Şafak Türküsü
Beni burada arama, arama anne
Kapıda adımı, adımı sorma
Saçlarına yıldız düşmüş
Koparma anne, ağlama.
Kaç zamandır yüzüm traşlı
Gözlerim şafak bekledim
Uzarken ellerim kulağım kirişte
Ölümü özledim anne…
Yaşamak isterken delice!
Ah.. verebilseydim keşke
Yüreği avcunda koşan her bir anneye
Tepeden tırnağa oğula ve kıza kesmiş
Bir ülkeye armağan
Düşlerimle sınırsız
Diretmişliğimle genç
Şaşkınlığımla çocuk devrederken sırdaşıma
Usulca açıverdi yanağımda tomurcuk
Pir sultan’ı düşün anne, şeyh bedretinn’i
Börklüce’yi Torlak Kemal’i…
Insanları düşün anne!
Düşün ki yüreğin sallansın,
Düşün ki o an güneşli güzel günlere inanan
Mutlu bir yusufcuk havalansın…
Beni burada arama, arama anne
Kapıda adımı, adımı sorma
Saçlarına yıldız düşmüş
Koparma anne, ağlama.
Yani benim güzel annem
Ala şafağında ülkemin yıldız uçurmak varken
Oturup yıldızlar içinde kendi buruk kanımı içtim
Ne garip duygu şu ölmek?
Öptüğüm kızlar geliyor aklıma,
Bir açıklaması vardır elbet giderken darağacına…
Geride, masa üstünde boynu bükük
Kaldı kağıt kalem.
Bağışla beni güzel annem
Uğur tadında bir mektup yazamadım diye kızma bana.
Elleri değsin istemedim
Gözleri değsin istemedim
Ağlayıp kokluyacaktın
Belki bir ömür taşıyacaktın koynunda.
Yaşamak ağrısı asıldı boynuma, oysa türkü tadında yaşamak isterdim…
Ölmek ne garip şey anne!
Bayram kartlarının tutsaklığından aşırıp bayramı,
Sedef katmal bir kutu içinde, vermek isterdim çocukların ellerine.
Sonra, sonra benim güzel annem
Damdan düşer gibi(!), vurulmak isterdim bir kıza…
Gecenin kıyısında durmuşum, kefenin cebi yok
Koynuma yıldız doldurmuşum, koşun çocuklar koşun
Sabah üstüme üstüme geliyor!
Kısacası güzel annem,
Bir çiçeği düşünürken ürpermek yok,
Gülmek, umudetmek, özlemek…
Ya da mektup beklemek, gözleri yatırıp ıraklara…
Ölmek, ne garip şey anne!
Artık duvarlari kanatırcasına tırnağımla
Şaşkın umutlu şiirler yazamıyacağım!
Mutlak bir inançla gözlerimi tavana çakamıyacağım,
Baba olamayacağım örneğin!
Toprak olmak ne garip şey anne…
Ölmek ne garip şey anne…
Uçurumlar ki sende büyür
Dağdır ki sende göçer
Ben bayrak derim çiçek derim
Çam diplerine açmış kanatlarını kozalak derim
Gül yanaklı çocuğa benzer
Yinede oğlunu yitirmek kim bilir ne garip şey anne!..
Her kavgada ölen benim,
Bayrak tutan, çarpışan…
Her kadın toprağı tırnaklıyarak doğurur beni.
Özlem benim, kavga benim, aşk benim…
Bekle beni anne, bir sabah çıkagelirim
Bir sabah anne bir sabah
Acını süpürmek için açtığında kapını
Bir sabah anne bir sabah
Acını süpürmek için açtığında kapını
Adı başka, sesi başka
Nice yaşıtım koynunda çiçekler, çicekler içinde bir ülke getirirler