Merhaba Ya Şehr-i Ramazan. Hoş Geldin 11 Ayın Sultanı Gönüllerin Nuru Huzuru

Çevrimdışı gokhan67

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.038
  • 26.684
  • Müdür Yardımcısı
  • 4.038
  • 26.684
  • Müdür Yardımcısı
# 18 Haz 2015 20:34:11
Hayırlı iftarlar hane halkı....

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.795
  • 227.350
  • 28.795
  • 227.350
# 18 Haz 2015 20:51:42
Rabbim kabul eylesin.
Selam ve dua ile..

Çevrimdışı seliali

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 4.869
  • 31.326
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 4.869
  • 31.326
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 18 Haz 2015 21:53:35
Ramazan ayının orucunu ve her aydan üç gün oruç tutmanın göğsün ‘vahar’ını (Arapçada kin, gayz, öfke, düşmanlık, vesvese, hile, sinirlenme) giderdiği belirtilirken; başka bir hadiste de her aydan üç gün oruç tutmanın göğsün ‘mağarra’sını (şeytanın pisliği) temizlediği nakledilmiştir.
fendimiz’in (s.a.v.) seferlere çıktığında dahi aksatmadığı bir sünnet varmış... Kameri ayların 13, 14, ve 15. günlerinde oruç tutmak... Çeşitli hadislerde Ramazan ayının orucunu ve her aydan üç gün oruç tutmanın göğsün ‘vahar’ını (Arapçada kin, gayz, öfke, düşmanlık, vesvese, hile, sinirlenme) giderdiği belirtilirken; başka bir hadiste de her aydan üç gün oruç tutmanın göğsün ‘mağarra’sını (şeytanın pisliği) temizlediği nakledilmiştir. (1)
Yapılan son araştırma sonucunda elde edilen veriler, bu eşsiz sünnetin hikmet dünyasındaki yankılarını haykırmakta. Araştırmada üç gün boyunca oruç tutmanın yaşlı insanlarda dahi bağışıklık sistemini yenileyebildiğini göstermekte. Besin uzmanlarının oruç tutmak hususundaki olası sakıncaları barındıran düşüncelerinin aksine, oruç tutmanın kök hücrelerin aktifleşmesini arttırarak bağışıklık sistemi hücreleri olan akyuvarların (beyaz hücrelerin) yenilenmesini sağladığı gözlemlendi. Böylelikle oruç tutan denek insanların bağışıklık sisteminin enfeksiyonlara karşı daha hazırlıklı olabileceği düşünülüyor. Bilhassa, kanser hastalarının kemoterapi seansları sonucu zarar görmüş bağışıklık sistemi hücrelerinin oruç tutmak yoluyla vücuttan temizlenebileceği yorumlanmakta.
Aynı durum, bağışıklık sisteminin zayıf olduğu insanlar için de geçerli. Oruç tutmak vesilesiyle bağışıklıklarını arttırabilecekleri öngörülmekte. Araştırmacılar özellikle ‘oruç döngülerinin’ bir yenilenme özelliğine sahip olduğunu keşfetmekteler. Oruç tutan vücut, gereksiz enerji harcamasını azaltarak bağışıklık sistemi hücrelerini öldürmeye çalışmakta; kök hücreler yardımıyla tekrar çoğalan ve yenilenen akyuvar hücreleri enfeksiyonlarla ve kanserle vücudun savaşmasında pozitif bir rol aldığı düşünülmekte. Deneklere üç gün boyunca oruç tutturulması sonucu, hastaların kemoterapi ilaçlarının zehirli etkilerinden korunduğu bulundu.
Böylelikle oruç tutan vücudumuz, yaşlı veya zarar görmüş akyuvar hücrelerinden arındırılırken; çoğalan ve yenilenen bağışıklık sistemiyle kendi dengesini yeniden kurmaya çalışmakta. Bundan dolayı araştırmacılar ‘oruç döngülerinin’ yeni bir bağışıklık sistemi oluşmasında çok etkili olduğunu belirtmekteler. Bununla birlikte, oruç tutma süresinin günden güne uzatılmasıyla vücudun glikoz (şeker) ve yağ kaynaklarını eritmeye zorlandığı ve beyaz kan hücrelerinin sayısını da artan oranda azalttığı belirtilmekte. Ve tekrar beslenme (iftar) sonucu akyuvar hücrelerinin yenilenerek geri gelebildiği görüldü. Oruç süresinin uzatılmasıyla kanser riskini ve tümör oluşumunu tetikleyen ve bilhassa yaşlılıkla ilişkisi olduğu görülen PKA enziminin azaldığı keşfedildi. Bu durum, orucun kanserden korunmaya ve vücudun genç kalmasına karşı pozitif etkiye sahip olduğunu gösteriyor...
Güney Kaliforniya Üniversitesi’nde ‘orucun vücut üzerindeki etkileri’ üzerindeki araştırma sonuçlarını açıklayan Yaşlılık Hastalıkları Bilimi uzmanı Valter Longo’nun şu sözü, oruç tutmanın hikmetlerine ışık tutuyor: ‘Şimdiye kadar oruç tutmanın zararlı etki yapacağına dair hiçbir kanıt yok; fakat yararlarıyla ilgili ellerimizde çok sağlam sonuçlar var...’
Kaynakça:
1- Ahmed bin Hanbel. Müsned. el-Fethu’r-Rabbanî, c. 10. (Nafile oruçlar babı).
2- Sarah Knapton. The Daily Telegraph. National Post Wire Services. Fasting for three days renews entire immune system, protects cancer patients, ‘remarkable’ new study finds. Haziran 2014

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.795
  • 227.350
  • 28.795
  • 227.350
# 18 Haz 2015 23:57:44
Bilelim hasma karşı koymasını, Bizi cansız bırakma Allah'ım! Yarının yollarında yılları da, RAMAZANSIZ bırakma Allah'ım!

Çevrimdışı ılgın01

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.100
  • 6.273
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 2.100
  • 6.273
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 21 Haz 2015 11:31:51
ORUÇLUNUN İFTARINI AÇTIKTAN SONRA YAPACAĞI DUÂ

“(Kuruluğun gitmesiyle) susuzluk gitti; damarlar ıslandı, (yorgunluk ortadan kalktı ve) Allah’ın izniyle ecir sâbit oldu.” Ebu Dâvud, (2/306)

Çevrimdışı ferdem

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.415
  • 27.381
  • 4.415
  • 27.381
# 21 Haz 2015 12:07:26
ÇOCUK VE ORUÇ
Çocuklarımıza Ramazan ayında pek çok yönden diğer zamanlardan daha iyimser ve şefkatli bir ortam sunmak için çabalamalıyız. Bu güzel rahmet ayında çocuklarımıza karşı asla sinirli, telaşlı, hoşgörüsüz davranmamalıyız. Aksi durumda ibadetlerin insan üzerinde uyandırdığı yüce, güzel duygu ve düşünceleri onlara kabul ettirmekte hiç şansımız kalmayabilir.
Okul öncesi çocuklar oruç tutmak isterlerse nasıl davranalım?
Okulöncesi yaşlardaki çocuklara oruç tutturmak uygun değildir. Ancak çocuklar, sahura kaldırılabilir, 2-3 saatlik veya yarım günlük denemeler yaptırılarak tam gün tutmuş gibi sevindirilebilir. 7-10 yaşlarındaki çocukların sağlık durumları müsaitse hiç olmazsa birkaç gün oruç tutturulabilir. Örneğin, çocuğun tuttuğu yarım günlük orucu, küçük hediyeler karşılığında "satın alabiliriz".
10-13 yaşlarda ise oruç ibadeti daha ciddiye alınmalıdır. Çünkü bu yaşlar ergenliğin başlangıcıdır ve artık ibadet sorumluluğu da başlamaktadır. Çocuklar 'Niçin oruç tutmalıyım?' diye sorduğunda 'Allah böyle emrettiği için' şeklinde bir cevap vermek yerine, onlara oruç ibadeti hakkında detaylı bilgi vermek gerekir. Orucun kazandırdığı irade, sabır, kendine hakim olma, öz denetim, paylaşma, sahip olunanların değerini anlama, şükretme gibi önemli özellikleri açıklanmalıdır. Elbette bunu sadece lafla değil, önce kendimiz yaşayarak anlatmalıyız.
İçinde bulunduğumuz Ramazan ayı, çocuklarımıza ibadet alışkanlıkları ve ahlaki değerleri kazandırma noktasında anne-babalar için güzel bir fırsat olabilir. Çocuklar, görerek ve taklit ederek öğrenir. Ramazan ayı içerisinde yaptıklarımız ve yapmadıklarımız, çocuklarımızın kişiliği üzerinde oldukça etkilidir. Bu nedenle güzellikleri sadece anlatmayıp bizzat yaşatmalıyız.
Prof. Dr. Mehmet Emin AY

Çevrimdışı ılgın01

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.100
  • 6.273
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 2.100
  • 6.273
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 22 Haz 2015 01:43:04
sultan🌹HOŞGELDİN RAMAZAN🌹 Hoşgeldin ey ayların sultanı, ayların en güzeli hoşgeldin!
 Nurlarını saçarak, rahmet pazarını açarak geldin. Sahurunla, iftarınla geldin.
Nasılda özlemişim seni,
sensiz geçen on bir ayda farketmemişim bunu. Sen gelince anladım on bir aylık yokluğunu.
Ne çok şeyi farkediyorum gelişinle beraber,
Gecenin en özel saatlerini, vuslata eriştiğim zaman, beklemenin güzelliğini, suyun ne denli lezzetli olduğunu mesela, acıktığım vakit yemeğin tadını farkediyorum. İftar saatinde Rabbime kul olduğumu ve bunun ne kadar özel ve ayrıcalıklı bir durum olduğunu farkediyorum.
Senin her halini seviyorum ben; Senede sadece bir ay da olsa, misafirliğini beklemeyi seviyorum.
El açıp dua ederken, taa ciğerlerimi dolduran huzuru seviyorum.
Ruhumu okşayan rahmet esintisini, duaların gözyaşlarıyla buluşmasını seviyorum. Nimetler gözlerimin önünde serili iken, onlara sırf Rabbimin rızası için dokunamayışımı seviyorum.Tüm şımarıklığıma ve nankörlüğüme rağmen, beni her sene ziyaret edişini seviyorum. Bazen hediyelerini almayı bilemesem de, hep elin kolun dolu gelişini seviyorum.
İşte yine geldin canım... Rabbimin izniyle yine rahmet getirdin, mağfiret getirdin yine. Bunca isyan ve nisyanımıza rağmen, tüm güzelliğin ve cömertliğinle geldin.
Yüreğime hoşgeldin sevgilim,
hoşgeldin Ya şehr-i ramazan hoşgeldin

Çevrimdışı ılgın01

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.100
  • 6.273
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 2.100
  • 6.273
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 22 Haz 2015 11:37:36
......

Çevrimdışı ılgın01

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.100
  • 6.273
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 2.100
  • 6.273
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 22 Haz 2015 13:04:05
Annesi küçük kızına üç ayların girişiyle beraber, Ramazanın ne kadar güzel bir ay olduğunu anlatmaya başlamış, küçük kızı yavaş yavaş orucun atmosferine hazırlamaya çalışmıştı. Ramazana bir kaç gün kala küçük kızın heyecanı tavan yapmış, “Ramazana kaç gün kaldı?” sorusunu bıkmadan usanmadan sorup durmuştu. Annesi orucu, iftarı öyle anlattı ki küçük kıza, küçük kız, en sevdiği arkadaşını bekler gibi beklemişti ramazanı.

Nihayet ramazan gelip çattığında, ilk sahur heyecanı bütün evi sarmıştı. “Anne” dedi küçük kız, “Sen beni sahura kaldırırsın değil mi?” “Elbette kaldıracağım” dedi annesi sıcak bir tebessümle. Doğrusu o gece küçük kız için uyumak hayli zor olmuştu.

Nasıl kaygılı bir yatıştı ki o, annesi sahur için kaldırmaya geldiğinde küçük kız ilk sesle yatağında doğrulmuştu. Kalktı. Lavobaya yöneldi. İtinayla yüzünü yıkadı. Annesinin hazırladığı sofraya oturdu. Gece gece sofraya oturmak biraz garip gelmişti ona ama bir görev bilinciyle besmele çekip ilk lokmasını aldı.

Canı pek yemek istemediği için lokmaları gayet küçük alıyordu. Bir yandan da annesinin ramazana dair sözleri kulağında çınlıyordu. “Yılda sadece bir aylığına gelen önemli misafirdi ramazan. İnsan niyet ettimi, kolay kolay acıkmaz, susamazdı. Oruç tutan insanı şeytan sevmez ama melekler hayran olurlardı. Ramazan sadece müminler için, Allah’ın bir hediyesiydi. Annesinin iftarın sevincini, reyyan kapısını, kevser havuzunu, cenneti anlatırken gözlerinin nasıl dolu dolu olduğunu hatırladı. Annesi bu işi gerçekten çok önemsiyordu…

Az da olsa bir şeyler yedi. Suyunu içti, niyet etti ve yattı… Sabah kalktığında annesinin yanına gidip “Anne ben hiç susamadım. Acıkmadım da” dedi..:) “Daha erken” dedi annesi. “Akşama daha çok vakit var.”

Ramazan o yıl en sıcak zamanlara rastlamıştı. 8 yaşlarında bir çocuğun uzun saatler boyunca oruçlu kalması pek kolay değildi ama küçük kız kararlıydı…

O gün öğlene doğru çalan bir telefonla, iftara, şehrin diğer ucundaki babaanne ve dedelerine gideceklerini öğrendiler.

Babaanneye yardım etmek için biraz erken gitmeleri gerekiyordu. Özenle hazırlandı küçük kız. Gözleri umut dolu, gözleri bir çift yıldız…

Otobüs durağında biraz fazla bekleyince, hafiften susadığını hissetti ama bunu hiç belli etmedi. Alnında oluşan boncuk boncuk terleri elinin tersiyle sildi…

Nihayet otobüs gelince, en acelesinden kendisini ilk boş koltuğa attı. İlk durakta otobüste hiç boş yer kalmamış, ayaktaki yolcular birikmeye başlamıştı. Hemen yanıbaşlarında orta yaşlarda bir hanımın beklediğini gören anne, küçük kızı kucağına alıp, kadına yer verdi. Kadın koltuğa yerleşir yerleşmez “Çok sıcak!” dedi kadın. Önce çantasından yelpazeyi çıkarıp bir kaç kez yüzüne doğru salladı. Dağınık olan saçlarını tokasıyla toparladı. Küçük kız kadını göz ucuyla süzerken, kadın yeniden elini çantasına atıp bir şişe su çıkardı. Küçük kız başını biraz daha çevirip kadına daha dikkatli baktı. Kadın şişenin kapağını açarken, küçük kız kadının ne yapacağını gerçekten merak ediyordu… Kadın şişeyi ağzına götürüp büyük bir iştahla içmeye başladı. Küçük kız bir kadına, bir annesine baktı. Annesi usulca çevirdi küçük kızın başını. Sanki güzel bir rüya kabusa dönüyordu. Küçük kız gördüğüne anlam veremiyordu…

Kadın suyu her yudumlayışında derin bir “Ohh” çekiyor, havanın sıcaklığından dert yanıyordu. Bir ara suyu dudakları kupkuru olan küçük kıza doğru uzatıp “İçer misin?” dedi aymazca. Küçük kız ağzını sıkıca kapatıp, kafasını iki yana salladı. “Kızım oruçlu” dedi annesi.

“Ayy küçücük çocuk bu sıcakta nasıl oruç tutsun? Yazık değil mi?” diye çıkıştı kadın ve devam etti. “Elhamdurillah(!) ben de müslümanım ama susuzluğa hiç dayanamıyorum. Şu mübarek ay hep kışa gelse ne iyi olurdu. Ama Allah affeder. Hacı hoca geçinip ne günah işleyenler var. Çarşaf giyip, o çarşafın altında ne haltlar işleyenler var!” Elini kalbine doğru götürüp “İnsanın şurası temiz olacak, şurası. Gerisi boş!” deyiverdi…

Küçük kızın hayretle bakan gözleri kadını rahatsız etmişti. Şişenin kapağını kapatıp, çantaya koydu. Bir kaç durak boyunca süren sessizliğin ardından küçük kızın annesi şöföre seslendi: “Müsait bir yerde inelim”. Küçük kız annesinin ardı sıra kalktı. Küçük kız bir daha hiç o kadına bakmadı…

Babaanneye doğru yürürken, anne küçük kıza dönüp: “Senin üzerine henüz oruç farz değil. Yani tutmazsan sana günah yazılmaz. Çok susadıysan orucunu bozabilirsin” dedi isteksiz bir sesle. Aylardır bu günün hayalini kurmuştu küçük kız. Oruç bozmakta ne demekti?

“Anne” dedi titrek ama kararlı bir sesle; “Reyyan kapısından yalnız geçirmem seni!” “Hani müminlere Allah’ın hediyesiydi ramazan, hani ramazan bize emanet demiştin. Cennetin en güzel yerleri oruç tutanların demiştin. Ben seni cennete yalnız göndermem anne!”

Sustu anne.. Yanaklarından süzülen yaşlar eşarbını ıslatırken, minicik bir bedene, bu kadar büyük bir yüreğin nasıl sığdığını düşünüyordu… “Güzel yavrum” dedi. “Ben de seninle geçmek isterim Reyyan kapısından. Seninle koşarak girmek isterim cennete…”

Dudakları kupkuruydu küçük kızın… Yüreği Kevser gibi coşkundu küçük kızın…

Çevrimdışı ılgın01

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.100
  • 6.273
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 2.100
  • 6.273
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 22 Haz 2015 13:04:35
“Fıtır sadakası ne zaman ve kimlere verilir?”

Cevap: Kişi fıtır sadakasını vermeye ihtiyaç sahibi yakın akrabasından başlar ve bayramdan bir veya iki gün önce vermelidir.

Tarık el-Muharibi (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

“Medine’ye geldim, bir de baktım ki Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) minberin üzerinde dikilmiş insanlara hutbe irad ediyordu. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hutbesinde:

‘Veren el üstündür, sadaka vermeye infak etmekle mükellef olduğun, annen, baban, kız kardeşin, erkek kardeşin sonra akraba ve yakınların gibi kimselerden başla’ buyuruyordu.”

Nesei 2531, Darekutni 3/44-45, Beyhaki 8/345, İbni Hibban 3341, Tabarani Mucemu’l-Kebir 8175, Albani 3/319, Tayalisi 1257, İbni Ebi Şeybe 3/102/8

Abdullah ibni Ömer (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:

“…Halk fıtır sadakasını bayramdan bir veya iki gün önce veriyordu.”

Buhari 1441, Malik 1/285/55, Darekutni 2/152/66, Beyhaki 4/175, Albani İrva 846

Not: Âlimler şöyle diyorlar:

“Eğer hadiste geldiği gibi kişinin annesi, babası, kız kardeşi ve erkek kardeşi kendi evinde kalıyorsa, bu kişilere fıtır sadakası veremez! Çünkü bu kişiler evinde olduğu için bakmak zorundadır!

“Kişinin maddi durumu ne olursa olsun herkesin fıtır sadakası vermesi vacip midir?”

Cevap: Evet, kişinin maddi durumu ne olursa olsun fıtır sadakası vermesi vaciptir!

Abdullah ibni Ömer (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:

“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) fıtır sadakasını, her Müslüman köle ve hür, erkek ve kadın, küçük ve büyük üzerine bir Sa’ arpa, bir Sa’ hurma olarak farz kıldı. Bu sadakanın insanlar bayram namazına çıkmadan önce verilmesini de emretti.”

Buhari 1434, Ebu Davud 1612, Nesi 2503, Darekutni 2/153, İbni Hibban 3303

Çevrimdışı ılgın01

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.100
  • 6.273
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 2.100
  • 6.273
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 22 Haz 2015 13:05:13
Yarım hurma ile de olsa ateşten korunun. Bunu da bulamayan, güzel ve hoş sözle korunsun.” (Buhârî, Edeb, 34)

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.795
  • 227.350
  • 28.795
  • 227.350
# 22 Haz 2015 23:31:10
“O Ramazan ayı ki insanlığa bir rehber olan, onları doğru yola götüren ve hakkı batıldan ayıran en açık ve parlak delilleri ihtiva eden Kur’ân o ayda indirildi.”
| Bakara Suresi, 185. Ayet Meali

Çevrimdışı ılgın01

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.100
  • 6.273
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 2.100
  • 6.273
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 23 Haz 2015 10:53:34
Unuttum.!

Ömrümün dün, bugün ve belki yarından ibaret, üç gün olduğunu; dargınlığa, kırgınlığa gerek olmadığını unuttum.

Nefsimin doyumsuz ve sınırsız  isteklerinden dolayı hamdetmeyi ve teşekkürü unuttum.

Gururu öne çıkarıp özür dilemeyi, af dilemeği  unuttum.

Herkesin kendisine yakışanı yapacağını; Hz. İsa'nın dediği gibi, "herkesin cebinde olandan verebileceğini" unuttum.

Dünya bir  gölgelikti oysa, yolcu olduğumu unuttum.
Yolumun buradan gectiğini ve sadece uğradığımı, mola verdiğimi  unuttum.

Yapmam gerekenler vardı, burası imtihandı, zevk-u sefaya dalıp Ahireti unuttum.

Rabbime verdiğim bir sözüm vardı. Dünya kelamı konuşmaktan, o sözümü de unuttum.

Doğru düşünmeyi, vefayı ve empati yapmayı unuttum.

Ne de çok unuttuk, ne  de çabuk unuttuk...

Rabbim bizi unutmasin.

Sizde Ramazan-ı Şerif i hoşnut etmeyi ,
Değerini bilmeyi,
Feyzinden yararlanmayı

UNUTMAYIN

~~~~~~

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.795
  • 227.350
  • 28.795
  • 227.350
# 23 Haz 2015 12:51:11
Dünya üzerindeki hangi kuvvet milyonlarca insanı gecenin bir yarısı uykusundan kaldırıp da yemek yedirebilir?

Şükürler olsun nasip eden Rabbimize.

Çevrimdışı ılgın01

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.100
  • 6.273
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 2.100
  • 6.273
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 23 Haz 2015 13:38:53
Tilki ormanda gezmektedir. Bir
ağacın dalında asili bir geyik
budu... görür.
Açtır ama şüphelenir kontrol
etmeye baslar ve görür ki bu bir
tuzak.
Geyik budu bir iple bombaya
bağlıdır.
Epeyce uzağa gider ve başını
kollarının üzerine koyarak yatar,
biraz sonra kurt gelir, budu görür
ve yatan tilkiyi de tabi…
Tilkiye sorar ‘ne yapıyorsun
dostum’
Tilki cevap verir ‘hiç… Yatıyorum’
-Burada bir but var
-Evet var
-Neden yemedin
Tilki sakince cevap verir;
‘BU GÜN ORUCUM’
Kurt kendinden emin;
‘Ben yiyeyim o zaman’
Tilki ‘Buyur afiyet olsun’ der.
Kurt but'a uzanır uzanmaz bir
patlama, ortalık toz duman, kurt
yaralı, hareketsiz, 10 metre uzakta,
perişan halde yatarken tilki
sakince budu yemeye başlar.
Bunu gören kurt;
‘HANI ORUÇTUN’
Tilki pişkin pişkin cevap verir;
‘Biraz önce top patladı duymadın
mı ?

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK