Nazım Hikmet Ran'ın Şiir Ve Sözleri

Çevrimdışı simsekhanife67

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.606
  • 15.113
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 3.606
  • 15.113
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 16 Şub 2013 19:35:14
  İnsanların türküleri kendilerinden güzel,
kendilerinden umutlu,
kendilerinden kederli,
daha uzun ömürlü kendilerinden.
Sevdim insanlardan çok türkülerini.
İnsansız yaşayabildim
türküsüz hiçbir zaman.
Hiçbir zaman beni aldatmadı türküler de.

Türküleri anladım hangi dilde söylenirse söylensin.

Bu dünyada yiyip içtiklerimin,
gezip tozduklarımın,
görüp işittiklerimin,
dokunduklarımın, anladıklarımın
hiçbiri, hiçbiri,
beni bahtiyar etmedi türküler kadar...

20 Eylül 1960

NAZIM HİKMET RAN

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.806
  • 227.407
  • 28.806
  • 227.407
# 17 Şub 2013 17:23:31
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı simsekhanife67

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.606
  • 15.113
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 3.606
  • 15.113
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 17 Şub 2013 20:01:59
  Şaşıp Kalma Üstüne

Sevebilirim,
hem de nasıl,
dile benden ne dilersen,
canımı, gözlerimi

Kızabilirim,
ağzım köpürmez,
ama devenin öfkesi haltetmiş benimkinin yanında,
devenin öfkesi, kinciliği değil.

Anlayabilirim
çoğu kere burnumla,
yani en karanlığın, en uzaktakinin bile kokusunu alarak
ve döğüşebilirim,
doğru bulduğum, haklı bulduğum, güzel bulduğum herşey için, herkes için,
yaşım başım buna engel değil,
ama gel gör ki çoktan unuttum şaşıp kalmayı.
Şaşkınlık, alabildiğine yuvarlak açık ve alabildiğine genç gözleriyle bırakıp gitti beni.
Yazık.
NAZIM HİKMET RAN

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.526
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.526
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 18 Şub 2013 07:08:16
‎" Ve tıpkı o eski , acıklı hikâyelerdeki yalınayak, karlı yollara düşmüş, yetim bir çocuk gibi bu yürek... "

Nazım Hikmet Ran

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 18 Şub 2013 08:27:10
HAYDİ GÜLE GÜLE GÜLÜM


Haydi güle gülü gülüm
haydi güle güle
Hani ağlamak yoktu?
Ağlama kızım,
gözüne batacak sürmelerin.
Taksiye bindin işte,
işte hapishanesinde yattığım şehrin
geçiyorsun içinden.
Şöför belki ben yaşta bir adam
dikiz aynasından bakıyor sana
anlıyor bu güzel kadının ağlamasını.
Belki onunda içerde yatanı vardır,
belki tanır beni, belki kendiside bizdendir.
Biliyorum:
Demirlerden seyrettiğim bu şehir
kaplıcalar
türbeler
ipek fabrikaları ve kocaman bir çınardır.
Ve sahici insanları
benim insanlarım
nasılda perişan...
Fakat yüzlerine güneş vurmuş gibi olmuştur
sen gözyaşları arasından
onlara baktığın zaman.
Sen bu şehre bundan öncede geldin demek?
Sen bu şehre gelesinde beni aramayasın!
Öylemi? AĞLA GÜLÜM!
Hemde hüngür hüngür ağlamalısın.
Hayır ağlama, Allah belamı versin benim ağlama!
Etrafına bak:
Ben ve şehir çoktan arkada kaldık

Çevrimdışı alpfehmi

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.178
  • 2.227
  • 1.178
  • 2.227
# 18 Şub 2013 15:25:18
Bir silgi olsaydın ne silmek isterdin?
Hatalarını mı yoksa kötü anılarını mı ?
Yoksa başarısızlıklarını mı ?
Kalem olsaydın kimi eklemek isterdin hayatına.?
Seni dinleyecek birini mi?
Sana küçük mutluluklar yaşatanları mı?
Yoksa her daim yanında olanları mı..?
Şimdi durup bir düşün, neler eklemek isterdin?
Neler silmek isterdin?

Nazım Hikmet Ran

Çevrimdışı simsekhanife67

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.606
  • 15.113
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 3.606
  • 15.113
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 18 Şub 2013 19:46:15
...

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.526
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.526
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 18 Şub 2013 23:24:10
YİNE SANA DAİR

Sende; ben, kutba giden bir geminin sergüzeştini,
Sende; ben, kumarbaz macerasını keşiflerin,
Sende uzaklığı,
Sende; ben, imkansızlığı seviyorum.

Güneşli bir ormana dalar gibi dalmak gözlerine
Ve kan ter içinde, aç ve öfkeli,
Ve bir avcı iştahıyla etini dişlemek senin.

Sende, ben, imkansızlığı seviyorum,
Fakat asla ümitsizliği değil...

NAZIM HİKMET RAN

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 19 Şub 2013 09:46:21
BAHAR GÜLÜ

Akşamdı adı bahar mı gül mü güz mü ilk görüşte gülmeye başlamıştı
biraz dalgın sesi titrek selam vermemiştim oysa belkide kırdım istemeyerek
hızlı hızlı yürüyordu kaşını almış dudağını boyamıştı
yüzü sonbahar hüznü güneşe benziyordu gülüşü birden bire geldi beklemiyordum
keskin bir bıçak gibi saplandı aklıma hep böyle cana yakın mı bakar acaba?
Akşamdı uzak bir deniz kenarında oturmuş efkar yakıyordum
karanlık tutmuştu yolları kimbilir kimin boynundaydı
kolları gecelerdir kötümserdim sakallarımı uzatmış durup durup uzakları dinlemiştim
belki de bir zehirli göz tarafından zehirlenmiştim
telefonu geldi aniden dilinde kelimeler bişeyler söylüyordu

dilinde kelimeler silerek bilmeyerek bişeyler söylüyordu
gülerek yaz geçti kış geçti benden bir bahar geçti
ben bahardan geçmedim
Akşamdı Uyanıktım yatağımda oturuyordum İstanbul mışıl mışıl uyuyordu.
Şimdi ne yapıyordu ne yemiş ne içmişti
nerede dans etmişti gözleri dolu muydu yoksa düşleri dolu muydu
neyse neyse bunları düşünmek istemiyordum kanıma girmişti bir kere
sanki başı göğsümde eli elimdeydi yaşamak sevmekten geçer diyerek
belkide sevdim isteyerek....
Sabahtı O yoktu ben yıkılıp gitmiştim
bir daha ne zaman nerede ne olacağımızı ikimizde bilmiyorduk.
Belki yeni başlayacaktık belki hiç başlamayacaktık belki de başlayıp bitirmiştik
Belkide Belki de...

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.097
  • 2.904
  • 12.097
# 19 Şub 2013 10:22:11
MERHABA ÇOCUKLAR
 
Nâzım, ne mutlu sana
cân ü gönülden,
ferah ve emin,
«Merhaba,» diyebildin.

Sene 940.
Aylardan temmuz.
Ayın ilk perşembesi günlerden.
Saat : 9.

Mektuplarınıza böyle mufassal tarih atın.
Öyle bir dünyada yaşıyoruz
                          ki en kalın kitaptan çok yazısı var :
                          ayın, günün ve saatın.

Merhaba, çocuklar.

Bir geniş
          bir büyük «Merhaba» demek,
sonra bitirmeden sözümü
          yüzünüze bakıp gülerek
— kurnaz ve bahtiyar —
          kırpmak gözümü...

Biz ne mükemmel dostlarız ki
                                    kelimesiz ve yazısız
                                                       anlaşırız...

Merhaba, çocuklar,
merhaba cümleten...
 
 


Nâzım HİKMET

Çevrimdışı simsekhanife67

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.606
  • 15.113
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 3.606
  • 15.113
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 19 Şub 2013 20:21:50
  ÖKSÜZLÜK
 
Sahillerden açılan balık sandalları var...
 Tâ baş taraflarında yakılan ateşlerin
 Durgun suda alevden sallanan dalları var.
 Yükseldi uzaklaşan sandallardan bir şarkı...
 Bu, son bir hıçkırıktır, bir elemdir ki derin
 Matemiyle anıyor yıkılan yüce Şarkı.
 Pul pul parıldıyorken ayın altında deniz,
 Arkamdan sesi geldi ufka dalan eşlerin...
Bu ilkbahar gecesi yalnız benim kimsesiz.
 Kimsesiz, son matemin yaşıyan yâdıyım;
 Bir ah bile demeden can veren yiğitlerin
 Yollarını gözleyen illerin evlâdıyım!
 Şimdi tâ uzaklara, Şarka dönerken yüzüm,
 Anladım ki zavallı yurdumun acısını
 Duymayan bu beldede kimsesizim, öksüzüm.
 NAZIM HİKMET RAN

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 20 Şub 2013 08:29:48
"lanet olsun, ne muazzam şey seni sevmek!
sen benim aşkım, sen benim kızım, sen benim yoldaşım, sen benim küçük annemsin.
canım, birtanem, seni sevmeden önce dünyayı sevmesini bile bilmiyormuşum.
bu şehir güzelse senin yüzünden,
bu elma tatlıysa senin yüzünden,
bu insan akıllıysa senin yüzünden."

Çevrimdışı duyguaydın

  • Moderatör
  • *****
  • 5.415
  • 126.203
  • 5.415
  • 126.203
# 20 Şub 2013 10:32:48
  Hiç bir korkuya benzemez,halkını satanın korkusu...

     Nazım

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.526
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.526
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 20 Şub 2013 10:33:40
Yaşamak ümitli bir iştir, sevgilim. Yaşamak: Seni sevmek gibi ciddi bir iştir.

Nazım Hikmet Ran

Çevrimdışı simsekhanife67

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.606
  • 15.113
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 3.606
  • 15.113
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 20 Şub 2013 18:42:43
 abe şair
 bizim de bir çift sözümüz var
 "aşka dair"
 o meretten biz de çakarız
 biraz
 deli çığlıklar atıp avaz avaz
 burnumun dibinden gelip geçti yaz sarı
tahta vagonları
 ter, tütün ve ot kokan
 bir tren gibi
 halbuki ben
 istiyordum ki gelsin o
 kırmızı bakır bakracında bana
 sıcak süt getiren gibi...
 fakat neylersin
 yaz böyle gelmedi
 yaz böyle gelmiyor
 böyle gelmiyor... hay anasını... şey...
 eeeeeey
 kızım, annem, karım, kardeşim
 sen
 başında güneşler esen
 altın gözlü çocuk
 altın gözlü çocuğum benim
 deli çığlıklar atıp avaz avaz
 burnumun dibinden gelip geçti yaz
 ben bir demet mor menekşe olsun
 getiremedim
 sana
 ne haltedek
 dostların karnı açtı
 kıydık menekşe parasına!
NAZIM HİKMET RAN



 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK