Öğretmenlere Şiddeti Kınıyoruz!

Ins bu iş bırakma eyleminden bir sonuç alırız. Önüne gelen öğretmeni şikayet ediyor iyice degersizlestirildik...

Koy yasaya maddeyi.Öğretmene el kaldırmanın yada hakaret etmenin cezası şu kadar görelim bakalım.Tüm ilk ve orta dereceli okullarda sınıf tekrarı kararını öğretmene bırak.Cimerden okul ve öğretmen hakkında yapılacak şikayetleri bloke et engelle bak nasıl kıymete biniyorsun hocam.
Yani artık bir sonuç gelsin.Öğretmenlik eski değerini bulsun.

İş bırakma nasıl oluyor tam olarak? Mâlum hiç bırakmadığımızdan tam olarak bilmiyoruz? O gün hiç mi okula gidilmiyor yoksa okula gidip derse mi girilmiyor?

İş bırakma nasıl oluyor tam olarak? Mâlum hiç bırakmadığımızdan tam olarak bilmiyoruz? O gün hiç mi okula gidilmiyor yoksa okula gidip derse mi girilmiyor?

onceki sayfalarda arkadaslar aciklamis.

İş bırakma nasıl oluyor tam olarak? Mâlum hiç bırakmadığımızdan tam olarak bilmiyoruz? O gün hiç mi okula gidilmiyor yoksa okula gidip derse mi girilmiyor?

OKULA GİTMİYORUZ .

1 günlük ekdersimiz kesilir .

Sendikal faaliyet olduğu için CEZA VERİLEMEZ .

( Not: 6-7 defa iş bıraktım )

Sendikam yok ben nasıl bi yol izlemeliyim?Rapor falan mı almam gerekir?Eyleme katılmak istiyorum.

Sendikalı olmayanlar için nasıl bir yol izlenmeli...

İŞ BIRAKMA EYLEMİNE İLİŞKİN SORULAR VE YANITLAR

İŞ BIRAKMA EYLEM KARARI YASAL MIDIR?

Türkiye tarafından kabul edilen “Uluslararası Sözleşmeler” ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda güvence altına alınan, yargısal içtihatlarla da tereddütsüz olarak korunan, “örgütlenme özgürlüğü” ve “sendikal faaliyet hakkı” kapsamında kamu emekçilerinin, üretimden gelen örgütlü gücünü kullanarak haklı taleplerinin muhataplara ulaşmasının temini için, sendikalar tarafından alınan karar doğrultusunda belirlenen günde “iş bırakma” şeklinde bir eylem kararı alması mümkündür.

İŞ BIRAKMA EYLEM KARARININ DAYANAKLARI NEDİR?

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, yargı yetkisini tanımakla yükümlü ülkelerin çalışma yaşamıyla ilintili hak ve özgürlükleri korumalarına büyük önem vermektedir. AİHM, konuyla ilgili olarak devletlerin ihlal ortaya koyan yaklaşımlarını istisnasız biçimde mahkum etmektedir.  AİHM bu konuda Türkiye Cumhuriyetini de birden fazla defa mahkum etmiştir. (Karaçay/Türkiye Davası, aynı yönde Kaya-Seyhan/Türkiye Davası, Şişman ve Diğerleri/Türkiye Davası)

Aynı şekilde Danıştay’da verdiği kararlarda, AİHM kararları ve iç hukuka doğrudan etkili uluslararası sözleşmelere atıf yaparak, idarenin iş bırakma eylemi yoluyla ortaya konulan demokratik tepkiyi tolere etmekle yükümlü olduğunun altını çizmektedir. (Danıştay 12. Dairesinin 12.12.2001 tarih 2001/3307E. 2007/4415K, 22.10.2003 tarih E:2001/168, K:2003/3017 ; 26.12.2005 tarih E:2003/2274, K:2005/4695 ve 20.12.2004 tarih 2004/4209E. 2004/4148K. sayılı kararları)

Anayasa Mahkemesi dava konusu durum ile birebir örtüşen bir kararında memurların sendikal faaliyet kapsamında iş bırakma eylemlerine disiplin cezası tesis edilmesini hak ihlali olarak değerlendirmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin 2013/8463 başvuru sayılı 18.09.2014 tarihli (R.G. Tarih-Sayı: 4/12/2014-29195) kararında;

“…62. Tüm bunlara karşın verilen ceza hafif olsa da, başvurucu gibi sendikaya üye kişileri, çıkarlarını savunmak amacıyla yapılan meşru grev veya eylem günlerine katılmaktan vazgeçirecek bir niteliğe sahiptir (bkz. Kaya ve Seyhan/Türkiye, B. No: 30946/04, 15/12/2009, § 30; Karaçay/Türkiye, B. No: 6615/03, 27/6/2007, § 37; Ezelin/Fransa, B. No: 11800/85, 26/4/1991, §43).

63. Açıklanan nedenlerle, her ne kadar hafif bir ceza olsa da şikayet edilen uyarma cezasının "toplumsal bir ihtiyaç baskısına" tekabül etmemesi nedeniyle "demokratik toplumda gerekli olmadığı" sonucuna varılmıştır. Bu sebeple başvurucunun Anayasa'nın 51. maddesinde güvence altına alınan sendika hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir…”

gerekçesine yer vermiş ve başvurucuyu haklı bulmuştur.

Netice olarak yer verilen bu mevzuat ve yargısal içtihatlara göre iş bırakma eylem kararları bu dayanaklara göre varlığını sürdürmektedir.

İŞ BIRAKMA EYLEM KARARINI YERİNE GETİRMEK İÇİN SENDİKA ÜYESİ OLMAK GEREKİR Mİ?

Sendikaların almış olduğu iş bırakma eylem kararına katılmak için yargısal kararlara göre herhangi bir sendikaya üye olma zorunluluğu bulunmasa da sürecin takibi, gerekli dilekçelerin edinilmesi vb. sebeplerle bir takım pratik güçlüklerle karşılaşılması olasıdır. Ayrıca bir disiplin cezası verilmesi halinde, sendika üyelerinin bu cezalara itiraz aşamasında İl Disiplin Kurullarında sendika temsilcilerinin süreci yakından takip etme olanağı da bulunduğu dikkate alındığında sendikalı olmak avantajlı bir durum olarak değerlendirilmektedir. Eğitim-İş olarak sendikalı sendikasız ayrımı yapmaksızın eyleme katılan tüm kamu emekçilerinin sonunu kadar yanında olacağımızı ilan ediyoruz. 

İŞ BIRAKMA EYLEM KARARINA KATILANLARA DİSİPLİN CEZASI VERİLEBİLİR Mİ?

Yukarıda yer verdiğimiz tüm mahkeme kararlarında, sendikal eyleme katılanlara en hafif disiplin cezasının dahi verilemeyeceği açıkça ifade edilmiştir.

Milli Eğitim Bakanlığı Hukuk Müşavirliği’nin 27.02.2012 tarih ve 17848 sayılı görüş yazısında, AİHM ve Danıştay’ın vermiş olduğu kararlara dikkat çekerek, sendikal faaliyet kapsamında gerçekleşen iş bırakma eylemleri nedeniyle disiplin cezası verilmeyeceği yönündeki içtihadına atıfta bulunarak bu yönde hareket edilmesi gerektiği görüşü ifade edilmiştir.

İDARE TARAFINDAN İŞ BIRAKMA SEBEBİYLE İFADE İSTENMESİ HALİNDE NE YAPILMALIDIR?

Ayrıntılı olarak izah edildiği şekilde, iş bırakma nedeniyle bir disiplin cezası verilmesi hukuka aykırıdır.
Ancak ilgili idare tarafından, belirlenen günde neden görev yerine gelinmediği yazılı olarak sorulabilir.
Bu durumda, sendikalar tarafından alınan eylem kararı gereğince görev yerine gelinmediği belirtilmeli, sendikaların almış olduğu eylem kararı sunulmalıdır. Bu konuda sendikamız tarafından hazırlanan matbu dilekçelerin okul idaresine verilmesi de mümkündür.   

HUKUKA AYKIRI ŞEKİLDE YİNE DE DİSİPLİN CEZASI VERİLMESİ HALİNDE NE YAPILMASI GEREKİR?

Bugüne kadar tüm yargısal süreçlerde binlerce örneğini gördüğümüz üzere bu tür iş bırakma eylem kararlarına karşı disiplin cezası verilmesi açıkça hukuka aykırıdır. Ancak bazı idareler tarafında yine de buna rağmen disiplin cezası verilmesi halinde, öncelikle cezaya il disiplin kurullarında itiraz edilir, buradan olumsuz sonuç alınması halinde idari yargı yoluna başvurulur. Bu aşamaların tamamında sendikamızca süreç yakından takip edilecek ve gerekli hukuki destekler sunulacaktır.

SENDİKAL FAALİYETİ İDARE ENGELLEYEBİLİR Mİ?

İş bırakma nedeniyle idare tarafından bir disiplin cezası verilmesi, sendikal faaliyet hakkının kullanılmasını engellemek anlamına gelecektir. Bu durum, Türk Ceza Kanunu’nun 118. Maddesi kapsamında “sendikal faaliyetin engellenmesi suçu” ile yine 257. maddesi kapsamında “görevi kötüye kullanma suçu” oluşturmakta olup, cezai, hukuki ve idari yönden sorumluluk doğuracaktır. Bu gibi hallerin yaşanması durumunda EĞİTİM-İŞ tarafından hukuki yollara başvurulacaktır.

Bugün sosyal medyada, storylerde öğretmenler paylaşmasa çoğu kişinin haberi yoktu olaydan… Sabah çekingen davranan sendikalar bile birer birer eylem kararı almış mecburen… Okullara elini kolunu sallayan giriyor… Umarım eylem başarılı olur…

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, yarın Eğitim Bir-Sen, Türk Eğitim-Sen, Eğitim-İş ve Eğitim Sen’in genel başkanlarıyla toplantı yapacak.

Toplantıda, eğitimcilere yönelik şiddete karşı alınması gereken önlemler görüşülecek. Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, toplantıya ilişkin “Eğer yalnızca şiddeti kınama, ve lanetlemekle kalacaksa biz o açıklamada yer almayacağız" dedi.

Milli Eğitim Bakanlığı, Eğitim Bir-Sen, Türk Eğitim-Sen, Eğitim-İş ve Eğitim Sen genel başkanlarını eğitimde şiddeti görüşmek ve çözüm önerileri tartışmak için yarın toplantıya davet etti. Toplantı sonrası Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in basın toplantısı yapması bekleniyor.

“BİZİM TALEBİMİZ EĞİTİMDE ŞİDDET YASASININ ÇIKMASI ÜZERİNE OLACAK”

Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, görüşme sonrası bir basın açıklamasının yapılacağını, ancak görüşmede eğitimde şiddete karşı sadece bir kınama ve lanetleme kararı çıkarsa o açıklamada yer almayacaklarını belirtti. Özbay, şunları söyledi:

“Saat 10.00’da görüşmeye gideceğiz. Saat 10.30 gibi de basına açıklama yapmayı planlıyorlar. Eğer yalnızca şiddeti kınama ve lanetlemekle kalacaksa biz o açıklamada yer almayacağız. Ama şiddet yasası vurgusu, öğretmene, eğitimciye sahip çıkılacağı vurgusu ve sürecin sendikalarla birlikte diyalogla yürütüleceği vurgusuyla ilgili bir sözü olursa bunu olumlu değerlendirip şiddete karşı bir birlikteliğin görüntüsünü veririz dedik. Bizim talebimiz eğitimde şiddet yasasının çıkması üzerine olacak. Bu diyaloğun bizlerle daha güçlü kurulması yönünde adım atılmalı.”

Bir hakeme yumruk atıldı diye bu ülkede ligler ertelendi... Yer yerinden oynadı...
Ama bir öğretmenim katledildi, başka bir öğretmenim bıçaklandı...
Örnek teşkil eder bahanesiyle haber bile yapılmadı...
ARTIK YETER demenin vakti geldi!!!

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, yarın Eğitim Bir-Sen, Türk Eğitim-Sen, Eğitim-İş ve Eğitim Sen’in genel başkanlarıyla toplantı yapacak.

Toplantıda, eğitimcilere yönelik şiddete karşı alınması gereken önlemler görüşülecek. Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, toplantıya ilişkin “Eğer yalnızca şiddeti kınama, ve lanetlemekle kalacaksa biz o açıklamada yer almayacağız" dedi.

Milli Eğitim Bakanlığı, Eğitim Bir-Sen, Türk Eğitim-Sen, Eğitim-İş ve Eğitim Sen genel başkanlarını eğitimde şiddeti görüşmek ve çözüm önerileri tartışmak için yarın toplantıya davet etti. Toplantı sonrası Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in basın toplantısı yapması bekleniyor.

“BİZİM TALEBİMİZ EĞİTİMDE ŞİDDET YASASININ ÇIKMASI ÜZERİNE OLACAK”

Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, görüşme sonrası bir basın açıklamasının yapılacağını, ancak görüşmede eğitimde şiddete karşı sadece bir kınama ve lanetleme kararı çıkarsa o açıklamada yer almayacaklarını belirtti. Özbay, şunları söyledi:

“Saat 10.00’da görüşmeye gideceğiz. Saat 10.30 gibi de basına açıklama yapmayı planlıyorlar. Eğer yalnızca şiddeti kınama ve lanetlemekle kalacaksa biz o açıklamada yer almayacağız. Ama şiddet yasası vurgusu, öğretmene, eğitimciye sahip çıkılacağı vurgusu ve sürecin sendikalarla birlikte diyalogla yürütüleceği vurgusuyla ilgili bir sözü olursa bunu olumlu değerlendirip şiddete karşı bir birlikteliğin görüntüsünü veririz dedik. Bizim talebimiz eğitimde şiddet yasasının çıkması üzerine olacak. Bu diyaloğun bizlerle daha güçlü kurulması yönünde adım atılmalı.”

Cezalar suç işlendikten sonradır. Suçu önlemek için;
✅Sınıf tekrarı da şart
Eskisi gibi

Eğitimci olan herkes eyleme katılmalıdır.

   Lüzumsuz her sey paylaşılıyorken sosyal medyalarımız da bu haber paylaşılmalıdır.


Öğretmeni birbirine düşürenler biliyorlar ki, biz birlik olursak önümüzde duramayacaklar, gücümüzden korkuyorlar.

Bir Dr veya hakem kadar kıymetimiz bir itibarımız yok mu?

Önce biz kendi meslektaşımıza ve mesleğimize sahip çıkalım ki başkaları da çıksın..

Yarın aynısı başka birimize olabilir, kıyı da köşede bir haber olarak mı kalacağız?

Yoksa sadece bir iki kınama, baş sağlığı mesajıyla mı?

Ben de yarın okula gitmeyeceğim. Bu kadar sendika birlik olup bir karar almışsa üyeleri olarak destek vermek bizim görevimiz.
Ama bir şey değişeceğini düşünmüyorum. Pazartesi yine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Yarın ben de gitmeyeceğim.
Veli ve öğrencilerin CİMER'i öğretmenlere karşı koz olarak kullanmalarından da bıktık. Her canı sıkılan veli;  öğretmenin özellikle cezalandırılması için birilerinin de akıl vermesiyle "Çocuğum travma yaşadı, psikolojisi bozuldu, öğretmen öğrencileri korkutuyor." gibi asılsız iddialarda bulunabiliyor maalesef.
Öğretmeni düşünen kimse yok!
Okullarda disiplin yönetmeliği caydırıcı olmalı.
Öğrenci 1.sınıfta okuma yazmayı öğrenememişse kesinlikle sınıfta kalmalı.
En önemlisi bu işin mutfağında olan öğretmenin sesine kulak verilmelidir.
Müfredat değiştirmeyle disiplin sorunları çözülmez. Zorunlu eğitimde her türlü öğrenciyi bir arada tutmak demek sorunların daha da artması demektir. Çünkü öğrencilerin çoğu okumak istemiyor. Zorla güzellik olmaz!