Nazım Hikmet Ran'ın Şiir Ve Sözleri

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.812
  • 227.459
  • 28.812
  • 227.459
# 05 Ara 2015 13:38:09
Hava puslu, soğuk
Kırlar koyu, kırmızı
Saman sarısı, ölü yeşil
Kış gelmek üzere oysaki gönül
Kışa girmeye hazır değil..

Nazım Hikmet

Çevrimdışı TANAĞRISI

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 153
  • 4.189
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 153
  • 4.189
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 08 Ara 2015 11:48:32
Şehrime gel sevgilim... Yarın çık gel. Bırak her şeyi; 'bir bekleyenim var' de gel.

Nazım Hikmet

Çevrimdışı Ayperisi88

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.165
  • 17.379
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 3.165
  • 17.379
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 08 Ara 2015 18:15:07
Şu an yanimda olmani çok isterdim.Ama değilsin. Sen oradasin ve orası ne kadar şansli olduğunu bilmiyor...

Nazim Hikmet

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.220
  • 53.878
  • 4.220
  • 53.878
# 09 Ara 2015 13:23:12
..

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.220
  • 53.878
  • 4.220
  • 53.878
# 11 Ara 2015 10:32:41
...

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.220
  • 53.878
  • 4.220
  • 53.878
# 15 Ara 2015 12:10:18
...

Çevrimdışı sergüzeşt

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 326
  • 4.376
  • 326
  • 4.376
# 17 Ara 2015 22:59:40
Sende, ben, kutba giden bir geminin sergüzeştini,
sende, ben, kumarbaz macerasını keşiflerin,
sende uzaklığı,
sende, ben, imkansızlığı seviyorum.

Güneşli bir ormana dalar gibi dalmak gözlerine
ve kan ter içinde, aç ve öfkeli,
ve bir avcı istihasıyla etini dişlemek senin.

Sende, ben, imkansızlığı seviyorum,
fakat asla ümitsizliği değil...

Çevrimdışı lucky_boy

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 723
  • 5.098
  • 723
  • 5.098
# 20 Ara 2015 10:35:12
Hava puslu, soğuk
Kırlar koyu, kırmızı
Saman sarısı, ölü yeşil
Kış gelmek üzere oysaki gönül
Kışa girmeye hazır değil...

Çevrimdışı lucky_boy

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 723
  • 5.098
  • 723
  • 5.098
# 20 Ara 2015 10:35:30
.Ve ben artık
biliyorum:
Toprağın -
yüzü güneşli bir ana gibi -
en son en güzel çocuğunu emzirdiğini..
Fakat neyleyim
saçlarım dolanmış
ölmekte olan parmaklarına
başımı kurtarmam kabil
değil!
Sen
yürümelisin,
yeni doğan çocuğun
gözlerine bakarak..
Sen
yürümelisin,
beni bırakarak...
Kadın sustu.
SARILDILAR
Bir kitap düştü yere...
Kapandı bir pencere...
AYRILDILAR...

Çevrimdışı M.TARIK

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.153
  • 2.487
  • 1.153
  • 2.487
# 20 Ara 2015 21:57:51
Açların Gözbebekleri
Değil birkaç
değil beş on
otuz milyon

bizim!

Onlar
bizim!
Biz
onların!
Dalgalar
denizin!
Deniz
dalgaların!

Değil birkaç
değil beş on
30.000.000
30.000.000!
Açlar dizilmiş açlar!
Ne erkek, ne kadın, ne oğlan, ne kız
sıska cılız
eğri büğrü dallarıyla
eğri büğrü ağaçlar!
Ne erkek, ne kadın, ne oğlan, ne kız
açlar dizilmiş açlar!

Bunlar!
Yürüyen parçaları
o kurak
toprakların!

Kimi
kemik
dizlerine vurarak
yuvarlak
bir karın
taşıyor!

Kimi
deri... deri!
Yalnız
yaşıyor
gözleri!
Uzaktan
simsiyah sivriliği
nokta nokta uzayıp damara batan
kocaman balı bir nalın çivisi gibi
deli gözbebekleri,
gözbebekleri!
Hele bunlar
hele bunlarda öyle bir ağrı var ki,
bunlar
öyle bakarlar ki!...
Ağrımız büyük!
büyük!
büyük!
Fakat
artık imanımıza inemez tokat!
Demirleşti bağrımız,
çünkü ağrımız
30.000.000
deli gözbebekleri!
Gözbebekleri!
Ey
beni
ağzı açık
dinleyen adam!
Belki arkamdan bana
bu kalbini
haykırana
"kaçık"
diyen adam!
Sen de eğer
ötekiler
gibi kazsan,
bir mana
koyamazsan
sözlerime
bak bari gözlerime;
bunlar:
Deli gözbebekleri!
Gözbebekleri!

Nazım Hikmet Ran

Çevrimdışı omer35

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 668
  • 2.294
  • 668
  • 2.294
# 20 Ara 2015 22:44:19
Seveceksen eğer, terkedilmeyi de göze al derim ben..
Çünkü seni bilmem ama ben;
Dün "canım" dediğime yarın "düşmanım" demem...

Nâzım Hikmet

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.220
  • 53.878
  • 4.220
  • 53.878
# 24 Ara 2015 11:46:49
"İçimde mis kokulu kızıl bir gül gibi duruyor zaman. Ama bugün cumaymış, yarın cumartesiymiş, çoğum gitmiş de azım kalmış, umurum da değil.."

 Nazım Hikmet

Çevrimdışı REİKİ26

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 282
  • 4.077
  • 282
  • 4.077
# 24 Ara 2015 12:32:07

                               V   E   D   A


Hoşça kalın
 dostlarım benim
 hoşça kalın!
Sizi canımda
 canımın içinde,
 kavgamı kafamda götürüyorum.
Hoşça kalın
 dostlarım benim
 hoşça kalın...
Resimlerdeki kuşlar gibi
 dizilip üstüne kumsalın,
 mendil sallamayın bana.
İstemez...
Ben dostların gözünde kendimi
 boylu boyumca görüyorum...

A dostlar
 a kavga dostu
 iş kardeşi
 a yoldaşlar a..!!.
Tek hecesiz elveda..

Geceler sürecek kapımın sürgüsünü,
pencerelerde yıllar örecek örgüsünü.
Ve ben bir kavga şarkısı gibi haykıracağım
 mapusane türküsünü.

Yine görüşürüz
 dostlarım benim
 yine görüşürüz...
Beraber güneşe güler,
 beraber dövüşürüz...

A dostlar
 a kavga dostu
 iş kardeşi
 a yoldaşlar a..!!.
 ELVEDA..!!.......


Nazım Hikmet Ran

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.220
  • 53.878
  • 4.220
  • 53.878
# 29 Ara 2015 09:32:59
Dün gece rüyama girdin :
dizimin dibinde oturuyormuşun.
Başını kaldırdın, kocaman, sarı gözlerini bana çevirdin.
Bir şeyler soruyormuşun.
Islak dudakların kapanıp açılıyor,
                                        sesini duymuyorum ama.

Gecenin içinde bir yerlerde aydınlık bir haber gibi saat çalıyor.
Havada fısıltısı başsızlığın ve sonsuzluğun.
Kırmızı kafesinde, kanaryamın : «Memo»mun türküsü,
sürülmüş bir tarlada toprağı itip yükselen tohumların çıtırdısı
ve bir kalabalığın haklı ve muzaffer uğultusu geliyor kulağıma.
Senin ıslak dudakların hep öyle açılıp kapanıyor
                                                        sesini duymuyorum ama...

Kahrederek uyandım.
Kitabın üstünde uyuyakalmışım meğer.
Düşünüyorum :
                yoksa senin miydi bütün o sesler?

Çevrimdışı M.TARIK

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.153
  • 2.487
  • 1.153
  • 2.487
# 29 Ara 2015 16:50:19
Onlar
Onlar ki toprakta karınca,
suda balık,
havada kuş kadar
çokturlar;

korkak,
cesur,
cahil
hakim
ve çocukturlar

ve kahreden
yaratan ki onlardır,
destanımızda yalnız onların maceraları vardır.

Onlar ki uyup hainin iğvasına
sancaklarını elden yere düşürürler
ve düşmanı meydanda koyup
kaçarlar evlerine
ve onlar ki bir nice mürtede hançer üşürürler
ve yeşil bir ağaç gibi gülen
ve merasimsiz ağlayan
ve ana avrat küfreden ki onlardır,
destanımızda yalnız onların maceraları vardır.

Demir,
kömür
ve şeker
ve kırmızı bakır
ve mensucat
ve sevda ve zulüm ve hayat
ve bilcümle sanayi kollarının
ve gökyüzü
ve sahra
ve mavi okyanus
ve kederli nehir yollarının,
sürülmüş toprağın ve şehirlerin bahtı
bir sabah vakti değişmiş olur,
bir şafak vakti karanlığın kenarından
onlar ağır ellerini toprağa basıp
doğruldukları zaman.

En bilgin aynalara
en renkli şekilleri aksettiren onlardır.
Asırda onlar yendi, onlar yenildi.
Çok sözler edildi onlara dair
ve onlar için:
zincirlerinden başka kaybedecek şeyleri yoktur,
denildi.

Nazım Hikmet Ran

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK