Nasıl Oldu Da Hayatta Kalmayı Başardın ?

Çevrimdışı delimit35

  • Bilge Üye
  • *****
  • 7.472
  • 4.981
  • Müdür Yardımcısı
  • 7.472
  • 4.981
  • Müdür Yardımcısı
# 18 May 2012 23:07:33
offf offfffffffffff Seksenlerin sonu, Doksanların başı nasıl unutulur o yıllar keşke o zaman video olsaymışta çekseymişiz o günleri şimdi çocuklara çok acıyorum oynamayı bile beceremiyorlar.

Çevrimdışı 58sivas58

  • Uzman Üye
  • *****
  • 555
  • 727
  • İngilizce Öğretmeni
  • 555
  • 727
  • İngilizce Öğretmeni
# 18 May 2012 23:10:49
İsmet Özel babanın bir lafı vardır ve severim o lafı
"Teknoloji benden aldıklarını geri versin.Ben teknolojinin bana verdiği her şeyi iade etmeye hazırım"

Çevrimdışı alishh

  • Uzman Üye
  • *****
  • 416
  • 545
  • 416
  • 545
# 18 May 2012 23:21:24
Mahalle arkadaşlığı vardı.  Oyuncakların elbiselerin ayakkabıların (!)  :(  bisikletlerin kıymeti vardı.  . Yazılacak çok şey var.
Ama işte bana hayatı öğreten o küçük fakir tehlikeli şeylerdi. İyiki 80 lerin sonu 90 larda çocuk olmuşum İyi ki bilgisayar  , telefon .........vs. yoktu.  .
Şimdi kesinlike çocuk olmayı istemezdim.
  Bilgisayar başına kelepçelenmiş neslin geleceğini çok merak ediyorum.

Çevrimdışı delimit35

  • Bilge Üye
  • *****
  • 7.472
  • 4.981
  • Müdür Yardımcısı
  • 7.472
  • 4.981
  • Müdür Yardımcısı
# 18 May 2012 23:46:02
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Mahalle arkadaşlığı vardı.  Oyuncakların elbiselerin ayakkabıların (!)  :(  bisikletlerin kıymeti vardı.  . Yazılacak çok şey var.
Ama işte bana hayatı öğreten o küçük fakir tehlikeli şeylerdi. İyiki 80 lerin sonu 90 larda çocuk olmuşum İyi ki bilgisayar  , telefon .........vs. yoktu.  .
Şimdi kesinlike çocuk olmayı istemezdim.
  Bilgisayar başına kelepçelenmiş neslin geleceğini çok merak ediyorum.
bisikletten düştükten sonra yamulan direksiyonu tekerliği bacak arasına alıp düzelten bir çocuktuk hepimiz. Ağlamazdık heryerimiz kanasa da annemiz görmesin diye eve gitmeden temizlerdik yarayı.Patlayan lastiği kendimiz tamir ederdik. Sokak sokak gezerdik. Çocukluk bisikletim yeşil fosforlu Bisanım Babamın evinde bodrumda  çürümeye yüz tutmuş eski sahibinin sevgi ve şefkatini bekliyor.

Çevrimdışı sevooş

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.227
  • 18.480
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 5.227
  • 18.480
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 20 May 2012 15:49:24
bakıyorum da arkadaşlar hepimiz ayakta kalmışız...

geriye dönük anılar biriktirebilmişiz...

yeni nesil ne yazıkki fazla tüketici herşeyi biranda bitirebiliyor...

en önemlisi saatlerini bilgisayarın basında gecirdiğinden paylaşmayı bilmiyor...bencil ve yalnız nesilller yetişiyor:((

Çevrimdışı bigbigkusku

  • Uzman Üye
  • *****
  • 861
  • 60.429
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 861
  • 60.429
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 20 May 2012 15:54:12
3 kez ameliyat olduktan sonra :( ,
acıların bedenime  az zarar verdiğini ,asıl zararın  büyüğünün ruhumda olduğunu öğrendiğimde .............

Çevrimdışı emel arslan

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 208
  • 56
  • 208
  • 56
# 20 May 2012 16:42:31
ver arkadaşlar inanın öğrencilerimin ip atlayamadığını cuma günü farkettim ve asıl trmvayı ben yaşdım.ip bile atlayamayan çocuklAR...........

Çevrimdışı Reyom

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.841
  • 9.555
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.841
  • 9.555
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 20 May 2012 17:07:20
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
‎50 - 60 - 70 - 80' li yıllarda mı büyüdün ?

Sen de bu jenerasyondan mısın ? Şimdiki çocuklar büyük bir olasılık ile bizim yaşama şeklimizi sıkıcı bulacaklar - fakat- bizler çok güzel ve mutlu yaşadık !

Değil mi ? ?
Aynen sevooş öğretmenim...Bizler çocukluğumuzu yokluklara rağmen  çok güzel ve mutlu yaşadık...şimdiki çocuklar için gerçekten çok üzülüyorum...

Çevrimdışı bilimciyim

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.233
  • 3.474
  • 3.233
  • 3.474
# 20 May 2012 17:10:56
akşama kadar sokakta oynardık. tam 45 dakka yürürdüm okula gitmek için. ne servis var ne bişey.. mahalledekilerle hep toplanıp birlikte gidip gelirdik. 2 -3 günde bir bir komşumuza akşam oturmaya giderdik. 1 yıldır karşı komşum yüzüme bile bakmıyor şu anda. insanlar hep değişmiş. çocuklar bile sokağa çıkmıyor. sonra asosyal , insanlara kendine güvensiz çocuklar ... biz sokakta hiç sıkılmazdık. evde sıkılırdık. 1-2kanal vardı. onlarda zaten bize göre değildi. kemal sunal filmlerini ailece izlerdik hep.  mahalledekilerle toplanıp meyve ağaçlarına çıkp alırdık"kimse de bize bişey demezdi".offf çocukluk offffff""

Çevrimdışı mustafa_38

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.609
  • 1.029
  • 1.609
  • 1.029
# 20 May 2012 17:41:07
o günleri öyle bir özlüyorum ki ne güzel günlerdi.Dar mahallelerde oynanan oyunları özlüyorum.Herkes birbiriyle samimi kaldırımlara kilimler serilir sohbetler herkesin çocuğu gözünün önünde.Odun kömür mü taşınacak çocuklar toplanır o evin odunu kömürü taşınır limonata ev kekleri yedirilir.Tüm çocuklar akşam yemeğine giderler tatilde akşam tekrar sokağa çıkarlar ama o sokaklar güvenlidir

Çevrimdışı mustafa_38

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.609
  • 1.029
  • 1.609
  • 1.029
# 20 May 2012 17:44:49
Ortaokulum tam 4km idi.Babam otobüse binmek için bilet parası verirdi yine de harcamazdım.Çünkü akşam arkadaşlarla son simitler ellerimizde geze geze konuşa konuşa eve gitmek büyük zevkti.
Bu içinde bulunduğumuz zamanı hiç ama hiç sevmiyorum ve bu yüzden evlenmeyi düşünmüyorum.Şimdi iş bulmak okumak okutmak adam etmek onlara bir yuva kurmak zor.Hele korumak çok zor

Çevrimdışı mustafa_38

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.609
  • 1.029
  • 1.609
  • 1.029
# 20 May 2012 17:49:28
herşeyimiz planlı idi.Cumartesi walt disney kuşağını izlerdik öğle yemeğimizi yedikten sonra okulun bahçesine gider basket voleybol oynar akşam ödevlerimizi birbirimizde toplanır yapardık.Halk kütüphanesine gider akşama kadar ansiklopedilerden yazı yazardık

Çevrimdışı kuasar

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.800
  • 4.968
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 1.800
  • 4.968
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 20 May 2012 17:53:22
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
ver arkadaşlar inanın öğrencilerimin ip atlayamadığını cuma günü farkettim ve asıl trmvayı ben yaşdım.ip bile atlayamayan çocuklAR...........
Ben bunu fark ettiğimde 1 hafta boyunca ip atlama oynatmıştım.
İp atlama yarışmaları düzenledik. Çok sevdiler
Sonraki hafta öğrencilere buldurdum ve topaç tutma ve çevirme oynadık.
Teknolojinin esiri olmuş , asosyal gençlik olmamaları için eskilerin tekrar gündeme gelmesi gerekiyor.

Konu için teşekkürler

Çevrimdışı zeynep_zehra

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.521
  • 7.992
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 1.521
  • 7.992
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 20 May 2012 18:09:15
FERYAT
   Biz, paçalarını çorabın içine sokup kösele ayakkabıyla çimenler üstünde top oynayan çocuklardık. Beşte devresi olan maçlarımız onda biterken, maçlarımızın hiçbir zaman berabere bitemeyeceğini düşünmemiştik. Buna rağmen tesadüf değildi maçlarımızın sürekli ona sekiz ya da ona dokuz bitiyor oluşu. Biz arkadaşlarımızı hiçbir zaman ‘eze eze’ yenmiyorduk ya da yenildiğimiz zaman teselli bulabileceğimiz sekiz-dokuz golümüz oluyordu.
   Biz, o maçlardan sonra masum yorgunluğumuzla çökelekli erişteye iştahla kaşık sallayan mutlu çocuklardık. Annemizin ellerinden mamul ve organik olduğunu dahi bilmediğimiz tereyağının lezzetiyle hemhal erişteyi yufka ekmeğiyle yerken makarnayla ekmek yenilmemesi(!) gerektiğini de bilmiyorduk. Yer sofrasının başköşesine bağdaş kurmuş babamızın, derin bir sükûtla yemeğini yiyen annemizin ve tüm kardeşlerimizin gözlerindeki mutluluğun gerçek mutluluklar olduğunu fark etmemiz yalan dünyanın sahteliklerini öğrendikten sonra anlayacağımız şeydi.
   Biz, bozkırın tozunda, üstümüz başımız kirlenecek endişesi taşımadan toprağa açtığımız beş küçük kuyuyla bilye oynayan çocuklardık. Bilyeye misket denildiğini bilmiyorduk. Kirlenmenin güzel olduğundan da haberimiz yoktu. Üten ve ütülen vardı. Ama üten nedense ütülenin kalbinin kırılmasına razı olmuyordu. Oyundan sonra herkesin bilyesi eşit sayıda oluyor ve herkes oyunda geçirdiği muhteşem zamanın güzelliğiyle ilgileniyordu. Ve üstümüzün kirlenmesi annemizi asla kızdırmıyordu. Çamaşır makinesinden bihaber tokaçla çamaşır yıkayan annemiz galiba biliyordu kirlenmenin güzel olduğunu.
   Biz, abimiz ya da ablamız gurbete okumaya giderken ağlayamayan ama onlar gittikten sonra geceleri için için ağlayan çocuklardık. Sürekli gözümüzün önüne bir gece öncesi yaşadıklarımız geliyor, gözlerimizi kaçırmak istesek de her baktığımız yerde onlarla yaşadığımız güzel anları görüyorduk. Nereye gidiyorlardı, arkadaşları kimlerdi, öğretmenleri nasıldı, onlarda giderken üzülüyorlar mıydı çok düşünmüyorduk. Ve gurbeti tanımıyorduk. Tek isteğimiz, gitmeselerdi işte, mutlu değil miydik sıcacık yuvamızda sanki..
   Biz, okumayı bilmeyen annemize gaz lambasının ışığında kitap ya da gazete okuyan babamızdan kitap okumayı öğrenen çocuklardık. Televizyonun sahteliğini ya da çirkefliğini bilmiyorduk. Herkes farklı bir kitapta farklı dünyalara dalıp gitmişken fitili kararan gaz lambasının fersizleşen ışığını kimse fark etmiyordu. Gaz lambasının fitilleri karardıkça ruhumuzun aydınlandığını da bilmiyorduk. Dedikodu etmeyi de öğrenmemiştik henüz.
   Biz, bizi sevmeyen insanların çıkar peşinde olduğunu fark etmeyip karşılıksız seven çocuklardık. Bizi sevmeyeni de seviyorduk. Sonuçta herkesi kendimiz gibi sanıyor insanların hepsinin helal lokma yediğini düşünüyorduk. Herkesin annesi babası vardı, herkes erişte yiyordu, herkesin çocuğu bilye ya da top oynuyordu. İyi ya işte herkes bizim gibiydi.
Şimdi… Şimdi bunları yazarken gözyaşlarına boğulan büyük adamlarız. Bunları anlattığımız zaman anlamayan çocuklara hayatı öğretmeye çabalayan çaresiz neferleriz.
   Biz ki sevdayı bozkırın tozunda öğrendik diyedir gözyaşımız, sahte dünyanın karanlığında yaşananlara aşk denildiğine şahit oldukça…
Biz yorulmadık desek de gönlümüz feryat eylemekte…

Çevrimdışı eray1974

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 861
  • 6.922
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 861
  • 6.922
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 20 May 2012 18:10:49
1980 de okula başladım.Yokluklar içinde bir hayattı ama çok güzeldi.
Ayçiçeği gövdelerinden oyuncak arabalar yapar,yarıştırırdık.
Çam reçinelerinden tutkal yapar defter kitaplarımızı yapıştırırdık.
Naylonlar poşetleri birleştirip top yapar,oynardık.
O misket oyunlarını,körebeyi,mendil kapmacayı,saklambacı,9 taşı,5 taşı ,çelik çomak oyununu akşama kadar bıkmadan oynardık.
Arkadaşlıklar gerçekti,paylaşımcıydı,samimiydi.,

5.sınıfta Allah bir plastik top almayı nasip etti.Hikaye ilginç.Sınıfça para topladık( 30 kişilik sınıftan plastik top almak için para topluyoruz).Yokluğun ta kendisi.Şu an bir plastik top 1 lira.1 lirayı 30 kişiden topladık.[b]Bir top aldık az para kaldı onunla da büsküvi aldık,diğer sınıflara sadaka olarak dağıttık ki topumuz patlamasın diye.[/b]Bir gün sonra da kuşburnu dikenleri yüzünden patladı top.Ama o günler harikaydı.
Tekrar o günlere dönmek istiyorum.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK