Merhaba Ya Şehr-i Ramazan. Hoş Geldin 11 Ayın Sultanı Gönüllerin Nuru Huzuru

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.795
  • 227.347
  • 28.795
  • 227.347
# 27 Haz 2015 09:17:17
Tutmasa bile çocuğu sahura kaldırmak önemlidir. Dini ritüeller en geç 10 yaşına kadar öğretilebilir, sonrasında zor olur. Yarım gün de olsa çocuğa tekne orucu tutturulmalıdır. Pozitif psikolojideki öz bilinç kavramını öğretir. Çocuk oruç tutamamanın pişmanlığını hissetmeli, bu arzu kontrolü sağlar. Aile bu konuda çocuğa şefkat suistimali yapmamalı.

Prof. Dr. Nevzat Tarhan

Çevrimdışı futan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.102
  • 7.804
  • 1.102
  • 7.804
# 27 Haz 2015 10:47:43
Hayırlı Ramazanlar

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.795
  • 227.347
  • 28.795
  • 227.347
# 27 Haz 2015 18:52:48
Oruç, Allah'tan başka her şeyden kesilmektir.
Abdülkâdir Geylânî Hz.

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.795
  • 227.347
  • 28.795
  • 227.347
# 28 Haz 2015 08:38:26
Oruç, kimseye muhtaç olmama sıfatıdır; onun benzeri bir amel yoktur.
İmam Gazâlî Hz.

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.795
  • 227.347
  • 28.795
  • 227.347
# 30 Haz 2015 10:01:25
Kim bir oruçluya iftar ettirirse, kendisine onun sevabı kadar sevap yazılır Üstelik bu sebeple oruçlunun sevabından hiçbir eksilme olmaz | Tirmizi, Savm 82, (807)

Çevrimdışı tekmen

  • Moderatör
  • *****
  • 21.695
  • 46.625
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 21.695
  • 46.625
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 30 Haz 2015 10:41:44
"Oruçlu için iki sevinç vardır: Biri, orucu açtığı zamanki sevincidir; diğeri de Rabbine kavuştuğu zamanki sevincidir. Oruçlunun ağzından çıkan koku (halüf), Allah indinde misk kokusundan daha hoştur.''

Çevrimdışı ılgın01

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.100
  • 6.273
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 2.100
  • 6.273
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 30 Haz 2015 12:42:15
.....

Çevrimdışı ılgın01

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.100
  • 6.273
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 2.100
  • 6.273
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 30 Haz 2015 12:43:15
....

Çevrimdışı ılgın01

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.100
  • 6.273
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 2.100
  • 6.273
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 30 Haz 2015 12:48:59
Diyorlar ki; Ramazan günü sokak ortasında su içilir mi? Hiç mi saygıları yok? Hiç mi Allah korkuları yok?

Diyorum ki; Bırak kardeşim yiyen yesin, yeter ki sen yeme orucunu. O karşında su içerken, sen Kevser’e doğru koşacaksın.

O yemek yerken, sana cennette adını bile bilmediğin nice güzel yiyecekler hazırlanacak.

Onun karın tokluğu ateşini artıracak. Senin açlığın Reyyan kapısını aralayacak.

Senin ağız kokun Allah’a misk kokuları olarak ulaşırken, onun yedikleri sadece atık çukurları için var olacak.

Sen iftarın muhteşem sevincini yaşarken, o fark etmese de, tutamadığı bir orucun daha ızdırabını yaşayacak.

Senin iftarda içtiğin suyun tadını, o asla alamayacak.

Sen teravih sonrası huzuruna huzur ekleyeceksin. O her gün ramazan geçsin diye sızlanıp duracak. Sahur vakitleri senin evine bereket yağacak. O elleri, yüreği bomboş, sızıp kalacak.

Senin hakkıyla tuttuğun oruç, geçmiş günahlarını silip süpürecek. O orucunu terkedip yeyip içtikçe günahına günah eklenecek.

Sen Rabbinin rızasını kazanmış, kuş gibi hafiflemiş, cennete bir adım daha yaklaşmış olmanın sevinciyle ulaşacaksın bayrama. Onun için bayram sadece  şeker ve baklava demek olacak.

Şeytanlar ramazan’da bağlanacak belki ama, şeytanın hesabına çalışan insanlar hep var olacak.

Orucunu katletmesi onun imtihanıdır. Ona karşı sabırlı olman da senin imtihanın. O karşında yiyecek sen sabredeceksin. O buz gibi suyu kana kana içecek, sen Allah diyeceksin. Hatta bazen: “Bu sıcakta aç susuz kalınır mı, bu ne yobazlık?” deyip alay edecek. Sen gülümseyip geçeceksin. İmtihanın burada bitti mi sanıyorsun? Hayır! Bir de oturup onun hidayeti için dualar edeceksin.

Ramazan; Allah’ın Müminlere yani iman edenlere bir hediyesidir. İman etmeyenlere ise bir eziyettir.

Ramazan; Hak ile batılı birbirinden ayıran bir hüccettir.

Sen sevapları yükleneceksin. Taşımayacaksın ki onun suçunu,

Bırak kardeşim yiyen yesin. Sen yeme orucunu…

Çevrimdışı ılgın01

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.100
  • 6.273
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 2.100
  • 6.273
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 30 Haz 2015 12:50:01
Ramazan

Çevrimdışı ılgın01

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.100
  • 6.273
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 2.100
  • 6.273
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 30 Haz 2015 12:52:34
ORUÇ
Savm… Arapça’da böyle deniyormuş ona, biz Oruç diyoruz.

“Bir şeyden uzak durmak, kişinin kendini tutması ve engellemesi” manalarına geliyormuş bu kelime.  Bizim anladığımız gibi sadece mideye kilit vurmak, sadece aç susuz kalmak değilmiş yani, hatta işin garibi kelimenin anlamında yiyip içmek geçmiyor bile.

Oruç… Ağza, mideye, göze, ele… Kısacası tutulması gereken, bizim için hayır da şer de olabilecek her organın şerrine vurulan kilit… Sadece mide değil, sadece yeme içmeyi terk değil. Bir nevi söz sanki o gün için :

‘’Rabbim, Sen’in bana lutfettiğin bu azaları yine Sen’in belirlediğin süre içinde,  Sen’in yapmamı istemediğin şeylerden daha bir sakındıracağım kendimi, gayretim bu yönde olacak’’  sözü.

Uzak tutmalıyım kendimi gıybetten, koğuculuktan, yalandan, gereksiz yere münakaşadan ve dilimi benden şikayet ettirecek her bir yanlıştan. Hem buyurmuyor mu Rasulüm? (Allah O’na salat ve selam etsin):

“Kim yalanı ve onunla ameli terk etmezse (bilsin ki) onun yiyip içmesini bırakmasına Allah’ın ihtiyacı yoktur.” [Ebu Hüreyre]

Beş şey oruç ve abdestte hayır bırakmaz: Yalan, gıybet, söz taşıma, şehvet nazarı ile harama bakmak, yalan yere yemin etmek. (Ravi: Hz. Enes (r.a.))

O halde nasıl ‘’Ağzımdan çıkıverdi’’lerle yalanın kirini, başkalarının etini bulaştırırım dilime? Nasıl bakarım Allah ın razı olmadığı görüntülerin dolup taştığı televizyonuma? Benim kendisini görmeye mecbur ettiğim gözlerim  de görmek istiyor mudur sahi kendisine sürekli sunulan; hiç tanımadığı onlarca erkek, yüzlerce tesettürden bihaber, hatta birçoğu beni bile baktığımda günaha sokacak kadınları görmeyi? Gerçekten istiyor mudur, memnun mudur Allah ın bana nimet olarak verdiği bu gözler,  O’nun nefretini defalarca üzerime çektirebilecek görüntüleri bir kapı misali gözümden içeri yüreğime buyur etmemden?

Düşünsene… Öyle bir oruca niyetlenmişsin ki o gün, oruç gibi oruç tutmaya, midenle birlikte yüreğini de rahatlacak, yüreğine ilaç olacak bir oruca…Her gün ama her gün beşler kez okunan ezana, haydi felaha, haydi kurtuluşa çağrısına senin de beşler kez tıkadığın kulağını, itiraf edelim tıkadığın yüreğini açmışsın o gün bu kurtuluş, bu huzur müjdecisi seslere. Varmışsın secdeye, varmışsın huzura. Gözünü o gün; gönlüne kir, gönlüne yorgunluk, siyah nokta olarak düşecek her bir şeyden korumaya gayret etmişsin. Kimseye meyletmediğin gibi kimse tarafından da meyledilen olmamak için kokuyu üzerine almamış, süsünü evde, kocan için bırakmış, örtünün, kıyafetinin: ‘’ –İşte bunu giysem Rabbim razı olur.’’ diyebileceğini üzerinde taşımaya karar vermişsin dışarı çıkman gerektiğinde. O benim kardeşim gibi, o benim abim gibi dediklerine dahi kardeşin ve abin olmadıklarını hatırlayıp bakmamışsın. Nicedir unuttuğun mesafeyi tekrar koymuşsun karşı cinsle arana. Evinde elin kumandaya uzanmak isterken : ‘’– Aa yok artık! Bir gün de mi televizyonsuz kalamayacağım yani? Hem de Allah’ım için? ‘’ diyip o eli faydalı bir kitaba yöneltmişsin.  Telefonda veya bulunduğun yerde çok ters, ‘’ Demeyecekti bunu…’’ dedirten cinsten, cins bir laf duymuşsun da:

“Oruçlu iken çirkin konuşmayın! Birisi size sataşırsa, “Ben oruçluyum” deyin.[Buhari]

Hadisini hatırlayıp susmuş, gülümsemiş ve:

‘’– Ben oruçluyum.’’ demişsin.

Deyim yerindeyse dişini tırnağına takıp uğraşmışsın orucun hakkını vermek için o bir gün her bir şeyinle.  Derken iftar vakti gelmiş, serince bir su boğazından geçerken yudum yudum , sanki yüreğine akarcasına tatlı gelmiş, mutluluk vermiş.

Sen suyu yudumlarken yüreğin o gün huzuru yudumlamış…
“Oruçlu için iki sevinç vardır: Biri,orucu açtığı zamanki sevincidir; diğeri de Rabbine kavuştuğu zamanki sevincidir.“(Ebû Hüreyre)

Diyen Peygamber müjdesinin ilkini iliklerine kadar hissetmişsin yani. Ve o gün senin için orucun anlamını,hatta yaratılış amacını buluş günün olmuş. Ve sen taşımaya karar vermişsin bu mutluluğu,bu anlamı ömrünün her anına… Rabbine kavuştuğunda sevinçlerin bol olsun diye. Şimdiye dek işlediğin günahların karalığında çırpınan, günden güne zayıflayan kalbin yeniden beyaza dönsün, güçlensin ve sana ömrünce Rabbini hatırlatsın diye…

Rahmet  yağmuru yağmış yüreğine, silkelemiş ölü, çorak toprağı yüreğinden ve solmaya, kurumaya yüz tutmuş hayırlı niyetler bir bir açmaya başlamış yüreğinde. Görülmeye başlamış tekrar salih ameller, Rabbin razı olacağı işler  üzerinde, hallerinde, bedeninde…

Sahi ne için yaratılmıştın sen ey ademoğlu? Sana sorsam binlerce farklı cevap duyardım belki, inandığın gibi yaşamadığında yaşadığına inanandın sen ey ademoğlu. Bu yüzden Rabbim’e sordum:

Rabbim ben ne için yaratıldım?

Ve Sen cevapladın:

‘’Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.’’ Zâriyat 56

Çevrimdışı ılgın01

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.100
  • 6.273
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 2.100
  • 6.273
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 30 Haz 2015 12:53:18
Oruç kalkandır...

Çevrimdışı gokhan67

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.038
  • 26.684
  • Müdür Yardımcısı
  • 4.038
  • 26.684
  • Müdür Yardımcısı
# 30 Haz 2015 14:29:42
Şeytan bir melekti, hatta meleklerin hocası idi.Adı da Haris idi.Haris çok hırslı demekti.Allah'a ibadet etmekte çok hırslıydı.Kainatta secde etmedik yer bırakmamıştı.

Allah ona Adem'e secde etmesini söyleyince kabul etmedi.Geçmişteki ibadetlerinden kaynaklanan kibri Allah'ın rahmetinden uzaklaştırılmasına ve cennetten kovulmasına yol açtı.

Şeytan Allah'a binlerce sene ibadet ettiğini ve mühlet istediğini söyledi.Allah ona kıyamet gününe kadar mühlet verdi.Şeytan da bütün insanları kandırıp "Önlerinde arkalarında, sağlarında sollarında olacağım" dedi.

Allah buna izin verdi fakat şöyle buyurdu: "senin bütün takipçilerini cehenneme atacağım ve Ben de kullarıma altlarından ve üstlerinden tecelli edeceğim" Şeytan dört yönü alarak üstümüzü ve altımızı Allah'a bıraktı.

İşte bu yüzden dua ederken ellerimizi havaya kaldırırız ve secde ederken başımız yere bakar. (Aşkın Gözyaşları kitabından alıntı)

Çevrimdışı demirbilek

  • Uzman Üye
  • *****
  • 726
  • 1.296
  • 726
  • 1.296
# 30 Haz 2015 15:15:01
Allah (cc) Kur’an-ı Kerim’ de İblis’in açıkça cinlerden olduğunu buyurmuştur."O, cinlerdendir. Bu sebeble meleklerden olamaz. Biz onun cinlerden olduğunu söylüyoruz, çünkü Cenab-ı Hak Kehf suresinde: "İblis müstesna (o secde etmedi). O zaten cinlerden idi" (Kehf, 50) buyurmuştur.
Allah Teâlâ’nın: "Hatırla o günü ki (Allah) onların hepsini mahşerde toplayacak, sonra meleklere: Bunlar size mi tapıyorlardı?" diyecek. (Melekler de) "Seni (ortaktan) tenzih ederiz. Bizim yârimiz onlar değil sensin. Doğrusu, onlar cinlere tapıyorlardı " diyecekler" (Sebe, 40- 41)
Ayetinden dolayı iblisin cinlerden olduğu belli olunca meleklerden olmaması gerekir. Bu ayet cin ile melek arasındaki farkı açıkça göstermektedir
"İblis in cinlerden olduğu sabit olunca meleklerden olmaması gerekir. Çünkü cin, meleklerden farklı bir cinstir" diyenler vardır.” (Fahreddini Razi, Tefsir-ül Kebir)

• İblis ateşten yaratılmış olup meleklerden farklı bir cinstir.İblis, ateşten yaratılmıştır. Meleklerse böyle değildir. Zira Kur’an İblis’in; "Beni ateşten yarattın "(A'raf, 12) dediğini nakletmiştir.
Yine, “(O), cinlerden idi de Rabbinin emrinden çıktı. " (Kehf, 50)buyurmuştur. Cinler de ateşten yaratılmıştır, çünkü Cenab-ı Hak: "Cânnı da, daha önce çok zehirleyici bir ateşten yarattık" (Hicr, 27)
"O, İnsanı çömlek gibi kupkuru bir balçıktan yarattı. Cânnı da yalın bir ateşten yarattı" (Rahman, 14–15) buyurmuştur.
Melekler ise, ateşten değil, nurdan yaratılmışlardır. Bir de Zühri'nin Urve'den, Urve'nin Hz.Aişe'den, O'nun da Hz. Peygamber'den (asm) rivayet ettiğine göre, Hz. Peygamber (asm) şöyle buyurmuştur:
"Melekler nurdan yaratıldı; "cin" ise dumansız bir yalımdan yaratılmıştır." (Fahreddini Razi, Tefsir-ül Kebir)

• İblis’in zürriyetinin olması onun meleklerden olmayacağını gösterir.“İblisin zürriyeti vardır, meleklerinse zürriyeti yoktur. Cenab-ı Hak onun niteliği hakkında;
"Onu ve onun zürriyetini benden başka dostlar mı ediniyorsunuz?" (Kehf, 50) buyurmuştur. Bu ayet iblisin bir zürriyeti olduğu hususunda sarih bir hüküm ifade eder.
Hasan-i Basri, Şehr b. Havşeb ve İbn-i Zeyd, İblisin, meleklerden olmadığını söylemişlerdir. Bu hususta Hasan-ı Basrinin şöyle söylediği rivayet edilmektedir:
"İblis, hiçbir an meleklerden olmamıştır. Âdem insanların atası olduğu gibi o da cinlerin atasıdır. Onlar da Âdemoğulları gibi doğum yoluyla çoğalırlar. (Taberi Tefsiri)
Meleklerin zürriyeti yoktur. Çünkü zürriyet, ancak erkek ve dişiden meydana gelir. Melekler arasında ise, erkek, dişi yoktur. Çünkü Cenab-ı Hak: "O müşrikler, Rahman’ın kulları olan melekleri kız addettiler. Onlar, meleklerin yaratılışına şahid mi oldular? Onların şehadetleri yazılacaktır" (Zuhruf, 19) buyurmuş. Melekler hakkında dişilikle hükmedenleri yadırgamıştır. Dişilik ortadan kalkınca, şüphesiz üreyip çoğalma ortadan kalkar; bu ortadan kalkınca da, zürriyet olmamış olur.” (Fahreddini Razi, Tefsir-ül Kebir)

Çevrimdışı gokhan67

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.038
  • 26.684
  • Müdür Yardımcısı
  • 4.038
  • 26.684
  • Müdür Yardımcısı
# 30 Haz 2015 16:21:26
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Allah (cc) Kur’an-ı Kerim’ de İblis’in açıkça cinlerden olduğunu buyurmuştur."O, cinlerdendir. Bu sebeble meleklerden olamaz. Biz onun cinlerden olduğunu söylüyoruz, çünkü Cenab-ı Hak Kehf suresinde: "İblis müstesna (o secde etmedi). O zaten cinlerden idi" (Kehf, 50) buyurmuştur.
Allah Teâlâ’nın: "Hatırla o günü ki (Allah) onların hepsini mahşerde toplayacak, sonra meleklere: Bunlar size mi tapıyorlardı?" diyecek. (Melekler de) "Seni (ortaktan) tenzih ederiz. Bizim yârimiz onlar değil sensin. Doğrusu, onlar cinlere tapıyorlardı " diyecekler" (Sebe, 40- 41)
Ayetinden dolayı iblisin cinlerden olduğu belli olunca meleklerden olmaması gerekir. Bu ayet cin ile melek arasındaki farkı açıkça göstermektedir
"İblis in cinlerden olduğu sabit olunca meleklerden olmaması gerekir. Çünkü cin, meleklerden farklı bir cinstir" diyenler vardır.” (Fahreddini Razi, Tefsir-ül Kebir)

• İblis ateşten yaratılmış olup meleklerden farklı bir cinstir.İblis, ateşten yaratılmıştır. Meleklerse böyle değildir. Zira Kur’an İblis’in; "Beni ateşten yarattın "(A'raf, 12) dediğini nakletmiştir.
Yine, “(O), cinlerden idi de Rabbinin emrinden çıktı. " (Kehf, 50)buyurmuştur. Cinler de ateşten yaratılmıştır, çünkü Cenab-ı Hak: "Cânnı da, daha önce çok zehirleyici bir ateşten yarattık" (Hicr, 27)
"O, İnsanı çömlek gibi kupkuru bir balçıktan yarattı. Cânnı da yalın bir ateşten yarattı" (Rahman, 14–15) buyurmuştur.
Melekler ise, ateşten değil, nurdan yaratılmışlardır. Bir de Zühri'nin Urve'den, Urve'nin Hz.Aişe'den, O'nun da Hz. Peygamber'den (asm) rivayet ettiğine göre, Hz. Peygamber (asm) şöyle buyurmuştur:
"Melekler nurdan yaratıldı; "cin" ise dumansız bir yalımdan yaratılmıştır." (Fahreddini Razi, Tefsir-ül Kebir)

• İblis’in zürriyetinin olması onun meleklerden olmayacağını gösterir.“İblisin zürriyeti vardır, meleklerinse zürriyeti yoktur. Cenab-ı Hak onun niteliği hakkında; "Onu ve onun zürriyetini benden başka dostlar mı ediniyorsunuz?" (Kehf, 50) buyurmuştur. Bu ayet iblisin bir zürriyeti olduğu hususunda sarih bir hüküm ifade eder.
Hasan-i Basri, Şehr b. Havşeb ve İbn-i Zeyd, İblisin, meleklerden olmadığını söylemişlerdir. Bu hususta Hasan-ı Basrinin şöyle söylediği rivayet edilmektedir:
"İblis, hiçbir an meleklerden olmamıştır. Âdem insanların atası olduğu gibi o da cinlerin atasıdır. Onlar da Âdemoğulları gibi doğum yoluyla çoğalırlar. (Taberi Tefsiri)
Meleklerin zürriyeti yoktur. Çünkü zürriyet, ancak erkek ve dişiden meydana gelir. Melekler arasında ise, erkek, dişi yoktur. Çünkü Cenab-ı Hak: "O müşrikler, Rahman’ın kulları olan melekleri kız addettiler. Onlar, meleklerin yaratılışına şahid mi oldular? Onların şehadetleri yazılacaktır" (Zuhruf, 19) buyurmuş. Melekler hakkında dişilikle hükmedenleri yadırgamıştır. Dişilik ortadan kalkınca, şüphesiz üreyip çoğalma ortadan kalkar; bu ortadan kalkınca da, zürriyet olmamış olur.” (Fahreddini Razi, Tefsir-ül Kebir)


Doğrudur hocam ben sadece kitaptan alıntı bir paragraf paylaştım.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK