OTİZM
(YAYGIN GELİŞİMSEL BOZUKLUK)
Otizm(Yaygın Gelişimsel Bozukluk)Nedir?
Kelime olarak kendine dönük anlamındadır.
İleri düzeyde ve karmaşık bir gelişimsel yetersizliktir.
Doğuştan var olabildiği gibi, üç yaşa kadar olan dönemde de başlayabilir.
Otizmde 18 ayın altında güvenilir biçimde tanı koymak mümkün değildir.
YAYGINLIK ORANLARI
Her 150 çocukta 1 oranında görülür. Bu rakamların giderek artış gösterdiği saptanmıştır.
Bütün dünyada tutarlıklık gösteren sonuçlara göre otizm, erkeklerde kızlara göre 4 kat daha yaygın görülmektedir.
Kızlarda daha ağır düzeyde seyreder.
Nedenleri Nelerdir?
Bazı ailelerde daha sık rastlanması nedeniyle kalıtsal (genetik) olabileceği düşünülmektedir. Ancak henüz geni ya da genleri belirlenmiş değildir.
Ancak tek başına bu genlerin etkili olmadığı, yani birden fazla genin bazı çevresel faktörlerin bir araya gelmesi ile otizmin ortaya çıktığı düşünülmektedir.
Genlerdeki yapısal bozukluk kuşaklar öncesinden geliyor olabilir veya gebelik sırasında kullanılan ilaçlar, virüsler veya radyasyon gibi faktörler genlerin işleyişini bozuyor olabilir. Otizmden sorumlu olduğu düşünülen en az 5-10 arası gen vardır.
Bazı uzmanlar, otizmde hastalık yapan genin anne tarafından taşındığını, kız çocukların da bu geni taşıdığını ancak hastalığa yakalananların erkek çocuklar olduğunu düşünmektedirler.
Ayrıca, ırk, köken, sosyal sınırlar, ailenin geliri, yaşam tarzı ve eğitim derecesi otizmin oluşmasında etkili faktörler değildir.
Çeşitleri Nelerdir?
1-Tipik Otizm
2-Rett Sendromu
3-Çocukluk Disintegratif Bozukluğu
4-Atipik Otizm
5-Asperger Sendromu
1-Tipik Otizm:
İleri derecede bir gelişimsel yetersizlik kategorisidir.
Üç yaştan önce başlar.
(a) Sosyal etkileşimde,
(b) iletişimde ve hayali oyunda önemli geriliklerle
(c) ve çeşitli takıntılarla kendini gösterir. Takıntılı davranışlara ve saplantılara sık rastlanır.
2-Rett Sendromu:
Otistik bozukluklar içinde genetik temeli tam olarak belirlenmiş olan tek kategoridir.
Yalnızca kızlarda görülür.
Bir-üç yaş arasında başlar.
Daha önce kazanılan beceriler yitirilir.
Ellerin amaçlı kullanımı ortadan kalkar; yinelemeli el hareketleri başlar.
El hareketleri en tipik özellikleridir. Uyanıkken sabit bir şekilde; el yıkama, el bükme, el çırpma, eli ağıza götürme gibi el hareketlerden birinin veya birkaçının sürekli tekrar edilmesi,
3-Çocukluk Disintegratif Bozukluğu(HELLER SENDROMU):
Çok seyrek rastlanılır.
En az ilk iki yıl normal gelişim görülür.
Bozukluğun başlamasıyla, daha önce kazanılmış olan beceriler hızla yitirilir.
Çoğu çocuğun zihinsel becerileri, ileri derecede zihin engelli düzeyine kadar geriler ve bu çocuklar birkaç yıl içinde otistik özellikleri tamamıyla gösterirler.
4-Atipik Otizm
Otizm için belirtilen üç alandan yalnızca birinde yetersizlik olduğunda ve diğer otistik bozukluk kategorilerinde yer alan ölçütler karşılanmadığında atipik otizm tanısı konur.
Kuşkulu durumlarda konulan tanıdır.
5-Asperger Sendromu
Zeka geriliği yoktur. Zekaları normal ya da normal üstüdür.
Sosyal etkileşimde sorunlar görülür.
İlgi ve etkinlikler sınırlıdır.
Dil gelişim sorunu görülmez. Bu en ayırıcı özellikleridir. Fakat dillerini diğerlerinden farklı kullanırlar.
Örneğin: Sadece ilgi duydukları alanla ilgili konuşurlar. vurguları mekaniktir ve aynı kalıplarla konuşurlar.
Asperger Sendromu (devam)
Yaşıtlarının devam ettiği okullara gidebilir, normal eğitim hayatlarını sürdürebilirler. Bu kişiler meslek edinebilirler, evlenebilirler.
Asperger sendromu olan çocuklarla yapılacak sosyal beceri ağırlıklı çalışmalar, onların sosyal ortamlarda daha az sıkıntı çekmelerini sağlayacaktır.
Yaygın Belirtiler
Her bir otistik bireyde otizmin belirtileri ve özellikleri farklı düzeylerde görülebilir.
En yaygın belirtiler şunlardır:
1-Nesne Takıntıları: Nesneleri döndürme, onları sıraya dizme, koklama, yalama vb.
2-Hareket Takıntıları: El çırpma, sallanma, koşma, zıplama, dönme gibi yinelemeli davranışları uzun sürelerle yapmak
Yaygın Belirtiler (devam)
3-İlgi Takıntıları: bilgisayarlar vb konularla aşırı derecede ilgilenmek
4-Düzen Takıntıları: Günlük yaşamda belli rutinleri belli şekillerde yapma konusunda aşırı ısrarcı olma (örneğin, okula hep aynı yoldan gitmek ve hep aynı tabaktan yemek yemek vb)
5-Başkalarının yaptıklarına ilgisiz kalma
6-Diğer çocuklarla iletişimde isteksizlik
7-Nedensiz ağlama ve gülmeler
Yaygın Belirtiler (devam)
8-Göz kontağında sınırlılık,
9-Acıya ,sıcak ve soğuğa karşı duyarsızlık,
10-Çevreye ya da kendine yönelik saldırganlık,
11-Aşırı hareketli ya da hareketsiz olma,
12-Tehlikeler karşısında duyarsızlık,
13-Dil ve konuşma sorunları, Vücut dilini kullanamazlar; söyledikleriyle jest ve mimikleri birbirini tutmaz
14-Gülümseme, sarılma, okşama gibi duygu gösterimlerine karşı duyarsızlık,
15- Parmak ucunda yürüme davranışı görülür,
16- Bazı otistiklerde diş gıcırdatma (Bruksizm) görülebilir,
17- Konuşurken kendilerinden 3. kişi olarak söz ederler, başkalarından bahsediyorlarmış konuşurlar.
Örneğin;Ben uyuycam demek yerine, Ali uyuyacak der.
18-Bazı otistik çocuklarda ise konuşma hiç olmayabilir. Buna Mutizm denir.
19-Otistiklerde okuduğunu anlamadan okuma yetisi (Hiperleksi) görülebilir
20-Seslenildiğinde duymuyormuş gibi davranmak
21-Gereksinimlerini ifade etmede zorluk
Yaygın Belirtiler (devam)
Tanılama Nasıldır?
Tüm yetersizlik alanlarında olduğu gibi otistik bozukluklarda da erken tanı çok önemlidir.
Çocuklara yönelik yapılacak olan eğitim ve sağaltım uygulamalarının etkililiği yaşla yakından ilişkilidir.
Bu uygulamalara ne kadar erken yaşta başlanırsa o kadar etkili sonuçlar alınabilmektedir.
Tanılama Nasıldır? (devam)
Tanıda:
Sosyal etkileşim,
İletişim becerileri,
Ve davranışlardaki farklılıklar ele alınmaktadır.
Otizmin tıbbi bir testi bulunmamaktadır.
Kullanılan araçlar şunlardır:
Ev ortamında gözlemler yapılarak,
Çeşitli ölçme araçları kullanılarak tanı konulmaktadır.
TANI VE KLİNİK ÖZELLİKLERİ
BEBEKLİK DÖNEMİ (O-2 YAŞ):
Otistik özellikler gösteren bebeklerin iki tip davranış biçimi gösterdiği gözlenmiştir.
Bunlardan :
Birincisi; Sürekli ağlayan, huysuz olarak adlandırılan bebeklerdir.
İkincisi ; Sakin, uslu bütün gününü yatakta geçiren bebeklerdir.
1. Fiziksel özellikler: Yaygın uyku ve beslenme problemlerine rağmen hemen hepsi sağlıklı bebeklerdir. Fiziksel olarak bir çok beceriyi olağan yaşlarında kazanmaya hazırdırlar; ancak bazı otistik bebeklerin çevrelerine karşı ilgisizlikleri nedeniyle daha geç yaşlarda oturdukları ve yürüdükleri gözlenmektedir.
2. Sosyal- duygusal özellikleri: Otistik bebeklerde, kucağa alınmaya karşı isteksizlik gösterme, kucağa alınınca huzursuzluk gösterme en belirgin özelliklerdir. Otistik bebekler, genellikle çevreleri ile ilişki kurmaz. İnsanların konuşmalarına tepki vermezler. İnsanlar ile göz kontağı kurmaz, çok uzun süre boş bakışlarla oturabilirler.
3. Zihinsel Özellikler: Otistik bebek, etrafındaki insanlara olduğu gibi cisimlere karşı da ilgisizdir; uzanıp onları almak ya da yakalamak istemez. Çevresindeki seslere, cisimlere, hayvanlara ilgi göstermez.
4. Konuşma özellikleri:
Normal bebeklerde görülen babıldamaların (Ba-ba, ba sesleri,
.) otistik bebeklerde görülmediği belirlenmiştir.
5.Beslenme Özellikleri:Otistik çocuklarda beslenme problemleri yaygın olarak gözlenir. Bazı çocukların ilk aylarda emmesi zayıftır, altıncı aydan sonra beslenme problemleri artar. Birçok bebek, süt dışında tüm yiyecekleri veya katı gıdaları reddeder; bazıları ise normalin üstünde ve hemen her şeyi yiyebilir.
2-5 YAŞ DÖNEMİ
Bebeklik döneminde anlatılan birçok özellikler 2-5 yaş döneminde devam etmektedir. Ancak bu özellikler çocukların gelişimlerine bağlı olarak çeşitlenmiş, farklılıklar ortaya çıkmıştır.
2-5 yaş dönemi, otistik özelliklerin en belirginleştiği, tanı için oldukça önemli bir dönemdir.
1. Fiziksel özellikler:
Genellikle küçük kas becerilerinin oldukça zayıf olduğu gözlenir. Ancak birçok otistik çocuk mekanik, takmalı-sökmeli oyuncakları kolaylıkla takıp sökebilir.
2. Sosyal-Duygusal Özellikleri: Bebeklik döneminde gözlenen çevreye ilgisizlik daha belirgin hale gelmiştir. Tamamen kendilerine ait bir dünyada yaşıyor gibi görünen bu çocuklar, çevrelerinde olup bitenlere karşı çok kayıtsızdırlar.
3. Zihinsel Özellikleri: Otizmin tanımlandığı ilk yıllarda, otistik özellikteki çocukların çok zeki olduklarına, ancak bu zekanın, problem davranışlarla maskelendiğine inanılıyordu.
Otistik çocukların zihinsel gelişmeleri üzerinde yapılan ayrıntılı çalışmalar, iki grup otistik çocuk olduğunu ortaya koymuştur
Birinci grubu normal ve üstü zihinsel becerileri olanlar,
İkinci grubu ise zihinsel yönden yetersiz olanlar oluşturmaktadır. Otistik çocukların yaklaşık %40'ı 40-50, %30'u 50-70 ve %30'u 70 ve daha fazla IQ puanına sahiptir. Otistik çocukların yaklaşık 1/5'inin zekası normaldir.
4. Duyusal Uyarılara Tepkileri:
a. İşitsel Uyarılara (seslere) Tepkileri: Bazen seslere hiç tepki vermedikleri, bazen en ufak seslere aşırı tepki gösterdikleri gözlenmektedir.
b. Görsel Uyarılara Tepkileri: İnsan yüzlerine ve çevrelerindeki birçok nesneye bakmamalarına karşın, hareket eden, dönen ya da parlak olan bazı cisimlere çok uzun süre bakabilirler.
c. Acı, Sıcak, Soğuğa Karşı Tepkiler: Bu tepkiler, bazı çocuklarda acıyı, sıcağı ve soğuğu fark etmeme şeklinde ortaya çıkarken bazılarında ise soğuk suyla ellerini yıkarken ağlama, eline bir toplu iğne battığı zaman çığlıklar atma şeklinde görülebilir.
d. Dokunulmaya Karşı Tepkileri: Herhangi bir kimse tarafından dokunulmak, kucağa alınmak istendiği zaman, o kimseyi itmek, ondan kaçmak yaygın olarak gözlenen tepkilerdir.
5. Konuşma Özellikleri: Konuşmaya başlama çok farklı yaşlarda gerçekleşir; ancak genellikle ilk kelimeleri 5 yaş civarında söylerler.
Bazı otistik çocukların konuşmaya normal yaşıtlarıyla aynı zamanda başladıkları, ancak daha sonraları, bildikleri kelimeleri kullanmadıkları gözlenmiştir.
Otistik Çocukların Konuşma Problemleri:
a. Konuşulanları Anlamada Güçlük:
b. Ekolali:(Ekolali, çocuğun duyduğu kelimeleri, cümleleri konuşmacının hemen arkasından veya daha sonra taklit etmesidir).
c. Gramer Bozuklukları:
d .Evet-Hayır Kelimelerini Kullanmada Güçlük:
6. Davranış Problemleri: Otistik çocuklarda görülen problem davranışlar, çocuğun bebeklik döneminden çıkmasıyla belirginleşir.
Öfke Nöbetleri ve Bağırmalar:
Çevresine Zarar Veren Davranışlar:
Kendine Zarar Veren Davranışlar:
7. Duygusal Tepkiler:
Özel Korkular: Elini küvetteki sıcak suya sokarak yaktığı için küvette yıkanmadan korkan küçük kız, bir ayakkabı ayağını sıktığı için ayakkabı giymeyi reddeden çocuk, özel korkuları olan çocuklara örnektir.
Tehlikelerin Farkında Olma: Otistik çocukların genellikle çevrelerindeki tehlikelerin farkında olmamaları, anne babalarını en çok endişelendiren özelliklerdendir.
Nedensiz Gülme ve Ağlamalar: Otistik çocuklarda sebepsiz yere kendi kendilerine gülme ve ağlama davranışlarına sıklıkla rastlanır.
Değişikliklere Tepki Gösterme:Ortamdaki herhangi bir eşyanın yeri değiştirildiğinde veya farklı bir ortama girdiklerinde sıklıkla tepki gösterirler.
Oyun Oynama Becerisinin Olmaması: Otistik özellikteki çocuklarda hayal gücünün yetersizliğine bağlı olarak yaratıcı oyun oynama becerisinin bulunmaması yaygın olarak gözlenir.
Ayrıntılara Dikkat Etme: Çevrelerindeki nesnelerin, kişilerin tamamı yerine, ayrıntılarına küçük parçalarına dikkat ederler.
9. Özel Beceriler: Bir çok otistik çocuğun, konuşmadan önce şarkı söylediği görülür; bazıları ise bir enstrümanı iyi çalabilirler.
Bazı anne babalar da, çocuklarında müzik becerisinin yanı sıra kuvvetli bir hafıza olduğunu belirtmektedirler.
Çocuğun yıllarca önce gittiği bir yeri, o yerdeki özel bir eşyayı unutmadığını,
Çok uzun şiirleri ezberleyebildiğini,
Televizyonda dinlediği çok uzun bir konuşmayı olduğu gibi tekrar edebildiğini sıklıkla anlatmaktadırlar.
Bazıları sayıları çok çabuk öğrenirler ve çok güç işlemleri akıldan yapabilirler.
Gördüğü resimleri çok iyi kopya eden, güzel boyayan,
Mekanik oyuncakları söküp takabilen, karmaşık bul-yapları kolayca tamamlayabilen çocuklara da rastlanmaktadır.
TEDAVİ YAKLAŞIMLARI
Otizm çoğu vaka için yaşam boyu süren bir bozukluktur.
Otizmi tedavi eden herhangi bir ilaç yoktur.
Ancak; Otizmde kullanılan ilaçlar daha çok Otistik bireylerde görülen Hiper aktivite, saldırganlık, yeme sorunları, epilepsi nöbetleri, depresyon, sıkıntı gibi durumlara karşı kullanılır.
Bugün otizmin tedavisinde en önemli yaklaşım özel eğitim ve davranış terapileridir.
A. Aile eğitimi: Otistik çocukların tedavisinde aile kullanılabilir. Ayrıca otistik çocukların özellikleri ve eğitimleri konusunda aile eğitilir.
B. EĞİTİMLERİ:
Otistik çocuklara özel eğitim programları ve davranış terapileri uygulanır.
Otistik çocuğun eğitiminin ne yönde olacağı çocuğun performansına göre belirlenmektedir.
Grup içinde grup yaşamına hazırlayıcı kurallar koyulur.
Temel öz bakım becerileri (Yemek yeme,kendine bakım becerileri vb.),
Alışveriş gibi beceriler kazandırılması amaçlanır.
ÖNERİLER
Otizm dendiğinde iletişimin olmamasından değil farklı bir iletişim tarzının olmasından bahsedilmelidir.
Erken teşhisin otistik çocukların eğitiminde çok önemli bir yeri olduğundan aileler tanı ve tedavi için olabildiğince en erken zamanda bir uzmana başvurmalıdırlar.
2-5 yaş dönemi, otistik özelliklerin en belirginleştiği tanı için oldukça önemli bir dönem olduğu unutulmamalıdır.
Otistik bireyin en çok ihtiyaç duyduğu aile desteği olduğundan, aile otizm hakkında bilgilenmeli, neler yapacağı konusunda uzmanlardan yardım almalıdır
Otistik çocuğun eğitimindeki amaç;onlara iletişim becerilerini ve öz bakım becerilerini kazandırmaktır.Verilen eğitimde bunlar göz önünde bulundurulmalı ve aile ona göre davranmalıdır.
Otizmli çocukların eğitimi evde de devam etmelidir. Eğitimin başarılı olması için ailenin eğitim sürecine katılımı çok etkin, sürekli ve bilinçli olmalıdır.
Anne ile çocuk arasında kurulan duygusal bağın kuvvetliliği, çocuğa verilen eğitimden sonuç alınmasını kolaylaştıracaktır.
Aileler çocuğun içine kapanmasına izin vermemeli ve uyaranları çocuğa düzenli ve ısrarlı bir şekilde sunmaya özen göstermelidirler.
Eşyaları tanıtmak, onunla konuşmak ve güçlü bir duygusal bağ kurmak önemlidir.
Otistik bireye karşı güven vermek, her zaman dürüst ve tutarlı olmak gerekir.
Yavaş yavaş tane tane konuşulması söylenilenleri anlaması adına daha uygundur.
Konuşurken olumlu cümleler kurulmalı, çift anlamlı, soyut kelimelerden kaçınılmalıdır.
Fikirler tam olarak ifade edilmeli ne yapmaması gerektiğinden ziyade ne yapması gerektiği söylenmelidir.
Otistik çocukların dikkatleri kolay bir şekilde dağıldığından, dikkati dağıtan unsurları belirleyip, gerekli çevre koşullarının düzenlenmesi sağlanmalıdır.
Yaptıkları iyi şeyleri fark edip ödüllendirmek gerekir.
Hayır, yapma yada yanlış gibi sözcüklerden kaçınılmalıdır. Çünkü; bunlar açıklayıcı ve bilgi verici kelimeler değildirler.
Kendilerine zarar verebilecekleri düşünülerek etrafta sivri uçlu, keskin ve sert nesnelerin bulunmamasına dikkat edilmelidir
Yaşı büyüyen otistik kişilerde depresyon riski yetersizliklerinin farkına vardıklarından dolayı yüksektir. Bu dönemlerde kişiyi iyi hissettirecek davranışlar sergilemesine olanak sağlanmalıdır. Spor veya resim gibi farklı faaliyetler yapması için teşvik edilmelidir.
Ailenin içinde bulundukları zor dönemden daha kolay çıkmaları için aile terapisi almaları ruh sağlıkları açısından uygun görülmektedir
Otistik Çocuklar(Eğitim Merkezleri-İlköğretim).