Bir de yeni görev ve sorumluluk alanları oluşturan öğretmenlerimiz var. Reklam kokan, velinin gözüne girmeyi amaçlayan ders içi ve dışı abartılı çalışmalar, okuma bayramları, yıl sonu gösterileri. Anasınıfıymış gibi kapıdan veliye öğrenci teslim etmeler... Öğretmenin sorumuluğunu arttırıyor, velileri şımartıyor. Bu da bizlerde yorgunluk, bıkkınlık yaratıyor.
2 sezondur birinci sınıf ilk günde kendimi tanıtır ve 4 yıl boyunca nasıl ders işleyeceğimi anlatırım. (Okuma bayramı, deneme vb. yapmayacağımı, okumaya geçirmek için yarış halinde olmayacağımı, resim, müzik, beden eğitimi ve serbest etkinlik derslerini tam işleyeceğimi diğer arkadaşlar gibi bu derslerde matematik ya da Türkçe işlemeyeceğimi söylerim mesela.)
Sonra da "Doktora gidince bana şu ilacı yaz, şu tedaviyi uygula ya da imama bugün bu sureyi oku diyebilir misiniz?" diye sorarım.
Yöntemimi, tedavimi beğenmezseniz daha başlamadan çocuğunuzu bu sınıftan alın diyorum. Sonra işime karıştırmam, uzman benim diyorum. Giden gidiyor kalan da baştaki anlaşmaya uyuyor.