Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 20 May 2015 09:22:28
...
Bahara sitem söyleyin,
Şu çöken ömrümüze mevsimi matem söyleyin.
Beni böyle yalın yürek saldı kara sevdalara,
Ne bir karış toprak ne bir kaç çiçek,
Kahrımız çökmüş bağlara...
Hoyrat acılarda susmuşum,
Suz-i nak destanlar dökülmüş sehpalara...
Bahara sitem söyleyin,
Bundan böyle bizim ele gelmesin...
Şafağa ecel söyleyin,
Yollar çekse yüreğimi durmaz gelirim.!
Tenhalarda dizlerini dövmesin,
Uhrevi sabahlar ayırdım kalan ömrü..
Neyleyim neyleyim yalan ömrü,
Ben bir gelincik soyluyum..
Gamlı sevdalar dokurum geceleri duvarlara,
Nesi var isyankar ağıtlar gibi yarım türküler yaşadıysam,
Kan-u ter yaşadıysam nesi var..
Şafağa ecel söyleyin.
Her sabah güne karşı türkümüzü söylesin.


...
Suleyman Ağabaydilli

Çevrimdışı ferdem

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.415
  • 27.386
  • 4.415
  • 27.386
# 20 May 2015 10:05:47
Seni Seven Aşıklar
 
Seni seven aşıkların
Göz yaşı dinmez imiş
Hem seni maksud edenler
Dünya ahret onmaz imiş
 
Ölmez imiş aşık canı
Hiç dağılmazmış teni
Aşk kimi kim kıldı fani
Ana zeval ermez imiş
 
Gönlün sana verenlerin
Eli sana erenlerin
Gözü seni görenlerin
Devranlaru dönmez imiş
 
Aşkına düşen canların
Yoluna baş verenlerin
Aşk bülbülü olanların
Kimse dilin bilmez imiş
 
Kim ki gerçek sever seni
Yoluna kor teni canı
İster seni dün ü günü
Huri’ye aldanmaz imiş
 
Aşkın ile bilişenler
Senin ile buluşanlar
Sen Sultan’a ulaşanlar
Ebedi ayrılmaz imiş
 
Yok yoluna gelenlerin
Hakk’ı gerçek sevenlerin
Nişanı budur anların
Mala cana kalmaz imiş
 
Sen Leyli’yi görenlerin
Mecnun olup kalanların
Kendüzünden varanların
Kimse halın bilmez imiş
 
Eşrefoğlu Rumi senin
Yansın aşk oduna canın
Aşk oduna yanmayanın
Kalbi safi olmaz imiş
 
Eşrefoğlu Rumi

Çevrimdışı harslan05

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.416
  • 70.035
  • 3.416
  • 70.035
# 20 May 2015 11:09:14
 GÖKYÜZÜ

Manzara uyanır doğrular kendini
Neden sonra gökyüzü gelir
Aynasını tutar

İlhan Berk


Çevrimdışı TANAĞRISI

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 153
  • 4.189
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 153
  • 4.189
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 20 May 2015 12:21:41
SEVGİLİNİN YAKINLIĞI
Seni düşünüyorum, güneşin ışıkları denizden aksedince
Seni düşünüyorum, ayın pırıltıları kaynaklara vurunca.
Seni düşünüyorum, uzak bir yol üstünde tozlar havalanırken,
Karanlık bir gecede, dar bir tahta köprüde bir yolcu ürperirken.
Seni düşünüyorum, boğuk uğultularla orda yükselirken dalgalar.
Kulak kesilmek için koruluktayım, sık sık her şeyin sustuğu anlar.
Uzakta olsan bile ben senin yanındayım, sende yakınımdasın.
Güneş batıyor, biraz sonra, beni ışıtacak yıldızlar ne olurdu burda
Yanımda olsaydın
Goethe

Çevrimdışı su100

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 108
  • 1.217
  • 108
  • 1.217
# 20 May 2015 12:26:21
ACIYI AŞKA YAMA YAPTIM...

Bitiyor zaman.
Tüm saatler kum saatinin içinde birbiri üstüne yığılıyor.
Sahte mutluluklar giyiniyor sözcükler.
Sen-ben savaşında imtiyazsız yarınlara bugünden açıyorum gözlerimi.
Savaşacak kadar bile yakın olmayışımızı bilirim.
Bilirim, acı verişindir bu kadar sözcük dizdiren.
Ömrümü ömrünün ardında sürüyen...
Aynaları kırıldı mutluluğumun.
Söz dinlemeyen yanımı artık çok iyi tanıyorum.
Ayağım takılıyor bir acıya ve yokluğunun üstüne düşüyorum.
Hala üşüyorum...
İğne deliğinden geçiriyorum sevdayı.
Sen oluyor nakışımın adı.
Bir an sen oluyorum anlayışsız, vurdumduymaz...
Sonra bana dönüyorum. Bak hala ağlıyorum...
Harf harf işlerken kelimelerimi,
şimdiden yerleştiriyorum acılarımı parmaklarımın ucuna.
Son düşen cemreyi de ayırıyorum payıma.
Kapatıyorum gözlerimi.
Hadi git yâr, geldiğin gibi.
Acıttığın yerden tüm acılarımı da topla git hadi.
Anlamadım yâr Sen mi yâr olmadın yoksa ben mi yarenlikten uzaktım?
Hangi kıyıya vurmuştu aramızdaki eksik o taş?
Hangi şarkıda yarım kalmıştı notamız?
Hangi satır içine sığdırabilmişti de seni; sen bulunmazım olmuştun?
Ah yâr sana bağlamazsam sözcüklerimi,
hep anlamsızlık oluyor yüreğimin dili. S
ana bağlandığında da gözyaşına paralel oluyor.
Yok, mu önümde senden gayri gidecek bir yol?
İçim yine aynı mısra'ları tekrarlıyor..
Yamaçlarımda senli güzel düşerim var
Ama düşlerime damlayan zehir de sensin yâr
Bulamadım yâr.
Seni bu kadar ararken kendime bir mutluluğu da bulamadım.
Zamandan bir bir çalıp saatleri sızlayan yanlarıma kattım.
Ben acıyı aşka yama yaptım.
Hafife almadım duyuları.
Kuytu köşelerde ölümüne besledim sevdayı.
Acıydı bildiğim aşkın ön adı. Hiçbir şehre sığmadı yüreğim.
İstanbul sen de yüreğimi ayaklarına doladın.
Ve sen düştün ben kanadım.
Ezildim, yarama yine koskoca bir kenti bastım.
Büyük bir uykudan ibaret sandım satırlarda yaşamayı.
Kelimeleri vurdum kumsallara.
Canımı ağrıttım ardında.
Ve bir taş daha attım içimin karanlık dehlizine.
Hüzün meskenine kilitli aşk hangi makamı kabul ediyordu ki sözlerine?
Hangi yaram düşlerimi sana vurduğumda acı damlatmıyordu?
Gerçeğimde olmayan yâr gönlümden git!
Hadi git! Ben sarsılan bir şehrin enkazı olmaya razıyım.
Ben, yine kâbuslar saklarım yatak başlarımda.
Ve sana şiirler biriktirmekten vazgeçerim.
Sessizliğimin sesini dinlerim bir sonbahar sabahında...

KAHRAMAN TAZEOĞLU

Çevrimdışı GÜLCE90

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.488
  • 16.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 2.488
  • 16.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 20 May 2015 12:45:55
Bugün sevgililer günüymüş,
Kimin umurunda?
Sen sevgili değil ki "yar"sın bana...

Sevgili dedikleri ile bizi yanyana düşünüyorum da;
Kimse yar değil sanki birbirine
Bizden başka...

Bedirhan Gökçe

Çevrimdışı ogrtmn35

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 17.440
  • 177.492
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 17.440
  • 177.492
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 20 May 2015 16:33:42
Ben, bir bu dağları eskitemedim,
Bir de sana düşmüş yüreğimi…
Gittiğim yolları hiç hesaba katma!
Düşünü görmediğim uykular zaten haram.
Gökyüzünü boyayacak zaman da kalmadı…
Haydi sar kolarını…
“Ayrılık” diyeceğim,
Dilim varmıyor…
Daha yeni söylemiştim;
Hoş geldin
Eskiyen yüzümün yeni gülümseyişi
Hoş geldin!
Saatin zembereği boşaldı.
Bodrumlu Balıkçı İsmail
Çoktan denize açıldı.
Antalya’da barlar kapanalı
Yaklaşık bir saat,
Kars’ta saçakları çatıların,
Hala buzları taşımakta.
Ve ben hala üşümekteyim
Sensizlikten.
Düşlerimi hiç terk etmedin…
Hoş geldin
Eskiyen yüzümün yeni gülümseyişi
HOŞ GELDİN !
TAYFUN TALİPOĞLU

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.162
  • 229.906
  • 29.162
  • 229.906
# 20 May 2015 18:48:41
Ne kadar küçük şeylere ağlardık;
bir tutam saç, bir oyuncak araba, bir bebek..
Şimdi büyüdük..
Çok büyük olaylar bile ağlatamıyor bizleri;
ölümler, iflaslar, savaşlar..
Şimdi daha mı güçlüyüz,
yoksa daha mı alışkın?
Hayatı öğrenmek,
alışmak mı acaba?..
Sunay Akın

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 20 May 2015 20:10:46
Zamansız bir ölümün yankısıdır,

yeni yiten bir baharın yası kuruyor balkon demirlerinde.


Kim bilir ler...
Acaba lar...
Bütün çoğul ekiyle kurulu cümleler nihayetinde.

Kundaklarımız, sandıklarımız.

Ne güzel demişti Ömer Hayyam,

"bitti mi oyun sandıktayız hepimiz."


Zaman bitmeden, bitmeden ...
bitmeden bu oyun,
gitmeden

gel.

Çevrimdışı rukiyeARZU06

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 194
  • 3.166
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 194
  • 3.166
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 20 May 2015 23:23:24
Çanakkale Şehidlerine   

Şu boğaz harbi nedir, var mı ki dünyada eşi?
En kesif orduların, yükleniyor dördü beşi

Şüheda gövdesi, bir baksana dağlar taşlar...
O, rüku olmasa, dünyada eğilmez başlar,

Yaralanmış tertemiz alnından uzanmış yatıyor;
Bir hilal uğruna ya Rab, ne güneşler batıyor!

Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer.

Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid'i...
Bedr'in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi...

Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
"Gömelim gel seni tarihe!" desem, sığmazsın.

Herc ü merc ettiğin edvara yetmez o kitab...
Seni ancak ebediyyetler eder istiab.

"Bu, taşındır" diyerek Kabe'yi diksem başına;
Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;

Sonra gök kubbeyi alsam da, rida namıyle,
Kanayan lahdine çeksem bütün ecramıyle;

Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan;
Yedi kandilli Süreyya'yı uzatsam oradan;

Sen bu avizenin altında, bürünmüş kanına,
Uzanırken gece mehtabı getirsem yanına,

Türbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile avizeni lebriz etsem;

Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...
Yine bir şey yapabildim diyemem hatırana.

Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili sultanı Salahaddin'i,

Kılıç Arslan gibi iclaline ettin hayran...
Sen ki islamı kuşatmış, doğuyorken hüsran,

O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, ruhunla beraber gezer ecramı adın;

Sen ki; a'şara gömülsen taşacaksın... Heyhat,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihat...

Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber.

Mehmet Akif Ersoy
OTUZ BEŞ YAŞ ŞİİRİ
Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allahım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
Zamanla nasıl değişiyor insan!
Hangi resmime baksam ben değilim.
Nerde o günler, o şevk, o heyecan?
Bu güler yüzlü adam ben değilim;
Yalandır kaygısız olduğum yalan.
Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;
Hatırası bile yabancı gelir.
Hayata beraber başladığımız,
Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;
Gittikçe artıyor yalnızlığımız.
Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç farkettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
İnsan bu yaşa gelince anlarmış.
Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!
Her yıl biraz daha benimsediğim.
Ne dönüp duruyor havada kuşlar?
Nerden çıktı bu cenaze? ölen kim?
Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar?
Neylersin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak.
Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında.
Cahit Sıtkı TARANCI

Çevrimdışı GÜLCE90

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.488
  • 16.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 2.488
  • 16.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 21 May 2015 09:10:02
Bana yaşadığın şehrin kapılarını aç,
Sana söyleyeceklerim saymakla bitmez.
Yıllardır yaşamımdan çaldığım zamanlar
Adına düğümlendi..

Bana yaşadığın şehrin kapılarını aç,
Başka şehirleri özleyelim seninle,
Bu evler, bu sokaklar, bu meydanlar
İkimize yetmez..

Özdemir Asaf

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 21 May 2015 09:20:39
Ne kadar uzaksa bir felaket sizden o kadar mutlusunuz
Unuttunuz başkalarının acısını duymayı
Küçük çıkarların büyük kurnazları
Alışverişe döndü tüm ilişkileriniz, hesaplı, planlı
Sevgileriniz ayaküstü, ilgileriniz koşaradım
Unuttunuz konuşmayı kendinizi vererek
Düşünmeden bir başka şeyi, içten yalın dürüst
Dışa vurmayı duygularınızı
Unuttunuz, neydi bir ince söze yakışan en güzel davranış.

Şükrü Erbaş

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.162
  • 229.906
  • 29.162
  • 229.906
# 21 May 2015 19:17:29
Yağmur düştü yolumuza,
Dolu kar vurdu.
Yiğit yiğide yanaşmak,
Yine kar oldu.
Gönül, gönüle değince yol mu dayanır?
Hey dost, yol mu dayanır?
Arif olan söylemişti.
"Bu yol çetindir"!
Gözümün nuru peygamber,
O da yetimdir.
Dönüp hakka yürüyünce yol mu dayanır?
Hey dost, yol mu dayanır?
Zaman, sevdamıza gebe,
Asla bükülme,
Elbet bu yol düze çıkar.
Sakın dökülme,
Gönül gönüle değince yol mu dayanır?
Hey dost yol mu dayanır?

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 21 May 2015 20:15:55
Böyle Sevdim İşte

Ben seni kocaman bir yürekle sevdim.
Gözlerim değil, yüreğimdi senigören.
Sen damarlarımdaki kana karışıp, geldin oturdun yüreğime.
Bir başka yerde olamazdın zaten.
Sen, benim en değerli yerimde,
yüreğimde olmalıydın, orada kalmalıydın.
çok aşka ev sahipliği yapan bu yürek,
ilk kez bu kadar kolay kabullendi seni.
Herhangi bir konuk değildin artık.
Bu yüzden ne ağırlama faslı vardı, ne de uğurlama.
O yüreğin gerçek sahibiydin.

Şimdi sonbahar, kışa giriyoruz ya... Ben dört mevsim baharı yaşadım seninle.
çiçek çiçek açtın yüreğimde.
Gökkuşağı zayıf kaldı, senin renklerin karşısında.
Taze bir yaprak gibi yeşildin. Açelya idin pembeliğinle.
Üzerine çiğ taneleri düşmüş sarı güldün. Kırmızıydın bir ateş gibi.
Ve maviydin... En çok bu renkle anmayı sevdim seni.
Denize tutkundum, denizi sensiz, seni de denizsiz düşünemedim.

Seni severken dünyayı da sevdim ben, insanları da...
Kendime bile dar gelirken, içinde herkese yer olan bir hayatın sahibiydim artık.
En kızgın, en tahammülsüz olduğum anlarda bile, seni düşünmek yetti bana.
İçimdeki sevinç yüzüme yansıdı, güldüm.
Beni öylesine güldüren senin sevgindi ve  ben kaygısız,
içten gülüşün ne demek olduğunu, nasıl güzel bir şey olduğunu anladım seninle...

Her şeye rağmen sevdim seni. Güçlüydüm ve aşamayacağım hiçbir zorluk yoktu.
Koca bir kente, koca bir ülkeye kafa tutabilirdim.
Sen elimden tuttuğunda, patlamaya hazır bir volkan gibi hissederdim kendimi.
Menzil sendin ve ben o menzile ulaşmak için önüme çıkan her şeyi yok edebilirdim.
Sana ulaşmamı engelleyecek her şeyi eritirdim, kül ederdim.
Sana ulaştığımdaysa sakin bir göle dönüşürdüm.
Ve o göle bir tek sen girebilirdin.

Sevdim ve hayrandım da... Her halin çekti beni.
Duruşunu, uyumanı, gülmeni, kızmanı, şaşkınlığını, saflığını, kurnazlığını, çocukluğunu,
olgunluğunu sevdim.
Sesini de sevdim suskunluğunu da.
Küçük oyunlarını, kaprislerini, sitemlerini, korkularını sevdim.
Seni ve o doyumsuz sevdanı, uçarı sevdanı anlatacak kelime bulamadım çoğu
zaman.
Sığmadın cümlelere ve hiçbir cümle seni
yeterince tarif edecek kadar derin olmadı.

Seni severken yorulmadım. çünkü sen yaşam kaynağıydın. Her gün yenilendim.
Seninle çoğaldım, büyüdüm. Eksik kalan neyim varsa tamamladın.
Ölmeyecektim çünkü sen ölmezliğin ta kendisiydin.

Sevdim işte ötesi yok...


Çevrimdışı deva35

  • Bilge Üye
  • *****
  • 7.396
  • 11.769
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 7.396
  • 11.769
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 21 May 2015 21:27:16
Kirilgan

Kirilgan bir çocugum ben 
Yüregim cam kirigi 
Bütün duygulardan önce 
Ögrendim ayriligi 
Saldirgan diyorlar bana 
Oysa kirilganim ben 
Gözyaslarim mücevher 
Sakliyorum herkesten 
Ürküyorlar gözümdeki atesten 
Ürküyorlar dilimdeki zehirden 
Ürküyorlar o dur durak bilmeyen 
gözükara cesaretimden 
Diyorlar: Bir yani sarp bir uçurum, 
Bir yani çilgin dag dorugu. 
Oysa böyle yapmasam ben 
Nasil korurum içimdeki çocugu? 
Bir yanim çilgin nar agaci 
Bir yanim buz sarayi.

Murathan Mungan


 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK