Meslekten bikmaya bıkmadım, sınıf öğretmenliği çok zor ama bir o kadar da zevkli kanımca. Havaların ısınması ile çocuklardaki enerji patlamasını net şekilde görüyorum. Enerjilerini atabilecek sosyal aktivitelere yönlendirmeye çalışıyoruz okul olarak. Ortaokullarda kendi aralarinda futsal turnuvası düzenlendi. Öğrencilerin (oynayan oynamayan fark etmiyor) stres anlamında ne kadar rahatladigini gördük. İlkokullar kaynıyor şimdi de. Onlara da yapalım Mayıs ta dedik adamlar 8. sınıflardan transfer yapmanın hesabını yapıyor
çok beton içinde kalıyor çocuklar, kendi çocukluğumu hatirliyorum 5 ders okumustuk. En çok da 6 ders olmasından korkuyordum. 1000-1500 kişilik okulları düşünüyorum, bahçesi de yoktur doğru düzgün kesin. Ne olmasını bekliyoruz ki, çocuk bundan arsizlasiyor, gayet normal. Şunu anladım, bahçesi olmayan, çocuğun elini toprağa degdirecek alanı olmayan okul maalesef tam manasıyla okul değil, yarı ogretimhane gibi bir şey oluyor. İlkokulda somut el değmeden sınıfta 40 takla da atsak uygulama olmadıktan sonra özellikle hayat bilgisi dersinde çocuklar bağ kuramayacaklardir. Bunun dışında, özellikle Hayat Bilgisi dersini işlerken plana samimi şekilde bağlı kalarak islersek çok faydası oluyor. Türkçe Matematik seviyeye göre önde gidebilir ama Hayat Bilgisi farklı. Ve 4 ders son derece az. Yaşanan o ana göre yapılacak her türlü etkinlik çocukların haz almasini, onlar haz alınca da bizlerin de mutlu olmasını sağlayacak bir etkendir.