Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı bergüzar

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
# 14 Eyl 2015 00:44:50
dilinin ucunda ne varsa insanın
işte ben ona inandım.
yavru bir kuşun daha ilk denemesinde
tutunmaya çalışması gibi göğe
ne bulduysam abandım
ve uça uça
karasular indi kanatlarıma

oysa bütün insanlar eşittir direksiyon başında
ama biri var ki şimdi yok aramızda
huzur yazıp da bulamayan tanpınar
inleyip duruyor narmanlı handa

dünya tuhaf değil mi
kızarmış ekmeğe tereyağ sürer gibi
çocuklar yetiştiriyoruz ölmesi için.
bir istek ki dövüp duruyor bizi
oynaşıp duruyor bizi
oynaşıp duruyoruz kapkaranlık sularda
kirletmek için o bembeyaz gömleği

dizlerinden vurulmuş bir adam ki o benim
ne kadar benziyorum emekleyen çocuğa
bir anda yıkılıyor cana yakın ne varsa
yemeğin etini seçmek gibi mesela.

dünyanın soluğudur kar yağarken pencere
silinen bir vazoya tozun konması gibi
ey dokunma duygusu
sensin bu bahçenin sahibi.

kar tutmuyor artık şehirleri nedense
sesini teybe çekip sonra da beğenmeyen
her kimse;
ona benzetiyorum ben, bu tuhaf ilişkiyi.
ki insan mütercimdir, kalbindeki o şeyi
metal tadı olsa da ısırdığı herşeyde
çevirip durur kendi dilince.

ve kaybolunca kapının anahtarı
duvarla kardeş olur güzelim kapı.

İbrahim Tenekeci

Çevrimdışı bergüzar

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
# 14 Eyl 2015 00:49:13
”aşırı hız ve dikkatsizlik”

bu şiiri sadece sana yazmak kalbimi kırıyor aslında
bir ayçiçeğinin taşınması gibi başka güneşlere
geride kalıp hayatı oyalayan biri olsa
ben yazmasam, sen gitmesen, biz düşmesek
olmasa keşke yerçekimi, en çok itaat ettiğimiz yasa…

oysa biz istikbal yakardık hele hava güzelse
dünyayı ihmal eder başka mevzular açardık
en az beş yıl tecrübeli yalnızlıklar üzerine
halk tipi suratlarımız vardı, şaşkın ve âşık
bir çiçeğe temsil hakkı vermişiz diye…

şüphesiz böylesi hepimiz için daha iyiydi
daha kahverengi ve daha derin,
aleyhine gelişen bir hayata itiraz eder gibi
insanın aklına şark illerini getiren masumiyetin.

ama gelememiştir henüz hatasından dönenler
öyleyse aşırı hız ve dikkatsizlik hep bana çarpsın
beklemekten muhacir olmuş karşıt görüşlü trenler
çünkü şairler hayırsız oğullarıdır hayatın…

Çevrimdışı bergüzar

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
# 14 Eyl 2015 00:59:16
Ben senin kadar zorba olamam
Ben senin kadar mutlu değilim
Ben senin bildiğin kelimelerle tanımlanmam

Sivrisinek için uykusunu bölenlerin
Neden ayn el arab ya da dostu için uykusunu bölmediğini düşündüğüm de olur
Moğol orduları şehirleri yakarken Mevlana'nın hüznü gelir aklıma
Onun, şu emperyalistler yok mu… diyemediği ve bahanesinin olmadığını hatırlarım
İnsan, insanın yurdudur, derim yine de hatırlayıp affeden peygamberi
Bir gün görmeden dünyadan göçen ortadoğulu çocukların bakışları
Mesela bir bmw ile uzun yola çıkmak ya da istiklalde kahve dünyasında şöyle bir selfie yapmadan
Bir paragraf okuyamayan çocuklara
Haydi, dünyayı değiştirin, diyorsunuz ya
Hayat dilenen elleri var kimisinin
Çoğu ise doğuştan ölüme tımarlı
Ve anlat anlatabilirsen sabrín sabah serinliğindeki sularda gizli olduğunu
Güneşten beş saat sonra kalkıp
Gecenin karanlığında uykusuzluktan alemi ateşe veren bir cenabetlik var havada
Ve bu havalarda değil gaz maskesi takmak
Nefes almamaktır caiz olan

Zeki Bulduk

Çevrimdışı enesıla

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 394
  • 2.068
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 394
  • 2.068
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 14 Eyl 2015 07:32:50
Her şey birdenbire oldu.
 Birdenbire vurdu gün ışığı yere;
 Gökyüzü birdenbire oldu;
 Mavi birdenbire.
 Her şey birdenbire oldu;
 Birdenbire tütmeye başladı duman topraktan;
 Filiz birdenbire oldu, tomurcuk birdenbire.
 Yemiş birdenbire oldu.

 Birdenbire,
 Birdenbire;
 Her şey birdenbire oldu.
 Kız birdenbire, oğlan birdenbire;
 Yollar, kırlar, kediler, insanlar...
 Aşk birdenbire oldu,
 Sevinç birdenbire.

Çevrimdışı lina27

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 63
  • 359
  • 63
  • 359
# 14 Eyl 2015 12:03:06
Demek Şimdi Gidiyorsun
Demek şimdi gidiyorsun;
Yazdığımız son şiir, öyle yarım kalacak!.
Demek şimdi gidiyorsun;
Kuşlarımız acıkacak,
Saksılarımız artık sulanmayacak!.
Demek öykümüzü bir ruj lekesi gibi yapıştırıp
Aynanın sahtekar yüzüne,
- Oy benim yaralım -
Demek şimdi gidiyorsun;
Beni böyle toz gibi dağıtıp
Merdivenlerin dibine!.

Her şey tamam, diyorsun, git...
Beni viran bir şehir gibi terket..
Haydi git!
Dışarısı ispiyon.. dışarısı ihanet..
Seni bir gören olmasın,
Dikkat et!..

Dostlukmuş.. ölüme yürümekmiş..
Üstüne titremekmiş.. Vefaymış!..
Aşk dediğin, zavallı bir kapıyı,
Duvara çarpıp çıkıncaya kadarmış...
Bana komaz deyip,
Sancını bir kilo rakıya gömsen de gece yarıları,
- Oy benim yaralım -
Asıl sancı, uyandığında
Bütün odaları boş görünce koyarmış!.

Gitmek istiyorsun, git...
Bir savaşçı asla vedalaşmaz!.
Durma git!
Dışarısı dinamit.. dışarısı enkaz!.
Şunu cebine koy,
Ne olur ne olmaz...

Eylül mağdurlarıydık,
Kimsemiz yoktu...
Yaralarımız aman vermiyordu canımıza..
Kimseye kıymamıştık oysa,
Masumduk...
Rahatsız etmiyordu bizi bu yalancı tarih!
Yırtılan bir pankart gibi,
Şehirlerin ortasına çığ düşürdüyse öfkemiz;
- Oy benim yaralım -
En az bir karıncanın yüreği kadar,
Namuslu ve çalışkandı ellerimiz!.

Artık bitti, diyorsun, git...
Kırılsın kapı-çerçeve, kırılsın bu cam!
Sorma git!
Dışarısı panik, dışarısı izdiham!.
Biliyorum, seni vuracaklar bu akşam...

Ne çok fire verdik üst-üste;
Ne çok arkadaş yitirdik
Bu tozlu yolculukta...
Kimliği tespit edilmemiş,
Ne çok ceset vurdu,
Zeytin güzeli akşamlarımıza!.
Büyük ütopyalar ve büyük dağlar gibi
İçerden çürümüşüz meğerse..
- Oy benim yaralım -
Her gelen ölüm yazmış,
Her giden ayrılık işlemiş,
Bu talihsiz gergefimize...

Kendini arıyorsun, git..
Aptal bir hayat kur,
İçinde beni barındırmayan..
Kalma, git!
Dışarısı barut, dışarısı gardiyan!.
Yine bir tek ben olurum, sana parçalanan...

Demek şimdi gidiyorsun;
Sonunda bizi de çökertiyor
Bu kancık zelzele!.
Demek şimdi gidiyorsun;
Yıkılan bir duvar gibi
Ömrime devrile-devrile...
Demek mecburi istikametlerin,
Ayrılığı gösteren o adaletsiz kavşağında;
- Oy benim yaralım.. maralım! -
Demek şimdi gidiyorsun,
Ve bana bir tek seçenek kalıyor:
Güle-güle!.. güle-güle!..

Beni öldürüyorsun, git..
Kalmasın sende kahrım, kalmasın derdim..
Bakma, git!
Kafamı yumruklayıp
Ardın sıra ağlarsam, namerdim...

Yusuf Hayaloğlu

Kaynak: Gözleri İntihar Mavi

Çevrimdışı lina27

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 63
  • 359
  • 63
  • 359
# 14 Eyl 2015 12:06:22
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Sevindiğim anda sen üzülürsün.
Sonbahar uğultusu duymamışsın ki
içinden bir gemi kalkıp gitmemiş,
uzak yalnızlık limanlarına.
Aykırı bir yolcuyum dünya geniş,
Büyük bir kulak çınlıyor içimdeki.
Çetrefil yolculuğum kesinleşmiş.
Sakın başka bir şey getirme aklına.
Aysel git başımdan ben sana göre değilim,
ölümüm birden olacak seziyorum,
hem kötüyüm, karanlığım biraz, çirkinim.
Aysel git başımdan seni seviyorum...

Attila İLHAN
Çok sewdigim bir şiirdir aysel git başımdan tsk
+1

Çevrimdışı kaseria38

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 46
  • 439
  • 46
  • 439
# 14 Eyl 2015 12:10:02
Geçer gözüm
İçimizden bir aşk geçer
 Ve keder
 Ve heder olmuş bir hayat
 Nasıl geçerse zehir damarlarımızdan
 Öyle yavaş öyle deşer de geçer
 Koyarlar cesaretimizi bir sokağın tabelasına
 Binlerce çocuğa adımızı verirler
 Bize ölüm bize kurşun bize hançer neyler
 Neyler ömrünü cebine koymuş adama yağlı mavzer

 Geçer gözüm
 Memleket kadar bir nağra düşer yıkılmış sokakların pusularına
 Akşam sofralarına aç karnına yüreğim düşer
 Beni adamdan sayma
İlk gözyaşı
 İlk yere düşen damla
İlk kancık tuzaklara düştüğümüz hayınlığın hatrına
 Hani cebimizde iki satır mektubu yarım bıraktığımız sevdanın

 Hani son bir umutta tutunduğumuz arkadaşlarımız
 Ve kaygan ve ıslak ve kaypak sabahı Ankara'nın
 Ve bilsen
 Tek başına büyür intikam aşk ve sen
 Tek basma büyür elif misali
 mezarıma bıraktığın menekşen
 Geçer gözüm
İçimizden bir aşk geçer
 Ve keder
 Ve heder olmuş bir hayat
 Nasıl geçerse zehir damarlarımızdan
 Öyle yavaş öyle deşer de geçer

 Beni son kez kavgada gör
 Son kez ölsün arkadan vurmacasına bütün ihanetler
 Sonra şöyle saçlarımı savurup ecel saatine
 Sonra son kez alnından vurulmacasına aşkın
 Bir eşkıyalık yapıp
 Basınca bütün evlerini bu şaşkın İstanbul'un
 Bir de kendimi denize dökünce Üsküdar'dan
 Nasıl da patlar içimde çığlığın
 Bana bu şehri yakmış desinler
 Beni son kez kavgada gör
 Bana kendini satmış desinler
 Beni son kez kavgada gör

 Koyarlar cesaretimizi bir sokağın tabelasına
 Binlerce çocuğa adımızı verirler
 Bize ölüm bize kurşun bize hançer neyler
 Neyler ömrünü cebine koymuş adama yağlı mavzer

 Ya bir de sen düşersen ellerimden
 Ya bir de kimsesizsem
 Ya ölüm kadar sevdiğim cesaretim yan çizmişse
 Sonu yok uğraşlarda yılgınsam
 Son mermim avucumda
 Fiyakalı bir eylül sabahı
Basar giderim kalbine namımın
 Sıkar giderim
 Avucumda mermim menekşem ve arkadaşlarım
                                                                 İbrahim SADRİ

Çevrimdışı son nokta

  • Üye
  • *
  • 17
  • 7
  • 17
  • 7
# 14 Eyl 2015 13:13:22
arkadaşlar şiir sevipte farklı şiirler arayanlar için yeni keşfettiğim bir şair ve kitabını paylaşıyorum. [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı enesıla

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 394
  • 2.068
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 394
  • 2.068
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 14 Eyl 2015 13:55:57
Şimdi sen kalkıp gidiyorsun. Git.
Gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar. Gitsinler
Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin
Oysa Allah bilir bugün iyi uyanmıştık
Sevgiyeydi ilk açılışı gözlerimizin sırf onaydı,
Bir kuş konmuş parmaklarıma uzun uzun oturmuştu
Bir sevişmek gelmiş bir daha gitmemişti
Yoktu dünlerde evvelsi günlerdeki yoksulluğumuz
Sanki hiç olmamıştı
Oysa kalbim işte şuracıkta çarpıyordu
                                                 Cemal SÜREYYA

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.227
  • 53.943
  • 4.227
  • 53.943
# 14 Eyl 2015 19:20:25
İki ucu açık
üç beş kelimeyi
bir araya getirip söyleyememenin
utancını yaşıyorum

Şimdi sen kalkıp
dünyanın en güzel sesiyle
diyeceksin ki
utanmanın da gizli bir güzelliği vardır


Bilirim senin sözcüklerin
bir aşk’ı fısıldayacak kadar
yumuşak ve sıcacıktır
ve yanağı gamzeli bir çocuğun
gülüşü kadar eşsizdir

Çevrimdışı paptyaeylüler

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.071
  • 7.292
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.071
  • 7.292
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 14 Eyl 2015 20:37:42
Kadından yalnız insan doğmaz;
çiçek doğar,
yıldız doğar,
sabır doğar,
hüzün doğar,
sebat doğar,
hasret doğar,
vuslat doğar,
sevgi doğar,
ay doğar,
güneş doğar,
müzik doğar,
şefkat doğar,
aşk doğar,
tarih doğar,
kalp doğar...
Nurettin Doğan

Çevrimdışı tubilig01

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.021
  • 4.423
  • 2.021
  • 4.423
# 14 Eyl 2015 20:48:59
Senden her ayrıldığımda
Çılgınca dalgalanan bir insan denizinde
Annesini yitiren bir çocuğun
Ürkek hüznü çöker yüzüme.
Seninle her karşılaştığımda
Sabah kırağısıyla yıkanan çiçeklerin
Cemresi vurur gözlerime.
Seni tam bulduğum anda yitirmenin korkusu
Tam yitirdiğim anda bulmanın sevinci,
Seni treni kalkan bir yolcunu telaşı,
Seni ilk öyküsünü bitiren genç bir yazarın hevesi
Seni kayaları parçalayarak akan bir ırmağın deliliği,
Seni güneşin tembel bakışları altında
Uzanan başakların dinginliği,
Seni bayramlık için para biriktiren
Küçük bir çırağın sabırsızlığı,
Seni bilmem hangi zalim kurşunun
Kırdığı kanadına söz geçiremeyen
Göçmen kuşun çaresizliği,
Seni zorlu yıllardan sonra karşılaşan
Kavga arkadaşlarının neşesiyle,
Batarak kirpiklerime kadar gümüşten denizlere
Vur emriyle aranan bir kaçakmışsın gibi
Taşırım can evimin en saklı yerinde...

Ahmet Ümit

Çevrimdışı kaseria38

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 46
  • 439
  • 46
  • 439
# 14 Eyl 2015 22:23:25
Kafesli evlerde ağlar çocuklar,
Odalarda akşam olurken henüz.
O zaman gözümün önünde parlar,
Buruşuk buruşuk, ağlayan bir yüz.

Ne vakit karanlık kaplasa yeri,
Başlar çocukların büyük kederi;
Bakınır, korkuyla dolu gözleri:
Ya artık bir daha olmazsa gündüz?

Gittikçe kesilir derken sedalar,
Gece; bir siyah el gözümü bağlar;
Duyarım, içime sığınmış, ağlar,
Bir ufacık çocuk, bir küçük öksüz...

Necip Fazıl Kısakürek

Çevrimdışı ferdem

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.415
  • 27.381
  • 4.415
  • 27.381
# 15 Eyl 2015 00:31:39
Karacaahmet

Deryada sonsuzluğu zikretmeye ne zahmet!
Al sana, derya gibi sonsuz Karacaahmet!

Göbeğinde yalancı şehrin, sahici belde;
Ona sor, gidenlerden kalan şey neymiş elde?

Mezar, mezar, zıtların kenetlendiği nokta;
Mezar, mezar, varlığa yol veren geçit, yokta…


Onda sırların sırrı: Bulmak için kaybetmek.
Parmakların saydığı ne varsa hep tüketmek.

Varmak o iklime ki, uğramaz ihtiyarlık;
Ebedi gençliğin taht kurduğu yer, mezarlık.

Ebedi gençlik ölüm, desem kimse inanmaz;
Taş ihtiyarlar, servi çürür, ölüm yıpranmaz.

Karacaahmet bana neler söylüyor, neler!
Diyor ki, viran olmaz tek bucak, viraneler,

Zaman deli gömleği, onu yırtan da ölüm;
Ölümde yekpare an, ne kesiklik, ne bölüm…

Hep olmadan hiç olmaz, hiçin ötesinde hep;
Bu mu dersin, taşlarda donmuş sukuta sebep?

Kavuklu, başörtülü, fesli, başacık taşlar;
Taşlara yaslanmış da küflü kemikten başlar,

Kum dolu gözleriyle süzüyor insanları;
Süzüyor, sahi diye toprağa basanları.

Onlar ki, her nefeste habersiz öldüğünden,
Gülüp oynamaktalar, gelir gibi düğünden.

Onlar ki, sıfırlarda rakamları bulmuşlar,
Fikirden kurtularak, ölümden kurtulmuşlar.

Söyle Karacaahmet, bu ne acıklı talih!
Taşlarına kapanmış, ağlıyor koca tarih!

Çevrimdışı enesıla

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 394
  • 2.068
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 394
  • 2.068
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 15 Eyl 2015 07:17:39

Seçkin bir kimse değilim
ismimin baş harfleri acz tutuyor
Bağışlamanı dilerim

Sana zorsa bırak yanayım
Kolaysa esirgeme

Hayat bir boş rüyaymış
Geçen ibadetler özürlü
Eski günahlar dipdiri
Seçkin bir kimse değilim
İsmimin baş harflerinde kimliğim
Bağışlanmamı dilerim

Sana zorsa bırak yanayım
Kolaysa esirgeme

Hayat boş geçti
Geri kalan korkulu
Her adımım dolu olsa
İşe yaramaz katında
Biliyorum
Bağışlanmamı diliyorum
 
 

Cahit Zarifoğlu
 

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK