Paranın Üzerine Bakınız: Merkez Bankamızın Adı Nedir?

birçok banka yabancı sermayeli zaten tuhaf olan ne anlamadım..

  Artık para altın karşılığı değil ülkelerin büyüme hızlarına göre basılmaktadır.Batının eskisi gibi kalkınamaması hatta kimi zaman durgunluğa girmesi bastığı paranın değerini ve geçerliliğini etkilemektedir.

Çin'de işçi de işveren de değerli yuan istemiyor

Çin Merkez Bankası 2005 yılında Çin'in milli parası yuanın değerini yüzde 2.1 artırdı. O tarihten bu yana, Çin ekonomisinin hızlı büyümesine, ihracat gelirinin artmasına, Çin'in döviz rezervinin 1.2 trilyon dolara ulaşmasına rağmen Çinliler Çin parasının sadece ve sadece yüzde 5 oranında değerlenmesine izin verdi.
ABD yönetimi ve Kongresi, Çin hükümetine devamlı baskı yapıyor. "Çin parası çok değersiz. Çin parasını değerlendirin... Çin parası değersiz olduğu için Çin'in ihracatı giderek artıyor. ABD'nin Çin ile ticaret açığı büyüyor" diyor.
ABD yönetimi Çin'in ihracat artışını ancak yuanın yüzde 25 dolayında değerlenmesiyle sınırlandırılabileceğine inanıyor.
Ama Çinliler paralarının değer kazanmasını istemiyor. Paralarının değersiz kalması için büyük çaba gösteriyor.
İşçi de işveren de istemiyor. İşçi "İşsiz kalırız", işveren "İhracat yapamayız" diyor.
ABD'nin baskısı karşısında "bir şeyler yapmış" görünmek için Çinliler Çin parası yuanın değerinin bir gün içinde dalgalanma limitini yüzde 0.3'ten yüzde 0.5'e çıkardı.

Tek endişeleri var...
Bu göstermelik tedbirler bize Çin'de tarımda ve sanayide hem çalışanları hem işverenleri endişelendirdi.
Keith Bradsher'in The New York Times'ta yayımlanan yazısında, Çinlilerin, yuanın değer kazanmasından neden endişe duydukları uzun uzun anlatılıyordu. Keith Bradsher'in yazdığına göre, Çin'in her bölgesinden Canton Fuarı'na katılan ihracatçıların tek endişesi Çin parasının dolar karşısında değer kazanması.
Ucuz işçiliğe dayalı Çin tekstil sanayiinin, Çin parasının değer kazanması karşısında rekabet gücünün kalmayacağına inanan hem işçiler hem işverenler korku içinde. İşçiler düşük ücretle zar zor buldukları işlerini kaybedip işsiz kalmaktan korkuyor.
Çin nüfusunun üçte ikisi tarım sektöründe. Yuanın değerinin düşüklüğü nedeniyle Çin'in tarım ürünü ihracatının hızla artmasına rağmen tarım kesiminde işsizlik sorunu var.

Değerli para işsizlik demek
Yuanın değer kazanmasının hem tarım ürünü ihracatını sınırlamasından hem de tarımda işsizliğin daha da ciddi boyuta ulaşmasından korkuluyor.
Bunları uzun uzun neden yazıyorum? Yazıyorum, çünkü bizim Büyük Türk Büyükleri'nden belki okuyan olur. Belki Çin'de olan bitenden ders çıkaran olur...
Çin, parasının değerlenmemesi için çaba gösteriyor. Biz ise YTL'nin değer kazanmasını başarı olarak görüyoruz. YTL biraz değer kaybetmeye başlasa telaşlanıyoruz. Çin parasının değerini düşük tuttuğu için ihracatı artıyor, üretimi artıyor, istihdamı artıyor, döviz geliri artıyor. Yabancı sermaye Çin'e yatırım, üretim yapmak, istihdam yaratmak için gidiyor.
Biz ise paramızı değerlendirerek, dövizi ucuzlatarak, ihracatı engelliyor, ithalatı coşturuyor, işsizliği artırıyor, döviz açığını büyütüyoruz. Sonra da döviz açığını kapatmak için varlıklarımızı satarak döviz bulmaya çalışıyoruz.
Bugün uygulanan döviz politikasının "alternatifi" var mı, yok mu? Lütfen siz karar veriniz... Acaba politikacılar seçim döneminde gibi konuları gündeme getirecek ve de tartışacak mı?
                                              Güngör Uras

 Lütfen cüzdanınızdan bir para çıkarın ve bakın:
  Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası   mı,
  Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası  mı?  
  Cumhuriyetin sonundaki 'i' harfi neden yok?

Hocam bu durum tamamen dilbilgisi kuralları ile ilgili. 1996'da üniversiteye hazırlanırken dikkatimi çekmişti ve bunun üzerinde hocamızla birlikte uzun  uzun konuşmuştuk. İsim tamlamaları ile ilgili, hocamız o zaman benzer örnekler de sunmuştu ama tabi şu an hatırlamıyorum o örnekleri.

ARKADAŞLAR ÇOK ÜTOPİK DAVRANIP KAOS VE KOMPLO TEORİLERİNİN GÖLGESİNDE KALMIŞSINIZ.
1. MERKEZ BANKAMIZIN ADI TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASIDIR. BU FONETİK BİR KONUDUR. YILLAR ÖNCE HINCAL ULUÇ UN YAZISI ÜZERİNE MERKEZ BANKASINDAN YAZILI BİR AÇIKLAMA YAPILMIŞTIR.
2. DÜNYA BENİ İLGİLENDİRMEZ. TÜRKİYE UZUN YILLAR ÖNCE KARŞILIKSIZ PARA BASMAYI BIRAKMIŞTIR.
3. AMERİKANIN ÇİNİ KALKINDIRMASI GİBİ BİR DURUM YOKTUR. BU ÇİNDEKİ MİLYARLARCA İNSAnın pazar olarak görülmesi meselesidir. her çinliye bir mendil satsam üüüüüf meselesi gibi
4. merkez bankası ülkenin temel dinamiklerindendir. içindeki altın devlet ve strateji meselesidir. vatandaşın derdi değildir.
isimden çıkıp dünya konjektörüne gelmek konunun ne kadar dağıldığının odaklanmdan uzak olduğunu göstermektedir.
bu mesaj duyulan rahatsızlık üzerine yazılmış olup, kimseyi kırma aşağılama yerme amacı gütmemektedir. polemiğe girmemek adına gelen eleştirilere cevap verilmeyecektir.

  Sadece Çin'in değil hemen hemen bütün uzakdoğudaki ülkelerin paralarını değersiz tuttukları bilinen bir gerçektir.Bu yolla ihracatlarını artırmaktadırlar.Bilinen bir diğer gerçek ise Türk Lirasının uzun yıllar değerli tutulduğudur.

Tabi herkes burda medeni olduğu sürece konu her yönüyle tartışılmalıdır.. Gönül isterdi ki paramız, merkez bankamız Türkiye Cumhuriyeti'nin olsun.. Özel kişilerin ortak oması sonucu A.Ş ye dönüşmüştür ne yazık ki.. Elbette ki para basan bir yerin bastığı paranın değeri de konuşulabilir.. Konudan uzak değil kanımca.. E tabi büyüklerimizin yaptığı gibi, dünyaya bakıp örnek veriyoruz, ha bunu da cevaben yazmış değilim, konuya açıklık getirmek istedim..

  Elbette ki konuşulacaktır.Verdiğiniz katkı ve paylaşımlardan dolayı teşekkür ederim size ve diğer arkadaşlara.Karşı çıkanların da yazması konuya nasıl baktığımızın bir ölçütüdür.

  Şu konuda hemfikir miyiz?
  Madem ki merkez bankaları hepimiz adına,hepimiz için ve bizi etkielyecek şekilde para basıyor.O halde merkez bankaları halkın malı olmalı ve ekonomik aktiviteleri halkın beklentilerine göre yönetmeli.

  Şu soruya da cevap arayalım:
  Faiz enflasyonunu nedeni midir sonucu mu?

  Merkez bankaları para basıp yatırım yapabilir;araştırma geliştirme faaliyetlerine,sağlığa,eğitime kaynak aktarabilir mi?

  Hepimiz biliyoruz ki artık para altın karşılığı basılmıyor.Basılan maliyetsiz paranın geliri bütçeye aktarılıyor.Sizce hakça bir paylaşım oluyor mu?

Bütçenin gerekli yerlere harcanması ile hakça paylaşım olur.. Memur işçi, emekli yoksulluk sınırında ve işsiz ordusu olduğuna göre hakça paylaşım olmamıştır.. Tabi bütçenin harcandığı yerlere de bakmak gerekir.. Hani yatırım olur, ilerde bunlar getiriye dönüşür, o zman sabredilir.. O da yok.. Özelleştirme ve devlet mallarının satıldığı bir politika ile yukarıda saydığım halk kitlesi, sittin sene rahata eremez..

  2001 krizi ve sonrasında uygulanan IMF politikaları ile bu hâle geldik.Batılı ülkelerde kamu ekonominin yarısına hakimken bizde tam tersi.

Son olan küresel mali krizde bazı ülkeler devletleştirme yoluna gitmeye başladı, bakalım biz ne zaman uyanacağız? Bir özelleştirmedir gidiyor.. Allah sonumuzu hayretsin..

  Ekonomi büyüdükçe para basabilirsiniz.Neden para basıp ekonomiyi büyütecek yatırımlar yapıp bu kısır döngüden kurtulmayı düşünmüyoruz?
Ya da devletleştirme yaparak paramızın arkasındaki gücü büyütmeyi?

  Şu konuda hemfikir miyiz?
  Madem ki merkez bankaları hepimiz adına,hepimiz için ve bizi etkielyecek şekilde para basıyor.O halde merkez bankaları halkın malı olmalı ve ekonomik aktiviteleri halkın beklentilerine göre yönetmeli.

  Şu soruya da cevap arayalım:
  Faiz enflasyonunu nedeni midir sonucu mu?

  Merkez bankaları para basıp yatırım yapabilir;araştırma geliştirme faaliyetlerine,sağlığa,eğitime kaynak aktarabilir mi?

Hayırlı günler dilerim.

İki seçenekli sorulardan her zaman rahatsız olmuşumdur.
1) Dar kapsamlı düşünmeye zorlar, ufkumuzu kapatır.
2) Cevap her zaman YANILTICI olur.

Faiz - enflasyon ilişkisi, tavuk - yumurta ilişkisine BENZER.
Faiz, enflasyonun hem nedenidir, hem sonucudur.
Yavuk yumurta ilişkisinde tavuk veya yumurta katliamı yaparak tavuk - yumurta kısır döngüsünü sonlandırabilirsiniz.
Fakat faizi kaldırmakla enflasyonu yok edemezsiniz.

Çünkü  enflasyonun tek sebebi faiz değildir.

İnsan için hava ne ise ekonomi içinde enflasyon aynı şeydir.

Enflasyonu sıfıra indirirseniz ekonomi çöker.
Yapılması gereken enflasyonu KONTROL ALTINDA TUTMAKTIR.
Faiz enflasyonun kontrol altında tutulmasını zorlaştırır.

Başkalarının benim ne yapıp yapmayacağımı söylemesinden hiç hoşlanmam.
Bu nedenle başkalarına ne yapmaları gerektiğini söylemekten mümkün olduğu kadar kaçınırım.
Bu çerçevede merkez bankasının ne yapması gerektiğini söyleme hakkını kendimde görmüyorum.
Böylelikle merkez bankasınında bana ne yapmam gerektiğini söylemesine İZİN VERMEMİŞ oluyorum