Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı yaar23

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.393
  • 37.805
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.393
  • 37.805
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 29 May 2015 11:58:25
Küstüğüm Şehir
Sür arabacı sür
Adım adım yaklaştıkca
Kalbimi paralayan bu şehir
Yıllarca evvel
Bir damla göz yaşıma
Bir damla yaş katmadan
Beni gurbete yollamıştı
Rahmetli anam
O gün bu yolların sonundaki
Boynu bükük çamın dibinde
Bir daha geri dönmeyeceğim
Kalbine doğmuş gibi
Hıçkıra ,hıçkıra ağlamıştı
Zavallı kadın...
O günden sonra,güldüğünden çok ağlamış
Öyle aylar olmuş ki
Postacı bile birdefa olsun uğramamış
Çocukluk...
Unutmuşum anamı bir bulut ilerde
Halbuki onun ruhunda hasret tutuşmuş
Perde ,perde.
Yaza sormuş ,kışa sormuş
Söyleyin nerede , nerede yavrum.
Ne beni götüren gemi
Nede akşam meltemleri
Bir teselli olsun vermemişler.
Ana kalbi bilmeyenler, acı acı gülmüşler.
Ciğerim anam...
Yollarıma binlerce gözyaşı dökmüş
Diz çökmüş, boyun bükmüş
Ve bir kış günü yine hayale dalmış
Öyle bir dalmış ki,
Bir daha uyanamamış
Galiba, o kahverengi gözleride açık kalmış.
Sende bilirsin be arabacı.
Gidipte gelmemek,
Gelipte görmemek ne acı.
Çocukluğumda kalbimi verdiğim bu şehir,
Şimdi her şeyiyle bana yabancı.
Senide dertlendirdim,
Kusura bakma vefakar arabacı.
Beni kabristana giden yolda indiriverde,
Eğer bir soranım olursa
Küsmüş bu şehire,
Bir daha dönmeyecekmiş deyiver....
HASAN UĞURTÜRK

Çevrimdışı GÜLCE90

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.488
  • 16.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 2.488
  • 16.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 29 May 2015 16:15:31
LEYLİ...

Uzak diyarların yedi veren gülü
Asi türkülerimin adı
Başkaldıran şiirlerimin dili...
Kırışmış alnımın derin çizgisi
Seyrelmiş saçımın ak teli...
Artarak atan nabzım
Kalbimin ömürlük pili...
Sen bensin
Ben sen olmuşum leyli…
Haberin var mı?

Andıkça besmele-i şerif sonrası ismini
Döndükçe dergâhında semah-ı Ali
İçip içip kandıkça ab-ı hayat sevgini
Cayır cayır yandıkça nurunla ateş-i aşk misali
Sen bana
Ben sana dolmuşum leyli…
Haberin var mı?

Nasıl sevmişem seni
Hemi de nasıl!
Halayda çekilen zılgıt
Türküde yakılan ağıt gibi..

Bir bilsen nasıl özlemişem seni
Yağmur duasına duran Harran
Düşünde Dicle’yi gören ceylan gibi…

Yüzümün deltasında süzülen Fırat olur gözyaşların
Ağladıkça içime akarsın leyli!..
Ufkumda Nemrut’un doğan güneşi gülüşlerin
Baktıkça yüreğimi yakarsın leyli!..

Varsın zulüm
Dört bir yanı sarsın gülüm
Aşk oduna yanmış canı neyler ölüm
Yaşadıkça ruhumun miracına çıkarsın leyli!..

Ali YAŞAR

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.977
  • 228.593
  • 28.977
  • 228.593
# 29 May 2015 16:17:24
Elimde, sükutun nabzını dinle,
Dinle de gönlümü alıver gitsin!
Saçlarımdan tutup, kor gözlerinle,
Yaşlı gözlerime dalıver gitsin!

Yürü, gölgen seni uğurlamakta,
Küçülüp küçülüp kaybol ırakta
Yolu tam dönerken arkana bak da,
Köşede bir lahza kalıver gitsin!

Ümidim yılların seline düştü,
Saçının en titrek teline düştü,
Kuru yaprak gibi eline düştü,
İstersen rüzgara salıver gitsin!
(1923)
 
Necip Fazıl Kısakürek

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.860
  • 1.093
  • 11.860
# 29 May 2015 20:06:20


         h.n.a.


KORKU

Bir lahza uzaktan seni görmem,
Hasretle yanan bağrıma bir damla su oldu.

Sensiz geçerek ruhu karartan koca bir yıl,
Hissiz ve hayatsız bir ölüm uykusu oldu.

Ömrümdeki en korkulu endişe ve duygu,
Sensiz yaşamak korkusu oldu.

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 29 May 2015 20:45:45
Çiçek sulandığı kadar güzeldir,

Kuşlar ötebildiği kadar sevimli,

Bebek ağladığı kadar bebektir.

Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin,

bunu da öğren,

SEVDİĞİN KADAR SEVİLİRSİN...

Can Yücel

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.977
  • 228.593
  • 28.977
  • 228.593
# 30 May 2015 09:57:27
İSTANBUL'UN FETHİNİ GÖREN ÜSKÜDAR
Üsküdar, bir ulu rü'yayı görenler şehri!
Seni gıpta ile hatırlar vatanın her şehri.
Hepsi der: "Hangi şehir görmüş onun gördüğünü?
Bizim İstanbul'u fethettiğimiz mutlu günü!"
Elli üç gün en mehâbetli temâşâ idi o!
Sanki halkın uyanık gördüğü rü'yâ idi o!
Şimdi beş yüz sene geçmiş o büyük hatırâdan;
Eli üç günde o hengâme görülmüş buradan;
Canlanır levhası hâlâ beşer ettikçe hayâl;
O zaman ortada, her saniye gerçek bir hâl.
Gürlemiş Topkapı'dan bir yeni şiddetle daha
Şanlı nâmıyle 'Büyük Top' denilen ejderha.
Sarfedilmiş nice kol kuvveti gündüz ve gece,
Karadan sevk edilen yüz gemi geçmiş Halic'e;
Son günün cengi olurken ne şafakmış o şafak,
Üsküdar, gözleri dolmuş, tepelerden bakarak,
Görmüş İstanbul'a yüzbin meleğin uçtuğunu;
Saklamış durmuş asırlarca hayâlinde bunu.
Yahya Kemal BEYATLI

Çevrimdışı Gülirem

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.123
  • 17.812
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 5.123
  • 17.812
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 30 May 2015 12:56:37
 ANAHTAR

Ömrüm böyle görmeden bilmeden mi geçecek
Çıkar beni gündüze bıktım artık gecenden
İçimi titretiyor bir haber gibi senden
Isırdığım her yemiş kokladığım her çiçek

Ey bana bahçesini göstermeyen kalın çit
Ceviz kapılarını çaldığım sırlı konak
Gizli anahtarını avuçlarıma bırak
Çözül artık ey düğüm açıl artık ey kilit

Çevrimdışı harslan05

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.411
  • 69.907
  • 3.411
  • 69.907
# 30 May 2015 14:13:37
NASIL BİR SEVDAYSA

Ay çok mu gecikti nerdeyse çıkar
Sen yalnızlığıma varır varmaz
Az sonra yağmuru durduracaklar
Rüzgarı değiştirdim
Ustura ağzı poyraz
Yok canım yıldızları unutmadık
Mutlaka yerlerinde bulunacaklar
Kenarı yaldızlı mavi bir karanlık
Sütlü çıplaklığını örtecek kadar
Senin için olduğu asla bilinmeyecek
Yapraklarını birden dökecek dutlar
Şafak sökerken sekiz on kadar şimsek
Balkonda işlemeli müstesna bulutlar
Ayak bastığın an şehir de değişebilir
Yoksa Moskova'mı
Belki Berlin belki Dakar
Belki 30'lardan mehtap yorgunluğu İzmir
Körfez'de şerefine donatılmış vapurlar
Nerede ne zaman kaç kere yaşadık
Nasıl bir sevdaysa eskitememiş yıllar
Bitirdiğimiz herşeye yeniden başladık
Dudaklarımızda birbirimizden mısralar.

ATİLLA İLHAN

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.860
  • 1.093
  • 11.860
# 30 May 2015 20:39:12


         h.n.a.


KARANLIK

Son ışık söneli nice zamandır;
Rüyalar! Yeniden önüme düşün!
Yardan ayrı geçen uzun yıllarda
Hülyası bulunmaz bir anlık düşün.

Yayını kalbime Ayzıt asalı
Başka bir eldenim, katı yasalı.
Burda koskoca bir gönül masalı
Kaybolur içinde bir damla yaşın.

Aşkı için verince bu kadar emek
Varlıktan sıyrılıp ruh olmak gerek.
Ey zaman, ey dünya! Geri gelmemek
Üzere sizler de benimle koşun!..

Çevrimdışı tiCon

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.205
  • 3.193
  • Müdür Yetkili
  • 1.205
  • 3.193
  • Müdür Yetkili
# 30 May 2015 20:42:43
Sustum!
Sustum!
Ne kadar susulacaksa o kadar sustum!
kendimle konuşuyorum şimdi yalnız...
yalnız yüreğimle dokunuyorum sesime
kimse duymuyor...
sustum
sustu dudağımdaki şarkı, gözlerimdeki şiir
yaraları yalayan rüzgar
sokaklarında kahrolduğum şehir
gözlerim konuşuyor yalnız!

sustum!
bin ah sürüp dudaklarıma
ne kadar susulacaksa o kadar sustum!
sustu benimle deniz,
sustu deli dalgalar, sustu martılar...
umutlarımı sarıp rüzgarlara
uzaklara savuruyorum her gece
yıldız yapıp serpiyorum gökyüzüne
kimse görmüyor...

saçı ağarmış hayaller
nemli kirpiklerle
bulutlandığında gözlerim
gökte şimşek olup çakıyorum
kimse görmüyor...

Sustum!
tuz basıp yaralarıma!
sustum
içinde volkanlar taşıyan bir derviş gibi
yaslanıp yalnızlığın duvarına
gül döküp kalabalıklara
kimsesiz geziyorum gönül ülkemi her gece
kimse bilmiyor...

sustum!
sustu benimle gök, sustu dağ, sustu toprak
acılar konuşuyor şimdi yalnız
yaralı gönlümün sızıları konuşuyor
tutup öldürüyorum içimdeki sevdaları bir bir
atıyorum uçurumlardan
kimse görmüyor

sustum!
saçlarını kokluyorum rüzgarların
dudaklarından öpüyorum hayatı
içimde incecik bir sevgi ürperiyor
sarı hüzünler dökülüyor gönül bahçeme
gelmiyor beklediğim bahar
yaralar merhem tutmuyor
gözyaşı olup dökülüyorum kaldırımlara
mendil silmiyor
yağmur dinmiyor
sevdiğim bilmiyor

sustum
sustu benimle sarı sabır, sustu hasret, sustu zaman
sustum
yalnız gözlerimle dokunuyorum hayata
kimse duymuyor

sustum!
İçimdeki dalgalar kabardıkça volkanlar gibi
sustum
sustu dudaklarım, sustu gözyaşlarım
sustu gözlerimdeki şiir
gönlümdeki nehir
bulutlar haykırdı isyanımı
şimşekler haykırdı
sadece ben duydum
sadece ben

ey beşiğini sallayıp boğduğum hayat
kucağımda büyütüp öldürdüğüm sevgi
yaralar merhem tutmuyor
geceler avutmuyor
ben sustum
acılarım konuşuyor yalnız

ben sustum!
susmuyor yüreğimi kavuran kasırga
pencereme vuran yağmur damlaları
susmuyor her gece dışarda inleyen rüzgar
gelmiyor bahar
kuşlar sevinmiyor
yıldızlar küs
ay üzgün
güneş doğmuyor
acılar dinmiyor
içimde binlerce şiir kanıyor her gece
kimse bilmiyor

sustum!
sustu benimle sarı sabır, sustu hasret,
sustu hayat
sustu zaman
acılar konuşuyor yalnız
acılarım konuşuyor
kimse duymuyor...
duymuyor...
duymu...
duy...

Nuri CAN

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 30 May 2015 20:43:00
Yüzümdeki hüzne bakıp acı çekiyorum sanma

Ben hiç acı çekmedim

Acıyı hep içime çektim

Acıyı içime çekerken anneme

Gülerken de babama çektim?

Y.Kara

Çevrimdışı rukiyeARZU06

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 194
  • 3.166
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 194
  • 3.166
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 30 May 2015 22:32:44
Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.
Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak.
Kanadı kırık kuş merhamet ister.
Ah senin yüzünden kana batacak.
Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.

Ulur aya karşı kirli çakallar,
Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa.
Mona Rosa bugün bende bir hal var.
Yağmur iğri iğri düşer toprağa,
Ulur aya karşı kirli çakallar.

Açma pencereni perdeleri çek,
Mona Rosa seni görmemeliyim.
Bir bakışın ölmem için yetecek.
Anla Mona Rosa ben öteliyim.
Açma pencereni perdeleri çek.

Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi,
Bende çıkar güneş aydınlığına.
Bir nişan yüzüğü bir kapı sesi.
Seni hatırlatır her zaman bana.
Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi.

Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur.
Bir mumun ardında bekleyen rüzgar,
Işıksız ruhumu sallar da durur.
Zambaklar en ıssız yerlerde açar.

Ellerin, ellerin ve parmakların
Bir nar çiçeğini eziyor gibi.
Ellerinden belli olur bir kadın,
Denizin dibinde geziyor gibi.
Ellerin, ellerin ve parmakların.

Zaman ne de çabuk geçiyor Mona.
Saat onikidir söndü lambalar
Uyu da turnalar girsin rüyana,
Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar.
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona.

Akşamları gelir incir kuşları,
Konarlar bahçemin incirlerine.
Kiminin rengi ak kiminin sarı.
Ah beni vursalar bir kuş yerine.
Akşamları gelir incir kuşları.

Ki ben Mona Rosa bulurum seni
İncir kuşlarının bakışlarında.
Hayatla doldurur bu boş yelkeni.
O masum bakışların su kenarında.
Ki ben Mona Rosa bulurum seni.

Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa.
Henüz dinlemedin benden türküler.
Benim aşkım uymaz öyle her saza.
En güzel şarkıyı bir kurşun söyler.
Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa.

Artık inan bana muhacir kızı,
Dinle ve kabul et itirafımı.
Bir soğuk, bir mavi, bir garip sızı
Alev alev sardı her tarafımı.
Artık inan bana muhacir kızı.

Yağmurlardan sonra büyürmüş başak,
Meyvalar sabırla olgunlaşırmış.
Bir gün gözlerimin ta içine bak
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış.
Yağmurlardan sonra büyürmüş başak.

Altın bilezikler o kokulu ten
Cevap versin bu kuş tüyüne.
Bir tüy ki can verir gülümsesen,
Bir tüy ki kapalı geceye güne.
Altın bilezikler o kokulu ten.

Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.
Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak.
Kanadı kırık kuş merhamet ister,
Ah senin yüzünden kana batacak.
Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.
 
Sezai Karakoç

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.977
  • 228.593
  • 28.977
  • 228.593
# 31 May 2015 00:08:26
Ay bu gece yarımdır, bu şiir öyle değil
Bu şiir bildirimi taşıyan bir ebabil
Ne kadar yalnız insan varsa bu yeryüzünde
Her yerin tenhasında, bayırında, düzünde
Hepsine açıyorum gönlümün kapısını
Dostluk çok sesli müzik, unutulmaz bir tını.
..." Bahattin Karakoç

Çevrimdışı tiCon

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.205
  • 3.193
  • Müdür Yetkili
  • 1.205
  • 3.193
  • Müdür Yetkili
# 31 May 2015 01:33:32

Seni Düşünen Türkü

Gelişin önceden belli olmalı
Yola çıkarken haber sal sularla
Ne yap yap üç gün önceden bildir
Ağaçlarla göklerle kuşlarla

Geldiğinde akasyalar
Karlar gibi vuracak camlara
Güller çıldıracak sevinçten
Seni görebilmek için
Pencereden sarkacak sardunyalar
Ayva çiçekleri selam duracak
Sapsarı bakışına

Dayanamam birden gelirsen
Güneş doğar gibi yavaş yavaş gel
Gelişin yıkım gibi duyulmamalı
Yağmurlara söyle geleceğin günü
Gelişin önceden belli olmalı

Afşar Timuçin

Çevrimdışı mukru

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.564
  • 20.990
  • 2.564
  • 20.990
# 31 May 2015 13:14:55
Ben Seni Hala....

Hasret kalbimden vururken, resmin karşımda duruyor...
Gözümde tüterken yüzün, bütün fotoğraflarda gülümsüyorsun.
Zaten, hep gülümsemez miyiz; bazen gerçek, bazen sahte...
Belki, bir gün birisi özlemle baktığında, mutlu hatırlasın isteriz.
Gelip de geçtiğimizin her zaman bilincindeyizdir de, çok ender fark ederiz.
Ölümle yüzleşene dek, hayat karmaşasında tüketilir günlerimiz.
Kalan oluncaya dek, daha çok üzülürdüm yitenler için...
Yine de ölen için, daha zor olmalı ölmek...
Zaten kolay olsaydı, çoktan bırakmış olurdum hayatın yakasını; her gece kapımı çalmasın diye hasret...
Kulaklarımda çınlamasın diye sesin...
Her gün, tekrar tekrar sevmeyeyim diye seni...
Ve her gece, yanmasın diye içim...

Ardından bakarken yüreğime akan yaşlar, sapsarı bir gül düşürdü toprağıma.
Dikenleri kanatsa da zaman zaman, kokusu her dem taze...
Kaybettiğim her şeyle anlam kazanan hayat; o ilk anda, yine düştü gözümden...
Ve bir gün yine yüceldi; üstelik sen dönmeden.
Kayan her yıldızla buğulanan gözlerim, umudu arıyordu; doğan her güneşte, gülümseyen her yüzde...
Bir gün, aynada çıktı karşıma...
Şaşırmadım görünce.
Böyle öğretmişti hayat; düştükçe kalkmalı, kim ölse yaşamalıydık!
Ben de yaşadım!
Gel gör ki, sen hala:
Ardından ağıtlar yazdığım;
Yokluğuna methiyeler düzdüğümsün.
Bir bahar sabahı kolsuz kanatsız bırakan,
Bir yangın yerinde sarı bir gül unutansın.
Sen,
Rüyalarda bile görüşemediğim;
Her zaman yüreğimdeyken, erişemediğimsin!
Sen hayatı ilk reddeden,
Ölümle ilk yüzleşensin...
Kendimi, hep beklerken bulduğum gelmeyenim;
Asla dönmeyecek olan gidenimsin!
Sen,
Sevinci kalabalık, kederi yalnız;
Yüreği hüzünlü, gözleri yaşsız;
Hep batarken rastladığım güneşimsin.
Eski bir vazoda kurumuş sarı güller,
Sarı bir defterde solmuş şiirlersin...
Sen sadece dünümsün; bugünüm, yarınım değil.
Ama,
Dünde kalmak istemezsin bilirim.
Seni hatırlatıp durur; gittin gideli yüreğim!
Ne yazsam anlatamaz; sana olan özlemimi, sana olan sevgimi...
Bilmem son sözlerim; bana yaptığı gibi, seni de titretir mi?
Gülleri sarı severim; toprağı ıslak...
Türküleri yanık, şiirleri hoyrat!
Havayı nemsiz, çayı demsiz...
Bir seni olduğun gibi,
Bir seni her şeye rağmen,
Bir seni, hala!...

Ümit Yaşar Oğuzcan

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK