Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı GÜLCE90

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.488
  • 16.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 2.488
  • 16.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 04 Haz 2015 12:43:42
 :)

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 04 Haz 2015 15:58:49
Sussam hep böyle diyorum
içime haykırıp dışıma sussam
boğsa beni gelincik tarlaları
Şu gökyüzü yığılsa üzerime örneğin
unutsam göğsümdeki acıyı
her yer çokça dağınık ve umarsız
alabildiğine sağır herkes
Yırtıyor perdesini gözlerim
tek görebildiği
kendi kanadına sığınmış kuşlar sürüsü..

Çevrimiçi hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.161
  • 229.897
  • 29.161
  • 229.897
# 04 Haz 2015 16:22:07
Gökten firuze yağardı hep yollara düşerdik…
..

Hani kısrak memelerinden ufukları sağardık
Esrik dolunaylar öperdi çekik gözlerimizden
Gökten firuze yağardı hep yollara düşerdik
Böyle kirli değildi maviler
Denizler böyle soluksuz…
Topla çadırları apakayım burdan gidelim…

Bir divane kirmene sarardık sonsuz mesafeleri
Alp eren dağlara yaslanırdık korkulardan âzâde
Uçmaktan ırmaklar gelir çimerdik sularında
Önce kubbeler yıkıldı üstümüze
Gökler çökecek birazdan…
Eğerle atları apakayım burdan gidelim.

Sallanır dururdu güneş bir tuğun saçaklarında
Göğçek ormanlarda göğerirdi sevdamız
Oturur bengü taşlara adımızı vururduk
Böyle sert değildi kayalar
Uçurumlar böyle dipsiz…
Giyindir çocukları apakayım burdan gidelim

Bir yaz gecesinde çıkalım samanyoluna
Ata bergüzerı yıldızlara konalım
Bir ince yağmur yağsın uyansın kervansaraylar
Böyle ürkek değildi bakışların
Kirpiklerin böyle ıslak…
Haydi sil gözlerini apakayım burdan gidelim…
 
Dilaver Cebeci

Çevrimdışı mukru

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.564
  • 20.991
  • 2.564
  • 20.991
# 04 Haz 2015 18:49:42
Süleymaniye'de Bayram Sabahı

Artarak gönlümün aydınlığı her saniyede
Bir mehabetli sabah oldu Süleymaniye'de
Kendi gök kubbemiz altında bu bayram saati,
Dokuz asrında bütün halkı, bütün memleketi
Yer yer aksettiriyor mavileşen manzaradan,
Kalkıyor tozlu zaman perdesi her an aradan.
Gecenin bitmeğe yüz tuttuğu andan beridir,
Duyulan gökte kanad, yerde ayak sesleridir.
Bir geliş var!.. Ne mubarek, ne garib alem bu!..
Hava boydan boya binlerce hayaletle dolu...
Her ufuktan bu geliş eski seferlerdendir; O seferlerle açılmış nice yerlerdendir.
Bu sükünette karıştıkça karanlıkla ışık
Yürüyor, durmadan, insan ve hayalet karışık; Kimi gökten, kimi yerden üşüşüp her kapıya,
Giriyor, birbiri ardınca, ilahi yapıya.
Tanrının mabedi her bir tarafından doluyor,
Bu saatlerde Süleymaniye tarih oluyor.

Ordu-milletlerin en cok döğüşen, en sarpı
Adamış sevdiği Allah'ına bir böyle yapı.
En güzel mabedi olsun diye en son dinin
Budur öz şekli hayal ettiği mimarının.
Görebilsin diye sonsuzluğu her yerden iyi,
Seçmis Istanbul'un ufkunda bu kudsi tepeyi; Taşımış harçını gaazileri, serdarıyle,
Taşı yenmiş nice bin işçisi, mimariyle.
Hür ve engin vatanın hem gece, hem gündüzüne,
Uhrevi bir kapı açmıs buradan gökyüzüne,
Taa ki geçsin ezeli rahmete ruh orduları..

Bir neferdir bu zafer mabedinin mimarı.
Ulu mabed! Seni ancak bu sabah anlıyorum; Ben de bir varisin olmakla bugün mağrurum; Bir zaman hendeseden abide zannettimdi; Kubben altında bu cumhura bakarken şimdi,
Senelerden beri ru'yada görüp özlediğim
Cedlerin mağfiret iklimine girmiş gibiyim.
Dili bir, gönlü bir, imanı bir insan yığını
Görüyor varlığının bir yere toplandığını; Büyük Allah'ı anarken bir ağızdan herkes
Nice bin dalgalı Tekbir oluyor tek bir ses; Yükselen bir nakaratın büyüyen velvelesi,
Nice tuğlarla karışmış nice bin at yelesi!

Gördüm on safta oturmuş nefer esvaplı biri
Dinliyor vecd ile tekrar alınan Tekbir'i
Ne kadar saf idi simasi bu mu'min neferin!
Kimdi? Banisi mi, mimarı mı ulvi eserin?
Taa Malazgirt ovasından yürüyen Türkoğlu
Bu nefer miydi? Derin gözleri yaşlarla dolu,
Yüzü dünyada yiğit yüzlerinin en güzeli,
Çok büyük bir iş görmekle yorulmuş belli; Hem büyük yurdu kuran hem koruyan kudretimiz
Her zaman varlığımız, hem kanımız hem etimiz; Vatanın hem yaşıyan varisi hem sahibi o,
Görünür halka bu günlerde teselli gibi o,
Hem bu toprakta bugün, bizde kalan her yerde,
Hem de çoktan beri kaybettigimiz yerlerde.

Karşı dağlarda tutuşmus gibi gül bahceleri,
Koyu bir kırmızılık gökten ayırmakta yeri.
Gökte top sesleri var, belli, derınden derıne; Belki yüzlerce şehir sesleniyor birbirine.
Çok yakından mı bu sesler, çok uzaklardan mı?
Üsküdar'dan mı? Hisar'dan mı? Kavaklar'dan mı?
Bursa'dan, Konya'dan, İzmir'den, uzaktan uzağa,
Çarpıyor birbiri ardınca o dağdan bu dağa; Şimdi her merhaleden, taa Beyazıd'dan, Van'dan,
Aynı top sesleri birbir geliyor her yandan.
Ne kadar duygulu, engin ve mubarek bu seher!
Kadın erkek ve cocuk, gönlü dolanlar, yer yer,
Dinliyor hepsi büyük hatıralar rüzgarını,
Çaldıran topları ardınca Mohaç toplarını.

Gökte top sesleri, bir bir, nerelerden geliyor?
Mutlaka her biri bir başka zaferden geliyor:
Kosva'dan, Niğbolu'dan, Varna'dan, İstanbul'dan..
Anıyor her biri bir vak'ayı heybetle bu an; Belgrad'dan mi? Budin, Eğri ve Uyvar'dan mı?
Son hudutlarda yücelmiş sıra-dağlardan mı?

Deniz ufkunda bu top sesleri nerden geliyor?
Barbaros, belki, donanmayla seferden geliyor!..
Adalar'dan mi? Tunus'dan mi, Cezayir'den mi?
Hür ufuklarda donanmış iki yüz pare gemi
Yeni doğmuş aya baktıkları yerden geliyor; O mübarek gemiler hangi seherden geliyor?

Ulu mabedde karıştım vatanın birliğine.
Cok şükür Tanrıya, gördüm, bu saatlerde yine
Yaşıyanlarla beraber bulunan ervahi.

Doludur gönlüm ışıklarla bu bayram sabahı.

Yahya Kemal Beyatlı

Çevrimdışı aslı_80

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.080
  • 12.051
  • Öğrenci Velisi
  • 2.080
  • 12.051
  • Öğrenci Velisi
# 04 Haz 2015 18:58:33
Eski avluda

Bir çiçek açtığında
Bir eski avluda
Diyor ki;
Çalıda sarı bir çiğdemim ben
Ve senin çok eski cümlen.

Sen otursan, gitmemiş ki! olsan
Ben sana bir eski Endülüs avlusu
İstersen serin bir Portofino getirsem
Ya da Yedigöllerin yedisini birden.

Bir çiçek açtığında
Bir eski avluda
Diyor ki;

Her şey çok eksik ve neredeyse yok gibiyken
Buldum buluşturdum kendime geldim
Tek eksik sensin! İncecik, çilli bir dille
sen de gelsen.

Ben sana kırmızı kiremitli bir çatı
Begonviller ve bir mavi kapı
Ve illa amansız bir avlu getirsem.

Dünya soğur, akşam serinlerken,
Benim sensiz sevinecek bir şeyim yok.
Kılı kırk yardım, altını üstüne getirdim,
Ve işte en geniş cümlem:

İçimi açtım sana.
İçini açmak için.

Birhan Keskin

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 04 Haz 2015 19:54:59
O hercai yüreğin adresi mi unuttu
Gurbet el mi tutuyor yoksa dağlar mı yuttu
Umursamaz hallerin gönlüme kahır kattı
Ödediğim diyete bir isim arıyorum

Kapıları kapattım aynalarla konuştum
Vuslatı unuttum da hasret ile tanıştım
Sana ne çok inanmış nasıl da bağlanmıştım
Saçımda aka bile bin hesap soruyorum

Gülşah Gayret

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.861
  • 1.093
  • 11.861
# 04 Haz 2015 21:16:26



         h.n.a.


ÖZLEYİŞ

Özledim… Yanıklık canıma değdi…
Özledim, yıllarca daha özlerim.
Hasret türkü olsa, ben onu çalsam,
Kırılıp giderdi nice sazlarım…
Yatın ümitlerim, uykuya yatın!
Bitin hasretlerim, tükenip bitin!
Ayrılık ateşi çetinmiş, çetin;
Onunla dikleşir bütün düzlerim.

Yanımda sanrım, bakarım düştür;
Güldüm zannederken gözlerim yaştır.
Umduğum ne varsa hepside boştur;
Yine de bekliyor onu gözlerim.

Sazlar var: Durmadan gurbeti çalar;
Hayal var: Gözümü, gönlümü çeler.
İçimde bir bülbül şakıyıp çiler:
Özledim, yıllarca daha özlerim…

Çevrimiçi hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.161
  • 229.897
  • 29.161
  • 229.897
# 04 Haz 2015 23:05:04
....................
Sevdiklerin kadar iyisin
Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kaşın gözün
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kar sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna
............................. ..........
Can YÜCEL

Çevrimdışı harslan05

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.416
  • 70.035
  • 3.416
  • 70.035
# 04 Haz 2015 23:40:26
SUYUN ÖBÜR YAKASI

Denizi olmayan bir şehirde yaşamak gibi gözLerinden uzak olmak
Ve ölümü olmayan bir hayatta yaşlanmak gibi sensiz buralarda kalmak
Bak pek Bir şey kalmadı bende ne para ne kuru sevda..
Mazide artık yanaşmıyor yanıma
Bir inadına seni beklemeyi iyi biliyorum birde sevmeyi..

Denizden bir lüfer çıksın istiyorum akşam vakti efkarıma
Birde 17’lik halin dursa masada bütün şarkılar sussun sadece senin tının Kulağımda..
Denizi olan bir şehirdeyim ama sensiz ne fayda..
Bazen çöküyorum iskelenin duvarına..
Sizin adadan içinde senin olmayan teknelerle
Alışverişe geliyor sizinkiler..
Ve kırdığım her bardak yokluğunun balyozu başında..
Kırılganlığım parçalar ellerimi..
Kanayan heryanım heryanımda..

Her kapıya sen diye koşmayı
Sahile gelen her tekneyi ve her sessizliği sana yormayı
Bıraktığın ağrılara katlanmayı biliyorum birde…

Ama ne yokluğunu anlayabiliyorum
Ne de yokluktan anlıyorum
Hiç vedasız bu şehirden kayboluşunu biliyorum..

Yıllarca izini sürmeyi sakındığın gerçekleri
Düşünmeyi
Birde herşeye rağmen seni sevmeyi
biliyorum..

“Her duayı adınla bitirmenin ne anlama geldiğini iyi biliyorum..”
Sen çoktan gitmiştin ben sana başladığımda..

Buralarda sensiz olmadı kimse hiç kimse sensiz yapamadı..
Sehir başka bir yere göçtü..
Denizin dibi çayın demi çöktü..
Deprem oldu yer bölündü hayatın bütün neşesi kandillerin kederinde söndü..
Sanki sen hergün gittin ve beni her sabah terkettin..
Senden sonra bu mahallede kaç kişinin öldüğünü..
Yeni doğanların kaçına adının verildiğini..
Sizin eve kimlerin taşındığını ve perdeleri neden değiştirdiklerini iyi biliyorum..
Küskünüm artık suyun öbür yakasına…
Rüyalarımı ve karasularımı ihlal etmekten başka bir işe yaramaz oldu bu AŞK..
Hatıraların hatırına yaşanmaz oldu hayat..
Anı biriktirmenin acı biriktirmekten yok hiç farkı
O halde yaşamın anlamı nerde kaldı nerde kaldı..!
Sen çoktan gitmiştin ben sana başladığımda..
Yağmur çoktan dinmişti Sahile sığmaz olduğumda..

UĞUR ARSLAN

Çevrimdışı oksijen41

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 328
  • 1.808
  • 328
  • 1.808
# 05 Haz 2015 09:04:01
Af diliyorum senden işte!


Nereye baksam "gel beni bul" diye haykırıyor aşk
Takılıp gidiyorum ardından aşkın sesinin Ulaşmaya çalışırken o sese
yakalamaya çalışırken; tökezliyorum her defasında ona giden yolda
Düşüyorum


Her düşüşten sonra yamalı bir sevda daha bırakıyorum ardımda

Ve anlıyorum her defasında neden hep kaçtığımı sevdalarımı yaşamaktan

Ve anlıyorum her defasında neden hep yarım bıraktığımı aşklarımı

Ve anlıyorum her defasında kendime yasakladığım sevdalarım ve sevdayı
yaşamamışlıklarım bitişleri görme cesareti yoksunluğundan başka birşey
değil


"Sonsuz ve ölümsüz aşk yoktur"


Ama o ses
Ahh o aşkın beni çağıran sesi yok mu?
Tıkayamıyorum kulaklarımı artık
"Bulduğumda yaşayacağım bu sefer" kararlılığı ile koşuyorum hep
Düşüyorum


En ufak bir sendelemede hemen yeni bir arayışa itiliyor yüreğim sonra bir
yeni arayışa daha sonra bir yenisine daha
Bu öyle bir kısırdöngü ki aynı anda çoğul sevdalar esiyor yüreğime;
eşzamanlı aşklar yaşıyorum
Fırtınayı bekleyen ben yetinmeye çalışıyorum rüzgârlarla
Üselik çoğu rüzgâr bile değil ve aslında ben çoğunu en baştan anlıyorum
kendimi kandırıyorum
Ama gene de atıyorum aşkın ılık esen rüzgârlarına kendimi
Sonu başından belli yarım yamalak sevdalar yaşıyorum
Her yamalı aşktan sonra daha fazla artıyor açlığım daha fazla artıyor kana
kana içme ihtiyacım


Tekrar aşkı yaşamayı yasaklasam kendime eskisi gibi yarım bırakıp gitmeye
karar versem???
mi acaba?


Ama hayır ben artık gerekirse boğulmak istiyorum sevda denizinde
Sonları da yaşamak istiyorum artık


Şimdilerdekilerde değil ama öncekiler önceki sevdalarımda hep ışıl ışıl
gözler vardı
sürekli düşünüldüğüm ve düşündüğüm arandığım ve aradığım çılgınca
özlediğim ve özlendiğim bulutların üzerinde yaşıyormuşcasına yaşanan
sevdalardı benimkiler
Hep öyle kalsınlar istediğim için yarım bırakıldılar zaten
İstemedim o ışıl ışıl gözlerin donuklaşmasını
İstemedim telefonumun nadiren çalmasını
İstemedim paranoyalarımla başbaşa kalmayı
Korktum hep bitişlerin acımasızlığından

Ey Aşk !
Af diliyorum senden işte
Çıksana artık karşıma savursana beni fırtınalarınla

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 05 Haz 2015 09:26:40
tebessüm tesirli matemler biriktiriyorum yokluğuna,

ve yitirilmiş yarınlarımın en umarsız bağrında,

unutmaya çalışıyorum göğsümde titreyen sisli resmi;

gencecik işkenceler ağlıyor avucumda,

tut tutabilirsen...

yastığımın en gizli akşamı kanıyor bu gece sonsuzluğa...

Anlıyorsun değil mi?

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 05 Haz 2015 15:51:35
 BEN EYLÜL SEN HAZİRAN
 
 Bir eylüldü başlayan içimde
 Ağaçlar dökmüştü yapraklarını
 Çimenler sararmıştı
 Rengi solmuştu tüm çiçeklerin
 Gökyüzünü kara bulutlar sarmıştı
 Katar gidiyordu kuşlar uzaklara
 Deli deli esiyordu rüzgar
 Dağılmıştı yazdan kalan ne varsa
 Yaşanmamış bir mevsim gibiydi bahar


 Neydi o bir zamanlar
 Sevmişliğim, sevilmişliğim
 O heyheyler, o delişmenlikler neydi
 Ne bu kadere boyun eğmişliğim
 Ne bu acıdan korlaşan yürek
 Ne bu kurumuş nehir; gözyaşım
 Önümdeki diz boyu karanlıklar da ne
 Ne bu ardımdaki kül yığını; elli yaşım

 Beni kötü yakaladın haziran
 Gamlı, yıkık eylül sonuma
 Bir ilk yaz tazeliği getirdin
 Masmavi göğünle
 Cana can katan güneşinle
 Pırıl pırıl engin denizinle girdin içime
 Çiçekler açtı dokunduğun
 Çimler büyüdü yürüdüğün
 Ve güller katmer oldu güldüğün yerde

 Başımda senin kuşların kanat çırpıyor şimdi
 Oldurduğun yemişlerin ağırlığından
 Dallarım yere değiyor
 Güneşi batmadan saçlarının
 Bir dolunay doğuyor bakışlarından
 Gün boyu senden bir meltem esiyor yanan alnıma
 Uykusuz gecelerim seninle apaydınlık
 Başım dönüyor, of başım dönüyor yaşamaktan
 Ölebilirim artık

 Ölme diyorsan; gitme kal öyleyse
 Sarıl sımsıkı, tenim ol, beni bırakma
 Baksana; parmak uçlarım ateş
 Lavlar fışkırıyor göz bebeklerimden
 Hadi gel, tut ellerimi, benimle yan
 Benimle meydan oku her çaresizliğe
 Benimle uyu, benimle uyan
 Birlikte varalım on üçüncü aylara.

  Ümit Yaşar Oğuzcan

Çevrimiçi hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.161
  • 229.897
  • 29.161
  • 229.897
# 05 Haz 2015 16:06:43
Niçin böyle melil melil gezersin
Şad-ü hurrem olup gül kömür gözlüm
Arzu eder gönlüm gurbet illeri
İşte gidiyorum kal kömür gözlüm
Ben seni severim can-u gönülden
Kalktı kısmetimiz ne gelir elden
Yanağın çevresi tomurcuk gülden
Bezemiş gerdanın hal kömür gözlüm
Vazgelmezem sen ahdında durursan
Yüz verme engeli mahfi görürsen
Varıp bir kötüye meyil verirsen
Dilerim Mevla'dan bul kömür gözlüm
Karac'oğlan söyle sözü utanma
Varıp yad ellerin narına yanma
Gitti gurbet ile yar gelir sanma
Ahd-ü aman edip gel kömür gözlüm
Karacaoğlan

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 05 Haz 2015 20:27:36
Nazarın kadrimi çok ucuz biçti

Varla yok arası, belkide hiçti..

Ömrüm sokağında git gelle geçti

Lutfuna ermedim talimden öte...

Cemal Safi

Çevrimdışı Gülirem

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.123
  • 17.812
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 5.123
  • 17.812
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 05 Haz 2015 21:13:24
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
En güzel şiir; şiiri ve şiir yazmayı çok seven; daha sonraları hastalanıp vefat eden bir öğrenciden...

SENDEN ÖNCE ÖĞRETMENİM
HİÇ UÇURTMAM OLMAMIŞTI BENİM..
ARTIK OLMASA DA OLUR..
SEN VARSIN DİYE SEVİNÇTEN
UÇURTMAYIM ŞİMDİ BEN...

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK