nöbet konusu gectiğinde tüylerim diken diken oluyor. ne alaka ya gardiyan gibi dikiliyoruz baslarında. sivasın ilçesindeyim,anlatılmayacak bir soğuk vardı bugün ve cocuklar inatla bahceye cıktılar. bende "zorunlu" olarak çıktım. her derse başlangıcta en az 10 kez hapşırıp öyle başladım. şimdi başım catlıyor ağrıdan.. nöbet tutmamanın bir yolunu bulsam hak mak demicem yapıcam o yolu. offffffff offfffffffffffff
hocam ardahan soğuğunu 5 yıl içine çekmiş bir öğretmen olarak sizi çok iyi anlıyorum.
ve sizi tenzih ederek yazıyorum.
o bahçede oynayan çocukların içinde sizin de çocuğunuzun olduğunu , büyüklerin onları itip kaktığını , kafalarına son sürat top çarptıklarını , hatta köşede biryerlerde bazı ahlaksızlarca sıkıştırılıp tacize şiddete uğradığını bir düşünün...
buna hangi ana-babanın , hangi yüreğin gönlü elverir?
nöbet tutmak gardiyanlık değildir.
"gardiyan" zihniyeti ile tutan kişi "eğitimci" ve "öğretmen" sıfatını kazanamamış bir zavallıdır benim gözümde....
o kişidir ki maaştan dert yanar , öğrenciden dert yanar , veliden bakandan sistemden havadan sudan hep dert yanar durur.
hayatı dert le şikayetle geçer....
ne yazıkki yetiştirdiğini sandığı öğrencileri de dertlidir.....