Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı AYŞEGÜL59

  • Uzman Üye
  • *****
  • 475
  • 2.580
  • 475
  • 2.580
# 01 Nis 2011 16:44:12
SİSLER BULVARI

elinin arkasında güneş duruyordu

aylardan kasımdı üşüyorduk

ağacın biri bulvarda ölüyordu

şehrin camları kaygısız gülüyordu

her köşe başında öpüşüyorduk

**********************

sisler bulvarı'na akşam çökmüştü

omuzlarımıza çoktan çökmüştü

kesik birer kol gibi yalnızdık

dağlarda ateşler yanmıyordu

deniz fenerleri sönmüştü

birbirimizin gözlerini arıyorduk

*************************

sisler bulvarı'nda seni kaybettim

sokak lambaları öksürüyordu

yukarıda bulutlar yürüyordu

terkedilmiş bir çocuk gibiydim

dokunsanız ağlayacaktım

yenikapı'da bir tren vardı

**********************

sisler bulvarı'nda öleceğim

sol kasığımdan vuracaklar

bulvar durağında düşeceğim

gözlüklerim kırılacaklar

sen rüyasını göreceksin

çığlık çığlığa uyanacaksın

sabah kapını çalacaklar

elinden tutup getirecekler

beni görünce taş kesileceksin

ağlamayacaksın! ağlamayacaksın!

**************************

sisler bulvarı'ndan geçtim sırılsıklamdı

ıslak kaldırımlar parlıyordu

durup dururken gözlerim dalıyordu

bir bardak şarabda kayboluyordum

gece bekçilerine saati soruyordum

evime gitmekten korkuyordum

sisler boğazıma sarılmışlardı

**************************

bir gemi beni afrika'ya götürecek

ismi bilmiyorum ne olacak

kazablanka'da bir gün kalacağım

sisler bulvarını hatırlayacağım

kırmızı melek şarkısından bir satır

lodos'tan bir satır yağmur'dan iki

senin kirpiklerinden bir satır

simsiyah bir satır hatırlayacağım

seni hatırlatanın çenesini kıracağım

limanda vapur uğuldayacak

*************************

sisler bulvarı bir gece haykırmıştı

ağaçları yatıyordu yoksuldu

bütün yaprakları sararmıştı

bütün bir sonbahar ağlamıştı

ağlayan sanki istanbul'du

öl desen belki ölecektim

içimde biber gibi bir kahır

bütün şiirlerimi yakacaktım

yalnızlık bana dokunuyordu

**********************

eğer sisler bulvarı olmasa

eğer bu şehirde bu bulvar olmasa

sabah ezanında yağmur yağmasa

şüphesiz bir delilik yapardım

hiç kimse beni anlayamazdı

on beş sene hüküm giyerdim

dördüncü yılında kaçardım

belki kaçarken vururlardı

**********************

sisler bulvarı'ndan geçmediğim gün

sisler bulvarı öksüz ben öksüzüm

yağmurun altında yalnızım

ağzım elim yüzüm ıslanıyor

tren düdükleri iç içe giriyorlar

aklımı fikrimi çeliyorlar

aksaray'da ışıklar yanıyor

sisler bulvarı ayaklanıyor

artık kalbimi susturamıyorum

 

 

    Attila İLHAN



mısralarında eriyip kaybolduğum şiir...
müsadenizle kendime armağan etmek istiyorum

Çevrimdışı parames_syum

  • Bilge Üye
  • *****
  • 1.381
  • 15.882
  • 1.381
  • 15.882
# 01 Nis 2011 17:03:37
 "İnsanlar hayatı seçtiğinde,
  Kader bunu duyacak,
  Karanlık dağılacak,
  Zincirler kırılacak..."
                Ebul Kasım El Şabbi
                  ( Tunuslu Ozan )

Çevrimdışı seço58

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.343
  • 41.703
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.343
  • 41.703
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 01 Nis 2011 17:16:19
Bu ara kendimi toprağa çok yakın hissediyorum
O kadar seviyorum ki toprağı
İçine giresim geliyor.
Bademlere sarılıyorum yolda,
Ama öbür tarafa değil
Bu topraklardaki
Ne zaman olacağı meçhul
Devrime doğru yürüyorum
Nar çiçekleriyle.....
Can Yücel ‎.

Çevrimdışı adatepe1

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.185
  • 1.818
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.185
  • 1.818
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 01 Nis 2011 17:20:36
Aşk Belki...

Her baktığımda, ilk defa görüyormuşum gibi...
Ama; kendimden bile önce tanıdığım...
Her saniye yeniden doğmak gibi...
Ama, asırlardır süren...
Kışa dönmeyen sonbahar; derin, duygulu...
Yaza dönmeyen ilkbahar; serin, coşkulu...

Ilık avuçlarında, kar taneleri...
Güneş sıcağı, gözleri...
Ve sözleri...
Ve sesi...

Böyle olmalı aşkın tarifi...
Ki, tarif edilememeli...

"Resmini çiz!" deseler...
Bacası tüten bir ev belki...
Belki gece yarısı terkedilmiş bir şiir...
Veya kaldırımların kanına giren...
Aşkın ayak sesleri...

"Resmini çiz!" deseler...
Her köşe başı ıhlamur kokar...
Yağmur kokar...
"Resmini çiz!" deseler...
Şehit akıncının dudaklarındaki tebessüm...
Veya...
Gecenin koynuna bırakılan gözyaşları...
Gizli ve mahçup...

Aşk, istemektir belki...
Belki bir ticaret; pazarlıksız...
Bedeli kalbinizdir... Bedeli herşeydir...
Sonrası bir uzun yolculuk...
Sonrası; nasip!

Tarifini sorsalar....
Her baktığımda, ilk defa görüyormuşum gibi...
Az kalsın ölüyormuşum gibi...

M. Başaran

Çevrimdışı akkaya33

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.105
  • 12.722
  • 2.105
  • 12.722
# 01 Nis 2011 17:27:23
Dostlar Irmak Gibidir

Dostlar ırmak gibidir
Kiminin suyu az, kiminin çok
Kiminde elleriniz ıslanır yalnızca
Kiminde ruhunuz yıkanır boydan boya

Insanlar vardır; üstü nilüferlerle kaplı,
Bulanık bir göl gibi...
Ne kadar ugraşsanız görünmez dibi.
Uzaktan görünüşü çekici, aldatıcı
İçine daldığınızda ne kadar yanıltıcı....
Ne zaman ne gelecegini bilemezsiniz;
Sokulmaktan korkarsınız, güvenemezsiniz!

Insanlar vardır; derin bir okyanus...
İlk anda ürkütür, korkutur sizi.
Derinliklerinde saklıdır gizi,
Daldıkça anlarsınız, daldıkça tanırsınız;
Yanında kendinizi içi boş sanırsınız.

İnsanlar vardır, coşkun bir akarsu...
Yaklaşmaya gelmez, alır sürükler.
Tutunacak yer göstermez beyaz köpükler!
Ne zaman nerede bırakacağı belli olmaz;
Bu tip insanla bir ömür dolmaz.

İnsanlar vardır; sakin akan bir dere...
İnsanı rahatlatır, huzur verir gönüllere.
Yanında olmak başlı basüşına bir mutluluk.
Sesinde, görüntüsünde tatlı bir durgunluk.

Insanlar vardır; çeşit çeşit, tip tip.
Her biri baska bir karaktere sahip.
Görmeli, incelemeli, doğruyu bulmalı.
Her şeyden önemlisi insan, insan olmalı...
İnsanlar vardır; berrak, pırıl pırıl bir deniz.

Boşa gitmez ne kadar güvenseniz.
Dibini görürsünüz her şey meydanda.
Korkmadan dalarsınız, sizi sarar bir anda.
İçi dışı birdir cekinme ondan.
Her sözü içtendir, her davranışı candan...

Can Yücel

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.100
  • 2.904
  • 12.100
# 01 Nis 2011 19:41:19
Eksik Avuntular


''Bir şiir caddelerle ve lağımlarla,
azizelerle,kahramanlarla,dilencilerle,delilerle
dolu bir şehir gibidir(...)
Şiir savaştaki şehirdir:
Bir şiir ,saati 'niye'diye sorgulayan bir şehirdir.
Bir şiir silahlar altındaki bir şehirdir.'' -C.Bukowski-



Yağmurların eteğinden geçer çarşılar,
çarşılarda tokmak sesleriyle bakırcılar;
eteğinden çarşıların
sahaflar ,limoncular;
duraklarda,kuruklarda bezgin ağrılar
ağlar...

Ağrılar ağlar!

Kalabalık ağrılardır günler
ve yeşil elmalardır:
Kalabalık ağrılardır günler,
ak sulardır,şarkılar ve şaraplardır...

Kalabalık ağrılardır günler.
İsterik orospulara benzerler
ve bıkıncaya dek
eksik avuntular emzirirler...

Oysa yaşam sadece an'lar;
ağlarsa an'lar ağlar,
anlarsa an'lar anlar.

Sonrası anılar...

An'lar anlatılamaz,yaşanır
ve biralaboraysa yaşam
her şey yaşanarak anlaşılır...


Y.Odabaşı

Çevrimdışı gazili0606

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 6.558
  • 15.399
  • 6.558
  • 15.399
# 01 Nis 2011 20:41:02
Gözlerim Gözlerinde

Hep böyle  çocuksu mu bakar senin gözlerin?
Hep böyle içinde  uzak bir işik mi yanar?
Bakişlarinda beni dinlendiren bir şey var;
Kıyısındaymiş gibi en sakin  denizlerin...
Bir yelkenliyim şimdi  ben senin limaninda
Firtinalardan geldim sende dinleniyorum.
Bu huzur, bu sessizlik  hiç  bitmesin diyorum;
En eşsiz dakikalar  sürsün senin yaninda...

Hiç yumma gözlerini, işigin eksilmesin,
Gündüzüm aydinligim, ipek  böcegim benim!
Güz bahçemde açilmiş o son çiçegim benim!

Yorgun kalbim seninle elem nedir bilmesin;
Ayirma gözlerimden  çocuksu gözlerini,
O sakin o yalansiz, o kuytu  gözlerini.

Ümit Yaşar Oğuzcan

Çevrimdışı TugraÖzyıldız

  • Bilge Üye
  • *****
  • 10.275
  • 16.913
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 10.275
  • 16.913
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 01 Nis 2011 20:47:33
ARKAMDAN ACIMADIN


Bir tesadüf eseri giri verdin dünyama
Ortak oldun nedense benim garip sevdama
Birden çile doldurdun tatlı güzel rüyama
Yüzüme güldün ama arkamdan acımadın...

Akıttığım yaşları elinle silecektin
Benimle ağlayıpta benimle gülecektin
Sen benim kıymetimi böylemi bilecektin
Yüzüme güldün ama arkamdan acımadın...

Sevgim hızla yol aldı senin sevgine doğru
Gönlüm sana koşmuştu acılarına doğru
Yolculuk başlamıştı inan kalbine doğru
Yüzüme güldün ama arkamdan acımadın...

Sevgim benim sözüm aşkım ise canımdı
Verdiğin gülücükler yüreğimde kanımdı
Eksik olan bir taraf oda senin yanındı
Yüzüme güldün ama arkamdan acımadın...

Serkan ERTAN

Çevrimdışı bilaldikici

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 2.512
  • 57.273
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 2.512
  • 57.273
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 01 Nis 2011 20:49:19
ÜZÜLME


"Kaybolan Yusuf döner gelir Kenan'a;

Üzülme.

Bir gün döner hüzünler kulübesi gül bahçesine;

Üzülme.



Ey gamlı gönül;

İyileşirsin nasıl olsa.

Getirme aklına kötü şeyler.

Bu perişan başın da gelir hale yola,

Üzülme.



Ey güzel sesli bülbül;

devam edersen çimen tahtında kalmaya,

yine başına çiçekten güneşlik takarsın;

Üzülme.



Şu kısa ömrümüzde felek

dönmezse bir iki gün muradımızca,

gerçekleşmezse arzularımız,

devam etmez ya bu hep böyle;

üzülme.



Umutsuzluğa kapılırım deme!

Gayb âleminin sırlarını bilmiyorsun çünkü.

Perde arkasında,

nice gizli oyunlar var.

Üzülme.



Hey gönül;

söküp götürse de yokluk seli varlığımızı,

Üzülme.

Nuh gibi kaptanın var;

Üzülme.


Hafız Şirazi

Çevrimdışı AYNALI

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.281
  • 21.084
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 3.281
  • 21.084
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 01 Nis 2011 21:49:30

FARK ETMELİ İNSAN

Bir damlacık sudan
nasıl yaratıldığını fark etmeli.

Anne karnına sığarken
dünyaya neden sığmadığını
ve en sonunda bir metre karelik yere
nasıl sığmak zorunda kalacağını
fark etmeli.

Şu çok geniş görünen dünyanın,
ahirete nispetle
anne karnı gibi olduğunu
fark etmeli.

Henüz bebekken
Dünya benim! dercesine
avuçlarının sımsıkı kapalı olduğunu,
ölürken de aynı avuçların
her şeyi bırakıp gidiyorum işte!
dercesine apaçık kaldığını
ve kefenin cebinin bulunmadığını
fark etmeli.

Baskın yeteneğini
fark etmeli sonra.

Azrailin her an
sürpriz yapabileceğini,
nasıl yaşarsa
öyle öleceğini
fark etmeli insan.

Hayvanların yolda, kaldırımda, çöplükte
ama kendisinin
güzel hazırlanmış mükellef bir sofrada
yemek yediğini
fark etmeli.

Yaratılmışların en güzeli olduğunu
fark etmeli
ve ona göre yaşamalı.

Gülün hemen dibindeki dikeni
dikenin hemen yanı başındaki
gülü fark etmeli.

Evinde kedi, köpek beslediği halde
çocuk sahibi olmaktan korkmanın
mantıksızlığını fark etmeli.

Eşine seni çok seviyorum! demenin
mutluluk yolundaki müthiş gücünü
fark etmeli.

Dolabında asılı 25 gömleğinin
sadece üçünü giydiğini ama
arka sokaktaki komşusunun
o beğenilmeyen gömleklere
muhtaç olduğunu fark etmeli.

Zenginliğin ve bereketin
sofradayken önünde biriken
ekmek kırıntılarını yemekte
gizlendiğini fark etmeli.

Annesinden doğarken
tertemiz teslim aldığı gırtlağını ve
aşırı beslenme yüzünden sarkan göbeğini
fark etmeli.

Fark etmeliyiz çok geç olmadan...

Ömür dediğin
üç gündür,
dün geldi geçti
yarın meçhuldür...

O halde
ömür dediğin
bir gündür,
o da bugündür...
 
Can YÜCEL 

Çevrimdışı gmzhmt

  • Uzman Üye
  • *****
  • 687
  • 2.087
  • Türkçe Öğretmeni
  • 687
  • 2.087
  • Türkçe Öğretmeni
# 01 Nis 2011 23:53:21
Birgün aşklar biter,hatıralar kalır;
Kimi sversen sev,hep hatırlatır.
Sanma bir başkası yerimi alır;
Gelenler gideni elbet aratır.
...

Çevrimdışı ogrtmn35

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 17.437
  • 177.461
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 17.437
  • 177.461
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 02 Nis 2011 00:13:22
Gerçeğin hayâlden en bariz farkı
Uzağa atarsın, yakına düşer.
Öyle günler, öyle simalar var ki
Unutmak istersin, aklına düşer...

Abdurrahim Karakoç

Çevrimdışı dusgezgini

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 145
  • 34
  • 145
  • 34
# 02 Nis 2011 02:02:08

Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman

Dilimde sabah keyfiyle yeni bir umut türküsü
Kar yağmış dağlara, bozulmamış ütüsü
Rahvan atlar gibi ırgalanan gökyüzü
Gözlerimi kamaştırsa da geleceğim sana
Şimdilik bağlayıcı bir takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

Ay, şafağa yakın bir mum gibi erimeden
Dağlar çivilendikleri yerde çürümeden
Bebekler hayta hayta yürümeden
Geleceğim diyorum, geleceğim sana
Ne olur kesin bir takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

Beklesen de olur, beklemesen de
Ben bir gök kuruşum sırmalı kesende
Gecesi uzun süren karlar-buzlar ülkesinde
Hangi ses yürekten çağırır beni sana
Geleceğim diyorum, takvim sorma bana
-Ihlamur çiçek açtığı zaman.

Bu şiir böyle doğarken dost elin elimdeydi
Sen bir zümrüd-ü ankaydın, elim tüylerine deydi
Sevda duvarını aştım, sendeki bu tılsım neydi?
Başka bir gezegende de olsan dönüşüm hep sana
Kesin bir gün belirtemem, n`olur takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

Eski dikişler sökülür de kanama başlarsa yeniden
Yaralarıma en acı tütünleri basacağım ben
Yeter ki bir çağır beni çiçeklendiğin yerden
Gemileri yaksalar da geleceğim sana
On iki ayın birisinde, kesin takvim sorma bana
-Ihlamur çiçek açtığı zaman.

Bak işte, notalar karıştı, ezgiler muhalif
Hava kurşun gibi ağır, yağmursa arsız
Ey benim alfabemdeki kadîm Elif
Ne güzellik, ne de tat var baharsız
Güzellikleri yaşamak için geleceğim sana
Geleceğim diyorum, biraz mühlet tanı bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
Ben güneş gibi gireceğim her dar kapıdan
Kimseye uğramam ben sana uğramadan
Kavlime sâdıkım, sâdıkım sana
Takvim sorup hudut çizdirme bana
Ben sana çiçeklerle geleceğim
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

Bahaeddin KARAKOÇ
(Uzaklara Türkü)
 
Bahattin Karakoç

Çevrimdışı rabia3360

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.436
  • 2.687
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.436
  • 2.687
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 02 Nis 2011 11:31:22
BİR MEMET DAHA

Topraktan mı çıktı yarı toprak bir yaratık,
Gökten mi indi yarı gök bir kartal.
Bir Memet daha var oldu o sıra,
Tepenin doruğunda kalpağı al.

Bir Memet olduğu besbelli,
Saçları başakta, gözleri çiçekte.
Elleri ayakları öylesin kocaman,
Yüzü altı Memet'in yüzüne öylesin benzemekte.

Vardı üç adımda masalcana,
Ağzi duman tüten makineliye, dev.
Kabzeyi kavrar kavramaz basti tetiğe
Fışkırdı namludan sonsuz bir alev.

Allah Allah, şaştı bütün dağlar, bütün gök,
Şaştı dost düşman.
Bu kimdir, bu kaçıncı Memet'tir,
Ölülerde dirilerde dondu kan.

Görsen efsane, görmesen efsane,
Duysan efsane.
Uzak mıdır bayraktan düşen,
Yakın mıdır ne?

Bir parıltı bir parırıtı tarihten,
Tanrıca dik.
Yurdun ulusun kutsal gücü,
Bu yedinci Memet, Memetçik.

FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA

Çevrimdışı dusgezgini

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 145
  • 34
  • 145
  • 34
# 02 Nis 2011 12:07:48
Bir gün mecnun hasta olup yatağa düşer.
Tedavisi için bir tabib çağırırlar.
Tabib ''Damardan kan almak gerek'' diyerek
Mecnun'un kolunu bağlar.
...Tam iğneyi batıracagı sırada Mecnun bağırır
Ey tabib, bırak!
Ücretini al ve git.
Bu hastalıktan öleyim zararı yok.
Vazgeç kan almaktan.''
Doktor Mecnun'a
Sen çöllerde kükremiş
Aslanlardan korkmuyorsun da
Bir iğne batmasından mı korkuyorsun?
Diye sorar.
Mecnun'un cevabı şu olur
Ben neşterden (iğneden) korkmuyorum.
Benim vücudum
Leyla ile doludur.
Korkarım ki benim kolumu yararken
Leyla'yı incitirsin!... ♥

Yılmaz ERDOĞAN

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK