Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.220
  • 53.878
  • 4.220
  • 53.878
# 12 Nis 2017 08:52:12
nasıl güzel yürürdün sokağımızdan geçerken
sanırdım kaldırımlar türkü söylüyor...

Cömert Yılmaz

Çevrimdışı nazende#

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 308
  • 1.555
  • 308
  • 1.555
# 12 Nis 2017 22:24:09
Kayıp Çocuk
Birden işitilmez olsun ayak seslerim;
Gölgem bir başka sokağa sapıversin;
Unutayım bir anda her şeyi,
Nerde oturduğumu,
Bir tuhaf adem olduğumu Can adında.
Aklım arayadursun başka kapılarda kısmetimi,
Ben, bilmediğim sokaklarda bir başıma;
Gönlüm öylesine geniş, öyle ferah,
İlk defa görmüş gibi dünyayı,
Bir şaşkınlık içinde, yeniden doğmuş gibi;
Hatırlamam artık değil mi, dostlar,
Hatırlamam artık garipliğimi?

Can Yücel

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.220
  • 53.878
  • 4.220
  • 53.878
# 13 Nis 2017 08:38:20
Dehri arasan binde bir âdem bulamazsın,
Âdem görünen harları âdem mi sanırsın?

Çok mukbili gördüm ki güler; içi kan ağlar,
Handân görünen herkesi hurrem mi sanırsın?

Çevrimdışı nazende#

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 308
  • 1.555
  • 308
  • 1.555
# 13 Nis 2017 08:38:54
Yaşayabilme İhtimali
Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan
Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam...
Ben seninle bir gün Veyselkarani'de haşlama yeme ihtimalini sevdim.
İlkokulun silgi kokan, tebeşir lekeli yıllarında
Ankara'da karbonmonoksit sonbaharlar yaşanırdı o zaman
özlemeye başladım herkesi...
Ve bu hasret öyle uzun sürdü ki, adam gibi hasretleri özlemeye başladım sonra..
Bizim Kemalettin Tuğcu'larımız vardı...
Bir de camların buğusuna yazı yazma imkanı...
Yumurta kokan arkadaşlarla paylaşılan kahverengi sıralarda,
solculuk oynamaya başladık..
Ben doktor oluyordum sen hemşire, geri kalanlar kontrgerilla...
Kırmızı boyalarla umut ikliminde harfler yazılıyordu pütürlü duvarlara ve
Türk Dil Kurumu'na inat bir Türkçeyle...
Ağbilerimizden öğrendik, S harfinden orak çekiç figürleri türetmeyi..
Ankara'ya usul usul karbonmonoksit yağıyordu.
Ve kapalı mekanlarda sevişmeyi öneriyordu haber bültenleri.
Oysa Ankara'da hiç sevişmedim ben.
Disiplin kurulunda tartışılan aşkım olmadı benim..
Sınıfça gidilen pikniklerde kıçımıza batan platonik dikenleri saymazsak..
Ankara'ya usul usul kurşun yağıyordu..
Ve belli bir saatten sonra sokağa çıkmamayı öneriyordu haber bültenleri.
Oysa hiç kurşun yaram olmadı benim
Ve hiç bir mahkeme tutanağında geçmedi adım
Çatışmaların ortasında sevimli bir çocuk yüzüydüm sadece
Sana şiirler biriktiriyordum fen bilgisi defterimde, ama sen yoktun
Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum, suni teneffüs saatlerinde
Okul servisi seni hep zamansız, amansızca bir lojman griliğine götürüyordu
Ben, senin benimle Tunalı Hilmi Caddesi'ne gelebilme ihtimalini seviyordum. Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum. Yaz sıcağı toprağa çekiyor da tenimin çatlamaya hazır gevrekliğini
Sonra otobüs oluyordum, kırık yarık yolların çare bilmez sürgünü
Ne yana baksam dağ ve deniz sanıyordum
Muş ovasının yalancı maviliğini
Otobüs oluyordum bir süre
Yanımızdan geçen kara trenlerle yarışıyordum, yanağım otobüs camının garantisinde
Otobüs oluyordum
Bir ülkeden bir iç ülkeye
Çocukluğuma yaklaştıkça büyüyordum.
Zap suyunun sesini başına koyuyordum şarkılarımın listesinin
Korkuyordum
Sonra iniyordum otobüsten
Çarşıdan bizim eve giden, ömrümün en uzun,
ömrümün en kısa, ömrümün en çocuk,
ömrümün en ihtiyar yolunu koşuyordum.
Çünkü sonunda annem oluyordum, babam kokuyordum sonunda..
Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan
Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam
Ben seninle bir gün Van'daki bir kahvaltı salonunda
Ben seninle sadece bilmek zorunda kalanların bildiği
bir yol üstü lokantasında
Ben seninle, Ağrı dağına mistik ve demli bir çay kıvamında bakan
Doğubeyazıt'ın herhangi bir toprak damında
Ben seninle herhangi bir insan elinin
terli coğrafyasında olma ihtimalini sevdim
 Ben senin, beni sevebilme ihtimalini sevdim!
         Y.Erdoğan

Çevrimdışı Gül Rengi

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.947
  • 47.568
  • 2.947
  • 47.568
# 13 Nis 2017 10:27:45
Amasya Mektupları
I.
nasıl tanınabilir yüzüm seninle
böyle bırakıp gittin ya beni
dalgın bir kuğuydum, oyalanmadın
sesinin rengine hapsettin beni.

ve şimdi bir büyük anısın sokaklarımda.

nasıl tanınabilir yüzxüm seninle
ıtır kokusu toprağındayım
kapılara paslı kilit vurmuşlar
sarıya boyamışlar evlerimizi
sanki güvercinsin, kanadındayım.

ve bir turuncu kandil kovalar beni.

nasıl tanınabilir yüzüm seninle
bir kış odasında vuruldum ağır
bu yaralar şu kalbime musallat
işte gidiyorum açıyor zakkum.

yüzüme baktıkça çağırıyorum seni.

II.
her şey seninle şimdi, masum ve dilsiz
öyle çıkıyoruz yukarılara
ağzın, ötelerin şelalesidir
saçlarına kar değmemeiş daha ne?
ellerinden tutayım bırakma beni.

sesin okunuyor su çırpıntısından.

Cafer Turaç

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.220
  • 53.878
  • 4.220
  • 53.878
# 13 Nis 2017 11:08:27
YEMYEŞİL BİR DENİZ

Yemyeşil bir deniz
Senin gözlerin
Ne bir sandal
Ne bir ada
Ne bir sahil var
Boğuluyorum…………

Gözlerinde menevişler
Denizde martılar gibi
Bakışların köpük köpük
Sonsuzluğu anlatır gibi

Bu bakışlar bir gün beni
Öldürecek sevgilim
Bu bakışlar ne zaman beni
Güldürecek sevgilim

Yemyeşil gökyüzü
Senin gözlerin
Ne bir rüzgar
Ne bir bulut ne bir yağmur var
Boğuluyorum…………

İlhan İREM


Çevrimdışı harslan05

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.402
  • 69.698
  • 3.402
  • 69.698
# 13 Nis 2017 11:34:06
Bir süre sonra,
Bir eli tutmakla bir ruhu zincirlemek arasındaki
İnce farkı öğrenirsin,
Ve aşkın yaşlanmak,
Birlikte olmanın da güvende olmak
Anlamına gelmediğini öğrenirsin,
Ve hediyelerin de vaat olmadığını öğrenmeye
başlarsın,
Ve yenilgileri
Başın dik ve gözlerin açık karşılamaya başlarsın,
Bir çocuğun üzüntüsü ile değil,
Bir yetişkinin zarafeti ile,
Ve her şeyi bugünü düşünerek yapmayı da öğrenirsin
Çünkü yarın ile ilgili her şey belirsizdir.
Bir süre sonra güneş ışığının yakıcı olduğunu öğrenirsin
Eğer fazla maruz kalırsan.
Bu yüzden,
Başka birisinin sana çiçek getirmesini beklemeden
Kendi bahçeni yarat
Ve kendi ruhunu kendin süsle.
Ve göreceksin ki dayanıklısın..
Ve kuvvetlisin,
Ve değerlisin...

Veronica A. Shoffstall

Çevrimdışı YILMAZ55

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 18
  • 866
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 18
  • 866
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 13 Nis 2017 13:22:17
MEMLEKET İSTERİM

Memleket isterim
Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;
Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.

Memleket isterim
Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun;
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.

Memleket isterim
Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun;
Kış günü herkesin evi barkı olsun.

Memleket isterim
Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;
Olursa bir şikâyet ölümden olsun.

Çevrimdışı kurthan

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 10.698
  • 73.134
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 10.698
  • 73.134
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 13 Nis 2017 15:08:57
Her gün batımında
Güneş'in inadına
Ay düşer, akşamın sularına.

Deniz uzanır ufuklara
Koşuşur yakamozlar
Yosunlardan yıldızlara.

Akşamdan kalma bir ıstakozun adımlarıyla
Özlemler esir alır duyguları
Ardı ardına.

Başlar şarkılar kaldığı yerden
Derinlerde ki hüzzam
Gitgide nihavend'e döner
Soluk soluğa dalgalarla
     H.Hikmet ESEN

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.858
  • 1.093
  • 11.858
# 13 Nis 2017 15:56:41



         h.n.a.


GEL BUYRUĞU

Tanrının “gel” buyruğu tatlılıkla erince,
Ona doğru can kuşu nice uçmasın, nice?
Ne yaşamak tasası, ne dünyanın yasası,
Ne de bir kaygı kalır can yükünü derince.

Bu dirlik bir kılıçsa ölüm onun kınıdır;
İkisini birlikte verirler bir verince.
Ecel dedikleri şey erlerin kevseridir;
Gözünü kırpmadan iç, içme çağı erince.

Bir yumunca gözünü, kaybedince özünü,
Çalamazsın sazını öyle inceden ince.
Ne güneş kalır, ne ay; ne ırmaklar akar, ne çay;
Dünya`ya gelmedin say yağız yere girince.

Bildiğin, neyse unut, Tanrı`ya kavuştun tut,
Bir gün ölüm meleği seni yere serince.
Su gördüğün ne varsa birer birer küçük damladır,
Bir denize akıyor hepsi yerli yerince.

Bir gördüğün baştır, mezar beşiğe aştır,
Ölü diriye eştir, düşün biraz derince.
Atsız! Ölüm gerekmek teninde can yaşarken,
Sen burada olmazsın ölüm kanat gerince…

Çevrimdışı seheryeli_

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.916
  • 19.360
  • 2.916
  • 19.360
# 14 Nis 2017 07:11:35
Yaşamak güzel şey doğrusu
Üstelik hava da güzelse
Hele gücün kuvvetin yerindeyse
Elin ekmek tutmuşsa bir de
Hele tertemizse gönlün
Hele kar gibiyse alnın
Yani kendinden korkmuyorsan
Kimseden korkmuyorsan dünyada
Dostuna güveniyorsan
İyi günler bekliyorsan hele
İyi günlere inanıyorsan
Üstelik hava da güzelse
Yaşamak güzel şey
Çok güzel şey doğrusu.

Melih Cevdet Anday

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.220
  • 53.878
  • 4.220
  • 53.878
# 14 Nis 2017 08:37:01
Kadavradan ibaret bir gövde,
İmlası bozuk bir cümle
Bir de aramızdaki büyüyen özlem



Biliyorum gelmeyeceksin
Ne sen olabileceğim gözlerinin dibinde
Ne ben olabileceksin yüreğimin terinde
Ama
Bir cümle olduk biz
Anlatım bozukluğuna meyal verdik ise de,
Sevgiye dair alıntılanmış,
En anlamlı söz olduk biz
Bizden doğma mutluluğu var ettik
Sevda sağnağında
Bizden olma bir fincan umudu tazeledik
Hayat çaydanlığında

Çevrimdışı nazende#

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 308
  • 1.555
  • 308
  • 1.555
# 14 Nis 2017 10:28:58
Baba
Köhne, tuzlu bir yaşamdan yazıyorum,
Merhaba diye başlamak istiyorum...
Gecenin berrak dökülüşü aklıma geliyor,
Usulca yanağıma kondurduğun busen
...ve yastığımın altına sıkıştırdığın gofret
Sonra, sonra annemden gizli bıraktığın harçlıklar...

Paylaşmanın buharı kızarmış bir tavukta,
Yeni fırından çıkmış birkaç pidede esiyor
...ve. Hadi oğlum kalk  diyen sesin
Kulaklarımda çınlıyor baba...
Yüreğimde yankılanıyor,
Sizsiz boğazımdan geçmez deyişin...

Elin midende, göğsün direksiyonda,
Bir gece yarısı mide kanaman
...ve bir sabaha karşı kaza haberin
Kulaklarımda çınlıyor
...ve ben daha beş yaşındayım baba
Yürek, kaşındaki derin izlerde boğuluyor...

Uzaklardan, ağların çekildiği derin mavilerden yazıyorum,
Pul pul hatıralar takılıyor gözlerime
Enginlerde kayboluyorum baba...
Şavkı vururken ayın, gecenin esrarına bir beyazlık düşüyor
Sen geliyorsun yüreğimin baş ucuna
...ve hiç gitmiyorsun baba...

Tuhaf, çok isterdin de, bir şiir yazamazdım sana,
Elim varmazdı kağıda, kaleme
Boğazıma bir şeyler sarılırdı,
Karabasanlar çökerdi yüreğime
Durur kalırdım taş gibi, kaskatı
Sonra, sonra içimden geçirirdim,
Bir gün, elbet bir gün yazarım diye...

Demek, gecenin dehlizlerinden ağlar çekilirken,
Ben deli divane sana susarken ,

Düşerken yıldızlar pul pul ellerime,
İçimde derin sancıları çekerken
...ve sen, hudutsuz özleminle, gönlüme çökerken
Bu gece sana yazacakmışım baba...

Bir bisiklet için kurduğum hayallerde
Hep sen suçluydun çocuk yüreğimde...
Nerden bilebilirdim, yokluk mertliği bozar baba,
Yoksa hangi baba istemez?.. bir çocuğa
Gökkuşağına çengel atıp, bir sal yapıp kaydırmayı...

Yıllar geçiyor baba, yaşlılık saçlarına düşüyor,
Derin izler yüzüne, dökülen dişlerine
Kalbine vuruyor ve dizlerine yıllar...
Ömrün en orta yerindeyim baba,
Yıllar önce sen gibi, bir bisikletin yükü sırtımda,
Nerden bilebilirdim?.. yokluk adamlığı bozar baba...

Yara en çok kanarken yakışırmış adama diyorlar,
İçim almıyor tükenişleri, gidişleri
Burada olsaydın şimdi, anlatırdım
Bir kıza sevdalandım  derdim,
Ellerim yine çok üşüyor baba,
Martılar neden böyle siyah baba?..

Canım sıkılıyor, zırhlı birliklere teslim ettiğin gün,
Yak bir sigara, deyişin kulaklarımda ağrıyor,
Sen nasıl bir adamdın baba?..
Yüreğin ne kadar engin,
Baba yüreğim kanıyor,
Duman duman hasret tütüyor her yanım baba...

Şimdi düşsem şu dalgalara boğulur muyum?..
Yine tutar çıkartır mısın baba?..
Yoksa duymaz mısın sessiz çığlıklarımı tuzlu sularda?..
Martılar siyah baba, martılar siyah
Çığlıkları gecenin ahengini boğuyor baba
Baba, baba korkuyorum, tuzlu bir yaşamın arasında,
Martılar siyah baba, martılar siyah

Çevrimdışı Gül Rengi

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.947
  • 47.568
  • 2.947
  • 47.568
# 14 Nis 2017 23:03:10
Üzülme sen en güzel yarının bir öncesisin
Sen en kötü günün ta kendisisin
En güzel gün gelmeden
Asla şiir sevmemelisin

Sen şiir seversen uçaklar hakikate düşer
Sen hepimizin yağmuru olsan seni sevmezdik
Kimsenin yağmuru kimsenin sevgisine göre değil zaten
..
Trenler gecikirse   görüşürüz..

Mustafa Akar

Çevrimiçi hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.812
  • 227.459
  • 28.812
  • 227.459
# 15 Nis 2017 09:57:29
ÇOBAN ÇEŞMESİ

Derinden derine ırmaklar ağlar,
Uzaktan uzağa çoban çeşmesi,
Ey suyun sesinden anlıyan bağlar,
Ne söyler su dağa çoban çeşmesi.
"Goynunu Şirin'in aşkı sarınca
Yol almış hayatın ufuklarınca,
O hızla dağları Ferhat yarınca
Başlamış akmağa çoban çeşmesi...
"O zaman başından aşkındı derdi,
Mermeri oyardı, taşı delerdi.
Kaç yanık yolcuya soğuk su verdi.
Değdi kaç dudaga çoban çesmesi.
Vefasız Aslı'ya yol gösteren bu,
Kerem'in sazına cevap veren bu,
Kuruyan gözlere yaş gönderen bu...
Sızmadı toprağa çoban ceşmesi.
Leyla gelin oldu,
Mecnun mezarda,
Bir susuz yolcu yok şimdi dağlarda,
Ateşten kızaran bir gül ararda,
Gezer bağdan bağa çoban çeşmesi,
Ne şair yaş döker, ne aşık ağlar,
Tarihe karıştı eski sevdalar.
Beyhude seslenir, beyhude çağlar,
Bir sola, bir sağa çoban çeşmesi...

(Faruk Nafiz Çamlıbel)

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK