutmayalım; onları feda edersek sıra bize gelecek...
Mesela ben kırk yaşındayım, kumdan tespih nasıl yapılır onu da bilmem...
Çok krizler yaşadık hayatımızda lakin; rahmetli babam ve anam hep bir yol bulur bizi çıkarırdı.
Sıkı sıkı sarılın korkmayın, onlar bizim olsa olsa PANZEHİRİMİZ olur.
Yeter ki biz onların VİRÜSÜ olmayalım...
Evinde kal değil;
BİZİMLE KAL DEME VAKTİDİR.
-alıntı-