Mobbing- Meslekten Ayırmaya Yönelik Hareketler Ve Yıldırma

Çevrimdışı fzk64

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 549
  • 1.919
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 549
  • 1.919
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 07 Tem 2013 10:12:08
 okulun tepesindeki  bana da gereğini yapacağım.işten attıracağım.dedi. suçum şu hocam bana ait bilgisayarım yazın okulda kaldı 2.sınıfın başında bilgisayarımı açamadım hem ekranım hemde kasamın düğmeleri fonksiyonlarını yerine getirmedi ben de bunu okulun tepesindeki şahsa bildirdim ve bilgisayar temin edilmesini istedim.bana yok denildi.ama okulun tepesindeki bilgisayarını yeni gelenle değiştirdi kendisi iile aynı anlayışta olan meslektaşıma verdi.bunu hatırlattığımda da onon ihtiyacı daha çok denildi ben de mağdur kaldım.toplantılarıma katılıp velileri tehdit ediyor gizli saklı beni de

Çevrimdışı Wanted_01

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.448
  • 1.444
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.448
  • 1.444
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 07 Tem 2013 10:50:20
Bana içerde mobbing uygulayana ben de dışarda mobbing uygularım :)

Çevrimdışı umutzorlu

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 12.558
  • 30.152
  • 12.558
  • 30.152
# 07 Oca 2014 12:17:49
Bir öğretmene ücretsiz izin al! demek mobbinge girer mi ?

Çevrimdışı sebocan

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 32.896
  • 512.890
  • 32.896
  • 512.890
# 07 Oca 2014 12:25:59
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Bir öğretmene ücretsiz izin al! demek mobbinge girer mi ?

Hem de alası öğretmenim.

Geçtiğimiz günlerde patron elemanına dişlerini fırçala demiş. mahkeme mobbing uygulandığı gerekçesiyle 10 bin TL tazminata mahkum etmiş.

Çevrimdışı yavuzakin

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 102
  • 1.439
  • 102
  • 1.439
# 23 Mar 2014 18:07:38
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Burada verilen "İdarenin Öğretmeni Yıldır Ma Yaptırımları" maddelerine baktım da biraz gülümsedim. Zira bundan çok daha aleni ve ağır tutumlar da vardır, nitekim bazı mesajlarda bunlardan örnekler görünüyor.
Geçen sene, bakanlığın bağış toplamayı filan yasak etmesine rağmen, müdür okuldaki tüm öğretmenleri toplayıp bağırdı çağırdı, para toplamayan öğretmenin en ufak hatasında soruşturma açarım dedi. Ben bu onur kırıcı tutumdan dolayı ve hem de yasak olduğu için para toplamadım. Neticesinde öğrenciyle ilgili yaşanan bir tartışma sebeb gösterilerek hakkımda soruşturma açıldı, idareye hakaretten maaştan kesme ve sürgün cezası verildi. Bu kasti bir soruşturmadır, bütün öğretmenler şahittir filan... sen onu başka bir dilekçeyle yaz dedi müfettiş zatlar, yazdık. Beni iki ayda şutladılar, benim dilekçe aynı müfettişlere havale edilmiş, bir yılı geçti sonuç yok. Halen soruşturma devam ediyormuş, neticelenince haber vereceklermiş... Veliler olaya müdahil olmuştu bizzat il mem'e gidip ya da bimer'den müdür aleyhinde şikayetler yapıldı, bütün dilekçeler il mem'de birleştirilip "yapılan araştırmada böyle bir şey görülmedi" diye cevap veriliyor. Oysa bütün mahalle halkı, bütün öğretmenler zoraki bağışa şahit. On yıldır aidat ödediğim egitimbirsen olayı sallamadı zira idareciler de aynı sendikada. idaredeki kişiler biri milli eğitimde, biri cemaatte biri sendikada kulis faaliyetleri yürütünce  ve öğretmen arkadaşlarımdan da beklediğim desteği göremeyince hakkımı aramak için mahkemeye bile gitmedim. Zira herşey ayan beyan ortada iken kanunu yönetmeliği benden yana iken, soruşturma baştan sona her safhası hatalarla dolu iken itiraz dilekçem Meb kurulunda ret edilince beynim dumura uğradı. Nasıl yani, diye düşündüm, nasıl yani... Kanun, hukuk filan... Boynumu büküp, Allah bildiği gibi yapsın, deyip daha uzak bir okulda görev yapmaya devam ediyorum.
Kimse bana Meb'de herşeyin kanunlara uygun olduğunu söyleyemez ya da sendikanın öğretmeni koruduğunu. Hatta kusura bakmayın ama malum cemaatin de hak zemininde hareket ettiğine kimse beni inandıramaz. Adamın yoksa sendika da, cemaat te ve de adalet te sana karşı çalışıyor.

Geçen sene yazmıştım bu mesajı. Müdür, en az 60 tane öğretmeni çocuk azarlar gibi azarlamış ve "para toplamayan öğretmenin hakkında, en ufak hatasında soruşturma açarım." demişti. Nitekim beni sürdüler. Ben de yukardaki cümleden dolayı şikayet etmiş soruşturmanın haksız olduğunu iddia etmiştim. Müdür dilekçeden bir süre sonra emeklilik dilekçesi vermişti. sonra ne olduysa dilekçesini geri çekmiş. bütün sorgulamalarıma rağmen dilekçemi iki yıl salladılar. Sonra da "iddialar sübut bulmadığından soruşturmaya gerek görülmemiştir" diye neticelendirdiler. Nasıl sübut bulmamış anlamak mümkün değil, 60 öğretmenin hepsi de yaşananları söylememiş değildir ya.

Çevrimdışı temel_61

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 771
  • 865
  • 771
  • 865
# 07 Haz 2014 15:11:36
eğitim-öğretimde okul müdürü ile yardımcısı,okul müdürü ile öğretmenler,müdür yardımcısı ile öğretmenler,veli ile okul yönetimi,veli ile öğretmenler,hatta öğrenci ile öğrenci arasında mobbing olduğu yer ve zamana göre derecesi değişmekle beraber bir gerçektir.genelde daha başarılı olma, ölçme-değerlendirme ve yasal haklarını kullanma konularında mobbinge maruz kalma sözkonusudur.

Çevrimdışı adanadas

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.268
  • 4.266
  • 2.268
  • 4.266
# 07 Haz 2014 15:23:10
Hocam teziniz bitmiştir.ama bizim çilemiz devam ediyor...

Çevrimdışı sebocan

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 32.896
  • 512.890
  • 32.896
  • 512.890
# 19 Ağu 2014 13:48:21
Mobingde şüphe götürmez kanıta ihtiyaç yok

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, işe iade talebiyle açılan davanın temyiz başvurusunda, "mobing iddialarında, mahkemelerce ceza davalarındaki gibi şüphe götürmez kanıt aramaya yer olmadığına" hükmetti.

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin red kararıyla sonuçlanan bir işe iade davasının yapılan temyiz başvurusunda, mahkemelerin "mobing iddialarında ceza davalarında olduğu gibi şüphe götürmez somut deliller aramasına yer olmadığına" karar verdi.

İzmir'de işten çıkarılan bir özel banka çalışanının işe iade davasına ilişkinYargıtay 22. Hukuk Dairesi'nde yapılan temyiz incelemesinde, mobing davaları açısından emsal teştil edebilecek bir karara varıldı.

AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, İzmir'de 22 yıldır çalıştığı özel bir bankada işten çıkarılan A.B.G, "işe devamsızlık halinin, işyeri müdürünün uyguladığı mobingden kaynaklandığı" iddiasıyla açtığı işe iade davasının İzmir 10. İş Mahkemesi'nce reddine karar verilince, temyiz başvurusunda bulunarak konuyu Yargıtay'a taşıdı.

Avukatlar Cihaner Çelik ve Yüksel Çetingöz tarafından açılan davanın temyizine bakan Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin, davacı banka çalışanının mobing iddialarının şüpheye yer olmayacak şekilde ispat edememesine dayanarak, davanın reddi yönünde hüküm kurmasını hatalı buldu.

Yerel mahkemenin red kararını bozan ve işverenin iş akdinin fesih kararının geçersizliğine hükmeden Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, bu kararı mobing iddialarında "ceza davalarında olduğu gibi şüpheye yer olamayacak şekilde delil aranamayacağına" gerekçesine dayandırdı.

"Mobingde ispat kolaylığı gösterilmeli"

Yüksek mahkeme, mobing davaları açısından emsal teşkil edecek kararında şu değerlendirmelere yer verdi:

"Hukuk yargılamasında ve özellikle de mobbinge dayanan iddialarda yüzde 100'lük bir ispatın aranmadığı, şüpheden uzak delil aramanın ceza yargılamasına ait olduğu, özel hukuk ve iş hukuku yargılamasında vicdani kanaatin oluşmasına yetecek kadar bir ispatın yeterli olduğu, taraflarca ileri sürülen delillerin sıhhat ve kuvvetinde tereddüt edilmesi halinde işçi lehine yorum ilkesinin uygulanması gerektiği, mobbing gibi diğer dava türlerine göre
ispatı nispeten daha zor olan bir konuda kesin ve mutlak bir ispatın aranmayacağı, bu konuda işçi lehine ispat kolaylığı göstermenin hakkaniyet ve adalete daha uygun olacağı kanaat ve sonucuna varılmıştır."

"Çalışanlar açısından önemli bir karar"


Davacı avukatlarından Yüksel Çetingöz, kararla ilgili AA muhabirine yaptığı açıklamada, söz konusu davada müvekkillerinin, maruz kaldığı mobing sonucunda yaşadığı psikolojik sorunlar nedeniyle tedavi gördüğünü ve sağlık raporu aldığını belirtti.

Bu durumun işverence, İş Kanunu'nun 25/1 maddesinde düzenlenen, "işçinin kendi kastından veya derli toplu olmayan yaşayışından yahut içkiye düşkünlüğünden doğacak bir hastalığa yakalanması sonucu ortaya çıkan devamsızlık" hali için öngörülen iş akdinin bildirimsiz fesh edilmesi hakkına dayandırıldığını anlatan Çetingöz, iş mahkemesinde açtıkları davada, müvekkillerinin bahse konu rahatsızlığının maruz kaldığı mobingden kaynaklandığı iddialarının ise somut şekilde ispatlanamadığı gerekçesiyle kabul görmediğini ifade etti.

Çetingöz, aynı gerekçelerle Yargıtay'a yaptıkları temyiz başvurusunda alınan kararın, Türkiye'deki mobing davaları için emsal teşkil edecek çok önemli olduğunu dile getirerek, şunları söyledi:

"Türkiye'de şimdiye kadar açılan mobing davalarında mahkemeler, somut deliller arıyordu. Oysa bu davalarda çoğu kez, bahse konu iddiaların somutlaştırılması güçtür. Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, bu kararında şüphe götürmez delillere gerek olmadığı, vicdani kanaat oluşmasının yeterli olacağını söylüyor. Bu açıdan, Yargıtayın bu kararı, mobing davalarında çalışanlar açısından çok önemli, emsal olacak bir karar. Yargıtay, işçi lehine çok önemli bir yorum getirmiş oldu."

Çevrimdışı lila1938

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 124
  • 123
  • 124
  • 123
# 22 Haz 2016 09:47:47
Sözle yapılan mobbing nasıl ispatlanır? Acaba nasıl dava açılır?

Çevrimdışı tekogul

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 368
  • 299
  • 368
  • 299
# 22 Haz 2016 11:06:25
En az bir şahit gerekir hocam. Ses kaydı vs almayın suçtur. ..

Çevrimdışı lila1938

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 124
  • 123
  • 124
  • 123
# 22 Haz 2016 12:02:01
Peki yalnızken yapıyorsa?Odasında bire bir.

Çevrimdışı iidareci

  • B Grubu
  • 724
  • 409
  • İlköğretim Öğrencisi
  • 724
  • 409
  • İlköğretim Öğrencisi
# 22 Haz 2016 12:05:46
Ses Kaydının Hukukiliği Nedir?

Ortam dinlemesi ve ses kaydı olarak bilinen kavramlar Cezadelil yargılamasının ve hukuk yargılamasının üzerinde durduğu kavramlardır. Son zamanlarda meydana gelen teknolojik gelişmelerle hemen hemen herkes artık telefon görüşmelerini satın aldıkları uygulamalarla dinleyip bunları hak ispatı aracı olarak kullanmak istemekte, ortama cihaz yerleştirerek bir nevi ortam dinlemesi yapmaktadırlar.

Ses kaydının alınması, özel verilerin habersiz elde edilmesi kavramı Anayasa ile güvence altına alınan özel hayatın gizliliği hakkının bir uzantısıdır. Özel hayatın gizliliği hakkı geleneksel haklardan (yaşam hakkı, mülkiyet hakkı vb gibi) farklı olarak modernleşme ve teknolojideki ilerlemelerle paralel şekilde gelişen bir haktır. Özel hayatın gizliliği hakkı, bireyin kendisi ile ilgili olan her şeyin gizli kalması, ifade edilmemesi, kayıt altına alınmaması, gösterilmemesi ve ihlal edilmemesi talep hakkı verir.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 8. Maddesi gereğince devletin, özel hayatın korunmasında konusunda negatif ve pozitif yükümlülükleri bulunmaktadır. Bu bağlamda devletin özel hayata müdahale etmemesi negatif yükümlülüğü iken özel bir kişinin başkalarının bu hakları etkili bir şekilde kullanımına engel olacak davranışlarına engel olması da pozitif yükümlülüğüdür.

Temel haklar çerçevesinde bakıldığında kural olarak bir kimseden habersiz alınan ses kayıtları hukuka aykırı delil olarak kabul edilip kullanılamayacağı gibi aynı zamanda suçtur. Bu durumun temel iki istisnası bulunmaktadır. Bunlardan ilki boşanma davalarında ikincisi ise ceza davalarında görülmektedir.
Ceza Yargılamasında Gizlice Elde Edilen Ses Kaydının Delil Olarak Kabul Edilmesi

hukukta deliller Ortamda karşı tarafın bilgisi olmaksızın alınan ses kaydının delil olarak değerlendirildiği ikinci istisna ise ceza hukukunda mevcuttur. Bu istisnai durum da yine Yargıtay içtihatları ile oluşturulmuştur.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu vermiş olduğu kararında, “Kişinin kendisine karşı işlenmekte olan bir suçla ilgili olarak, bir daha kanıt elde etme imkânın bulunmadığı ve yetkili makamlara başvurma imkânın olmadığı ani gelişen durumlarda, karşı tarafla yaptığı konuşmaları kayda alması halinin hukuka uygun olduğunun kabulü zorunludur. Aksi takdirde kanıtların kaybolması ve bir daha elde edilememesi söz konusudur” değerlendirmesi yapmış ve istisnai bir düzenlemenin altını çizmiştir.

Yargıtay uygulamaları ile gerek ceza yargılaması gerekse hukuk yargılamasında hukuka aykırı delil kavramına istisnalar getirilmiş, ayrıksı durumlar yaratılmıştır.

Geçen günlerde hatırlanırsa bir karakolda şiddete uğrayan bir kişinin izinsiz aldığı ses kaydı başka delil elde edebilme şansı olmadığından hukuka uygun bir delil olarak kabul edildi.

Çevrimdışı terazii

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 205
  • 2.569
  • 205
  • 2.569
# 10 Eyl 2016 23:49:55
Merhaba arkadaşlar geçtiğimiz gün müdür yardımcısının odasına gidip sınıfımın kapısında sınıf şubesinin yazmadığını okul açılmadan yazılmasını istediğimi iki tane kornişin de sorunlu oldugunu gayet yumuşak bir dille ifade etmeme ragmen "sen dünyanın senin etrafında döndüğünü mü sanıyorsun" gibi bir cevap aldım. Bu sözlerinin suc oldugunu söyledigimde de ismimle hitap ederek odadan "işim var odamdan çıkar mısın?" dedi. Bunu konuşmalara bir veli ve bir öğretmen de şahit oldu.

İki gün sonra müdür okulda yoktu gidip müdürden izin aldığımı çıkacağımı haber verecektim koridor da bir çok öğretmen varken bana "Müdürden izin aldıysan bana ne soyluyorsun çık git" diye bağırdı. Defalarca söylememe rağmen bana "hocam" ve ya "hanım" değil de direk ismimle hitap eediyor.  Ama daha okul bile acılmamışken motivasyonumu çok düşürdü.  Bimere yazdım cevap bekliyorum.

Çevrimdışı neo24

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.253
  • 4.837
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 3.253
  • 4.837
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 11 Eyl 2016 00:06:11
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Burada verilen "İdarenin Öğretmeni Yıldır Ma Yaptırımları" maddelerine baktım da biraz gülümsedim. Zira bundan çok daha aleni ve ağır tutumlar da vardır, nitekim bazı mesajlarda bunlardan örnekler görünüyor.
Geçen sene, bakanlığın bağış toplamayı filan yasak etmesine rağmen, müdür okuldaki tüm öğretmenleri toplayıp bağırdı çağırdı, para toplamayan öğretmenin en ufak hatasında soruşturma açarım dedi. Ben bu onur kırıcı tutumdan dolayı ve hem de yasak olduğu için para toplamadım. Neticesinde öğrenciyle ilgili yaşanan bir tartışma sebeb gösterilerek hakkımda soruşturma açıldı, idareye hakaretten maaştan kesme ve sürgün cezası verildi. Bu kasti bir soruşturmadır, bütün öğretmenler şahittir filan... sen onu başka bir dilekçeyle yaz dedi müfettiş zatlar, yazdık. Beni iki ayda şutladılar, benim dilekçe aynı müfettişlere havale edilmiş, bir yılı geçti sonuç yok. Halen soruşturma devam ediyormuş, neticelenince haber vereceklermiş... Veliler olaya müdahil olmuştu bizzat il mem'e gidip ya da bimer'den müdür aleyhinde şikayetler yapıldı, bütün dilekçeler il mem'de birleştirilip "yapılan araştırmada böyle bir şey görülmedi" diye cevap veriliyor. Oysa bütün mahalle halkı, bütün öğretmenler zoraki bağışa şahit. On yıldır aidat ödediğim egitimbirsen olayı sallamadı zira idareciler de aynı sendikada. idaredeki kişiler biri milli eğitimde, biri cemaatte biri sendikada kulis faaliyetleri yürütünce  ve öğretmen arkadaşlarımdan da beklediğim desteği göremeyince hakkımı aramak için mahkemeye bile gitmedim. Zira herşey ayan beyan ortada iken kanunu yönetmeliği benden yana iken, soruşturma baştan sona her safhası hatalarla dolu iken itiraz dilekçem Meb kurulunda ret edilince beynim dumura uğradı. Nasıl yani, diye düşündüm, nasıl yani... Kanun, hukuk filan... Boynumu büküp, Allah bildiği gibi yapsın, deyip daha uzak bir okulda görev yapmaya devam ediyorum.
Kimse bana Meb'de herşeyin kanunlara uygun olduğunu söyleyemez ya da sendikanın öğretmeni koruduğunu. Hatta kusura bakmayın ama malum cemaatin de hak zemininde hareket ettiğine kimse beni inandıramaz. Adamın yoksa sendika da, cemaat te ve de adalet te sana karşı çalışıyor.
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] hocamızın 2013 tarihli mesajı ...
Bugün okuyunca daha iyi anlaşılıyor.
Kulis yapan hangi cemaat acaba?
Bu müdüre niye soruşturma dahi açılmıyor?

Çevrimdışı yavuzakin

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 102
  • 1.439
  • 102
  • 1.439
# 14 Eyl 2016 11:08:49
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] hocamızın 2013 tarihli mesajı ...
Bugün okuyunca daha iyi anlaşılıyor.
Kulis yapan hangi cemaat acaba?
Bu müdüre niye soruşturma dahi açılmıyor?

Şimdi yukarıdaki mesajımı okuyanlar, bu süreçte, sözü edilen zatlardan birkaçı ihraç edilmiştir diye düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Öğretmenler hariç hiçbirine bir şey olmadı hatta yükseldiler, il mem de filan müdürlüklere bakıyorlar. :)) bilmem anlatabildim mi?

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK