YENİLENE EĞİTİM PROGRAMINDA KARŞILAŞILAN SORUNLAR HAKKINDA BİR GÖRÜŞ YAZISI eKLİYORUM.bu GÖRÜŞLERE KENDİNİZDE BİR ŞEYLER KATARSANIZ HER HALDE RAPOR TAM OLUR.iŞE YARAMASI DİLEĞİYLE...
Yeni ilköğretim müfredatı 2004/2005 eğitim öğretim yılında gerçekleştirilen ve ciddi sorunlar yaşanan pilot uygulamaların ardından, içinde bulunduğumuz 2005/2006 eğitim öğretim yılından itibaren tüm ilköğretim okullarında uygulanmaya başlanmıştır.
Yeni ilköğretim müfredatının gerek hazırlanması ve gerekse uygulanması aşamalarında ortaya çıkan sorunlar, müfredat programının Türkiye'nin ekonomik ve toplumsal yapısına uygun olarak hazırlanmadığını göstermiştir. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan ve birinci yarıyıl ilköğretim okullarında uygulanan yeni müfredat programı, piyasacı eğitim politikaların bir ürünü olduğundan, Türkiye koşullarını yansıtmamaktadır.
Her şeyden önce müfredat programı, Türkiye'nin geleceğini yapılandıracağından bilimsel, demokratik ve ülke koşullarına uygun hale getirmek amacıyla üniversiteler, eğitim alanında örgütlü sendika ve diğer örgütler ile birlikte tüm toplumsal kesimler çerçevesinde tartışılarak hazırlanması gerekirdi. Ancak bu yapılmamıştır. Bu nedenle, müfredat programının uygulanması sürecinde yaşanan sorunların ve olumsuzlukların sorumlusu Milli Eğitim Bakanlığı'dır.
Milli Eğitim Bakanlığı, yeni ilköğretim müfredatının mükemmelliğini, başarılı olabileceği yönündeki olasılığını, eski programın ne kadar başarısız olduğunun üzerine oturtmuş, geçtiğimiz yıl yapılan pilot uygulamalarda yaşanan sorunları görmezden gelerek, 2005-2006 eğitim döneminin birinci yarı yılında tüm ilköğretim okullarında yeni müfredatı uygulamaya başlamıştır.
Eski müfredatın ezbere dayalı, düşünmeyen, sorgulamayan, tartışmayan bireyler yetiştirmeyi ilke edindiği elbette ki inkar edilemez. Ancak bu tespit, yeni getirilen müfredat programının "kusursuz" ya da "mükemmel" olduğu anlamına da gelmemektedir. Nitekim müfredat programının birinci yarıyıl uygulama sonuçlarına bakıldığında bu durum açık şekilde görülmektedir.
Eğitim Sen tarafından, yeni ilköğretim müfredat programının uygulanmasına ve derslere yönelik olarak, müfettişler, öğretmenler, veliler ve öğrencilerden gelen görüş, öneri ve eleştiriler değerlendirilmiş ve 45 ilden gelen raporlar birleştirilerek, müfredatta yer alan derslere yönelik görüşler kapsamlı bir rapor haline getirilmiştir. Rapordan çıkan sonuçları ana başlıklar halinde sıralamak gerekirse;
Yeni Müfredat ders konuları Avrupa Birliği'ne uyum çerçevesinde, Avrupa ve ABD'de okutulan ders konularından neredeyse bire bir kopya edilmiştir. Yeni müfredat, iddia edildiğinin aksine, Türkiye'nin özgün koşullarına göre hazırlanmamış, Türkiye'deki çeşitliliği ve zenginliği yansıtmamıştır.
li>Müfredat programında sosyal ve psikolojik beceri alanları ihmal edilmiştir. Öğrencilerin kendi iç dünyasına, duygularına, güdülerine, başkaları ile olan ilişkilerine ve davranış biçimlerine bakabilmeyi ve bunların farkında olabilmeyi öğrenmesi sağlanmalıdır. Öğrencilerin daha yapıcı davranış biçimlerini edinme şansına sahip olması sosyal ortam, grup çalışmaları veya edebiyat eserlerinin okunması vb sonucu kendi kendine edineceği davranış biçimleri değildir. Programların bu konuda ciddi eksiklikleri bulunmaktadır.
Yeni program ülkenin sosyo-ekonomik gerçekleri ile örtüşmemekte, ülkenin her köşesinde aynı koşulların geçerli olduğu varsayımına dayanmaktadır. Eğitimdeki eşitsizlik giderilmek yerine daha da derinleştirilmektedir.
Yeni ilköğretim müfredatının birleştirilmiş sınıflarda uygulanmasında ciddi sorunlar yaşanmıştır. Aynı salonda beş ayrı sınıf okutan öğretmenin, birleştirilmiş sınıfta aynı ortamı kullanmak zorunda kalması verimliliği azaltmıştır. Aynı ortamda farklı sınıflara yönelik etkinlik yapmak eğitimin niteliğini olumsuz etkilemiştir.
Programın yaşama geçirilmesinde kullanılması gereken araç gereç (laboratuar, CD, VCD, film, bilgisayar vb.) alt yapının yetersizliği. Ve devletin gerekli alt yapıyı hazırlamak yerine okula ve veliye havale etmesi programın uygulanmasını güçleştirmektedir.
Rekabet ortamı öğrencileri kolektif davranmaktan uzaklaştırmakta, "bireyciliği" ön plana çıkararak öğrenciler arasında düşmanca duyguların gelişmesine neden olmaktadır.
Programlar hakkında öğrenci ve velilerin yeterince bilgilendirilmemiş olmasından kaynaklanan sorunlar vardır. Bu durum, öğretmenler ve veliler arasında iletişim sorunlarının yaşanmasına neden olmaktadır.
Planlamalarda mevcut kitapların dışındaki kaynaklara yer verilmemesi, hatırlatma etkinliklerinin çok zaman alması nedeniyle ders işleme süresini kısaltmaktadır.
Araç gereç bulmada zorluklar yaşanmaktadır. Gerekli araçların çoğunlukla velilerden istenmesi, öğrenci velilerinin ciddi tepkilerine neden olmaktadır. Ayrıca, etkinliklerin uygulanması için çok fazla araç gereç kullanılması gerekmektedir. Araç gereçler kırtasiyelerde ve ilgili yerlerde bulunamamaktadır.
Ders kitabı, çalışma kitabı, defter, sözlük ve yazım kılavuzunun her gün okula getirilmesi, çocukların çantalarında ağırlık yapmakta ve ileri yaşlarda çocuklarda kemik hastalıklarının görülmesine davetiye çıkarmaktadır.
Eğitim Sen'in Önerileri;
İlköğretim programının uygulanması aşamasında piyasasının istekleri değil, toplumun gereksinimleri dikkate alınmalıdır. Çocuk, bireysel değerlerin (kavrayabilme, beceri geliştirebilme vb.) yanı sıra toplumsal değerlere (eşitlik, adalet, paylaşım, birlikte iş yapma vs.) göre de eğitilmelidir.
Müfredatta yer alan konu amaç, hedef, öğretim ilke, yöntem ve kavramların, çocukların sosyal ve kültürel gelişim düzeyine uygun olmasına dikkat edilmelidir.
Programın çocuğun doğasına uygun olarak uygulanması önemlidir. Örneğin öğretimde esas ve ağırlık, oyun, oyuncak gibi çocukluğun doğal dilini ifade eden öğeler üzerine kurulmalıdır.
Müfredatta bilgi ve değerler somut ve gerçekçi olmalıdır. Örneğin trafik konusu işlenirken, trafik kazalarının arasında yer alan bazı nedenlerin (demiryolu politikasının tercih edilmemesi, şoförlerin alkollü araba kullanması vs.) gerekçeleri çocukların anlayacağı bir dille anlatılmalıdır.
Müfredat programı kesinlikle sınav ve not sistemi üzerine kurulmamalıdır. Çünkü sınav ve not sistemi, geliştiren değil, eleyen ve seçen bir sistemin ürünüdür. Ölçme ve değerlendirme, öğretmen-öğrenci-veli üçgeninde kurulmalı ve sadece nicelik değil, niteliğin ölçülmesine ve geliştirilmesine önem verilmelidir.
Eğitim programının hedefi, "mutlu birey" değil, "gerçekçi ve çok yönlü insan" yetiştirmek olmalıdır. Çocuklar, istedikleri her alanda bilgilenme, beceri geliştirme ve değer kazanma hakkına sahip olmalıdır.
Ders kitabı ve çalışma kitabının ayrı ayrı olmasının yarattığı sorunların giderilmesi için okulların fiziki yapı ve donanımında uygun koşullar oluşturulmalı (öğrenciye ait dolap vb.).
Araç ve gereçlerin eğitim-öğretim yılı başlamadan okullarda ve sınıflarda hazırlanıp bulunması yararlı olacaktır.
Öğretmenlerin sene başı seminer günlerinde her ders için bir ünite seçilerek, örnek olacak şekilde işlenişleri CD'lerden izlenmesi faydalı olacaktır.
Çalışma kitaplarının tamamının taşınması öğrencilere biyolojik ve fizyolojik bakımdan yük olduğundan sağlık problemleri yaratabilir. Bunun yerine temaların fasikül olarak basılıp her ünitenin başında dağıtılması gerekir.
Okula başlama yaşına gelen çocukların gelişim özelliklerinin programa yansıtılmasındaki eksiklikler giderilmelidir. Yeni programın başarıya ulaşması için mutlaka öğretmen niteliği yükseltilmeli, bunun için öncelikle eğitim fakültelerinin sorunları için çözümler üretilmelidir.
Dünyanın en kusursuz müfredat programını da hazırlamış olsanız, eğitim sistemi açısından son derece önemli olan insan faktörünü göz önüne almadığınızda başarılı olmanız mümkün değildir. Milyonlarca çocuğumuzu eğitecek eğitim emekçilerinin ekonomik, sosyal ve özlük sorunlarına çözüm üretmek noktasında somut adımlar atılmaması başta eğitimin niteliği olmak üzere, müfredat programının uygulanmasında da sürekli sorunlar yaratacaktır.
Nitelikli eğitimin, öncelikle nitelikli personelden geçtiği gerçeği, yeni müfredat programının uygulanması aşamasında da kendisini göstermiştir. Büyük umutlarla uygulanmaya başlanan yeni müfredat programında yaşanan sorunlar ve eksiklikler, Eğitim Sen'in yapmış olduğu araştırma ile bir kez daha gün yüzüne çıkmıştır.
Yeni müfredat programının uygulanmasında ortaya çıkan sorunların ve eksikliklerin görülmesi ve giderilmesi için, öncelikle eğitim işkolunda yetkili sendika olan Eğitim Sen'in görüş ve önerilerinin Bakanlık tarafından dikkate alınması gerekmektedir. Programın uygulanmasında daha fazla sorun yaşanmaması, ileride karşılaşılacak olumsuzlukların önüne şimdiden geçilebilmesi için eleştiri ve önerilerimizin önemsenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Aksi taktirde, yıllardır yapısal hale gelen eğitim sorunları yine yaşanacak, ortaya çıkan olumsuzluklardan en fazla milyonlarca öğrencimiz ve eğitim emekçileri etkilenecek, fatura yine çocuklarımıza, başka bir ifade ile Türkiye'nin geleceğine çıkarılacaktır.