Öğretmenlik Mesleğinin Saygınlığı

Çevrimdışı chns

  • Uzman Üye
  • *****
  • 510
  • 161
  • 510
  • 161
23 Şub 2007 19:54:01
Karizma kelimesimin hoş kaçmadığını düşündüm. Müsadenizle konu başlığını değiştirerek yeniden değerlendirmenize sunuyorum.
Öz eleştirinin her zaman insanı geliştireceğine inanıyorum.
Öğretmenlerin de öğretmenlik mesleğinin saygınlığı konusunda 'acaba bizim hatamız var mı ?' diye kendilerini sorgulamaları belki bir sinerji oluşturur . Ne dersiniz?  Başkalarına kızmak yerine kendimizden başlasak kusurları düzeltmeye!

Çevrimdışı nghnkprl

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 178
  • 54
  • 178
  • 54
# 26 Nis 2007 17:55:14
Arkadaşlar ben anlamıyorum nedir biz öğretmenlerden istedikleri. biz kimin aleyhinde  kötü söz söyledik? çok büyük bir bedduamı aldık yoksa meslek olarak tümden. neden eskiden öğretmenlere verilen değer günden güne kayboluyor? hükümet ayrı, halk ayrı, öğrenciler apayrı ... neden hep üstümüze geliyor??? nerde yanlış yaptık? daha doğrusu yanlış mı var? bu bize çamur atanlar da bizden önceki meslektaşlarımızın yetiştirdiği bireyler değil mi? bu nasıl bir insanlıktır, nasıl bir nankörlüktür. memurlarla ilgili bir sitede ekders eylemi hakkında yazılan yorumları okuyunca deliye döndüm. bence bizi eleştirmek için kişinin en az 1 hafta bizim işimizi yapması gerekir. haksız mıyım arkadaşlar? ne hale geldik, kimlerin eline kaldık ...
allah sonumuzu hayır etsin. madem bu çalışanlar öğretmenlere bu kadar gıcık kapıyorlar kapatalım tüm okulları gitsin...

Çevrimdışı fel

  • Uzman Üye
  • *****
  • 839
  • 722
  • 839
  • 722
# 26 Nis 2007 18:39:50
Valla saygınlığın düştüğü konusunda söz sahibi olmak istemiyorum ama bu yeni yetişen nesil yani bizde biraz öyleyiz rahatız...Aslına bakarsanız geçmişin saygınlığıda öğrenciler açısından biraz da korrkudan kaynaklanmıyomuydu?

Ben herkesin düşüncesini özgürce savunmasından yanayım.Ama parasal açıdan ezildiğimizinde farkındayım.Bunda da şükür demenin ötesine geçebileceğimiz günler gelir inşallh.Ne olursa olsun birisi bana mesleğimi sorduğunda  "Öğretmenim"  demek gurur verici!!!!!:):):)

Çevrimdışı ceturka

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 418
  • 324
  • 418
  • 324
# 26 Nis 2007 19:35:06
Hocam inanın başka alanlarda çalışan bir çok memurun düşüncesi şöyle;
Ya ! bu hocalar ne yapıyor Allah aşkına.Üç ay tatilleri var,on beş tatilleri var.Maaşları güzel gibi.O kadar yanlış düşünceler ki.Birkere yazın iki ay tatil yapıyoruz ve mecburuz çünkü okullar tatil oluyor.Ne yapalım aksama kadar yazın okullarda boş boş oturalım mı?Ayrıca ek dersleri de alamadığımız için paramız büyük ölçüde azalıyor.Doğuda şehit olan birçok insan öğretmenlerdir.Ne polistir,ne doktor nede hakim.Bizim hiç bir yetkimiz yok.Herkez amirimiz.Başka bir bakanlık memurunu korur,bizimkisi ise hesap sorar.El hasılı çok  sayıları olan ve geceli gündüzlü bu millete hizmet gayesiyle yanıp tutuşan öğretmenler bence çok şeyleri hak ediyor.İnşallah bir gün değerimiz daha iyi anlaşılacak.Çünkü eğitim herşeydir,umuttur ve umut asla zayi olmaz.Saygılar...

Çevrimdışı firtina_6666

  • Aktif Üye
  • **
  • 63
  • 6
  • 63
  • 6
# 26 Nis 2007 19:54:22
bence yanılıyorsunuz ... saygınlığı biz kendimiz düsürdük bize bir görev verildi diye hemen havaya girdik okuldaki arkadaslarla kötü olduk... nerden geldigimizi unuttuk köylüye bağırmaya basladık onları insan yerine koymadık... sonra kendi kendimizi teselli için bunlar bu dilden anlarlar dedik... egolarımızı bastırmak için öğrenciye yapılmadık sey bırakmadık... onları salak çocuklar olarak düsündük oyun oynatmadık kosturmadık zannettikki ders çalısmak tek görevleri gülümsemeyi bıraktık sanki ayaklı bomba gibi herhan herkesle kavga edecek tipler oldu çevremiz niye bir bakalım kendimize belki bu saygınlığ biz kendimiz kaybettik diger mesleklerdekiler birbirlerine aşk ile tutkun iken haksızda olsalar kendi arkadaslarını sadece polis avukat basın gazeteci ... der gözetirken bizler birbirimiz gözünü oyak olduk bir birimizi üzerinden egolarını bastıran gruplar olduk... hatta sustukça üstüne gelen öğretmen olduğunu unutup kendini padisah ilan edenlerimiz oldu... GÖZLERİM ŞAHİD...haaa arkadaslar halimize gülüyorum kendimize bir bakalım ne yaptık...

Çevrimdışı ceturka

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 418
  • 324
  • 418
  • 324
# 26 Nis 2007 20:00:08
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
bence yanılıyorsunuz ... saygınlığı biz kendimiz düsürdük bize bir görev verildi diye hemen havaya girdik okuldaki arkadaslarla kötü olduk... nerden geldigimizi unuttuk köylüye bağırmaya basladık onları insan yerine koymadık... sonra kendi kendimizi teselli için bunlar bu dilden anlarlar dedik... egolarımızı bastırmak için öğrenciye yapılmadık sey bırakmadık... onları salak çocuklar olarak düsündük oyun oynatmadık kosturmadık zannettikki ders çalısmak tek görevleri gülümsemeyi bıraktık sanki ayaklı bomba gibi herhan herkesle kavga edecek tipler oldu çevremiz niye bir bakalım kendimize belki bu saygınlığ biz kendimiz kaybettik diger mesleklerdekiler birbirlerine aşk ile tutkun iken haksızda olsalar kendi arkadaslarını sadece polis avukat basın gazeteci ... der gözetirken bizler birbirimiz gözünü oyak olduk bir birimizi üzerinden egolarını bastıran gruplar olduk... hatta sustukça üstüne gelen öğretmen olduğunu unutup kendini padisah ilan edenlerimiz oldu... GÖZLERİM ŞAHİD...haaa arkadaslar halimize gülüyorum kendimize bi
KARDEŞ SANA BU CEVAP YETER.Herkez senin dediklerin gibi yapmıyor.Her meslekte kötü vardır.Senin dediğinin çoğunu yapan öğretmen yoktur.Bizler canimiyiz,eğitimciyiz.Herkezi zan altında bırakamassın.Bazı eğitimci arkadaşlardan böyle bir izlenim olmuş diyebilirsin ki bu eğitimcinin değerini düşürmez aksine yükseltir.Şiiri okurmusun lütfen.

Başını dik tut öğretmenim.
Üşürken iliklerine kadar.
Çamur dizlerine kadar.

Erkenden yak sobayı,yak ki
İlk ders duman altı olmasın
Ama sen ille de sen yak ki
Önlükler yapışmasın…

Çayını erkenden demle
Şeker yerine gururunu kat
Tükenmeyen sabrın karanfil,
Buhar olup uçan umutların
Gençliğin olsun varsın… Aldırma!

Başını dik tut öğretmenim
Yeşerttiğin fidanlar kadar
Bayrak kadar dik!

Tütün sarısına tebeşir tozu
Öpülsün ellerin 24 Kasımlarda
Aldırma unutulduğun şu dağ başlarında
Varsın yılda iki kez soranın olsun
Biri öğüt, biri azar olsun…Olsun!
Sen başını dik tut öğretmenim.

Sırtına gazete,
Ayağına poşet sardığını
En yeni gömleğini üç yıl önce aldığını,
Söz söylemeyeceğim kimselere. Yeter ki sen,
 Başını dik tut öğretmenim, inadına dik!
Yeşerttiğin fidanlar kadar,
Yarınlar kadar dik!

Çevrimdışı nghnkprl

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 178
  • 54
  • 178
  • 54
# 26 Nis 2007 20:04:37
suç tamamen bizde diyorsunuz yani öylemi? suçsuzuz demiyorum yanlış anlaşılmasın ancak ben medya organları yoluyla yürütülen karalama kampanyalarına karşıyım.. kimse mükemmel değildir. öğretmende insandır. elbet yanlışları, hataları var. peki şunu soruyorum size sizin öğrencilik zamanınızı hatırlayın. kaç kez öğretmeninize karşı geldiniz, ailenize mızmızlandığınızda kaçı başlarım öyle öğretmene diyip kapısına dayandı ertesi gün???
ayrıca birkaç kişinin davranışı yüzünden koca bir camiayı suçlamayada hakkımız yok sanırım. herkes böyledir diye kesin yargılar kullanmamalıyız. biz bile kendimize inanmazsak nasıl insanların bakış açısını değiştirebiliriz????

Çevrimdışı habitat

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.007
  • 1.986
  • 2.007
  • 1.986
# 26 Nis 2007 20:18:26
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
bence yanılıyorsunuz ... saygınlığı biz kendimiz düsürdük bize bir görev verildi diye hemen havaya girdik okuldaki arkadaslarla kötü olduk... nerden geldigimizi unuttuk köylüye bağırmaya basladık onları insan yerine koymadık... sonra kendi kendimizi teselli için bunlar bu dilden anlarlar dedik... egolarımızı bastırmak için öğrenciye yapılmadık sey bırakmadık... onları salak çocuklar olarak düsündük oyun oynatmadık kosturmadık zannettikki ders çalısmak tek görevleri gülümsemeyi bıraktık sanki ayaklı bomba gibi herhan herkesle kavga edecek tipler oldu çevremiz niye bir bakalım kendimize belki bu saygınlığ biz kendimiz kaybettik diger mesleklerdekiler birbirlerine aşk ile tutkun iken haksızda olsalar kendi arkadaslarını sadece polis avukat basın gazeteci ... der gözetirken bizler birbirimiz gözünü oyak olduk bir birimizi üzerinden egolarını bastıran gruplar olduk... hatta sustukça üstüne gelen öğretmen olduğunu unutup kendini padisah ilan edenlerimiz oldu... GÖZLERİM ŞAHİD...haaa arkadaslar halimize gülüyorum kendimize bir bakalım ne yaptık...

Hocam görüşlerinize kesinlikle katılmıyorum. Öncelikle tüm öğretmen arkadaşlarımızı töhmet altında bırakmanız hiç de doğru değil. Bu ülkede öğretmenin elinden neler alındı düşündünüz mü? Ben siyaset yapmam ve siyaseti sevmiyorum. O nedenle şu bakan zamanında şöyle bu bakan zamanında böyle demiyorum. Ama her dönemde eğitimin taşlarıyla o kadar oynandı ki bazen sadece değişiklik yapmak için değişiklikler yapıldı. Siz bütün suçu bize yüklemişsiniz. Hem de hiç haketmediğimiz halde. Hangi öğretmen arkdaşımız evine gidince öğrencileri için daha fazla neler verebilirm diye düşünmüyor? Hangi arkadaşımızını geceleri işi yüzünden uykusu kaçmıyor? Sabrının sınırlarını zorlayarak tüm olaylara sakin bir şekilde yaklaşmıyor hangi birimiz? Bu özellikler sadece ve sadece değerli öğretmenlerimize aittir.

Şartlar ne olursa olsun görevinin gereğini yerine getiren, dağ köylerinde yokluk içinde yaşarken ayda 1 kez ilçeye inince çocuklar gibi sevinen her türlü zorluğu kişiliğiyle, sabrıyla, zekasıyla ve çalışkanblığıyla aşan öğretmenlerimize benden sonsuz saygılar...

Çevrimdışı enginsert

  • Yeni Üye
  • 1
  • 0
  • 1
  • 0
# 26 Nis 2007 21:07:31
TOLSTOY7UN ESERİ NE GÜZEL TARİF EDİYOR HERŞEYİ
"SEVGİ NEREDEYSE TANRI ORADADIR"
ÖYLEYSE SEVGİ

Çevrimdışı tekbaba

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.514
  • 499
  • 1.514
  • 499
# 26 Nis 2007 21:15:25
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
bence yanılıyorsunuz ... saygınlığı biz kendimiz düsürdük bize bir görev verildi diye hemen havaya girdik okuldaki arkadaslarla kötü olduk... nerden geldigimizi unuttuk köylüye bağırmaya basladık onları insan yerine koymadık... sonra kendi kendimizi teselli için bunlar bu dilden anlarlar dedik... egolarımızı bastırmak için öğrenciye yapılmadık sey bırakmadık... onları salak çocuklar olarak düsündük oyun oynatmadık kosturmadık zannettikki ders çalısmak tek görevleri gülümsemeyi bıraktık sanki ayaklı bomba gibi herhan herkesle kavga edecek tipler oldu çevremiz niye bir bakalım kendimize belki bu saygınlığ biz kendimiz kaybettik diger mesleklerdekiler birbirlerine aşk ile tutkun iken haksızda olsalar kendi arkadaslarını sadece polis avukat basın gazeteci ... der gözetirken bizler birbirimiz gözünü oyak olduk bir birimizi üzerinden egolarını bastıran gruplar olduk... hatta sustukça üstüne gelen öğretmen olduğunu unutup kendini padisah ilan edenlerimiz oldu... GÖZLERİM ŞAHİD...haaa arkadaslar halimize gülüyorum kendimize bir bakalım ne yaptık...

Kalp kırmaktansa  :-X 

Çevrimdışı konakyanlı

  • Uzman Üye
  • *****
  • 891
  • 354
  • 891
  • 354
# 26 Nis 2007 21:46:35
Değerli Hocalarım,

Neden ben saygınlığımı yitirmiyorum.
Edebi laflar etmektense, yaşantımdan  örnekler vererek yazacağım .

Çünkü yaşananların tecrübesi, yaşanmamışların alıntısından iyidir.
(Bana ait bir sözdür)

Çarşıya indiğim de görüyorum ki, menfaati olan da olmayan da, öğretmenlere gayet saygılı yaklaşıyor. Hocam derken sanki küçük dilleri görülüyor.

Kimse ne bizim aldığımız paradan dolayı, ne de başkalarının yaptığı hatalardan dolayı, bize karşı en ufak bir saygısızlık yapıyor.

Diyeceksiniz ki, hocam cennettemisin. İstanbul'da da böyleydi.

Büyük şehirde bitmiş olması lazım bu mesleğin. Oralarda ki yüzbinlece öğretmen,acaba ne düşünüyor bu konuda?

Ben içerlerindeydim ve basın diyorsanız(ki ben de bir parçasıyım) artık her kes onların isterlerse, taşı altın, altını da taş yapabileceklerini biliyor.

Şu an anketler de en güvenilmeyen kurum basın çıkıyor biliyormusunuz?İşlerine geldiği gibi yayınlıyorlar, anket sonuçlarını.

Siz üzülmeyin öğretmenlerim ve biribirinizi de kırmayın. Kendini padişah ilan eden de ,efendi olan da bu camia da hakkettiği yeri buluyor.

Camia derken, şadırvan çeşmesi gibi. Farklı farklı yerler de zuhur eden ortamlar. Yalnız kesinlikle iyiliğe ve öğretmenlik mesleğinin şerefine yakışır hareketlere şartlanmış olanların ortamları.

Yanlış olanlar, toplum tarafından düzeltiliyorlar zaten. Zamanı gelince.     Doğru olanlar ise, yüceltiliyorlar.

Allah hepimize doğru öğretmen olma devamlılığını bahşetsin.

Saygılarımla.

Çevrimdışı benusa

  • Uzman Üye
  • *****
  • 674
  • 132
  • 674
  • 132
# 28 Nis 2007 11:04:34
 Firtina öğretmenim. Meslekte yenisiniz galiba
bilmiyorum. Eğer yeniyseniz, zaman içinde  öyle çok şeyle karşılaşacaksınız ki siz kendi verdiğiniz tepkilere bile şaşıracaksınız.Belki de kendinizi bile tanıyamayacaksınız.
    Bizler kumaş alıp elimize terzilik yapmıyoruz, kereste alıp marangozluk yapmıyoruz, sekreter değiliz telefonlara bakmıyoruz, mühendis değiliz çizim yapmıyoruz, imam değiliz namaz kıldırmıyoruz,
bujiteri değiliz toka satmıyoruz, doktor değiliz reçete yazmıyoruz....Hepimiz de bunun bilincinde hiçbir meslek grubunun çalışmadığı kadar çok çalışıyoruz. Çünkü bizim elimizdeki kereste insan, bizim elimizdeki kumaş, elimizdeki telefon, arkamızdaki cemaat, reçete yazdığımız hasta, planını yaptığımız bina insan. Kısaca insan yetiştiriyoruz biz.
Kusurlarımız varsa asla düzeltme şansımızın da olmadığı bilinciyle.
    Öğretmenlerin zaman zaman birbirlerine düştüğü gerçeğini de inkar etmiyorum tabii.
Hatalar yaptığını, birtürlü kenetlenemeyen ellerini...Ama yine de sınıfta hakkını veriyoruz mesleğimizin. Bunlar öğrenciye yansımayan sorunlar....
    Size bir anımı anlatmak isterim. Öğretmenlerin bu durumlara düşmelerinin sorumluları var elbet. Dayısı olmayanın karşılarında çaresiz kaldığı sorumluları.
     Evim, ailem merkezde. Görev yaptığım köye 2,5-3 saatten önce ulaşamıyorum.
üç vasıta değiştiriyorum, sekiz km yol yürüyorum. Yani günümün altı saati yollarda geçiyor. Sabah 5.45 te çıktığım evime zar zor döndüğümde çocuğumun karnını doyuracak derman bulamıyorum kendimde. Hatta bazı zamanlar çocuğumu  almıyorum bile annemlerden bakamıyorum diye...Herşeyi anlatmam çok  zaman alır inanın. İşte o köyde aynı şartlarda benimle beraber çalışan çok yakın bir arkadaşım vardı. Okulumuz normal öğretime geçince bir öğretmen fazla geldi.
Müdürümüz beş yıldır aynı sıkıntıları yaşadığım için beni önermiş milli eğitime."En azından tek vasıtayla gidebileceği bir yere verin." diyerek ısrar etmiş hatta. Diğer arkadaşımsa bel fıtığından rahatsız. Ama henüz bir yıllık  o okulda. Müdürümüz bize anlatınca olayı bana müjde de verdi yanısıra.
Sözünü aldığını söyledi. Benim tayinim kesin çıkacaktı. Ama bir türlü gerçekleşemedi. Sonra öğrendim ki en yakın arkadaşım milletvekili koymuş araya. Yani o rahat edecek  sonunda. Eziyet çekmeye devam edeceğimden çok, arkadaşımın davranışına üzülmüştüm. Eşim beni çok iyi anlıyordu. Bu olayların olduğu günlerde Konya'da aidsli bir öğrenci için okuldan alınsın diye kampanya başlatmıştı veliler. Yine "En yakın arkadaşım bana nasıl yapar bunu" diye içerlediğim birgün bana "Aidsli bir çocuğumuz olsa okula gitmesini istemez misin" diye sordu. Yanıtı biliyordu aslında. elbette isterdim. Benden bu yanıtı alınca "Peki dedi; çocuğumuzun sınıfında aidsli bir öğrenci   olmasını ister miydin?" İstemezdim tabiki. Niye mi? Kan yoluyla bulaşan çok tehlikeli bir hastalık. Çocukları biliriz. Sürekli bir yerleri kanar. Koruyamaz onlar kendilerini bu tehlikeden. Bu nedenle istemezdim. Eşime de söyledim düşüncelerimi.
"İşte dedi; arkadaşında aynı durumda. Seninle aynı zorlukları yaşıyor. Senin rahat etmeni ister elbet. Ama bu defa kendisi ezilecek..."Eşimin bu öğretici dersini yıllardır unutmam. Anlatırım dostlarına gücenenlere.
Muhakkak önemli bir nedeni vardır diye.
    Bizi böyle yapan, arkadan kuyular kazdıran, sonra da "Birtek öğretmenlerin başına gardiyan koymamışlar, diye fıkralara konu yaptıranlar hiç mi sorumlu değiller.
       Kendimizi önemseyelim, birlik olalım sorunlarımızda....Çünkü en, en, en...siz tamamlayın lütfen arkasını da...
                                             Benusa

Çevrimdışı nghnkprl

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 178
  • 54
  • 178
  • 54
# 28 Nis 2007 11:37:57
benusa hocam kesinlikle katılıyorum. özel hayatla işi karıştırmamak çok önemli. tabiki bizler mesleğimizin gereği olarak değişik insanlarla bir arada çalışıyoruz. elbette aramızda anlaşmazlıklar olacak ancak bunlar bizim verdiğimiz eğitim kalitesini ve öğrencilerle ilişkilerimizi asla etkilememeli. sınıf kapısından girdiğimiz anda dış dünyamız ile tüm bağlarımızı koparmalıyız.
sizin ki gibi olmasa da 2 yaşanmış olayda ben anlatayım.
1.olay şu şekilde geçen yıl bir ev arkadaşım vardı. bu kişi ile aynı okulda görev yapıyorduk. zaten tek ortak yanımızda buydu. sorunlu bir sene geçirdim anlayacağınız.arkadaşım sözleşmeli olduğu için sene sonunda pekte hoş olmayan biçimde evden ayrıldı. peki bunun okulla ne ilgisi var derseniz: bu seneki müdür yardımcım beni sicil notumu düşük vermekle tehtit etti sebebi de geçen yıl ev arkadaşımla yaşadığım sorunlar. müdür yardımcımızla ev arkadaşımın  arası iyiydi. ben bir türlü anlam veremedim buna. insan eger notu düşük vermek istiyorsa demekki her türlü bahaneye sığınabiliyormuş. mesleğimde allaha şükür iyiyim yeni olmama rağmen müfettişlerin bile övgüsünü kazanmış biriyim. durum böyle oluncada bu zatı muhteremler bana başka bir yönden saldırmaya kalkıştı anlayacağınız.
2.olaysa şu şekilde yine okulumuzda yaşanan bazı sorunlar oldu. öğretmen arkadaşlardan biri benim rehber öğretmeni olduğum sınıfın erkek öğrencilerinin saçını kesmiş. teftiş haftasıydı tam. öğrencilerimle kendilerine, sınıfımıza genel bir çeki düzen vermeleri için konuşuyorduk ki öğrencilerden birisi bana müfettişelere her türlü sıkıntımızı söyleyebilir miyiz dedi.bende sıkıntılarının ne oldugunu öğrenince bunu müfettişlerle değil okul içinde halletmemiz gerektiğini söyledim. ve öğrencilerin bu öğretmen arkaşı müfettişe şikayet etme noktasında olduklarını arkadaş ile sorunlrın görüşülüp bi çözümöe varılmasını diğer arkadaşlarımlada iştişare edip idareye bildirdim. peki bu olay nasıl geri döndü biliyomusunuz? ben öğrencilerimi kışkırtıyorum olarak. onları ben yönlendiriyomuşum yani müfettişlere şikayet etmeleri için. sözü geçen arkadaşla aramızda bazı anlaşmazlıklar vardı ve bu yüzden kendisi başına yağmur damlası düşse benden bilir hale geldi. idari amirler yoluylada konu kendisine doğru şekilde aktarılınca bu şahıs yaptığı hatayı anladı. şimdi ne mi oldu artık öğrencilerin saçını kesmiyor. zaten bunun suç oluğunu kendiside biliyor ama burası küçük yer diye sesini çıkaran olmadığından bildiğini okuyordu.
zaman zaman kötü bilinmek güzel arkadaşlar çünkü size daha büyük zararları dokunmadan o kişiler kendiliğinden bertarf oluyorlar. beni arkadaşlarım gayet iyi tanıyor. onun için gönlüm de vicdanımda rahat. böyle hergün aksiyonun olduğu bir ortamda dahi ben doru bildiklerimi yapmaya devam ediyorum. bu tür olaylar benim mesleğimi neden etkilesin. en fazla kişiliğimi etkiler herkesi kendim gibi görmemem gerektiğini anlarım...
saygılarımla..

Çevrimdışı fel

  • Uzman Üye
  • *****
  • 839
  • 722
  • 839
  • 722
# 28 Nis 2007 14:08:34
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
bence yanılıyorsunuz ... saygınlığı biz kendimiz düsürdük bize bir görev verildi diye hemen havaya girdik okuldaki arkadaslarla kötü olduk... nerden geldigimizi unuttuk köylüye bağırmaya basladık onları insan yerine koymadık... sonra kendi kendimizi teselli için bunlar bu dilden anlarlar dedik... egolarımızı bastırmak için öğrenciye yapılmadık sey bırakmadık... onları salak çocuklar olarak düsündük oyun oynatmadık kosturmadık zannettikki ders çalısmak tek görevleri gülümsemeyi bıraktık sanki ayaklı bomba gibi herhan herkesle kavga edecek tipler oldu çevremiz niye bir bakalım kendimize belki bu saygınlığ biz kendimiz kaybettik diger mesleklerdekiler birbirlerine aşk ile tutkun iken haksızda olsalar kendi arkadaslarını sadece polis avukat basın gazeteci ... der gözetirken bizler birbirimiz gözünü oyak olduk bir birimizi üzerinden egolarını bastıran gruplar olduk... hatta sustukça üstüne gelen öğretmen olduğunu unutup kendini padisah ilan edenlerimiz oldu... GÖZLERİM ŞAHİD...haaa arkadaslar halimize gülüyorum kendimize bir bakalım ne yaptık...


fırtına öğretmenim bunları yaşamış olduğunuzu ya da çevrenizde gördüğünüz kişilerde bunları görmüş olduğunuzu varsayıyorum şanssızlığın ötesinde değil yapılanlar söyledikleriniz ama emin olunki gerçekler öyle değil ve çok şükür öyle olmadığına:):):):):)

Çevrimdışı urfada

  • Uzman Üye
  • *****
  • 308
  • 31
  • 308
  • 31
# 28 Nis 2007 14:46:05
Bence göreve yeni başlamak yada yıllarca bu mesleği yapıyor olmak Fırtına öğretmenimin düşündüğü gibi düşünmeye sebep olmamalı.Yeniyim bu meslekte ama biliyorum ki insanların bana saygı duymasını sağlayacak kişi yalnızca benim. Önyargı varsa eğer onuda yıkacak olan benim. Çevremdeki esnaf halk köylü beni görünce gözleri gülüyor. Ne ikram edeceklerini şaşırıyorlar.Öğretmenim ve önce kişiliğime sonra mesleğime saygı duyulmasını isterim.Bunuda yine özverim ve tatlı dilim ile sağlarım diye düşünüyorum.

Evinizin eşiğini temizlemeden komşunuzun damındaki karlardan şikayet etmeyiniz....KONFÜÇYÜS

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK