Nazım Hikmet Ran'ın Şiir Ve Sözleri

Çevrimdışı yeni19

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.155
  • 2.737
  • Müdür Yardımcısı
  • 1.155
  • 2.737
  • Müdür Yardımcısı
# 10 Eyl 2012 16:43:07
VATAN HAİNİ
 
 
"Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet.
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ."
Bir Ankara gazetesinde çıktı bunlar, üç sütun üstüne, kapkara haykıran puntolarla,
bir Ankara gazetesinde, fotoğrafı yanında Amiral Vilyamson'un
66 santimetre karede gülüyor, ağzı kulaklarında, Amerikan amirali
Amerika, bütçemize 120 milyon lira hibe etti, 120 milyon lira.
"Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ."

Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz, ben yurt
           hainiyim, ben vatan hainiyim.
Vatan çiftliklerinizse,
kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa,
ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması topuysa,
vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
                            ben vatan hainiyim.
Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla :
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
 
 28.7.962

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.526
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.526
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 10 Eyl 2012 20:57:57
Gelinler aynada saçını tarar, aynanın içinde birini arar. Elbet böyle sizi de aradılar. Gelinlere kıymayın efendiler.

Nazım Hikmet

Çevrimdışı simsekhanife67

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.606
  • 15.113
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 3.606
  • 15.113
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 11 Eyl 2012 07:07:33
  En güzel deniz:
Henüz gidilmemiş olanıdır.
En güzel çocuk:
Henüz büyümedi.
En güzel günlerimiz:
Henüz yaşamadıklarımız.
Ve sana söylemek istediğim en güzel söz:
Henüz söylememiş olduğum sözdür...
                        Nazım Hikmet Ran

Çevrimdışı humeyra7

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.399
  • 4.171
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 2.399
  • 4.171
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 11 Eyl 2012 07:52:25
Bir senfoni vardı kulağımda çalınan,bitti artık hepsi.»»»»»Nazım Hikmet

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 11 Eyl 2012 09:01:54

GERILEYEN TÜRKIYE YAHUT ADNAN MENDERES'E ÖGÜTLER


Nev York Tayms gazetesi 29 Aralik 1954 tarihli sayisinda "Türkiye Geriliyor" baslikli bir basyazi yayimladi. Bu basyazida söyle satirlar var : "O - Adnan Menderes - Basin hürriyetini yok ediyor... Basinda kendisini tenkit edenleri hapse atiyor... Siyasi muhalefeti eziyor... Menderes isçilere grev hakkini taniyacagini vaad etmisti... Halbuki en kisa grevler için isçileri takip ediyor..."
Ben, Nâzim Hikmet, Nev York Tayms gazetesinin satirlari arasinda kalan yazilari da okudum. Bu satirlarin arasindaki satirlari aynen asagiya geçiriyorum.



Saskinligin bu kadarina dogrusu ya pes.
Bindigin dali kesiyorsun Adnan Menderes.
Ille de asip kesmek geliyorsa içinden
Ezmekte devâm et Barisçilar'i, ama sen
Meselâ Yalçin'i da tikiyorsun delige (1)
Ihtiyarcik sana azicik cilve yapti diye,
Git, kos, elini öp, af dile, yüzünü güldür,
O, yalniz altin kafeslerde öten bülbüldür.
O, matbaalar yiktirip kitaplar yaktiran, (2)
O, büyük demokrat, O, hürriyetçi kahraman,
Moskova'yi atomlayalim diyen insanci...
Kendine acimazsan bize bir parça aci.
A be Adnan Menderes, böyle bir dal kesilmez,
Böyle saskinliklarin sonu da iyi gelmez...
Su muhalefetle de alip veremedigin ne?
Niye öyle hisimla yürüyorsun üstüne?
Kore'ye asker gönderdin de "Hayir" mi dedi?
"Kan akti hesabi sorulmalidir!" mi dedi?
Orduyu emrimize verdin, ses çikardi mi?
"Olmaz olsun" mu dedi Amerikan yardimi?
Feryat mi etti "Istiklâl elden gitti" diye?
Zavalli, simsiki sarilmis demokrasiye :
"Basvekil merasimsiz karsilanmali" diyor. (3)
Bir de bazan cosarak "Hayat pahali" diyor.
Bu aksoylu muhalefeti ezilir görmek
Türkün Batili dostlarini pek üzüyor pek. (4)
Saskinligin bu kadarina dogrusu ya pes.
Bindigin dali kesiyorsun Adnan Menderes.

Hani, her iste bizden örnek alacaktin ya?
Hürriyet nizamina sâdik kalacaktin ya?
Vaadettin tanimadin isçinin grev hakkini.
O hakki bizim tanidigimiz gibi tani.
Elli istiyorlarsa ates aç, sonra bes ver.
Ama ufak tefek grevlerde anlayis göster.
Sendika liderlerinizin birçogu zaten
bizde oldugu gibi emir alir polisten.
Niye telaslanip kaybedersin vekarini?
Hem de kirarsin liderlerin itibarini?
Saskinligin bu kadarina dogrusu ya pes,
Bindigin dali kesiyorsun Adnan Menderes.

Senin bindigin dallar ve bindigimiz dallar,
Unutma bu dallardan baska asil agaç var,
öfkeyle homurdanan yari çiplak, yari aç,
bizi silkip atmaya firsat kolliyan agaç...


1955


(1) Adnan Menderes tevkif ettigi gazeteciler arasinda Hüseyin Cahit Yalçin'i da hapise atti.
(2) 1945 yilinda Tan gazetesi basta olmak üzere birçok gazete, dergi matbaasi yikilip yagma edilmis, meydanlarda kitaplar yakilmisti. Bu fasist sürülerine "Ileri" emrini Yalçin vermisti.
(3) Burjuva muhalefet gazeteleri ve partileri, Adnan Menderes'e Istanbul'a filan gelip gidislerinde merasim yapilmasina itiraz ediyorlar.
(4) Nev-York Tayms yazisini söyle bitiriyor: "Bu durum Türkiye'nin Batidaki dostlarini kederlendirmektedir."



Nazım Hikmet Ran

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.526
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.526
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 11 Eyl 2012 10:15:17
Sevgilim,
bu ayak sesleri, bu katliâmda
hürriyetimi, ekmeğimi ve seni kaybettiğim oldu,
fakat açlığın, karanlığın ve çığlıkların içinden
güneşli elleriyle kapımızı çalacak olan
gelecek günlere güvenimi kaybetmedim hiçbir zaman...

(İstanbul Hapisanesi)

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.097
  • 2.904
  • 12.097
# 11 Eyl 2012 14:57:50
BENİM OĞLAN FOTOĞRAFLARDA BÜYÜYOR

İçimde acısı var yemişi koparılmış bir dalın,
gitmez gözümden hayali Haliçe inen yolun,
iki gözlü bir bıçaktır yüreğime saplanmış
   evlât hasretiyle hasreti İstanbulun.

Ayrılık dayanılır gibi değil mi?
Bize pek mi müthiş geliyor kendi kaderimiz?
Elâleme haset mi ediyoruz?
Elâlemin babası İstanbulda hapiste,
elâlemin oğlunu asmak istiyorlar
      yol ortasında
      güpegündüz.
Bense burda rüzgâr gibi
   bir halk türküsü gibi hürüm,
sen ordasın yavrum,
ama asılamıyacak kadar küçüksün henüz.
Elâlemin oğlu katil olmasın,
elâlemin babası ölmesin,
eve ekmekle uçurtma getirsin diye,
   orda onlar aldı göze ipi.

İnsanlar,
iyi insanlar,
seslenin dünyanın dört köşesinden
dur deyin,
            cellât geçirmesin ipi.





Nâzım HİKMET  RAN

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.526
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.526
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 11 Eyl 2012 15:20:46
Bir senfoni vardı kulağımda çalınan,bitti artık hepsi.

Nazım Hikmet

Çevrimdışı yeni19

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.155
  • 2.737
  • Müdür Yardımcısı
  • 1.155
  • 2.737
  • Müdür Yardımcısı
# 11 Eyl 2012 15:45:49
Ben bir insan,
ben bir Türk şairi Nazım Hikmet
ben tepeden tırnağa insan
tepeden tırnağa kavga, hasret ve ümitten ibaret…
Ben hem kendimden bahseden şiirler yazmak istiyorum,
hem bir tek insana, hem milyonlara seslenen şiirler.
Hem bir tek elmadan, hem süpürülen topraktan, hem
zindandan dönen insan ruhundan, hem kitlelerin
daha güzel günler için savaşından, hem bir tek
insanın sevda kederlerinden bahseden şiirler yazmak
istiyorum, hem ölüm korkusundan, hem ölümden korkmamaktan
bahseden şiirler yazmak istiyorum.
Nazm Hikmet

Çevrimdışı yeni19

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.155
  • 2.737
  • Müdür Yardımcısı
  • 1.155
  • 2.737
  • Müdür Yardımcısı
# 11 Eyl 2012 15:47:41
Yoldaşlar, nasip olmazsa görmek o günü,
ölürsem kurtuluştan önce yani,
alıp götürün
Anadolu’da bir köy mezarlığına gömün beni.

Hasan beyin vurdurduğu
           ırgat Osman yatsın bir yanımda
ve çavdarın dibinde toprağa çocuklayıp
kırkı çıkmadan ölen şehit Ayşe öbür yanımda.

Traktörlerle türküler geçsin altbaşından mezarlığın,
seher aydınlığında taze insan, yanık benzin kokusu,
tarlalar orta malı, kanallarda su,
ne kuraklık, ne candarma korkusu.

Biz bu türküleri elbette işitecek değiliz,
toprağın altında yatar upuzun,
            çürür kara dallar gibi ölüler,
toprağın altında sağır, kör, dilsiz.

Ama bu türküleri söylemişim ben
                     daha onlar düzülmeden,
duymuşum yanık benzin kokusunu
traktörlerin resmi bile çizilmeden.

Benim sessiz komşulara gelince,
şehit Ayşe’yle ırgat Osman
çektiler büyük hasreti sağlıklarında
belki de farkında bile olmadan.

Yoldaşlar, ölürsem o günden önce yani,
- öyle gibi de görünüyor -
Anadolu’da bir köy mezarlığına gömün beni
ve de uyarına gelirse,
tepemde bir de çınar olursa
taş maş da istemez hani…

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 11 Eyl 2012 15:57:11
KIŞLIK SARAY
Kışlık Saray'da Kerenski.
Smolni'de Sovyetler ve Lenin,
sokakta o n l a r .
O n l a r biliyorlar ki, O :
"- Dün erkendi, yarın geç.
    Vakit tamam bugün," dedi.
O n l a r : "- Anladık, bildik," - dediler.
Ve hiçbir zaman
bildiklerini bu kadar müthiş ve mükemmel bilmediler...
İşte : cepheden dönen süngüleri,
kamyonları, mitralyözleriyle,
hasretleri, ümitleri, mukaddes iştihaları,
rüzgârda karın üstünde savrulan sözleriyle
                                  o n l a r yürüyorlar kışlık saraya...

Putilovski Zavot'tan Bolşevik Kitof :
"- Bugün büyük bir gündür, yoldaşlar, - diyor, - büyük bir gündür.
    Ve ihtar ederim ki çapul yapmak isteyenlere
    artık Kışlık Saray ve bütün Rusya işçinin ve köylünündür."
Tesviyeci Topal Sergey :
"- Hey gidi dünya, - diyor, - hey,
    ben 905'te on yaşımda geçtim bu yoldan :
    en önde iri, mazlum gözlü azize tasvirleri,
    yalnayak çocuklar, kocakarılar
                                  ve uzun saçlı papaz Gapon...
    Karşıda, kırmızı pencerede, bütün Rusların çarı
                                                      sapsarı bakıyordu bize.
    Kadınlar ağlaşarak toprağa diz çöktüler.
    Ben kaldırmıştım ki elimi istavroz çıkarmak için
    birdenbire dörtnala Kazaklar geldi karşımıza.
    Kazaklar şahlanmış bir at ve simsiyah bir kalpaktılar.
    Biz çocuklar bağrışarak serçe kuşları gibi düştük.
    Bir at nalı ezdi benim dizkapağımı..."
Ve Topal Sergey bacağını sürüyerek
                                              yürüyor o n l a r l a Kışlık Saray'a...
Rüzgârdır
kardır
ve insanlardır hâkim olan manzaraya.

Lehistan cephesinden gelen köylü İvan Petroviç'in gözleri
                                                        karanlıkta kedi gözleri gibi görüyor :
"- Ehhh, Matuşka, - diyor, -
    yeşil başlı ördek gibi toprağı attık çantaya..."

Sütunların arkasından ateş açtı Kışlık Saray,
ateş açtı yüzü güzel Yunkersler
                                  ve şişman orospular.
Tesviyeci Topal Sergey :
"- Hey gidi dünya, - dedi, - hey,
    Kerenski kalmış kimlere..."
Ve topal bacağının üstünden
                                          düştü yere...
Köylü İvan Petroviç,
yağlı, semiz toprağı avucunun içinde görüp
ve kırmızı sakalına tükürüp
                      bir Ukrayna şarkısı gibi işletiyor mitralyözü...

Gecenin ortasında kırmızı tuğladan Kışlık Saray
ve limanda üç bacalı Avrora...

Bolşevik Kitof haykırdı yoldaşlara :
"- Yoldaşlar, - dedi, -
                        tarih
                        yani işçi ve köylü sınıfları,
                        yani kızıl asker,
               yani, bir meşale yakıyoruz, - dedi, -
                        hücuma kalkıyoruz, - dedi...

Ve Neva nehrinde buzlar kızarırken
o n l a r  bir çocuk gibi iştihalı
                                    ve rüzgâr gibi cesur,
Kışlık Saray'a girdiler.

Demir, kömür ve şeker,
                        ve kırmızı bakır,
                        ve mensucat,
ve sevda ve zülum ve hayat,
ve bilcümle sanayi kollarının,
ve küçük ve büyük ve Beyaz Rusya ve Kafkasya, Sibirya ve Türkistan,
                                                                    ve kederli Volga yollarının
                                                                    ve şehirlerin bahtı
                                                                    bir şafak vakti değişmiş oldu.

Bir şafak vakti karanlığın kenarından
karlı çizmelerini o n l a r
                          mermer merdivenlere bastıkları zaman...
 

                                                                                1939 İstanbul Tevkifanesi

Çevrimdışı simsekhanife67

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.606
  • 15.113
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 3.606
  • 15.113
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 11 Eyl 2012 21:36:54
  Sevdiğin müddetçe
ve sevebildiğin kadar,
sevdiğine her şeyini verdiğin müddetçe
ve verebildiğin kadar gençsin. NAZIM HİKMET RAN

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 11 Eyl 2012 22:14:33
HASRET

Yüz yıl oldu yüzünü görmeyeli,
belini sarmayalı,
gözünün içinde durmayalı,
aklının aydınlığına sorular sormayalı,
dokunmayalı sıcaklığına karnının.

Yüz yıldır bekliyor beni
bir şehirde bir kadın.

Aynı daldaydık, aynı daldaydık.
Aynı daldan düşüp ayrıldık.
Aramızda yüz yıllık zaman,
yol yüz yıllık.

Yüz yıldır alacakaranlıkta
koşuyorum ardından.


Nazım Hikmet Ran

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 12 Eyl 2012 08:59:12

  

BEKLERKEN

Gözlerim yollarda beklerim seni
Koyu karanlıklar üzüyor beni
Saatler geçiyor gelmedin hala
Semada yıldızlar o gelmez diyor
Ruhum bu hitapla bezgin eriyor
Kalbimi acı bir süphe bürüyor
Saatler geçiyor gelmedin hala
Gördün mü sen onu doğan ay söyle
Öldürüyor beni beklemek böyle
Saatler geçiyor gelmedin hala

Nazım Hikmet Ran

Çevrimdışı senizkarasah

  • Uzman Üye
  • *****
  • 5.500
  • 26.520
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 5.500
  • 26.520
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 12 Eyl 2012 13:59:09
Ağlamak Meselesi

Nasıl etmeli de ağlayabilmeli
Farkına bile varmadan?
Nasıl etmeli de ağlayabilmeli
ayıpsız,
aşikare,
yağmur misali..

Neylersin alışkanlık.
İçin kan ağlarken yüzün güler
Dikilitaş gibi dinelirsin yine.
Yavrum, erişmek ne müşkülmüş meğer,
Anneler gibi ağlamanın yiğitliğine?


Nazım Hikmet RAN

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK