Avam orucunda mısınız, havas orucunda mı?
Şöyle sakince bir düşünce ile baktığımızda görüyoruz ki, uzun ve sıcak günlerde orucumuzu tereddüt etmeden tutuyor, bunun için de Rabb'imize ne kadar şükretsek azdır, diyoruz.
Nice kimseler de var ki, böyle bir kulluk mükellefiyetini yerine getirme azim ve aşkından mahrumdurlar. Mazeretlerinden dolayı mahrumdurlar, hiçbir meşru mazereti olmayıp nefislerine tabi olduklarından dolayı mahrumdurlar.
Meşrû mazeretlerinden dolayı oruç tutamayanlar tümüyle mahrum da sayılmazlar. Çünkü onların meşru mazeretleri bitince oruçlarını tutmaları mümkün olur. Yahut da her oruç başına birer fidye vermekle yine de oruçlarını tutmuş olma huzuruna erişir, mutlu olabilirler.
Ancak irade ve inanç zaafından dolayı oruçlarını tutmayan mazeretsizler, ciddi şekilde mahrumiyet duygusu içinde olurlar böyle devrelerde. Onların böyle derin bir vicdanî üzüntü içinde olmaları da onlar için yine de iyi bir duygu sayılabilir. Daha kötüsü, bu pişmanlık hissinden de mahrum kalmaktır. Çünkü on bir ay boyunca bütün nimetlerine karşı bizi serbest bırakan Rabb'imizin bir aylık bir irade imtihanına bizi tabi tutması, kaybedilecek bir imtihan değildir. Dünyamıza da ahretimize de faydası vardır bu bir aylık irade imtihanının...
İşte biz bu irade imtihanını kaybedenlerden olmadığımız için Rabb'imize sonsuz hamd ve şükürler ederken bir nefs muhasebesi de yapıyor ve kendimize şöyle bir soru da sorarak diyoruz ki:
-Nasıl bir irade imtihanı veriyor, ne türlü bir oruç tutuyoruz? Orucumuz hangi cinsten bir oruç? Diyebilirsiniz ki:
-Orucun da cinsi olur mu? Normal oruç tutuyoruz işte. Orucumuzu bozucu şeyleri yemiyor, içmiyor, midemize oruç tutturuyoruz ay boyunca.
-Doğrudur. Oruç bozucu şeylerden uzak kalınca oruç tutulmuş, borçtan kurtulmuş olunur. Ancak böylesi oruç avam orucudur. Bir de havas (seçkinler), orucu var. Ayrıca bir de havas'ın da üstünde (havassü'l-havas) orucu vardır. Acaba bu oruçlardan da hissemiz var mı? Yoksa sadece avam orucu ile mi iktifa etmiş oluyoruz?
Hatırlanacağı üzere 3' türlü oruç vardır:
1Avâmın orucu: Bizimkidir diyebiliriz. Sadece yemek-içmek gibi maddî şeylerden kaçınırız. Ağzımıza midemize oruç tuttururuz. Hepsi o kadar.
2Havas'ın seçkinlerin' orucu: Sadece midesine oruç tutturmakla kalmayıp diğer organlarına da oruç tutturmaya çalışırlar. Meselâ, oruçlu iken diliyle asla gıybet etmezler, yalan söylemezler, kırıcı sözlere yönelmezler. Gözleriyle harama bakmazlar, ayaklarıyla harama yürümezler. Elleriyle haram tutmazlar. Kulaklarıyla da haram söz ve sohbetler dinlemezler. Yani bu organlarına da oruç tuttururlar!
3Havassü'l-havas'ın oruçları ise: Onlar bu organlarıyla da yetinmeyip hayallerine, kalplerine de oruç tutturmaya yönelirler. Yani kalplerine kötü duygu düşünce getirmezler, günah şeyleri hayallerinden dahi geçirmemeye gayret ederler oruçlu oldukları gün boyunca.
-Ne dersiniz bu oruç çeşitlerini bir düşünelim mi?
Bizim orucumuz, olmazsa olmaz olan avam orucundan mı? Havas'ınkinden de nasibimiz var mı? Yoksa siz daha da ileri gitmişsiniz de havassü'l-havas'ın orucundan da hisseler alıyor da kalbinize, hayalinize de mi oruç tutturuyorsunuz?
İşte bu konuyu bizi de içine alacak şekilde yorumlayarak şöyle de diyebilir miyiz:
-Bütün gün yemeyip içmeyerek midesine oruç tutturmak suretiyle avam orucu tutanlar, ayrıca diğer organlarını da hiç kötülükte kullanmayıp hep iyilikle meşgul etme titizliği göstererek, elleriyle Kur'an tutuyor, gözleriyle Kur'an'a bakıyor, dilleriyle Kur'an okuyor, kulaklarıyla da bunları dinliyorlar da, ayaklarıyla da ibadet yerlerine yürüyorlarsa... Avam orucuyla kalmayıp diğer organlarına da oruç tutturmuş olmuyorlar mı?
Öyle ise oruca niyetlenirken avam orucuna niyetlenme ile kalmamalı, gözümüze, kulağımıza, elimize, ayağımıza da oruç tutturma niyetlerimiz de olmalı, hiç olmazsa niyetlerimizle de ortak olmalıyız havas oruçlarına...
Bilmem siz ne dersiniz?
Ahmed Şahin