Nazan Bekiroğlu Okurları. ..

Çevrimdışı Deniz_33

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.585
  • 12.974
  • 2.585
  • 12.974
# 30 Tem 2019 14:37:20
Bir ismin bazen bütün hikâye unutulsa da kalbe batması, kiminin bir isimden
ibaret kalması, kiminden geriye bir isim bile kalmaması. Bütün bunlar
ismin taşıdığı hikmettendi, isimle varlık arasındaki ölümcül beyandandı. Namazın farzıydı kıraat, kıraat da kelimelerdi. "Esirgeyen ve
bağışlayanın adıyla." Her işin başı da bir isim değil miydi?

Değil mi ki "Önce söz vardı". Her şeydi isim.

İsimle Ateş Arasında, Nazan Bekiroğlu

Çevrimdışı ebemkuşağı

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 217
  • 2.787
  • 217
  • 2.787
# 03 Ağu 2019 00:34:03
Bir şeyin içinde ya tam varım ya yokum. Kıyısında kalamıyorum. Her şey kalbine hızla çarpan ama aynı hızla da geri çekilen. O benim işte.

Çevrimdışı teacherpapatya

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 809
  • 449
  • 809
  • 449
# 07 Ağu 2019 10:56:58
merhaba arkadaşlar ben sadece mücella yı okudum.guzeldı ama sonu böyle hıc olmadık sekılde pat dıye bıttı gıbı hıssettım.ama dıger kıtaplardan yazdığınız sözler ben de cok merak uynadırdı.elımdekı kıtapları bıtırır bıtırmez nar ağacını okumak istiyorum.herkese paylaşımları ıcın teşekkürler:)

Çevrimdışı Deniz_33

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.585
  • 12.974
  • 2.585
  • 12.974
# 09 Ağu 2019 10:33:18
Yenilgim, altında ezilmezsem eğer yengimin garantisi oldu. Taşıyabileceğimden fazlasının yüklenmeyeceğini bilmekle birlikte, taşıyamadığını yükün altında ezildiğimi zannetmemi ve buna razı olmamı sevdim. Yani ki uçurumların kenarına getirip de beni sonra elimden tutarak gerisin geri çekeceğinin emniyetiyle, ümitten korkuya, korkudan ümide geçişimi, darlıktan feraha ferahtan darlığa geçişimi çok sevdim. “Nazlı ve zelil” olmamı mı istiyordu benden? Zelil olmayı öğrendim Naz? Zaten ezelden ismim. Hiçbir şey istemezdim, bilebilseydim. Perdeler kalksaydı aradan, görebilseydim. Bir mağara. Bir dost. Bir yılan. Varlığın teyidi, ölebilseydim...

Çevrimdışı Deniz_33

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.585
  • 12.974
  • 2.585
  • 12.974
# 31 Ağu 2019 09:55:09
Şiirler yere yığılır birden,
kanatları kopar gecenin.
Rüzgar küçülür, yağmur fazlalık gelir.
Ve ışık söner.Geride kalan herşey sarıya boyanır...
 

Cümle Kapısı, Nazan Bekiroğlu

Çevrimdışı Deniz_33

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.585
  • 12.974
  • 2.585
  • 12.974
# 14 Eyl 2019 17:20:05
İçine kapanmak değildir o,
dışına kapanıp içine açılmaktır..

Çevrimdışı Deniz_33

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.585
  • 12.974
  • 2.585
  • 12.974
# 02 Eki 2019 08:42:35
Ya Rabbi!
Ben içtiği suya, yediği lokmaya, giydiği hırkaya şükreden biriyim.
Bilirsin, öyle,
Senin adını unutmuşlardan değilim.
Dilimden taşanda kusur varsa affet ism-i Rahmanınla, esirge ve bağışla;
Bu dünya bana zor geldi,
Suyun boğması, taşın sertliği vardı amenna
Büyük balığın küçük balığı yutması senin kuralın
Denizin dalgasından, tufanın yazgısından da şikayetçi değilim
Ama insan zalimdi.

Çevrimdışı Deniz_33

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.585
  • 12.974
  • 2.585
  • 12.974
# 05 Kas 2019 18:25:11
"Hiçbir şey yaşamamış gibiyim. Her şeyi bir fincan çay içerken hatırlarım belki. Aslında ne şair haklı ne ben. Va'dedilen ülkelerin verilmemesi ne zor. Ama Va'dedilen ülkelerin Va'dedilen ülke olmadığını fark etmek, bu daha zor.
Yitirilmiş yaşamların arkasından yitip gidiyoruz işte. "

" Mor Mürekkep "

Çevrimdışı PINARCIK

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.796
  • 30.403
  • 5.796
  • 30.403
# 26 Ara 2019 10:08:53
Aslında her geçmiş kendi sahibini arıyor...

Mor Mürekkep
Nazan Bekiroğlu

Çevrimdışı PINARCIK

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.796
  • 30.403
  • 5.796
  • 30.403
# 12 Mar 2020 08:21:10
"Bir aynada seyrettim âlemin cümlesini.
Aynam nokta sırrım nokta.
Umduğum kadar büyük değilmiş, dünya nokta ben nokta"

Yol Hali
Nazan Bekiroğlu

Çevrimdışı tarkan555

  • Bilge Üye
  • *****
  • 13.941
  • 16.311
  • 13.941
  • 16.311
# 15 Mar 2020 16:52:30
''keskin  ''  tespitleri var yüreğe dokunan  bi noktadan sonra  kaldıramıyorum .

Çevrimdışı Deniz_33

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.585
  • 12.974
  • 2.585
  • 12.974
# 12 Nis 2020 00:57:48
"Ey gelmişin ve geleceğin Rabbi. Ey! isimlerin sahibi, ben ayağımın nerede sürçtüğünü, ben hatamı, ben yanılgımı adımı bilir gibi biliyorum. Ben bin kere kabul ettim kabahatimi. Sen bir kere affet."

(lâ/sonsuzluk hecesi)

Çevrimdışı Deniz_33

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.585
  • 12.974
  • 2.585
  • 12.974
# 02 May 2020 12:46:18
Ruh ansızın kendi kendisiyle yüz yüze gelir. Çözülür anlamı ait oluşun.

İhtilâl mayısta patlar.

Güller mayısta açmaya başlar.

 

Mavi Lale/ Nazan Bekiroğlu

Çevrimdışı Deniz_33

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.585
  • 12.974
  • 2.585
  • 12.974
# 24 May 2020 01:27:49
Elveda ya şehr-i Ramazan

Nazan Bekiroğlu


Elveda ya şehr-i Ramazan
Sözcüklerle hükmetmeye kalkışmak büyük gaflet ya hayatı, bütün kıymetler yerinden bir kez ırmağına akmaya başlayınca. Bir nefeslik tadil-i erkan tavrında.

Bir nefeslik sehiv sakınımı iç ürpertisinde. Kalbe üfürülen endişe.

Sınavlar sarar dört bir yandan kelime hükmünde, kelime suretinde. Nazar-be-kadem.

Sabahı bekleyen bir hasta kadar sabırlı ve sabahı bekleyen bir hastanın refakatçisi kadar ıstıraplı.

“Şeb-i yeldayı muvakkitle müneccim”den de fazla, kaç saattir bilen gam sahibi kadar ibtilalı.

Geceler köşe başlarında yağmur ile yek-şehir. Gecenin saat sıfır üçlerinde sabahın tek adı şiir değildir.

İçinde bir oluşun. Dışında bir oluşun.

Her şey benim dışımda, ama beni içine alarak oluşuyorken. Her şey benim içimde, ama beni dışında bırakarak dönüyorken. Okun yaydan çıkması, an-be-an, izliyorum. Bıçağın sırtındayım, rüzgar ne yönden esiyor, bir bunu biliyorum.

Bir kenti en ucundan başlayıp da son-ucuna kadar koşarken. Bütün mahyalarının altından geçer ve bütün buhur kokularını içimden geçirirken bir kentin. Bir an-ı daimi zaman.

Elveda ya şehr-i Ramazan.

Teker teker. Ve dikkatlice bakıp da fark edince her harfin savrulduğunu rüzgarda. Korkunca, çok korkunca bütün harflerin iplerinden çözülüp de teker teker, yerlere döküleceğinden.

Parmağıma batmış bir dikenin üzerinden ters yönde geçecek cesaretle.

Ay’ın hiç görünmediği kara, kapkara, mahak gecelerde, üç gece, tam üst üste.

Bir hilal beklerken, incecik, gölgemi yitirdiğim yerde.

Geçerek kentin bana izinli, bana yasaklı caddelerini bu kez ters yönde ve boydan boya.

Ve sayarak her ezanın sonundaki cümlenin kaç kez tekrarlandığını.

İki minare arasına gerili kandillerin ip uçlarında elveda mısraları:

Elveda ya şehr-i Ramazan elveda. Neden acaba? Neden “elveda?” Elveda, çok acılı çok yakıcı ilk bakışta. Hiç dönmeyecekmiş gibi.

Elveda, “Allahaısmarladık, Allah’a emanet ol”, anlamında bir sözcük lügatlerde.

Yani ki elveda, sözcüklerde bir hayli munisçe. Ateş içermiyor pek de neticede.

Bir yanıyla “hoşça kal” yani. Hoş-ça kal. Hoş-ça. Bir daha, tekrar görüşmek üzere.

Görüşmek üzere. Bir daha. Tekraren. Bir evvelkinin bıraktığı yerden. Bir evvelki olarak.

Ama elveda, bir de lügatin dışında bir yerde. Bir kürsüsü ve bir noktası olmayan bir harf kadar özgürce. Bir vav kayığı. Bir ömür ve nihayetinde beş dakikaya sıkıştırılmış bir nefes tutumu mesafede.

Uzaktan gelen rüzgar daha mı çok inle?. Boğaz’da, karşıdan karşıya biterken gece. Başımın üzerinden geçerken çığlığıma kentiyle dahil olabilen martı.

İşte tam orada elveda, son noktanın adı.

Elveda, bir daha görüşmemenin. Elveda, son darbenin. Elveda, gidip de gelmeyenin. Elveda, beklemeyi bilmeyenin. Bir tekrar içermemenin. Ve “bir daha” gelmemenin.

Bu yüzden belki, bu anlamıyla, elveda ya şehr-i Ramazan. Çünkü her giden gibi gelen şehr-i Ramazan da yepyenidir. İlk gibidir. Yenidendir.

Dua gibi ve aşk gibi.

Klişe dua makbul değil. Kabuk ve ezber daima özün mahiyetinde tehlike. Bu yüzden dua hep aynı kalmamalı. Daima yeni olmalı. Yeni idrakle, yeni hisle, yeni psikolojiyle. “Yalvararak ve yüksek olmayan bir sesle.” Ve her defasında yeniden hissederek. Ve kelam olmanın ötesinde. Hal içre. Söyle.

Kalbinin üzerinden geçiyorken her şey. Sen kalbinin altında kal ve hecele.

Çünkü dua ve aşk “bir daha” değildir. Hep yenidendir.

Yeniden. Yani ilk kez. İlk kez olmasa da ilk kez gibi. İlk kez görüyormuş gibi. Yeni, yepyeni biliyormuş, buluyormuş ve oluyormuş gibi.

Böyle olduğu için “elveda ya şehr-i Ramazan”da elveda sözcüğü lügatlerdekinden bir elif miktarı ilerdedir. O kadar munis değildir. Kesin bir ayrılık ve acı içermektedir.

Çünkü gidip de gelecek olan her şehr-i Ramazan, bir daha değil de, tekraren değil de yenidendir.

Kendisinden ibaret, kendisiyledir.

Tekrarlanarak ve yinelenerek, azalarak ve tükenerek, eskiyerek ve yiterek değildir. Her dem yeni ve taptazedir. Her haliyle. O haliyle. Bu haliyle.

Bu elveda sözcüğü ki biten ve başlayacak olanı, alışılmış bir mahiyette sıradan kılmanın ötesinde, her defasında harikuladeye dönüştürmektedir. İncecik bir hilalin üzerinden her defasında muhteşem bir kuyruklu yıldız geçmektedir.

Öyleyse elveda ya şehr-i Ramazan elveda. Değil mi ki her elveda şimdi artık bir merhaba içindir.

Çevrimdışı gulsum26

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 153
  • 1.082
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 153
  • 1.082
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 28 May 2020 11:46:55
"Bakışı bakışa ekleyerek bakmayın" buyrulmuştu, bakışı bakışa ekleyerek baktım ona. Yüzü küçülen ay gibi gölgeli bir aydınlıktı. Oysa adımla adı arasına haram sözcüğünün harfleri düşecek olana bakmamıştım hiç. Baktım alnına, şakaklarına, göz kapaklarına. İncecik bir hilale benzeyen kaşlarına, çekik burnuna. Üzerine tütsü kokusu sinmiş giyisisinin gizlediği omuzlarına. Alnında terden ıslak, bağından azad, turralanmış olması gereken saçlarına. Baktım benden gizlenene, bana yasak olana, bakmamam gerekene. Bir günah gibi düştü düşünceme bahtıma.
Kalbim ilk o anda kıpırdadı.

İsimle Ateş Arasında - Nazan Bekiroğlu

Nazan Bekiroğlu'nun en sevdiğim kitabından en beğendiğim bölüm..

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK