Öğretmenliğin Bıraktığı Kalıcı Hasar: Tekrar

yüksek sesle konuşuyorum bazen (maalesef) bağırıyorum ve kulaklarım sesi duysa da anlamada güçlük çekiyor. bir de faranjit geçmiyor. yeterince hasarlıyım sanırım.

Ben de yüksek sesle konuşuyorum.Bazen duymuyorum gibi geliyordu,doktora gittim,temiz çıktı,ama ben bazen anlayamıyorum.
Memlekete gidince bahçede gürültü yapan çocuklara sinir oluyorum,bagırmak istiyorum ama okulda olmadıgımı farkediyorum.
Orda burda iletisine '' herkez,beyendim'' gibi kelimeleri anında düzeltesim geliyor,sinir oluyorum

Bazen anne babamı öğrencilere bagırdıgım gibi susun,sessiz olun diye kızıyorum babam eliyle bi yere vurup ritm tutsa yapma diyorum

bende de yüksek sesle konuşma sorunu varmış

unutkanlıkta geliyor

Maalesef bende aşırı unutkanlık başladı daha öğretmenlikte 3. yılım (

Sınıfta öğrencilerimizi sürekli gözlediğimiz için dışarda da insanları gözlemleme olayı oluyor gayri ihtiyari olarak.
Dışarıda düzensiz bir şey gördüğümde hemen müdahele etme ihtiyacı hissediyorum kendimde.

Bende baş harfi büyük diye tekrarlayıp  duruyorum,dilime pelesenk oldu.

Olaylara eleştirel bakmak

Çoğu kere okuduğum yazılarda içerikten daha öncelikli olarak yazım hatalarının dikkatimi çekmesi bendeki en belirgin kalıcı hasar diye düşünüyorum.

 Öğretmenliğin bıraktığı kalıcı hasarlar desek , çoğul kullansak daha iyi olacak zannımca...
 * Duygusallık; 20 yıldan sonra "dokunsalar ağlayacak" haline dönüştük.Çocukla uğraşa uğraşa biz de çocuklaştık.
*  Bağırmaktan sesimiz açıldı; ses sanatçısının olmadığı mekanlarda "üvertür" sanatçı modunda aranır olduk.
* Öğrenci-veli-idare-bakanlık...Özümüzden vere vere başımızda az kalan saçlı bölgeyi SİT alanı ilan etmek zorunda kaldık.
* İlerici güç olmak zorundaydık. Bu yüzden diğer meslek gruplarından en az 5 yıl daha ileriyi gösterir olduk, yıprandık.
* Çoook eskiden normal yurdumda emekli olan bir öğretmen toplu ikramiyesiyle evini ve arabasını alır imiş... Duyumu ile şimdi emekli olunca alabileceğimizi varsaydığımız "evin bir odası ile süperrr bir son model arabanın dört lastiği"nin yarattığı beyinsel travma ile dert sahibi olduk...
* Vee şimdilik son olarak; gürültülü ortamda çalışmaktan mütevellit oluşan sağ kulaktaki % 22'lik işitme kaybı... Gerçi bu son yazdığımın bir de iyi yanı var ki "sağ kulağımı artık eşimi ya da işime gelmeyen şeyleri" dinlerken kullanıyorum...
Aman aklınıza mukayyet olun ... Kalın sağlıcakla...

bugn okulda nöbetçiydim de dersten yeni çıktık. müdür koridordaydı bi laf attı ben de yüksek sesle laf attım ona. sonra neden öle yüksek sesle konuştum diye kendime kızdım

Dışarda yanlış davrandığını gördüğüm her çocuğu dayanamayıp öğretmen edasıyla uyarıyorum

 çocukluaşma,yüksek sesle konuşma,hükmederek hitap etme,çok bilmişlik davranışı gibi .bunlar aslında çok ciddi problemler ve ancak uzman desteğiyle ve belki çözülebilir.çevremizdeki öğretmen çocuklarını incelersek ne demek istediğim daha kolay anlaşılır.selamlar.

Fok balığı gibi konuşmaya başladım...

Dışarda yanlış davrandığını gördüğüm her çocuğu dayanamayıp öğretmen edasıyla uyarıyorum

sonradan mecburen annnesine BEN DE ÖĞRETMENİM De.benim de öğrencilerim böyle diye açıklama yapmak zorunda kalıyorsunuz çünkü kadın bi değişik bakıyor