Seminerde Hangi Konuyu Hazırlayacaksınız???

Çevrimdışı gabar38-

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 111
  • 34
  • 111
  • 34
# 21 Haz 2007 12:46:09
teşekkürler asortik hocam...

Çevrimdışı kalender1411

  • Yeni Üye
  • 1
  • 0
  • 1
  • 0
# 21 Haz 2007 14:22:28
humeyra7 hocam elinize sağlıkyaptığınız seminer çalışmadan bende fayalandım.Teşekkürler ii tatiller herkese.

Çevrimdışı nghnkprl

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 178
  • 54
  • 178
  • 54
# 21 Haz 2007 14:29:00
arkadaşlar benim konum iletişim. çok geniş uçlu bir konu. toparlamaya çalışıyorum ama sizlerden yardım istemeden yapamayacam anlaşılan. bu konuyla ilgili dökümanı olan varsa paylaşabilir mi rica etsem?

Çevrimdışı demirbilek

  • Uzman Üye
  • *****
  • 726
  • 1.296
  • 726
  • 1.296
# 21 Haz 2007 14:34:38
ölçme ve değerlendirme( yeni program anlayışı doğrultusunda)

Çevrimdışı asortik19

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.841
  • 2.803
  • Okul Müdürü
  • 4.841
  • 2.803
  • Okul Müdürü
# 21 Haz 2007 15:08:46
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
arkadaşlar benim konum iletişim. çok geniş uçlu bir konu. toparlamaya çalışıyorum ama sizlerden yardım istemeden yapamayacam anlaşılan. bu konuyla ilgili dökümanı olan varsa paylaşabilir mi rica etsem?

İletişim sözcüğü kişiler arasında yer alan düşünce ve duygu alışverişini dile getiren bir terim olarak kullanılmaktadır (2). İletişim denilince kimilerinin aklına sadece sözlü iletişim, yani konuşulan dil aracılığıyla kurulan iletişim gelmesine karşın, iletişim sözsüz olarak da kurulabilir.Aynı ortamda birbirlerini algılayan kişiler hiç konuşmasalar bile bakışlarıyla, vücutlarının duruşuyla, aralarında bıraktıkları mesafe ile vb. birbirlerine mesaj yollar; sözsüz bir iletişim kurarlar.İletişime giren kişilerin birbirlerini doğru olarak anlayabilmeleri için hem gönderilen sözlü mesajların içeriğine, hem de sözlü mesaja eşlik eden beden diline, yani kişinin yüz ifadesi, jest ve mimikleri gibi görsel ipuçlarına, dikkat etmeleri gerekmektedir.

İletişim kurarken çoğu kez farkında bile olmadan bizimle konuşan kişinin, mesajı iletmek için seçtiği sözcüklerin türüne, konuşma hızına, araya koyduğu mesafeye, ses tonuna, suskunluk sürelerine ve beden diline dikkat ederek, sözcüklerin arkasındaki duygusal içeriği de algılar ve bize gönderilen mesaja uygun tepkiler veririz. Bununla birlikte zaman zaman, sözlerin ardındaki mesaja hiç dikkat etmediğimiz ya da yanlış algıladığımız için, bize iletilene hiç uygun tepkiler veremediğimiz de olur. Cüceloğlu (1993) tarafından“iletişim kazaları” olarak adlandırılan böylesi durumlarda, kişilerin birbirlerini anlaması güçleşir, kişiler arası ilişkiler bozulabilir.

Kişiler arası iletişimde beceri sahibi olabilmek, dolayısıyla bireyin kendini daha iyi ifade etmesi ve karşısındakileri daha iyi anlayabilmesi için uygun dinleme ve konuşma alışkanlıklarını kazanmış olması önem taşımaktadır. Bir öğretmenin de başarılı olabilmesi, öncelikle sınıfındaki öğrencilerle iyi bir iletişim kurabilmesine  bağlıdır.

Sınıf içinde öğrencilerle kurulan iletişimde, öğretmenlerin başarılı olmasını kolaylaştırabilecek bazı noktalar şunlardır:

Etkin Dinleme

Bir kimsenin ilettiği sözlü mesajların arkasındaki sözel olmayan mesajları da doğru olarak anlayabilmek olarak tanımlanabilecek etkin dinleme becerisini kazanmak, öğretmenlerin öğrencilerini anlamasını kolaylaştıracaktır.

Etkin dinleme öğrencinin ilettiğini, öğretmenin doğru olarak anlamasını sağlar, aynı zamanda da öğrenciye, öğretmeninin de onu anladığını gösterir (3

Çevrimdışı asortik19

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.841
  • 2.803
  • Okul Müdürü
  • 4.841
  • 2.803
  • Okul Müdürü
# 21 Haz 2007 15:10:12
Öğrenciden böyle bir mesaj alındığında, bunu doğru olarak anlayabilmek içinŞekil 1’deki şifrenin çözümlenmesi gerekmektedir.Çözümleme işlemi bir varsayımdır.Varsayımın doğru olup olmadığı, ancak mesajı gönderen kişiye sorularak ya da geri iletişim gönderilerek anlaşılabilir.

Şekil 2’de görüldüğü gibi yapılan çözümlemede varılan sonucu, öğrenciye geri bildirmek, öğretmenin doğru anlayıp anlamadığını gösterecektir*. Eğer öğrenci doğru anlaşılmış ise “Evet, biraz korkuyorum” türünden bir cevap verecektir. Çözümleme hatalı ise “Hayır, sadece sınavın tarihini unutmuşum” türünden bir cevap vererek, öğretmenin soruya uygun tepki vermesini kolaylaştırır.

Sonuç olarak öğrencinin, öğretmen tarafından algılanan sözel ve sözel olmayan mesajlarını, öğretmenin kendi sözcükleriyle öğrenciye geri iletmesi esasına dayanan etkin dinleme tekniği ile, öğrencileri doğru olarak anlamak kolaylaşacaktır.

Etkili öğretmenlik eğitimi üzerine bir kitap yazan Gordon’a (1993) göre etkili dinleme becerisini kazanan öğretmenler, öğrencilerin düşünme, tartışma, soru sorma ve araştırmada kendilerini özgür hissedecekleri bir ortam yaratarak, öğrenmeyi kolaylaştırmaktadırlar.

Ben Dili Kullanmak

Günlük yaşamda karşımızdakine yönelik olumsuz, kızgın duygularımızı dile getirmek için çoğunlukla “Sen zaten hep böyle davranırsın çok anlayışsızsın” gibi, sen dilinin hakim olduğu ifadeler kullanırız.Öğretmenler, öğrencilerinin istenmedik davranışlarını düzeltmek için sık sık“Neden dikkat etmiyorsun, sınıfın düzenini bozuyorsun” gibi, sen dilinin ağırlıkta olduğu ifadeler kullanırlar.Sen dilinin kullanıldığı mesajlar, çoğu kez mesajın yollandığı kişileri doğrudan suçlayıcı ve olumsuz olarak yargılayan bir ifadeyi içerdiği için, mesajı alan kişilerin savunucu bir tutuma girmelerine ya da kendilerine olan güvenlerinin sarsılmasına neden olur.Oysa öğretmenler sen diliyle öğrencilerini eleştirirken, öğrencilerde gözledikleri istenmedik davranışları ortadan kaldırmayı amaçlarlar. Ancak sonuçta, sen diliyle gönderilen ifadenin, istenmeyen davranışın ortadan kalkmasında çok az olumlu etkisi olmasına karşın, öğrencinin benlik sayısını zedelemesi ve öğretmeni ile olan iletişimini bozması açısından, olumsuz etkilerinin çok daha fazla olduğu görülmektedir (4).

Sen dili yerine ben dili kullanıldığında ise, öğrenciyi olumsuz olarak yargılayan mesajlar yerine, öğretmenin sorun karşısındaki duyguları dile getirilir.Böylece öğrenci, doğrudan kendi kişiliğine yönelik olumsuz bir yargıyla karşı karşıya kalmadığı için, öğrenciyle öğretmen arasındaki iletişim bozulmaz.

Ben dilinin kullanıldığı mesajların etkili olabilmesi için üç ögeyi içermesi gerekmektedir:

(1) Sorun olan davranışın açık bir tanımı yapılmalıdır,

(II) Sorun olan davranışın, öğretmen üzerindeki etkileri belirtilmelidir,

(III) O davranışa yönelik duygular ifade edilmelidir.

Örneğin;

“Ben ders anlatırken, arkadaşınla konuşma” yerine,“Ben ders anlatırken kendi aranızda konuşursanız dikkatim dağılıyor, rahatsız oluyorum” denilebilir. Daha sonra öğretmen, öğrencilerin niçin konuştuklarını da araştırabilir. Öğretmenin açık, yargılayıcı olmayan tutumu, öğrencilerin de açık olarak, doğrudan kendilerini ifade etmelerini kolaylaştırır. Ben dili ve etkin dinleme tekniklerinin bir arada kullanılmasıyla, sınıf içinde soruna yol açan davranışlar daha çabuk ve doğru saptanarak, gerekli önlemler alınabilir.

Çevrimdışı asortik19

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.841
  • 2.803
  • Okul Müdürü
  • 4.841
  • 2.803
  • Okul Müdürü
# 21 Haz 2007 15:12:13
Göz Teması

Kişiler arası ilişkilerde, iletişim kurulan kişinin doğrudan gözlerine bakmak, genellikle “Sana ve senin anlattıklarına önem veriyorum” mesajını, sözsüz bir biçimde diğer kişiye iletir.Öğretmenlerin de öğrencileriyle iletişim kurarken, öğrenciye doğru yönelmiş bir beden duruşu ve ilgili bir yüz ifadesiyle birlikte onların gözlerinin içine bakması, öğrenciye “Ben ve benim anlattıklarım dinlenmeye değer” mesajını vererek, öğrencilerin benlik saygılarını artırıcı etkiler yaratabilir.Ders anlatırken öğrencilerle gözle iletişim kurma, öğrencilerin konu üzerinde dikkatlerini toplamalarını da kolaylaştıracaktır.

Bekleme Süresi

Öğretmenlerin bazıları ders anlatırken konunun anlaşılıp anlaşılmadığını kontrol etmek ya da öğrencilerin dikkatini toplamak için öğrencilerden herhangi birine sorular sorarlar. Ancak sorunun cevaplanması için çoğu kez birkaç saniye kadar kısa bir süre bekleyerek, cevap gelmeyecek olursa hemen bir başka öğrenciye yönelirler.Öğretmenin bu tutumu, öğrenciler tarafından da model alınabilir.Onlar da içlerinden birine soru sorulduğunda yeterince beklemeden, cevaplamak için söz istemeye başlarlar. Bu durum, özellikle kendine güveni az ve sıkılgan öğrencilerin iyice kitlenerek, bildikleri konularda bile cevap verememelerine yol açabilir. Oysa yapılan araştırmalar, öğrencilere cevaplamaları için daha uzun süre tanındığında, verilen cevapların daha açıklayıcı ve üst düzeyde olduğunu göstermektedir (5).

Öğretmenlerin hem kendilerini, hem de diğer öğrencileri, soru yöneltildiğinde cevaptan önce bir süre beklemeleri için“eğitmeleri”, gerekir. Bu tutum verilen cevapların daha nitelikli olmasını ve öğrencilerin kendilerini daha iyi ifade edebilmelerini kolaylaştıracaktır. Bunun sağlanabilmesi için öğrencilere “Söze başlamadan önce herkes içinden 10’a kadar saysın” gibi yönergeler vermek yararlı olabilir.Öte yandan, öğrencilerin tartışmalar sırasında birbirlerinin sözünü kesmeleri de önlenmelidir.Öğrencilerin başkalarını dinleme alışkanlığını kazanmalarına yardımcı olmak, sınıf içi iletişimi olumlu yönde etkileyecektir.

Kişiler Arası – Sosyal Mesafe

Birbirleriyle iletişim kuran kişiler, algıladıkları yakınlık derecelerine göre, aralarında “sosyal” bir mesafe bırakırlar.Araya konulan mesafe arttıkça, iletişim kuran kişiler arasındaki ilişkinin resmîleştiği varsıyılabilir. Kırk santimle seksen santim arasında değişen mesafe yakın bir ilişkinin, seksen santimle iki metre arasındaki mesafe sosyal bir ilişkinin göstergesi olarak kabul edilir(6).

Öğretmen-merkezli geleneksel eğitim anlayışı, günümüzde yerini öğrenci-merkezli çağdaş eğitim anlayışına bırakmıştır.Ancak çoğu okullarımızda sınıflarımızın düzenlenişi, hâlen geleneksel eğitim anlayışının izlerini taşımaktadır. Öğrencilerden uzak, yükseltilmiş bir set üzerindeki öğretmen masasında oturarak ders anlatan bir öğretmen “eğitimin merkezi öğretmendir”; mesajını, sözel olmayan bir biçimde vermeye devam etmektedir. Öğretmenin dersleri işlerken, öğrenciyle arasına sürekli sosyal ilişkiye işaret eden bir mesafe koyması, “Ben sadece ders veririm, sizin yakınınız olamam” mesajını da sınıfa iletmektedir.Kuşkusuz öğretmenin masasından ya da tahtanın önünden hiç ayrılmadığı bir sınıf ortamında, sağlıklı bir öğretmen-öğrenci iletişiminden söz edilemez.

Ders işlerken sık sık öğrencilerin arasında dolaşmak, dikkati dağılmış öğrencilere daha da yaklaşarak, rastlantıymış gibi öğrencinin sırasına ya da omuzuna dokunmak, öğrencinin dikkatini öğretmen üzerinde toplamasına; daha da önemlisi, kendisini öğretmene daha yakın hissetmesine yardımcı olacaktır.

OLUMLU SINIF ORTAMI YARATMA

Eğitimde istenilen verimin elde edilebilmesi için, olumlu bir sınıf ortamının yaratılması gerekir.Olumsuz öğrenci davranışlarının olmadığı ya da bu tip sorunların kolayca çözüldüğü sınıflarda öğrenciler kendilerini rahat ve güvende hissederek, dikkatlerini derse yöneltebilir.Olumlu bir sınıf ortamı yaratmak için öğretmenlerin sınıf kurallarını belirlemesi ve istenmeyen öğrenci davranışlarını kontrol etmesi gerekir.

Sınıf Kurallarının Belirlenmesi

Sınıfta düzenin sağlanması için, öğrencilerin kendilerinden beklenen davranışları bilmeleri gerekir.Öğrenciler kendilerinden beklenen davranışları zaman içinde ödül ve ceza yolları ile öğrenebilirler.Ancak bu yaklaşım hem uzun zaman alır, hem de sınıfta hoş olmayan durumlar ortaya çıkarabilir.Bu nedenle öğrencilere, okula başladıkları zaman kendilerinden ne tür davranışlar beklendiğinin duyurulması gerekir.

Öğrenciden beklenen davranışlar en iyi kurallar yoluyla belirtilir.Kurallar, önceden verilmiş hazır kararlardır.Deneyimlere dayanarak, gelecekteki belirli durumlarda nelerin nasıl yapılmasının iyi olacağını, nelerin beklendiğini, uyulmadığında nelerin olacağını açıklamak, yöneticinin ve öğretmenin işini kolaylaştırır (7). Kurallar öğrencilerin okul ve sınıf içindeki davranışlarını düzenler, benzer ve istendik davranışlarda bulunmalarını sağlar.Her okulun, yöneticiler tarafından belirlenmiş bazı kuralları vardır.Okula devam etme, derslere zamanında girme, arkadaşlarına ve okul eşyalarına zarar vermeme, derslere hazırlanarak gelme tüm bu kurallara örnek verilebilir.Bu kurallar okuldaki tüm öğrenciler için geçerlidir.Yönetim tarafından belirlenen bu kurallara uymamanın bazı yaptırımları vardır.Öğrenciler yönetim tarafından belirlenen kuralları ilkokulun birinci sınıfından itibaren öğrenirler.

Okulun genel kurallarının yanı sıra, her öğretmenin öğrenciden beklediği bazı davranışlar vardır.Bir öğretmen öğrencilerin oturduğu yerde söz almasını uygun görürken, bir başkası ayakta söz almasını bekleyebilir.Öğretmenler arasındaki bu görüş farklılıkları sınıfta olumsuz bir havanın oluşmasına neden olabilir.Bu nedenle her öğretmen, sınıfta kendi kurallarını da açık seçik ortaya koymalıdır.

Öğretmen kendi sınıfı için kuralları belirlerken, aşağıdaki hususlara dikkat etmelidir(8).

a)Kurallar belirlenirken, öğrencilerin görüşleri alınmalıdır.Öğrenciler kendi koydukları kuralları daha kolay benimserler.

b)Kural sayısı çok fazla olmamalıdır.Kurallar belirlenirken sınıf düzenini en çok bozan davranışlar göz önünde bulundurulmalıdır.

c)Kurallar öğrencilerin anlayabileceği bir biçimde ifade edilmelidir.

d)Öğrencilere kuralların neden önemli olduğu ve bu kurallara uymanın kendileri için yararları anlatılmalıdır.

e)Kurallar öğrencilerin görebileceği bir yere asılmalıdır.

Çevrimdışı kurt22

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 167
  • 78
  • 167
  • 78
# 21 Haz 2007 15:12:43
Ölçme ve değerlendirmeyi alan arkadaşlar için yardımcı olabileceğini düşünüyorum.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı asortik19

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.841
  • 2.803
  • Okul Müdürü
  • 4.841
  • 2.803
  • Okul Müdürü
# 21 Haz 2007 15:14:47
Kuralların Uygulanması

Okula yeni başlayanlar dışında, öğrenciler genellikle okul ve sınıf kurallarını bilirler. Ancak çevrelerindeki kişilerin davranışlarını ve sonuçlarını gözleyerek bu kurallara uyar ya da uymazlar.Okullarda aynı öğrenci grubunun farklı öğretmenlerde farklı davranışlar sergiledikleri sıkça görülmektedir. Bir öğretmenin dersinde sınıf düzenini bozucu davranışlarda bulunmayan öğrenciler başka bir öğretmenin dersinde düzeni bozabilmektedirler.

Öğrencilerin sınıfın kurallarına uymasını sağlamak için, öğretmenin öğrenci davranışlarını sürekli izlemesi ve kurallara uymayanları uyarması, uyanları ise ödüllendirmesi gerekir.Aksi takdirde giderek kurallara uyan öğrenciler de uymayan arkadaşlarının davranışlarını model alabilirler.

İstenmeyen Öğrenci Davranışlarının Kontrol Edilmesi

Hemen hemen her sınıfta önemli ya da önemsiz pek çok istenmeyen öğrenci davranışı gözlemek mümkündür.İstenmeyen davranışlar, davranışı yapana, karşısındaki kişiye, kültürün özelliklerine göre değişebilir. Ancak okulda, eğitsel çabaları engelleyen her türlü davranış, istenmeyen davranış olarak kabul edilir (9). Bu davranışlar çocuğun ailesinden, sosyal çevresinden, okuldan, öğretme ortamından kaynaklanabilir.

Okullarda gözlenen istenmeyen davranışlardan bir kısmı öğrencinin kendisine zarar verirken; bazıları öğretim ortamını da olumsiz yönde etkileyerek, sınıftaki diğer öğrencilere de zarar verebilir.Örneğin derste hayal kuran ya da sessizce başka bir etkinlikte bulunan öğrencinin davranışı yalnız kendisine zarar verir. Sınıfta arkadaşıyla konuşan bir öğrenci ise öğretim etkinliğinin verimini düşürerek, tüm öğrencilere zarar verir.

Sınıfta sıklıkla gözlenen istenmeyen öğrenci davranışları aşağıdaki gibi özetlenebilir.

a)Derse devam etmeme ya da derslere geç gelme.

b)Derse hazırlıksız gelme.

c)Sınıfta uygun olmayan yer ve zamanda konuşma.

d)Arkadaşlarına, kendisine ve eşyalarına zarar verme.

e)Derste hayal kurma ya da ders dışı bir etkinlikle uğraşma.

Yukarıdaki istenmeyen davranışları hemen hemen tüm öğrenciler gösterebilir.Ancak bir öğrenci bu davranışları sıklıkla gösterirse, o öğrencide bir uyum sorunu olduğu söylenebilir.Böyle durumlarda ilgili kişilerden yardım alınması gerekir. Zaman zaman gösterilen istenmeyen davranışlar ise, iyi bir öğretmen tarafından sorun olmadan düzeltilebilir.

İstenmeyen Davranışlara Neden Olan Bazı Etmenler

Sınıfta gözlenen istenmeyen öğrenci davranışları, büyük ölçüde öğrencilerin derste sıkılmasından, otoriteye karşı gelme ve dikkat çekme ihtiyacından, kuralları bilmemesinden kaynaklanır(10).

Sınıfta sıkılan, kendisine sunulan öğretim materyallerinden hoşlanmayan öğrenci, doğal olarak kendisini oyalayacak başka etkinliklere yönelir. Örneğin arkadaşıyla konuşur, roman okur, dışarısını seyreder vb. Bu nedenle öğretim etkinliklerini öğrenciler için çekici hâle getirmek, onların öğrenme işine aktif olarak katılmalarını sağlamak gerekir. Öğrenciler, genellikle kendi ihtiyaç ve amaçlarına uygun olmayan, öğrenme güçlüğü çektikleri, başarısız oldukları derslerde sıkılırlar. Ayrıca, öğrencinin edilgen olduğu, öğretmen-merkezli öğretim ortamları da öğrencinin sıkılmasına neden olabilir.

Otoriteye karşı gelme isteği, genellikle ergenlik dönemindeki öğrencilerde gözlenir.Sınıf kurallarının ve sınıf içi etkinliklerin belirlenmesinde öğrencilerin görüşlerinin alınması, sınıfta demokratik ortamın sağlanması, öğrencilerin ilgi ve beklentilerine uygun eğitim verilmesi, öğretmenin öğretme sürecine birrehber olarak katılması, öğrencilerin otoriteye karşı gelme isteğini azaltabilir.

Dikkat çekme amacıyla yapılan istenmeyen davranışlar, genellikle ilkokul çağında gözlenmekle birlikte, sevgi ve ilgi görme ihtiyacı olan her yaştaki öğrencide gözlenebilir.Bu tip öğrenciler öğretmenin ya da arkadaşlarının dikkatini çekmek için istenmeyen davranışlarda bulunabilirler.Öğretmen bu öğrencilerin istenmeyen davranışlarını görmezlikten gelip, istendik davranışlarını ödüllendirirse, istenmeyen davranışlar giderek azalabilir.

Sınıfta istenmeyen davranışların ortaya çıkmasının diğer bir nedeni de daha önce üzerinde durulduğu gibi, sınıfın kurallarının olmaması ya da bu kuralların öğrenci tarafından bilinmemesidir.Bu sorun da kurallar belirlenerek ya da öğrencilere duyurularak çözümlenebilir.

İstenmeyen Öğrenci Davranışlarının Önlenmesi

Öğretmen istenmeyen öğrenci davranışlarını önlemek için, öğrencilerin davranışlarına neden olan etmeni belirlemeli ve ona göre bir taktik geliştirmelidir.

Öğretmen sınıfta olumsuz öğrenci davranışlarını engellemek için aşağıdaki etkinliklere yer verebilir.

1-Öğretmen öğrencileri ders anlatırken ve çalışırlarken sürekli izlemelidir.Öğretmenlerin ders anlatırken önde oturan birkaç kişiyi izlemesi, dersi tahtaya anlatması, küçük bir grup öğrenci ile tartışması, sınıftaki diğer öğrencilerin davranışlarını kaçırmasına neden olabilir.Bu nedenle öğretmen gözleri ile sınıfın tümünü kontrol altında tutmalı, gezinerek ders anlatmalı ve öğrencilerin tümünü görebileceği yerlerde durmalıdır. Öğrenciler izlenirken bir sorun ortaya çıktığı zaman büyümesine izin vermeden hemen durdurmalıdır.

2-Öğretmen sınıfta öğrencilere aktif olma olanağı sağlamalıdır.Derse aktif katılan öğrenci sıkılmaz, farklı uyarıcılarla ilgilenmez.Bu amaçla öğrenci-merkezli öğretim yöntemleri tercih edilmeli, mümkün olduğunca farklı öğrencilere söz hakkı verilmelidir.

3-Öğretmen öğrencilerin derste sıkılmaması için, öğretimin öğrenci düzeyine uygun olmasını, öğretilecek materyalin onlar için anlamlı olmasını ve öğrenmeye karşı güdülenmelerini sağlamalıdır.

Çevrimdışı asortik19

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.841
  • 2.803
  • Okul Müdürü
  • 4.841
  • 2.803
  • Okul Müdürü
# 21 Haz 2007 15:17:44
İstenmeyen Öğrenci Davranışları Karşısında Gösterilmesi Gereken Öğretmen Tepkileri

Öğretmen sınıfta olumsuz bir öğrenci davranışı ile karşılaştığında sorunu aşağıdaki yaklaşımları kullanarak çözebilir (11).

1-Olumsuz davranan öğrenciye bakılması: Bazı durumlarda öğretmenin, konuşarak yanındaki kişiyi rahatsız eden, gürültü yapan, dersi dinlemeyen bir öğrenci ile göz göze gelmesi, olumsuz davranışı durdurabilir.

2-Olumsuz davranışın belirtilmesi: Öğretmen olumsuz davranışta bulunan öğrenciyi sözel olarak da uyarabilir. Uyarma sırasında öğretmen“Arkadaşınla konuştuğunu görüyorum”, “Ödevinle ilgilenmediğini görüyorum” vb. biçiminde gördüğü davranışı söylemelidir. Bu tür ifadeler öğrencinin uygun davranış yapmasını sağlayabilir.

3-Soru: Öğrencinin olumsuz bir davranışı hakkında öğretmen daha detaylı bilgi isteyebilir.Örneğin, “Niçin ödevini yapmıyorsun?”, “Neden arkadaşınla konuşuyorsun?” gibi sorular öğrenci tarafından ceza olarak algılanmaz. Ortada bir sorun varsa ortaya çıkar ve davranış düzelebilir.

4-Yönlendirici cümleler: Bazı durumlarda öğretmen, olumsuz davranış gösteren öğrenciye ne yapması gerektiğini de söyleyebilir.Örneğin“Ali, lütfen yazı yazma beni dinle.” Bu tür yaklaşımla öğrenci kendisinden ne beklendiğini daha kolay anlar.

5-Öğrenci için iyi bir model olma: Öğretmen sınıf tartışmalarında, olumsuz davranan öğrencileri uyarmak yerine, kendisi olumlu davranışları sergileyerek onlara iyi bir model oluşturabilir.

6-Ödüllendirme ve görmezlikten gelme: Öğretmen olumsuz davranış gösterenleri uyarma yerine, olumlu davranış gösterenleri ödüllendirip olumsuz davranış gösterenleri görmezlikten gelerek de, bu öğrencilerin giderek olumlu davranışları göstermelerini sağlayabilir.

SONUÇ

Öğretim etkinliklerinden istenilen verimin elde edilebilmesi için sınıfta düzenin sağlanması gerekir.Öğretmen sınıfta akademik olmayan birçok sorunla karşılaşabilir.Öğretmenin bu sonuçlarla başa çıkabilmesi için, iyi bir iletişim ve olumlu sınıf ortamı yaratma becerisine sahip olması gerekir.

Öğretmenin öğrencilerle sağlıklı iletişim kurabilmesi için, kendini iyi ifade edebilmesi ve karşısındakini anlaması gerekir.

Sınıf içinde öğrencilerle iletişim kurulurken, öğretmen;

• Önce dinlemeyi bilmeli,

• Ben dili kullanmalı,

• Öğrencileriyle göz teması kurmalı,

• Öğrencilere soru sorduğu zaman yanıt için onlara zaman tanımalı,

• Öğrencilerle yakın mesafeden ilişki kurmalıdır.

Olumlu bir sınıf ortamı yaratabilmek için, öğretmenlerin sınıf kurallarını belirlemesi ve bunları öğrencilere duyurması, istenmeyen öğrenci davranışlarını kontrol etmesi gerekir.Sınıf kuralları, öğrencilerin okul ve sınıf içindeki davranışlarını düzenler, benzer ve istendik davranışta bulunmalarını sağlar.Öğretmen sınıf kurallarına uyulmasını sağlamak için, kurallara uyanları pekiştirmeli, uymayanları uyarmalıdır.

Öğrenciler genellikle, canları sıkıldığı, otoriteye karşı çıkma ve dikkat çekme ihtiyacı duydukları zaman, kuralları bilmedikleri için istenmeyen davranışlarda bulunurlar.Öğretmen, ders anlatırken öğrencileri sürekli izleyerek, derslere etkin katılımlarını sağlayarak, öğrenmeye karşı güdüleyerek istenmeyen davranışları azaltabilir.

Öğretmen sınıfta istenmeyen bir öğrenci davranışı ile karşılaşınca, davranışı gösteren öğrenci ile göz teması kurarak olumsuz davranışı öğrenciye duyurarak, davranışın nedenini sorarak, davranışı görmemezlikten gelerek istenmeyen davranışı durdurabilir

Çevrimdışı aymer

  • Yeni Üye
  • 3
  • 1
  • 3
  • 1
# 21 Haz 2007 15:30:35
derslerde teknoloji kullanımına ilişkin belgesi olan yokmu elinde

Çevrimdışı ders0990

  • Yeni Üye
  • 1
  • 0
  • 1
  • 0
# 21 Haz 2007 15:32:05
pROJE VE PERFORMANS

Çevrimdışı asortik19

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.841
  • 2.803
  • Okul Müdürü
  • 4.841
  • 2.803
  • Okul Müdürü
# 21 Haz 2007 15:57:15
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
derslerde teknoloji kullanımına ilişkin belgesi olan yokmu elinde
TEKNOLOJİNİN KULLANILDIĞI SINIFLARDA EĞİTMENLER NE YAPMALI?
Bu metinde teknoloji kullanılan sınıflarda eğitmenin teknolojiyi bir eğitim metodu olarak nasıl kullanması gerektiği üzerinde duruluyor. Burada söz edilen yöntemler, eğitmenin bulunduğu koşullara göre kendi inisiyatifiyle değiştirilerek daha etkin bir eğitim ve öğretim metoduna dönüştürülebilir.

Eğitmenin Tavrı
Eğitmen eğer teknolojinin kullanıldığı bir sınıfta eğitim veriyorsa, en başta sınıf kontrolünün bir kısmını kaybetmiş olduğunu göz önünde bulundurmalıdır. Bu durum bazı eğitimciler için başta çok zor olabilir. Teknolojiyi sınıfa sokarak daha bağımsız öğrenen öğreniciler yetiştirmeyi planlıyoruz. Bu durumda eğitimci doğrudan bilgiyi aktaran kişi olmaktan çok bilgiye yönlendiren kişi oluyor.

Sabır ve Esneklik.
Geleneksel bir sınıfta eğitimi bir biçimde engelleyen küçük sorunları bir düşünün. Bu sorunlara bir de teknolojiyi ve onun yaratabileceği sorunları ekleyin. Sınıfı etkin bir biçimde yönetebilmek için sabırlı ve esnek bir tavır içinde olmanız gerektiğini çıkarsayacaksınız.

Teknoloji, uyguladığınız müfredatın, ders kitaplarının ya da kullandığınız malzemelerin yalnızca bir bölümünün yerini tutabilir. Burada eğitmenin hedefi öncelikle, günlük ders işleyişi sırasında teknolojiyi ne zaman kullanacağına karar vermek olmalıdır.

Sınıf Yerleşimi
Sınıfta kullanılacak bilgisayarların sayısına bağlı olarak yapacağınız bir sınıf düzenlemesinde bilgisayar ekranlarının tümünü görebilmeniz gerekir. Ekranları görmeniz öğrencilerin dersleriyle ilgilenip ilgilenmediğini kontrol etmenizi sağlar.

Sizin ekranınızın da tüm sınıf tarafından görünmesi iyi olur. Bunu sağlamak için bir projektör ya da bir televizyon ekranı kullanmalısınız. Öğrenciler sizin ekranınıza, ekran ya da projektörün yansımasından bakarak, kullanılan yazılımın neresinde olduğunuzu ya da İnternet'te hangi sayfalardan bilgi alacaklarını görebilmeliler. Projektör ya da ekran kullanmak öğrencilerin yaptıklarını sınıfın görmesini de sağlayacaktır. Böylece öğrenciler, diğer öğrencilerin neler yaptığını görerek kendilerini ölçme olanağı bulabilirler.

Yeni Bir Döneme Başlamak
Dönem başında nasıl geleneksel bir sınıf ortamına uyum güçlüğü varsa, teknoloji destekli bir sınıfta da benzer uyum sorunları yaşanır. Bu yüzden dönemin başladığı ilk hafta öğrencilere kullanacakları yazılım ve donanımlarla ilgili bilgi vermek ve onların bu yeni düzene alışmalarını sağlamak gerekir. Öğrencilerin hafta boyunca sınıfa gelmeleri sağlanmalı ve yıl boyu kullanılacak yazılımlar ve bilgisayar kullanımıyla ilgili temel bilgiler aktarılmalıdır. Böyle bir zaman ayırmak bir çok sebepten yararlıdır. Öncelikle, bu yöntemle öğrencilerin bilgisayar kullanım düzeyleri, yazılım ve donanımlara aşinalıkları konusunda bilgi sahibi olursunuz. Bu konuda eksik olan öğrencileri en başta belirleyerek onların bilgisayar kullanımı bilgilerini arttırmak, daha sonraki haftalarda bu sorunla uğraşmak zorunda kalmamanızı sağlar. Bu ön hazırlık safhasında öğrencilerin kendi ekranlarını özelleştirme denemelerine, yani istedikleri rengi, fontu sesi ya da animasyonu kullanmalarına izin vermek de önemli bir ayrıntıdır. Daha sonra öğrencilerin kullanımı için uygun bulunan font ve renk aralığına göre bilgisayarlarını ayarlamalarını öğrencilere söyleyebilirsiniz. Hazırlık safhası sona erdikten sonra öğrencilerin yazılımı kullanarak çeşitli etkinlikleri gerçekleştirmelerine başlayabilirsiniz.

İlk başta öğrencilerin kendi adlarıyla yazılıma kayıt yapmalarını sağlamalısınız. Öğrenciler hangi ödevi ya da sınavı yaparlarsa yapsınlar, yaptıkları işleri mutlaka kendi adlarıyla kaydetmeliler. Bu alışkanlığı öğrencilerinize kazandırmalısınız. Yaptıklarını kaydetmeyi öğrenmek için de öncelikle, yaptıkları işin adını taşıyan bir dosya yaratmayı öğrenmeliler. Tek bir bilgisayarı paylaşan öğrenciler kendi adlarını taşıyan klasörler içine konu başlığıyla anılan yeni klasörler açmalılar.

Arama motorlarını kullanmayı öğrenmek de öğrenciler için çok yararlı temel bir bilgidir. Öğrenciler üç tip arama yapabilirler:
Bilgisayar içinde arama yapma
Başlat menüsünden ulaşılan "bul" ile bilgisayarda istedikleri dosyayı arayabilirler.
Sayfa içinde arama yapma
Düzen içinde "bul" ile sayfa içinde aradıkları kavrama rahatça ulaşabilirler.
Arama motoru kullanma
İnternet'te arama motorları kullanarak istedikleri kavramı içeren web adresine ulaşabilirler.
Üçüncü tip aramada öğrencilerin aradıkları kavrama ait sitelerin içeriğini anlatan küçük tanımları okuyarak kendileri için en uygun sayfaya tıklamaları gerektiği anlatılmalıdır. Bu yolla bilgiye daha kesin ve çabuk ulaşabilirler.

Bilgisayarların birbirine bir ağla bağlı olduğundan emin olmalısınız. Ağ, ya bölge sunucusuyla oluşturulmalı ya da sınıf içindeki ağa bağlı bir bilgisayar sunucu olarak kullanılmalıdır. Böylece, öğrencilerin bilgisayarlarına ulaşarak yaptıkları iş hakkında bilgi edinebilirsiniz. Ayrıca, ödevleri bilgisayar yoluyla gönderip web adresleri de önerebilirsiniz. Öğrencilere adresleri göndererek öğrencilerin istenmeyen web adreslerine girmelerini de engellemiş olursunuz. Web adresini yazarken yapılan tek bir harf hatası bile, öğrencinin çok farklı bir adrese girmesine yol açabilir.

Sınıfa ait bir web sitesi oluşturun. Bu siteyle aileleri, okul ve sınıf konusunda bilgilendirebilirsiniz. Sınıf ve okul takvimi ailelerin sınav tarihleri ve özel günleri takip edebilmelerini sağlar. Günlük ödevlerle ilgili bilgileri ailelere yollayarak, evde ailelerin öğrencilerin ev ödevlerini gözlemelerini sağlayabilirsiniz. Kendi okul ve sınıf sitesi için hazırlayacağınız eğitim siteleri bağlantı listesiyle, aileler ve öğrenciler evden u sitelere bakma olanağı sunarsınız. Günlük ziyaret edilecek siteler listesi oluşturarak, öğrencileri ziyaret decekleri adresler konusunda yönlendirebilirsiniz. Bu yönlendirme çocuklar için uygun olmayan sitelerin ziyaretini engelleyecektir.

Masaüstü özelliklerini öğrenciler ne kadar az karıştırırlarsa o kadar az sorun çıkar. Masaüstü zemin resmini sürekli değiştiren öğrenciler için bir sınırlandırma getirmek gerekir. Örneğin ayda bir böyle bir değişikliğe izin verebilirsiniz. "Özellikler" bölümüne girip ikon ve font değişikliği yapma konusunda da sınırlandırma getirmeniz gerekir. Öğrenciler asıl olarak bilgisayarın oyuncak değil, bir eğitim aracı olduğunu kavramalılar.

Bu yüzden okulun ilk günü ilk ders saatinde mutlaka bilgisayar kullanımı sırasında öğrencilerin yapmamaları gereken davranış ve hareketleri açık ve net bir biçimde ortaya koymalısınız. Bu tür kurallara uymanın neden u kadar önemli olduğunu, kuralların onları korumak için konulduğunu, üzerine basa basa anlatmalısınız. Bu kuralların olduğu bir listeyi her öğrenciye göndermeniz ve bir örneğini de sınıfa asmanız kuralları öğrenmeleri açısından yararlı olacaktır. Ailelere de özellikle İnternet kullanımı konusunda uyarmanız iyi olacaktır. Ailelere bir toplantıda İnternet'in çok değerli şeyler sunmasının yanı sıra çocuklar için uygun olmayan siteler de barındırdığından söz etmek gerekir.

Sınıfta İnternet'in ya da bilgisayarların uygunsuz kullanımını gördüğünüzde geleneksel sınıf içinde karşılaştığınız kötü davranışlara nasıl tepki vermeniz gerekiyorsa yine öyle tepki vermelisiniz. Kötü davranış karşısında hemen tepki vermeniz ve bu davranışa uygun cezayı uygulamanız gerekir. Öğrenci bu davranışı kasıtlı yaptıysa örneğin, birkaç hafta bilgisayar kullanmama cezası verilebilir. Ödevleri ve derste yapılan her şeyi kâğıt kalem kullanarak yapabilirler. Araştırmaları İnternet üzerinden değil kütüphaneden referans kitapları kullanarak tamamlayabilirler.

Eğer öğrenci istenmeyen bir sayfaya yanlışlıkla girmişse ekranını hemen kapatmalı, durumu eğitmene bildirmelidir; ceza almamalıdır. İstenmeyen sayfadan çıkmak için kullanılacak geri düğmeleri ya da başka yöntemler kullanıcıyı benzer sayfalara yönlendirdiğinden ekranı kapatmak en iyi yöntemdir. Bunu öğrenciye öğretmelisiniz. Bu tür sayfalara girildiğinde durumdan aileleri ve okul yönetimini de haberdar etmelisiniz.

Bilgisayarda yapılan her iş ön bellek ve geçmiş kütüğü tarafından tutulur. Eğer öğrencilerin yıl boyu bilgisayarda yaptıkları tüm işlere bakmak isterseniz ön belleği kullanabilirsiniz. Bilgisayarda yapılan her işin bilgisayarın belleğinde ve ön belleğinde tutulduğunu öğrencilere de anlatmalısınız.

Yararlı Bilgiler
Dönem boyunca öğrencilerin yaptıkları işlerin tamamının kaydını tutmak ve hiçbirini silmemek akıllıca olur. Her şey iyi organize edilirse, yapılan iyi ödevleri daha sonraki yıllarda örnekleme aracı olarak kullanabilirsiniz. Ancak bir sonraki yıllarda gelen yeni öğrencilerin bir önceki yıldan kalan dosyaları ve dokümanları görmemesi gerekir. Yeni öğrenciler kendi konu klasörlerini kendileri oluşturabilmeli.

Öğrenciler beğendikleri resimleri her zaman kaydetmek isterler. Resimlerin toplu halde durduğu görüntü adlı bir klasör oluşturmayı öğrencilerinize göstermelisiniz.

Bilgisayarların boş olduğu ve öğrencilerin de paydosta olduğu zamanlarda öğrencilerin internette serbest gezinmelerine izin vermek sorunlara yol açabilir. Öğrencilere önceden oluşturduğunuz bir çocuk portalları listesi sağlamalısınız. Öğrenciler bu portallardaki eğitim etkinliklerine ulaşabilirler ve isterlerse projeleri üzerinde de uğraşabilirler.

Öğrencilerin projelerini okuldaki bilgisayar odasında tamamlamalarını istemek zorunda kalabilirsiniz. Çünkü kullanacağınız yazılımların çoğu öğrencilerin evlerinde olmayabilir. Bu yüzden bilgisayar sayısı ve bilgisayar laboratuarının boş olduğu zamanlar iyi tahlil edilerek öğrencilere ödev ve proje verilmelidir

Çevrimdışı asortik19

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.841
  • 2.803
  • Okul Müdürü
  • 4.841
  • 2.803
  • Okul Müdürü
# 21 Haz 2007 16:00:48
eğitim teknolojileri alanında en çok tartışılan ve araştırılan konu olan teknolojinin öğretim ve öğrenmeye nasıl verimli bir şekilde katkıda bulunabileceği irdelenmiştir. Çalışmalar, etkili bir teknoloji entegrasyonun, sadece bilgisayar becerilerini kazanmak değil, öğrencilerin araştırma yaptıkları, veri analiz ettikleri, bilgi ürettikleri ve işledikleri, kişisel ve toplumsal olarak paylaşılan anlamlar geliştirdiği, iletişim ve işbirlikçi görevler içeren bir süreç olduğunu vurgulamaktadır (Scheffler ve Logan, 1999; Jonassen, Peck ve Wilson, 1999). Dolayısıyla eğitimde teknoloji kullanımı ile; teknoloji farkındalığı veya teknoloji okuryazarlığından daha çok, öğrenme amacına uygun olarak analitik düşünme, problem çözme ve üst düzey düşünme becerileri gibi bilişsel davranışları destekleyici bir şekilde kullanılması vurgulanmaktadır (Jonassen, 2000; Williams ve Williams,1997). Literatür, verimli teknoloji kullanımının öğrencileri etkin, bireysel ve öz-güdümlü öğrenmeye teşvik ettiğini göstermektedir (Hadley ve Sheingold, 1993). Diğer taraftan, öğretmenlerin öğrenme ve öğretime dair pedagojik ve kuramsal inançları; teknolojiyi kullanıp kullanmadıkları ve nasıl bir şekilde kullandıklarına etki eden önemli bir unsur olarak belirtilmiştir (Honey ve Moeller, 1990; Hannafin ve Freeman, 1995; Ryba ve Brown, 2000).
    Özetle, bütünleştirici kuramla desteklenen teknoloji kullanımında;
1. Teknolojinin, öğretimin amacı veya içeriği olmaması gerektiği (Jonassen, 1991; McClintock, 1992)
2. Öğrenen ile zihinsel bir ortaklık fonksiyonunda, eleştirel ve üst düzey düşünme becerilerinin geliştirmesinin hedeflenmesi gerektiği (Jonassen, 2000)
3. Öğrencilere problem temelli öğrenme imkanları sunarak, problem çözme yeteneklerinin geliştirilmesini kolaylaştırdığı (Tretten ve Zachariou, 1995; Boaler, 1999)
4. Ses, video, metin, sanal gerçeklik ve benzeşimlerinin entegre edildiği hiper, çoklu ve web tabanlı ortam uygulamaları kullanılarak öğrencilerin görsel, işitsel ve iletişim kabiliyetlerini geliştirmesine olanak sağlandığı (Irving, 1991; Riddle, 1995; Ayersman, 1996; Thomas, 2000) yapılan çalışmalarda ortaya çıkarılmıştır.
    Diğer taraftan, davranışçı kuramla desteklenen teknoloji uygulamaları daha çok geleneksel, güdümlü ve doğrudan öğrenmede olduğu gibi,
1. Öğrenci-teknoloji etkileşiminin sınıf içi öğretmen-öğrenci etkileşimini yansıttığı
2. Öğrencinin edilgen olduğu, karar alma, öğrenmeyi yürütme ve yönetme gibi süreçlerin teknoloji tarafından kontrol edildiği
3. Genişletilmiş tekrar ve alıştırma etkinlikleriyle temel düşünme becerilerini geliştirdiği belirtilmiştir (Jonassen ve Reeves, 1996; Jonassen, 2000).
    Ayrıca, araştırmalarda bu yaklaşımın öğrencilerin ilgi ve dikkatini çekmede ve güdülenmeyi artırmada faydalı olduğu (Ertmer, Addison, Lane, Ross ve Woods, 1999) öğrencilerde teknolojiye karşı olumlu tutumlar geliştirdiği (Kulik, 1994) öğrencilerin kısa zamanda daha çok öğrendikleri (Kulik ve Kulik, 1991) bilgisayar yardımı ile hazırlanan benzetişimler içeren teknoloji destekli öğretimin geleneksel öğretime nazaran öğrencilere daha çok zihin etkinlikleri sağladığı görülmüştür.
    Bunların dışında, teknoloji kullanımı ile geleneksel öğretim metotları arasında herhangi bir farklılık bulunmayan deneysel çalışmalara da yer verilmiştir.
Sonuç
    Bu çalışmada, teknolojinin öğrenme aracı olarak etkili ve verimli bir şekilde kullanılmasının öğrencilerin başarılarında, tutumlarında, öğretmen ve arkadaşlarıyla olan iletişimlerinde gözle görünür bir değişim yapabileceği; etkileşimli, bireysel öğrenme ve üst düzey düşünme becerilerini geliştirebileceği sonucuna varılmıştır. Ayrıca, davranışçı öğrenme kuramı ile desteklenen teknoloji uygulamalarının temel düşünme becerilerini geliştirmesine rağmen, öğrencilerin etken olduğu ve bilişsel etkinliklere olanak sağlayan bütünleştirici kuramla desteklenen uygulamalar kadar etkili olmadığı görülmüştür. Dolayısıyla, etkili bir teknoloji entegrasyonu eğitim ve öğretim sisteminde köklü değişiklikler gerektirmekte ve bu süreçte en önemli görev öğretmen ve onları yetiştiren eğitim kurumlarına düşmektedir. Çünkü bilgili, hünerli ve iyi yetiştirilmiş öğretmenden yoksun bir teknoloji entegrasyonu eğitime hiçbir fayda getirmeyecektir.
 

Çevrimdışı nghnkprl

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 178
  • 54
  • 178
  • 54
# 21 Haz 2007 16:01:42
asortik19 öğretmenim teşekkür ederim. gerçekten çok güzel bilgiler göndermişsiniz. rehberlik sitelerinden mi edindiniz bu bilgileri öğretmenim?
tekrar teşekkür ederim...

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK