Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.227
  • 53.941
  • 4.227
  • 53.941
# 24 Kas 2015 09:49:16
Yüzünü ıslatmadan ağlayabilir misin
Yarı geceden sonra telefon ettin mi hiç
Karanlık adamlar hüviyetini sordu mu
Ben senin olmadığını arıyorum
Belki gelmem gelemem beş dakika bekle git
Bana ait ne varsa hepsi seni korkutuyor
Sana ait ne varsa hiçbiri benim değil
Belki ölmek hakkımı kullanıyorum
Belki gelmem gelemem beş dakika bekle git

Çevrimdışı harslan05

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.410
  • 69.892
  • 3.410
  • 69.892
# 24 Kas 2015 09:59:59
SONBAHAR

Sonbahar-ki acının değişmez dipnotudur-
Sesinin solgun göğünde
Küçük bir yıldızla bir harfi tutuşturur.
Savrulur her yana kavruk kelimelerle,
Yüreğini acıyla buruşturur.
Bakışının pasıyla zırhlanan dünya,
Binlerce pıtrak yapıştırır yüzünün kumaşına
Sonbahar-ki doyumsuz bir aşkın sonudur.

Metin Altıok

Çevrimdışı Ayperisi88

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.165
  • 17.379
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 3.165
  • 17.379
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 24 Kas 2015 10:01:48
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
SONBAHAR

Sonbahar-ki acının değişmez dipnotudur-
Sesinin solgun göğünde
Küçük bir yıldızla bir harfi tutuşturur.
Savrulur her yana kavruk kelimelerle,
Yüreğini acıyla buruşturur.
Bakışının pasıyla zırhlanan dünya,
Binlerce pıtrak yapıştırır yüzünün kumaşına
Sonbahar-ki doyumsuz bir aşkın sonudur.

Metin Altıok
++++

Çevrimdışı Gül Rengi

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.949
  • 47.578
  • 2.949
  • 47.578
# 24 Kas 2015 15:15:36
mevsimidir,
kendi hüznüme döndüm...

akşam annemle aramda
bir süs
gibi dururdu;
saatler rikkatle vururdu;
özensiz
bir eşya kuraklığı
dağılmış bahçemize;
ve her şey kandil...

hangi ağacın yapraklarını
siyah kadifeyle örttün Ölüm?
hangi Söz’ü bana verdin
de benden geri aldın,
ey Dil?

Birden mevsimler selsebil
Aktılar; görünmemekti dileğim;
Siyah kadife sızdırıyor,
Işıkta yağlanıyor gül
...........................Hi lmi Yavuz.....

Çevrimdışı Gül Rengi

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.949
  • 47.578
  • 2.949
  • 47.578
# 24 Kas 2015 17:45:06
Boğuk bir bakışın oluyor senin
Bir girdap derinliğinde kayboluyor gibiyim
Yok gibi yaşamak bu kalkıp kurtulmak gibi kalabalıktan
Durma bana türkü söyle Anadolu olsun
Susuz dudak gibi çatlak olsun
Karanfil gibi olsun kara çiçek gibi solgun yüzün
Durmadan akıyor kalbim ayaklarına bana karanlık bakma
Ağlıyorum bir karanlık karayel saçlarına
Çekme ülkemden nar yangını gözlerini
Beni bu kentten kurtar beni yalnız ko git beni
Arıyorum arıyorum o ilk çağ ırmaklarında sedef ellerini

Susmam seni ürkütmesin içimde çağlar var bilmelisin
Katı bir yalnızlık bu bilmelisin
Kaçmam kendimi bulmam ben senden yoksunum iyi bilmelisin.

Şu yalnızlık çıkmazında önümde niye sen varsın
Niye herşey bir anda kayıyor sen kayıyorsun
Kalbim niçin bu kadar yabancı sen niye yoksun
Bir sam yüklü geceleri içimden atamıyorum
Niye bunları bir anda unutamıyorum

Hadi tut elimden gök gibi ölü kadar yalnızım
                                      A.Erdem Bayazıt

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.966
  • 228.518
  • 28.966
  • 228.518
# 24 Kas 2015 22:33:28
Ah! Mihrican vuran, yaprak gibiyim
Hasreti hasretle, yaşar dururum
Kapıldım bir gülün, coşkun seline
Sığamam bendime, taşar dururum
Uzakta gül dağı, beni çağırır
Ünlenir gel diye, içten bağırır
Fecirler sonrası, şafak ağarır
O dağdan o dağa, aşar dururum
Çağrısı gül sesli, dayanmak ne zor
Bırakır içime, ak alevden kor
Gel yüreğim bunu, yine hayra yor
Bağrımı o gülle, deşer dururum
Binerim kar beyaz, bir yağız ata
Selâmlar veririm, puslu hayata
Dilime türküler, hep kata kata
Şiirle, türküyle yaşar dururum
Yârin omzu yastık olur başıma
İlham verir kavli, şiir aşıma
İşte geldim dünya, umur yaşıma
Besteler sesiyle, koşar dururum
Yanarım kardelen, çiçeği görsem
Üşürüm yaz gülü, menekşe dersem
Ah bu işin bir, sırrına ersem
Eremem sırrına, şaşar dururum
Celalettin Kurt

Çevrimdışı Ayperisi88

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.165
  • 17.379
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 3.165
  • 17.379
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 24 Kas 2015 23:57:49
Sabaha karşı gel...
Bütün gozlerinle gel...

Atilla Ilhan

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.227
  • 53.941
  • 4.227
  • 53.941
# 25 Kas 2015 08:45:07
Eski dikişler sökülür de kanama başlarsa yeniden
Yaralarıma en acı tütünleri basacağım ben
Yeter ki bir çağır çiçeklendiğin yerden
Gemileri yaksalar da geleceğim sana
On iki ayın birisinde, kesin takvim sorma bana
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman

Çevrimdışı aslı_80

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.080
  • 12.050
  • Öğrenci Velisi
  • 2.080
  • 12.050
  • Öğrenci Velisi
# 25 Kas 2015 09:10:23
ACILARLA SORULARLA

İşte yine kapıldım
O can sıkıntısına; içimde bir tozlu
Sarnıç boşluğu,
Gitmekle kalmak
Arasında kararsız
Yürüdüm kederle
Dağlara doğru.


Yüzlerce soru
Vardı aklımda,
Kulaklarımda
Bir garip uğultu
Ölümü kullanamazdım;
Bir yerlerde
Bilmediğim birilerine
Belki ayıp olurdu.


Belki de hiç
Ummadığım
Sevgisi tarazlı biri;
Koparıp bana ilişik
Umudunu
Bir kitabın arasında
Yamyassı
Kuruturdu.


Bir gazetenin
Ölüm ilanlarında
Okuyup adımı,
Öfkeye dönüştürürdü
Sandık kokulu
Hüznünü
Ve ölümü inatla,
Yok yere savunurdu.


Ben bunca yıl
Bunca insan tanıdım
Yüreği zehir dolu;
Yine de insanlardan
Kesmedim umudu.
İnsan dedim
Yekindim;
Paylaştım varı yoğu.


Ben neden
Dudaklarının arasında
İğneler tutan
Bir terzi suskunluğunu
Prova ediyorum
Şimdi bu yol boyu
Kederle yürürken
Dağlara doğru?


Neden kedi seven
Bir insan
Olduğumu
Biliyorum da
Kedisiz ve sevgisiz
Getiriyorum
Yaşadığım günlerin
Yaprak döken sonunu?


Cevapsız sorunun
Boynu büküktür,
Hemen anlar
Yetim olduğunu.
Ben neden hala
Duyuyorum avucumda
Bir çocuk elinin
Sızlayan boşluğunu?


Hipodromda yatıp
Kalkan bir adamın
Ölü bulunduğunu
Yazdı gazeteler
Geçenlerde
Haber olarak.
Tokatlıymış
Ya da Çorumlu.


Bıraktığı nottan
Öğrenilmiş
Son isteğinin
Ölürse terminale
Götürülmek olduğu.
Hipodromda yatıp
Kalkan bir adam
Kimin umuru!


Acılarla sorularla
Tiftikledim
Bunca insanın
Mutsuzluğunu.
Düşündüm kendi sonumu.
Hayrettir;
İçim içime
Nasıl da sığıyordu!


Oysa ben kaç yıldır
Kaç acı eskittim,
Unuttum
Kaç ölüm gördüğümü.
Bir omzumun
Alçaklığı ondandır;
Taşıdım kaç kişinin
Kanayan tabutunu.


Yıllar önce
Ölümü seçen sevgilim
Bunca sevgisizlik içinde
İyi biliyordu
Yetmeyeceğini
İki kişinin birbirine.
Bu yüzden döşeğinde
Ölümle buluştu.


Gömdük onu geçiştirip
Polis sorgusunu.
Onunla birlikte
Neleri gömdük;
Bir akşam içkisinin
Coşkusunu,
Sevincimizi gömdük
Kürek dolusu.


Yüzlerce soru
Vardı aklımda,
Kulaklarımda
Bir garip uğultu
Ölümü kullanamazdım;
Biryerlerde
Birilerine
Mutlaka ayıp olurdu.


Dostlardan uzakta
Bir bozgun akşamında
Gerisingeri
Dönerken kasabaya;
Baktım gökyüzü
Birden yıldızla doldu.
Akşamın serinliği
Alnıma vuruyordu...

Metin Altıok
( 1941 - 1993 )

Çevrimdışı eessrraa

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.908
  • 46.148
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 5.908
  • 46.148
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 25 Kas 2015 10:07:44
Olmaz ya, oldu*
Oldu da çirkin uyandın bir sabah.
Avuçlarının içinde bir uğultu.
Bedeninde bir elveda ve beden dilinde avuntu.
Ruhunda kara kalem bir desen.
Savaş yerinde ortancalar ve ortasında bir de sen.
Oldu da çirkin uyandın bir sabah.
Pencerenin pervazında edepsiz aylak martılar.
Gökyüzünde şiir olur yerine yalnız gezen şarkılar.
Oldu da çirkin uyandın
Olmaz ya, oldu.
Ateş böcekleri umarsızca gönül koyar gündüze.
Hele gürültülerin de varsa özlem duyan sessize.
Dile gelmiş naftalin ve yaramaz tebeşirler şehrinde.
Oldu da çirkin uyandın bir sabah.
Yanlış bir şey düşünme.
Yanında ben varsam ve şiirim varsa düşünde,
Olmaz ya, oldu
Sen ılık ol üşünme!
Sen çirkin uyandıysan,
Dünya başka biçimdedir.
Güneştedir, dündedir varsa hata bugündedir.
Oldu da çirkin uyandın bir sabah.
Yanında ellerim ve dost arayan bir çift göz.
Sarhoşsam da söylerim;
Ne olursa sözüm söz!
Oldu da çirkin uyandın bir sabah;
Bilirim o sabah ellerin tutmayacak.
Sen düzelene kadar o yatakta
Yanında kimse yatmayacak.
Oldu da çirkin uyandın bir sabah;
Ne olursa sözüm söz!
Sen güzelene kadar o güneş,
O batıdan batmayacak…
Söz....

      " can bonomo "

Çevrimdışı karenia

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 91
  • 1.211
  • 91
  • 1.211
# 25 Kas 2015 10:24:49
Sus, kimseler duymasın,
Duymasın, ölürüm ha.
Aymışam yarı gece,
Seni bulmuşam sonra.
Seni, kaburgamın altın parçası.
Seni, dişlerinde elma kokusu
Bir daha hangi ana doğurur bizi?
Ruhum... Mısra çekiyorum haberin olsun.
Çarşıların en küçük meyhanesi bu,
Saçları yüzümde kardeş, çocuksu.
Derimizin altında o ölüm namussuzu...
Ve Ahmedin işi ilk rasgidiyor.
İlktir dost elinin hançersizliği...
Ağlıyor yeşil.

Rüya, bütün çektiğimiz.
Rüya kahrım, rüya zindan.
Nasıl da yılları buldu,
Bir mısra boyu maceram...
Bilmezler nasıl aradık birbirimizi,
Bilmezler nasıl sevdik,
İki yitik hasret,
İki parça can.
Çatladı yüreği çakmaktaşının,
Ağıyor gökkuşaklarının serinliğinde
Çağlardır boğulmuş bir su...
Ağıyor yeşil.
      Ahmed Arif

Çevrimdışı Ayperisi88

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.165
  • 17.379
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 3.165
  • 17.379
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 25 Kas 2015 10:32:31
Sen türkü söyle ve gülümse küçüğüm,
Çünkü sesinin irmağiyla yeşerecek hasretin bozkirlari...

Çevrimdışı TANAĞRISI

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 153
  • 4.189
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 153
  • 4.189
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 25 Kas 2015 10:35:07
A     ş     k 
“Aşk, sabahlara kadar 
uyumamak değildir aslında. 
 
Her sabah uyandığında, 
yaşamaktan önce onun
gelmesiydi aklına.!” 
Can YÜCEL

Çevrimdışı paptyaeylüler

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.071
  • 7.292
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.071
  • 7.292
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 25 Kas 2015 18:07:42
Hiçbirine bağlanmadım
Ona bağlandığım kadar.
Sade kadın değil, insan.
Ne kibarlık budalası,
Ne malda mülkte gözü var.
Hür olsak der,
Eşit olsak der.
İnsanları sevmesini bilir
Yaşamayı sevdiği kadar.
Orhan Veli Kanık

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.860
  • 1.093
  • 11.860
# 25 Kas 2015 19:21:42


         h.n.a.


GEL BUYRUĞU

Tanrının “gel” buyruğu tatlılıkla erince
Ona doğru can kuşu nice uçmasın, nice?
Ne yaşamak tasası, ne dünyanın yasası,
Ne de bir kaygı kalır can yükünü derince.

Bu dirlik bir kılıçsa ölüm onun kınıdır;
İkisini birlikte verirler bir verince.
Ecel dedikleri şey erlerin kevseridir;
Gözünü kırpmadan iç, içme çağı erince.

Bir yumunca gözünü, kaybedince özünü
Çalamazsın sazını öyle inceden ince
Ne güneş kalır, ne ay; ne ırmaklar akar, ne çay;
Dünya`ya gelmedin say yağız yere girince.

Bildiğin, neyse unut, Tanrı`ya kavuştun tut,
Bir gün ölüm meleği seni yere serince.
Su gördüğün ne varsa birer birer küçük damladır,
Bir denize akıyor hepsi yerli yerince.

Bir gördüğün baştır, mezar beşiğe aştır,
Ölü diriye eştir, düşün biraz derince.
Atsız! Ölüm gerekmek teninde can yaşarken,
Sen burada olmazsın ölüm kanat gerince…

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK