Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı seço58

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.343
  • 41.706
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.343
  • 41.706
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 21 Eyl 2011 17:31:48
İki şehri var gecenin, biri gözümde
tütüyor, birinin dumanı üstünde yağmur
gibi çöken siste, bana bu uykusuz
şehri niye bıraktın, göze alamadığım
bir şehrin yerine bütün şehirlerdesin,
gece değil istediğin hayli karanlık
bakışlı bir şehrin gözleriyle çarpışmak
hevesindesin! Gözlerini anlıyorum henüz
bağışlayabileceği gözleriyle çarpışmadı kimsenin;
gözlerimizi uzaklıklar değil ki yalnız
göze alamadığımız yakınlıklar da acıtır,
ve gözleri ancak gözler bağışlayabilir,
öyle acıyor ki gözlerim kim bağışlayacak,
sis değil, uykusuzluk değil, iki uzak
şehir gibi ayrılıktan kavuşmuyor gözlerim :
Biri hepimizle gözgöze gibi hala uykusuz,
biri sis içinde kirpiklerine kadar açık,
bu sessizliği kim bıraktıysa, göremiyorum
konuşkan gözlerinde tek sözcük bile,
gözlerimiz birbirine değmiyor gecenin iki şehrinde
Kimsenin kimseye gözü değmiyorsa, şiir niye ?

--Haydar Ergülen--

Çevrimdışı deniz_24

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 351
  • 974
  • 351
  • 974
# 22 Eyl 2011 10:16:15
düşündüğüm yer  
 
 
cahit sıtkı tarancı şiiri:

Yeryüzünde bir iklim
bir yer var ki sevgilim,
düşündüğüm orası,
bir ayva gibi olgun,
sert ve mayhoş havası.

Orada hiç işlenmemiş,
Bakışla kirlenmemiş,
Saf bir tabiat vardır,
Ve bir mevsim istediğin,
Gibi sonbahardır.

Orada gökler bakırdan,
Çadır kurmuş bir kervan,
Bir bulutlar diyarı,
Mat bir gümüştür sular
Şimşekli havaları.

Yaprağı solgun duran,
Dalları yorgun duran,
Ağaçlarında hele,
Bir yanık bülbül olmuş,
Geçmişi türkülerle...
Yadeder durur her kuş...

Orası izin midir,
Gölgen mi, aksin midir?
Yer, gök, su, kuş ve çiçek
O donuk güzellikler
Orda herşey sen demek,
O kadar sana benzer..

Sevgilim burdan uzak,
Uzaklarda yaşamak
Sevmek ve ölmek için,
Açılıp denizlere
Birgün gitsek mi dersin,
SANA BENZEYEN YERE...

Çevrimdışı banu2011

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.073
  • 3.654
  • Müdür Yetkili
  • 1.073
  • 3.654
  • Müdür Yetkili
# 23 Eyl 2011 10:05:03
senin için yasak dediler

Senin için yasak dediler.
 -Yasaklar çiğnenmek içindir dedim.
 Senin için imkansız dediler
 -Önemli olan imkansızı başarmak dedim.
 Senin için olmaz dediler.
 -Dünya da olmayacak şey yok dedim.
 Senin için zor dediler
 -Kolay olsaydı değeri olmazdı dedim.
 Onda bulduğun nedir ki dediler.
 -Herkeste arayıp bulamadığım dedim.
 Senin için o ne dediler.
 -Hayattaki gülen yüzüm dedim.
 Ona öyle nasıl bağlandın dediler.
 -Ben değil o ”bağladı” dedim.
 Oda senin gibi sevdimi dediler.
 İşte cevap veremediğim tek şey buydu.
 Eğer bunu bilmiyorsan vazgeç dediler.
 -”Vazgececek olsaydım sevmezdim” dedim
 Can Yücel

Çevrimdışı AKSA

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.564
  • 2.847
  • 1.564
  • 2.847
# 23 Eyl 2011 10:32:50
      SEVDİM SENİ BİR KERE

Sevdim seni bir kere
Başkasını sevemem
Deli diyorlar bana
Desinler değişemem
Desinler değişemem
Daha yolun başındasın
Değişirsin diyorlar
Oysa sana çıkıyor
Bildiğim bütün yollar
Sevgi anlaşmak değildir
Nedensiz de sevilir
Bazen küçük bir an için
Ömür bile verilir

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.100
  • 2.904
  • 12.100
# 23 Eyl 2011 11:21:28
Anlar


 Eğer, yeniden başlayabilseydim yaşamaya,
 İkincisinde daha çok hata yapardım.
 Kusursuz olmaya çalışmaz,sırtüstü yatardım.
 Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar,



 Çok az şeyi ciddiyetle yapardım.
 Temizlik sorun bile olmazdı asla.
 Daha çok riske girerdim.
 Seyahat ederdim daha fazla.
 Daha çok güneş doğuşu izler,

 Daha çok dağa tırmanır,daha çok nehirde yüzerdim.
 Görmediğim bir çok yere giderdim.
 Dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye.
 Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine.

 Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım .
 Yeniden başlayabilseydim eğer,
 yalnız mutlu anlarım olurdu.
 Farkında mısınız bilmem. yaşam budur zaten.
 Anlar,sadece anlar.Siz de anı yaşayın.

 Hiçbir yere yanında su,şemsiye ve paraşüt almadan,
 Gitmeyen insanlardandım ben.
 Yeniden başlayabilseydim eğer ,
 hiçbir şey taşımazdım.
 Eğer yeniden başlayabilseydim,

 İlkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım.
 Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla.
 Bilinmeyen yollar keşfeder,
 güneşin tadına varır,
 Çocuklarla oynardım,
 bir şansım olsaydı eğer.
 Ama işte 85'indeyim ve biliyorum...

 ÖLÜYORUM....

Arjantin-1985 Jorge Luis Borges

Çevrimdışı banu2011

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.073
  • 3.654
  • Müdür Yetkili
  • 1.073
  • 3.654
  • Müdür Yetkili
# 23 Eyl 2011 13:32:30
Yürüyelim Seninle İstanbul'da

Kırmızıyı sevdiğini bilseydim
hayallerim kıpkırmızı olurdu

İstanbul hala güneşin ardında
ufuklarında birkaç kara leke
birkaç kan pıhtısı dudaklarında
İstanbul hala sevimli mi sevimli
ve hala bir tomurcuk tadında
yürüyelim seninle İstanbul'da

korkusuz bir rüyadır
bekler bizi Beykoz'da, Üsküdar'da
birkaç kuğu, birkaç mahzun kuştüyü
yenilgisiz bir muamma gibidir
arar buluşmayan ellerimizi
deli rüzgâr yine sarhoş, hovarda

tam orada, Çamlıca yokuşunda
birkaç bulut çekelim gökyüzünden
damarlarımızdan geçirelim ve birden
bırakalım suların üzerine
sen bir defa konuş, sen bir defa gül
kumlu ebrular yapalım seninle
serpmeli ebrular, bülbülyuvası
hercaimenekşe, gonca ve sümbül

yüzün bir ay gibi parlarken gecenin ortasında
yürüyelim seninle İstanbul'da
boğaziçi mağrur türkülerini
gözlerine baka baka söyleyin
martılar üşüyünce
denizin sıcağında bulsunlar kalbimizi

anlayabilir misin
neden çıban gibi büyür bağrımda
büyürde kelebek olur bu sızı
kırmızıyı sevdiğini söyledin
bu yüzden mi günlerdir
İstanbul'da gül kokusu yayılan
tepeler kırmızı, sular kırmızı

İstanbul bilmeli ki, sahillerine
mehtabı taşıyan senin bakışlarındır
İstanbul bilmeli ki, limanlardan gemiler
önce senin yüreğine açılır
uzaklarda bir yerde
toprağı öpmek için eğilen bahçıvanın
parmaklarında hüzün
sana doğru akan nehrin
ağlayan suretidir

bir elimizde umut
bir elimizde sevda
yürüyelim seninle İstanbul'da
musiki kesilsin, tükensin yazı
çaresiz kalınca mızrap ve şiir
ozan bir kenara bıraksın sazı
ressam fırçasına neden mi kızgın
tuvalde çizgiler, renkler kırmızı
kırmızıyı sevdiğini bilince
çekilir mi artık güllerin nazı

Anadolukavağı'nda her akşam
burcu burcu bir rüyadır hayalin
karanlık, hüznünü düşürür dağa
kuşlar kanat çırpar, yıldızlar ağlar
endamın her sabah iner toprağa

hasret, yanlızlığı çoğaltan deniz
ayrılık acıyla süzülür kandan
nefesin fermandır Topkapı Sarayı'nda
dönüşünü bekliyor rıhtımda şehzadeler
öylesine yorgun, mahzun ve candan

İstanbul bir yanımda, sen bir yanımda
uykusundan uyanınca fırtına
dalgalar türkümüze aşina olur
yüzümüze bakınca deniz fenerleri
sahibini arayan gemilerin
çığlığıyla vurulur

tarih heyelandır hainlerin ardında
İstanbul tarihin soylu anası
biz bu yürüyüşü çiğdemlerden almışız
sevdayı kız kulesi'nden
yalıların burukluğu altında
geçiyoruz sokaklardan delice

anlayabilir misin
beyoğlu'nda gezinen
hayal kırıklığının benden türediğini
anlayabilir misin
kırmızı neden böyle
doldurur aynalara inleyen yüreğimi

sana giden yolların kavşağında
bir adam direniyor izini bulmak için
siliyor tanyerine akan alın terini
ufkunda sapsarı umudun rengi
mavi yitik, beyaz kızgın ve siyah
arıyor sessizce kaybolan günlerini

Gülhane'de simit satan çocuklar
nasıl anlasınlar ellerimizin
neden böyle çekingen olduğunu
Ayasofya önünde tramvay bekleyenler
gökyüzüne dokunurken bu acı
kimdir diye sorsunlar içlerinden
birlikte yürüyen iki yabancı

biz gitsek de, İstanbul'da yine de
yıllar yılı gezinmeli bu sızı
benden bir yaralı şiir kalmalı
senden bir tebessüm, bir de kırmızı

Çevrimdışı banu2011

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.073
  • 3.654
  • Müdür Yetkili
  • 1.073
  • 3.654
  • Müdür Yetkili
# 23 Eyl 2011 13:40:08
 Aç Gözlerini

En sevdiğin elbiseni giydim
Bu gece kokunu sürdüm
Solgun yüzünü okşadım
Sessizce saçlarından öptüm
Yazdığın mektupları okudum
Kana kana su içer gibi
Plaklarını çaldım ah!
En çok o şarkıda özledim seni..

Issızlık kapıyı çaldı, açmaya korktum
gece yarısı
Şehir uykuya daldı, baktım dışarıya
katran karası
Rüzgar telaşla kokunu getirdi bana
aldım koynuma
Buseni hafızamdan koparıp
iliştirdim dudaklarıma
Üşüdüm karanlıkta
Tenine dokundum hissetsin diye
Aç gözlerini..

Erguvanlarına su verdim
İçerken benimle konuştular
Yastığını okşadım, kokladım
Anılar uçuştular.
Soluğun saçlarımı yaladı sanki yine
bir meltem gibi
Teninin kokusu karıştı kokuma
Yakıştılar..

Boğuldum karanlıkta
Yanı başımdasın benden çok
uzaklarda
Ellerimi tut dokun bana
Aç gözlerini..

Attım kendimi caddelere
Yeşil ceketin sardı beni
Yürüdüm üstüne karanlığın korkusuz
Tuttum ellerini...


Can Dündar

Çevrimdışı maviii35

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.341
  • 9.124
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 4.341
  • 9.124
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 23 Eyl 2011 14:41:11
Bugün Yine Çok Güzelsin Hayat
seni Sevdiğimi Söylemek Geliyor İçimden
güvercinler Uçuyor Hiç Tanımadığım İnsanlara Yüreğimden
yine Sana Sımsıkı Tutunmaya Çalışıyorum
sen De Birazcık Tutsan Ya Ellerimden..
bugün Yine Çok Güzelsin Hayat...
herşeye Rağmen...

Çevrimdışı AKSA

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.564
  • 2.847
  • 1.564
  • 2.847
# 23 Eyl 2011 15:47:56
                 BİTANEM.....
Sevdim seni birtanem
Düşünmeden umutsuzca
Hep sen vardın hayalimde
Sevdim seni birtanem...
Sende imkansızlığı sevdim
Sonu olmayan bir düşü
Bazen tek kelimenle yıkıldım
Yanağımdan düşen iki damla oldun
Bazen mutlu etti tek kelimen
Bir tebessüm oldun yüzümde
Karanlık gecelerde seni çektim
Nefes nefes içime
Haykırdım defalarca kendime
Neden neden seviyorum diye
Biliyorum yollarımız ayrı seninle
Söz dinletemedim şu garip gönlüme
SEVDİM SENİ BİR TANEM ÇOK SEVDİM...

Çevrimdışı yiğidoğ

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 43
  • 363
  • 43
  • 363
# 23 Eyl 2011 18:01:50
Gönülde hasret

Senden uzaklarda ömer benim geçmiyor günüm
Duygum hasret,gönlüm hasret,can sana hasret.
Hasret ile de geçiyor benim bu talihsiz ömrüm
Sevgide hasret, yürekte hasret, gönülde hasret

Karanlık yanalız geceler, duygularım ise düşte
Bana inat olsun diye dallarda bülbüller ötüşte
Yaşam denilen çileli, cefalı karmaşık dövüşte
Sevgide hasret, yürekte hasret, gönülde hasret
.


Halil ÇOLAK 07.12.09
ANKARA

Çevrimdışı handsome

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.263
  • 3.457
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 1.263
  • 3.457
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 24 Eyl 2011 20:04:50
Sen İstanbul Kokardın

Martıların gözlerinden dinledim
İstanbul'un boğazı yanmış dün gece
Yıldızlar şahitlik etmiş, güya suçlu benmişim
Oysa can, yemin olsun yanağımdan süzülen denize
Ben bu şehre yüreğimi içirmedim

Göklerden hicran yağdı, İstanbul'lu bir geceydi
Yere düşen her damlanın yüreğinde sen vardın
İsmin dudaklarımda idamlık bilmeceydi
Yalansa kahrolayım, sen İstanbul kokardın

Sevda dediğin gülüm bir busedir dudağımda
Bıçak gibi, yasak gibi, kan gibi...
Utanır, intihar ederdi ölüm,
Hayata rest çekip ağladığımda,
Korkak gibi, tutsak gibi, yaşanmamış an gibi...
Ben lal olmuş bülbülüm, sen deli gülsün bağımda
Toprak gibi, yaprak gibi, candan özge can gibi
Kuş uçmaz kervan geçmez dağımda,
Kah aşkı yağan kar tanesi
Kah Leyla tüten rüzgardın
Zambak gibi leylak gibi,
Sigaramda duman gibi
Sevdiceğim, sen İstanbul kokardın

Dayadım ondörtlüyü İstanbul'un şakağına
İstediğim gül içmekti gözlerinden bir yudum
Seni sordum gündüzlerce bu şehrin her sokağına
Söylemedi, inat ettim gece seni uyudum

Ben bir sana, bir bu şehre gül dedim
Ayla toprak şahittir, şahittir denizle gece
Sensizken, İstanbul'da bir kez olsun gülmedim
Yıllar kapımı çaldı, ellerinde vur emri
Yokluğun var sen yoktun, ölüm geldi ölmedim
Ağladım yüreğimde sen, sende divane İstanbul
Aşkından hatıra dedim göz yaşımı silmedim
Ben bir sana, bir bu şehre gül dedim
Belki de can ben bu şehri güller için çok sevdim

Gözlerimden dökülen yaş denizi ıslatıyor
Sevda kilim, hasret nakış, gönül derdi dokuyor
Çatlayası deli yürek 'sen sen' diye atıyor
Oy gece gözlüm oy, İstanbul seni kokuyor
 
Serdar Tuncer
 
 

Çevrimdışı bilaldikici

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 2.512
  • 57.274
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 2.512
  • 57.274
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 24 Eyl 2011 21:49:49
Nur-ı Aynım

Susmak bir karanlığın başka bir karanlığa
Karışıp yanmasıdır bakışlarında senin
Bir ömrün eylülünde sararmış yine toprak
Bulut bir bezirgânın saçlarını arıyor
Ben hangi mağaranın en ücra köşesinde
Hangi yitik nehrine gömülmüşüm acının

Bir kez olsun eğil de, denizin kalbine bak
Susmak yine o yangın, yine mahkûm bir keder
Nur-ı aynım, ıslak bir karanfil mi gözlerin
Her yaprağı nazenin, her çizgisi ağlamak

Sustum; pencereleri yağmurludur şiirin
Kırılgan bir kapının ardında kaldı gökler
Ellerim unutulmuş bir günün kıyısında
Demek ki her lâmbası bana kızgın sokağın
Yalnızlığa koşuyor bahçelerden ölüler
Demek ki, ben en garip sahrasıyım bu çağın

Bir kadın ayrılığın köprüsünden bakıyor
Bir köle bir sultanı bekliyor uykusunda
Ey bahar cellatları, akşam yüzlü sefiller
Kuyudan gelen sesi duyalım, bir susun da

Kuruyan çeşmelerden akmayı mı öğrendin
Aynalarda ruhunu kaybeden şairlerin
Sisli vadilerinden bakıyor gölgeleri
Züleyha bahtımızı yakıyor kuytularda
Senin kalbinde bahar, baharın kalbinde kış
Kar tanelerinde can üşüyor ağlayarak

Ey körebe oynayan hayallerim, gitmeyin
Bırak uçsun öteye düşlerimi, ey fanus
Bir rüyadan gelip de içime düşen çığlık
Ya götür beni burdan, ya da ebediyen sus
 
Nurullah Genç..

Çevrimdışı maviii35

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.341
  • 9.124
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 4.341
  • 9.124
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 24 Eyl 2011 23:35:43
mavi...
yaşamdır...
alıp başını gitmedir...
soru sormadan anlamadır...
dinlemedir..
kavramadır...
derinliktir....
ve işte onun için deliliktir...

Çevrimdışı aslı_80

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.080
  • 12.051
  • Öğrenci Velisi
  • 2.080
  • 12.051
  • Öğrenci Velisi
# 24 Eyl 2011 23:57:40
Bazen
Yıldızları süpürürsün, farkında olmadan,
Güneş kucağındadır, bilemezsin.
Bir çocuk gözlerine bakar, arkan dönüktür,
Ciğerinde kuruludur orkestra, duymazsın.
Koca bir sevdadır yaşamakta olduğun, anlamazsın.
Uçar gider, koşsan da tutamazsın...

William Shakespeare

Çevrimdışı sina05

  • B Grubu
  • 6.545
  • 16.677
  • 6.545
  • 16.677
# 25 Eyl 2011 00:01:36
Suskun

Sus, kimseler duymasın.
Duymasın ölürüm ha.
Aydım yarı gecede
Yeşil bir yağmur sonra...
Yağıyor yeşil.

En uzak, o adsız ve kimselersiz,
O yitik yıldızda duyuyor musun?
Bir Stradivarius inler kendi kendine,
Yayı, reçinesi, köprüsü yeşil.
Önce bendim diyor ve sonra benim...
Ölümsüz, güzel ve çetin.
Ezgisidir dolaşan bütün evreni,
Bilinen, bilinmeyen ıssızlıkları.
Canımı, tüylerimi sarmada şimdi
Kendi rüzgarıyla vurgun...
Sarıyor yeşil.

Rüya, bütün çektiğimiz.
Rüya kahrım, rüya zindan.
Nasıl da yılları buldu,
Bir mısra boyu maceram...
Bilmezler nasıl aradık birbirimizi,
Bilmezler nasıl sevdik,
İki yitik hasret,
İki parça can.
Çatladı yüreği çakmaktaşının,
Ağıyor gök kuşaklarının serinliğinde
Çağlardır boğulmuş bir su...
Ağıyor yeşil.

Yivlerinde yeşil güller fışkırmış,
Susmuş bütün namlular...
Susmuş dağ,
Susmuş deniz.
Dünya mışıl-mışıl,
Uykular derin,
Yılan su getirir yavru serçeye,
Kısır kadın, maviş bir kız doğurmuş,
Memeleri bereketli ve serin...
Sağıyor yeşil.

Aydım yarı gecede,
Neron, çocuk kitaplarında çirkin bir surat,
Ve Sezarsa, bir ad, yıkıntılarda.
Ama hançer taşı sanki
Koca Kartaca!
Hani, kibrit suyu vermişlerdi üstüne
Bak nasıl alıyor, yiğit,
Binlerce yıl da sonra
Alıyor yeşil.

Vurur dağın doruğundan
Atmacamın çalkara,
Yalın gölgesi.
Kuş vurmaz, tavşan almaz,
Ama aç, azgın
Köpek balıklarıydı parçaladığı
Bak, Tiber saygılı, suskun.
Bak nilüfer dizisi zinciri.
Bunlar bukağısı, kolbağlarıdır,
Cihanın ilk umudu, ilk sevgilisi,
Ve ilk gerillası Spartakus'un.
Susuyor yeşil.

Sus, kimseler duymasın,
Duymasın, ölürüm ha.
Aymışam yarı gece,
Seni bulmuşam sonra.
Seni, kaburgamın altın parçası.
Seni, dişlerinde elma kokusu.
Bir daha hangi ana doğurur bizi?

Ruhum...
Mısra çekiyorum, haberin olsun.
Çarşılarin en küçük meyhanesi bu,
Saçları yüzümde kardeş, çocuksu.
Derimizin altında o ölüm namussuzu...
Ve Ahmedin işi ilk rasgidiyor.
İlktir dost elinin hançersizliği...
Ağlıyor yeşil.
 
Ahmed Arif

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK