Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı seço58

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.343
  • 41.702
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.343
  • 41.702
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 03 Nis 2011 14:12:49
Oturuyoruz karşı karşıya
Yok olan şeyle ikimiz
Sarı koltuğa çöküyor o - her şey sarı zaten -
Ben kahverengi koltuğa oturuyorum -her şey kahverengi -
Kimse görmüyor bizi
Göremezler ki
Uçup uçup konuyoruz yerlerimize
Bir konfeti demetinden kopmuş gibi
Düşlerimizden saçılmış gibi
İyi eğleniyoruz yok olan şeyle ikimiz
Sigarasını yakıyor
İyi, yaksın
Bardağına cin koyuyorum
Ağır ağır içiyor
Her şeyin tersini taşıyor yüzü -sanki -
Ve taşırıyor...

Edip Cansever

Çevrimdışı akkaya33

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.105
  • 12.722
  • 2.105
  • 12.722
# 03 Nis 2011 14:40:57
Sanki
Bu bakış seni görmek içindir.
Senden başka birşey var mı..
Denizlere bakıyorum, denizlere..
Denizler bu kadar mı..
Bakıyorum başka şeyler göreyim diye..
Tabiat ezilip büzülüyor karşımda.
Manzaraların ömrü birer saniye
Bulutlar ayağımın dibinde, sen başımda.
Yıldızlara bakıyorum, yıldızlara..
Bir sen varsın benimle bakan.
Ne oldu diyorum, öteki insanlara..
Hani sözleri vardı, hayatı aydınlatan.


Özdemir Asaf

Çevrimdışı wanted1

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 3.442
  • 3.859
  • 3.442
  • 3.859
# 03 Nis 2011 14:47:52
EMEK

Bunca zaman bana anlatmaya
çalıştığını,kendimi
bulduğumda anladım.

Herkesin mutlu olmak için başka bir yolu
varmış,

Kendi yolumu çizdiğimde anladım..

Bir tek yaşanarak öğrenilirmiş hayat,
okuyarak,dinleyerek değil..

Bildiklerini bana neden
anlatmadığını, anladım..

Yüreğinde aşk olmadan geçen hergün
kayıpmış,

Aşk peşinden neden yalınayak
koştuğunu anladım..

Acı doruğa ulaştığında
gözyaşı gelmezmiş gözlerden,
Neden hiç ağlamadığını
anladım..

Ağlayanı güldürebilmek,ağlayanla
ağlamaktan daha değerliymiş,

Gözyaşımı kahkaya çevirdiğinde
anladım..

Bir insanı herhangi biri kırabilir, ama bir
tek en çok sevdiği acıtabilirmiş,

Çok acıttığında anladım..

Fakat,hakedermiş sevilen onun için dökülen her
damla gözyaşını,
Gözyaşlarıyla birlikte sevinçler
terkettiğinde anladım..

Yalan söylememek değil, gerçeği
gizlememekmiş marifet,

Yüreğini elime koyduğunda anladım..

''Sana ihtiyacım var, gel ! ''
diyebilmekmiş güçlü olmak,
Sana ''git'' dediğimde anladım..

Biri sana ''git'' dediğinde, ''kalmak istiyorum''
diyebilmekmiş sevmek,

Git dediklerinde gittiğimde anladım..
Sana sevgim şımarık bir
çocukmuş,her düştüğünde zırıl
zırıl ağlayan,
Büyüyüp bana sımsıkı
sarıldığında anladım..

Özür dilemek değil, ''affet beni'' diye
haykırmak istemekmiş pişman olmak,

Gerçekten pişman olduğumda anladım..
Ve gurur, kaybedenlerin,acizlerin maskesiymiş,

Sevgi dolu yüreklerin gururu olmazmış,

Yüreğimde sevgi bulduğumda anladım..

Ölürcesine isteyen,beklemez,sadece umut edermiş
bir gün affedilmeyi,

Beni afetmeni ölürcesine istediğimde
anladım..

Sevgi emekmiş,

Emek ise vazgeçmeyecek kadar, ama özgür bırakacak
kadar sevmekmiş



Çevrimdışı adatepe1

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.185
  • 1.818
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.185
  • 1.818
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 03 Nis 2011 15:34:47
SENİ DÜŞÜNDÜM

Ellerim ceplerimde ve gözlerimde, sen
Seni düşünüyorum, tebessüm var  gönlümde
Güneş doğuyor mavi gözlerinde
Havada ılık bir meltem var
Hissediyorum, saçlarından geliyor,
O güzelim papatya kokulu rüzgâr
Aşk rüzgârı bu, yalnızca seven anlar
Ve benim yüreğimde  batan gemiler
Hiç bitmeyen fırtınalar..
                     M.K.Ö

Çevrimdışı AKSA

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.564
  • 2.847
  • 1.564
  • 2.847
# 03 Nis 2011 17:28:13
                 EMANET 
Bu gece,
Yıldızlar bir başka parlıyor,
Ay ışığı daha çok ışıtıyor odamı,
Sanki yanaklarıma ateş düşüyor,
Kelimeler utanıyor satırlarıma düşerken,
Hayallerim serpiliyor bir bir karanlığa,
Duy beni ey sevgili,
Gör beni, dinle beni, hisset sözlerimi,
Her satırında sana mutluluk dilekleri var,
Yarınlar için selamet,
Sabaha yolcuyum sevdiceğim,
Umutlarımız önce Allah' a, sonra sana emanet.

Kim bilir kaç zaman geçecek sensizlikte,
Kaç mevsim dökülecek yaprağımız
Ve kaç kez filizlenecek körpe sevdamız,
Yetim kalır mı dersin gözlerim,
Sensizlikte bakarken görür müyüm seni kuytu köşelerde,
Her adımda zikreder miyim adını,
Söyle ey sevgili söyle,
Yarınları yaşar mıyım? Canım canınla yanarken,
Can evimde ayrılık savaşı, duygularım kanarken,
Bu bendeki ben değil,
Benden çıkarsa adı ihanet,
Ben gidiyorum sevdiceğim,
Canım önce Allah’a sonra canına emanet.

Ah bu ayrılıklar,
Yaz ortasında yağmaz mı saçlarımıza,
Buz gibi üşütmez mi sırlarımızı,
Bir de üstüne tutulmaz mı dilimiz,
Bakışların yetmedi yürek yangınımı söndürmeye,
Susma ey sevgili susma,
Ben dayanamam sessizliğe,
Ne olur, ne olur iki kelam et,
Kime ne diyeyim bu halimle,
Yüreğim önce Allah’ a sonra sana emanet.

Şafak vaktinin kızıllığı emerken gökyüzünü,
Bulutlara takılıp giden umutlarım kalsın bende
Zarafetin işledikçe ilmik ilmik,
Değme yüreğime,değme yüreğime
Ağlarım, susturamazsın,
Sensizlik, ah sensizlik
Hasret çemberinin ortasındaki ok gibi acıtır yüreğimi,
Canım yandıkça coşar gözpınarlarım,
İşte o zaman kopar kıyamet,
Ben gidiyorum sevdiceğim,
Sevdamız önce Allah’a sonra sana emanet

 

Çevrimdışı seço58

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.343
  • 41.702
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.343
  • 41.702
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 03 Nis 2011 17:36:01
Söndü sönecek bir idare lambası
Bu idare bu yönetim bu hükümet
Bu icraya verilmiş müflis icra
Bu üç güçten biri denen yürütme
Neyi nerde nasıl yürüttüğü belli,
Ardından avcı hattıyla kasetler koşmaca
O kutu kutu içinden zıpp fırlayan
Kara kara kutular
Her elim kazadan sonra birer birer
Kabak çiçeklerince açılmak üzre,
Bu idare bu yönetim bu yürütme
Ayıp yerleri türbanlara dolana dolana
Malum Dolapderenin yatağında
Piyasaya çıkmışcasına malum ortalamalı
Cihanı fethetmiş sanırsın öyle pürazamet
Kendinden geçmiş diskur geçiyor hala
Ele güne dosta düşmana
Harp halinde kendi Merih yıldızıyla bile,
Hanidir Metastaza dalmış illetini unutup
-O kadim o kamusal o kırkyıllık kanseri-
Arkasında biten o basurbadel mevtten şekvacı
Ve Ahh, o "sevilmemek" denen onulmaz yara!...
O emektar sedyeden, o çilekeş Anadolu'dan
Tabansız ve kademsiz ayakları
Bir çift lodos palamudu gibi sarkmış
Mahşerin neşterine doğru süvari gayri
Bon voyage sana mon frerö jako!..
Can Yücel ‎.

Çevrimdışı adatepe1

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.185
  • 1.818
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.185
  • 1.818
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 03 Nis 2011 18:59:03
   NERELERDESİN

Nerelerdesin ?
Rüyalarıma bile girmiyorsun artık
Bembeyaz gecelerimi renklerdirmiyorsun
Göremiyorum seni,
Sesini duyamaz oldum
Yorma kendini, 
Aslında çok iyi biliyorum,
Beni ağır ağır terk ediyorsun...

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.097
  • 2.904
  • 12.097
# 03 Nis 2011 20:26:39
ÇAKIL


Seni düşünürken
Bir çakıl taşı ısınır içimde
Bir kuş gelir yüreğimin ucuna konar
Bir gelincik açılır ansızın
Bir gelincik sinsi sinsi kanar

Seni düşünürken
Bir erik ağacı tepeden tırnağa donanır
Deliler gibi dönmeye başlar
Döndükçe yumak yumak çözülür
Çözüldükçe ufalır küçülür
Çekirdeği henüz süt bağlamış
Masmavi bir erik kesilir ağzımda
Dokundukça yanar dudaklarım

Seni düşünürken
Bir çakıl taşı ısınır içimde.

Bedri Rahmi Eyüboğlu

Çevrimdışı smncn2009

  • B Grubu
  • 1.001
  • 3.698
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 1.001
  • 3.698
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 03 Nis 2011 20:55:58
NEDEN

Neden hayatında biri yok diye soranlara;
Hani bazen durakta belli bir otobüsü beklersiniz ya
on dakika, onbeş dakika, yirmi dakika beklersiniz gelmez.
Bu arada başka alternatiflerde geçer ama binmezsiniz.
Nede olsa "beklemişsinizdir o kadar" boşa gitsin istemezsiniz.
Sormayın artık bana!
Herhangi biriyle değil, beklediğime “değecek” olanla devam etmeliyim bu yola!...
Durakta yaşlanmak olsada işin ucunda...

Can Yücel

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.858
  • 1.093
  • 11.858
# 03 Nis 2011 21:52:47


h.n.a.

KÖMEN

Analım Tunga Er efsanesini;
Duyalım geçmişin erkek sesini.
Bürüyüp Tanrıdağ`ın çevresini
Yine Gök Türk olalım, El kuralım.

Ötüken-Yış durak olsun da bize
Yürüsün ordular ordan denize.
Çinli baş vermese, gelmezse dize
Kağanın buyruğu vardır: Vuralım.

Anlatılmaz, yüce bir erdem olan
Bu akınlarda bulunmaz yorulan.
Günü geldikçe de bizden sorulan
Kan ve can vergisi olsun...Verelim!

Ülkü uğrunda gönüller delidir.
Kişiler ülkü için ölmelidir.
Tanrı’nın insana değmiş elidir
Şu ölüm adlı güzel şey... Saralım.

Hiç düşündün mü niçindir yaşamak?
Bir görev yapmak içindir yaşamak.

Er kişiysen görevin neyse, başar.
Zevke, eğlenceye hayvan da koşar.

Görüyorsun nice hayvan yığını
Ki yapar sadece hayvanlığını.

Fakat onlar bile kendince yine
Tükürürler Kardeş`in itlerine.

O nasıl olmalı bir ruhu ölü,
Ya da bir canlı, fakat kahpe dölü

Ki sanar durduğu yer it inidir,
Oysa bir şanlı şehitler sinidir.

O fuhuş uzmanı çikletli dişi,
Dişinin en kötü, en köhnemişi,

Kaplamış ruhunu çirkef yosunu,
Hiç umursar mı şehit ordusunu?

Var mıdır onca tivistin ötesi?
Adı üstünde: Köpek sosyetesi!

Yok sayıp sen de bu ruhsuz sürüyü
Kılavuz yap ebedi Gök Börü’yü.

Çıkarıp Ergenekon’dan ulusu
Türk`ü kılsın yine dünya ulusu.

İzleyip Gök Börü’nün gölgesini
Gezelim gel o Kömen ülkesini.

Gönlümün özlemi yerdir orası,
Gürler ufkunda yiğitlik borası.

Orda erdem gözükür, başkası çıkmaz alana.
Kapanıktır kapılar her kovu, her bir yalana.

Orda erler: Kimi arslan, kimi pars`ın eşidir.
Orda kızlar: Güneşin kendi, ayın onbeşidir.

Uğramaz ufkuna asla o yerin yüz karası;
Orda yoktur ne siyaset, ne fikir maskarası.

Yaşamaz öyle bir ortamda küçüklük, kötülük;
Bir alaydan daha üstün savaşır orda bölük!

Sungurun uçtuğu yerlerde barınmaz yarasa;
Ve bütün dirliğin üstünde yürür sade yasa...

Bir düşün başların üstünde kağanlık tuğunu,
Ruh duyar orda ölürken bile Türk olduğunu;

Ölümün zevkini bir süs gibi gönlünde taşır.
Dirilerden daha çok orda şehitler dolaşır.

Bu şehit ordusu varken kuramaz kimse pusu,
Yurt için kan dökülür orda denizler dolusu.

Günümüzden, düşünüp birçok asırlar geriyi
Analım bin kere ölmüş o ölümsüz çeriyi:

Ebedi yiğit!
Adı yok şehit!

Kefenin: Vatan...
Tabutun: Cihan...

Yaşıyor ünün.
Düşünüp övün,

Damarında kan
Bir alev midir?

Yaşaman: Roman;
Ölümün:Şiir.

Sana yok ne taş,
Ne de bir mezar.

Bu hayat: Savaş!
Ebedi uzar.

Eşit olduğun
Şu güneş: Tuğun.

Tabutun: Vatan,
Mezarın: Cihan.

Adı yok yiğit!
Ebedi şehit!..

Onu anmakla görür Türk soyu gökçek Kömeni:
Doludizgin yarışan Tanrıkut’un dört tümeni...

Bin asır geçse de rastlanmaz onun bir eşine,
Buyruk aldım diye ok fırlatıyor evdeşine...

Bidev atlarla kılıp her yolu bir günde yarı
Yıldırımlar gibi dağlardan aşan orduları...

Saygı olsun bu çelik atlıların gök tuğuna,
Tuğu kaldırmış olan orduların başbuğuna.

O nasıl bir yürüyüştür, ne yiğitler katarı!
Kun`u, Gök Türk`ü, Oğuz-Uygur`u, Kırgız`ı, Tatar`ı...

O batırlar ki basıp bağra kucaklar ölümü.
Özgelerden sakınıp kendine saklar ölümü.

Her zaman öyle ağırdır ki yiğitlik kefesi,
Kahramanlar gibi ölmek o günün felsefesi...

Onların sanki başak canları... Durmaz, biçilir...
Toprağın içkisidir kanları, al al içilir.

Tarihin bir olağanüstü ve şahane işi
Kür Şad`ın, Kül Tegin`in, Çağrı Beğ`in ok çekişi...

Çevrimdışı dilek 64

  • Uzman Üye
  • *****
  • 295
  • 550
  • 295
  • 550
# 03 Nis 2011 22:13:20
ne ağlarsın benim zülfü siyahım
buda gelir buda geçer ağlamaa
göklere erişdi feryadım ahım
buda gelir buda geçer ağlama

bir gülün çevresi dikendir hardır
bülbül gül elinden ah ile zardır
nede olsa kışın sonu bahardır
buda gelir buda geçer ağlama

daimiyem her can ermez bu sırra
eyüp sabır ile gitti mısıra
koyun oldum ağladım ardı sıra
buda gelir buda geçer ağlama

Çevrimdışı AYŞEGÜL59

  • Uzman Üye
  • *****
  • 475
  • 2.580
  • 475
  • 2.580
# 03 Nis 2011 22:29:27
KARANFİL SOKAĞI

   Tekmil ufuklar kışladı
   Dört yön,onaltı rüzgar
   Ve yedi iklim beş kıta
   Kar altındadır.

   Kavuşmak ilmindeyiz bütün fasıllar
   Ray, asfalt, şose, makadam
   Benim sarp yolum, patikam
   Toros, Anti-toros ve asi Fırat
   Tütün, pamuk, buğday ovaları,çeltikler         
   Vatanım boylu boyunca
   Kar altındadır.

   Döğüşenler de var bu havalarda
   El, ayak buz kesmiş, yürek cehennem
   Ümit, öfkeli ve mahzun
   Ümit, sapına kadar namuslu
   Dağlara çekilmiş
   Kar altındadır.

   Şarkılar bilirim çığ tutmuş
   Resimler, heykeller, destanlar
   Usta ellerin yapısı
   Kolsuz,yarı çıplak Venüs
   Trans-nonain sokağı
   Garcia Lorca'nın mezarı,
   Ve gözbebekleri Pierre Curie'nin
   Kar altındadır.

   Duvarları katı sabır taşından
   Kar altındadır varoşlar,
   Hasretim nazlıdır Ankara.
   Dumanlı havayı kurt sevsin
   Asfalttan yürüsün Aralık,
   Sevmem, netameli aydır.
   Bir başka ama bilemem
   Bir kaçıncı bahara kalmıştır vuslat
   Kalbim, bu zulümlü sevda,
   Kar altındadır.

   Gecekondularda hava bulanık puslu
   Altındağ gökleri kümülüslü
   Ekmeğe, aşka ve ömre
   Küfeleriyle hükmeden
   Ciğerleri küçük, elleri büyük
   Nefesleri yetmez avuçlarına
   -İlkokul çağında hepsi-
   Kenar çocukları
   Kar altındadır.

   Hatıp Çay'ın öte yüzü ılıman
   Bulvarlar çakırkeyf Yenişehir'de
   Karanfil Sokağında gün açmış
   Hikmetinden sual olunmaz değil
   "mucip sebebin" bilirim
   Ve "kafi delil" ortada...

   Karanfil sokağında bir camlı bahçe
   Camlı bahçe içre bir çini saksı
   Bir dal süzülür mavide
   Al - al bir yangın şarkısı,
   Bakmayın saksıda boy verdiğine
   Kökü Altındağ'da, İncesu'dadır.

 
                            Ahmed ARİF

Çevrimdışı ogrtmn35

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 17.431
  • 177.430
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 17.431
  • 177.430
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 03 Nis 2011 23:04:53
Eger güzel gözlerin olsun istiyorsan,etrafına SEVGİ ile bak.!
Eger güzel ellerin olsun istiyorsan,onlara MASUM bakış Uzat.!
Eger güzel dudakların olsun istiyorsan,
cümlelerinizde güzel SÖZLER kullan.!
Eger güzel bir yüzün olsun istiyorsan,her zaman GÜLÜMSE.!
Maddi güzellik FANİDİR, MANEVİ güzellik EZELİ..!
Sen sahipsin Dünyanın en güzel KALBİNE,
Ne gerek SAÇ rengine TEN güzelliğine ...

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.526
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.526
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 04 Nis 2011 12:07:25
KİMSESİZLİK

Yıllardır ki bir kılıcım kapalı kında
Kimsesizlik dört yanımda bir duvar gibi
Muzdaribim bu duvarın dış tarafında
Şefkatine inandığım biri var gibi

Sanıyorum saçlarımı okşuyor bir el
Kıpırdanmak istemiyor gözkapaklarım
Yan odadan bir ince ses diyor gibi "gel"
Ve hakikat bırakıyor hülyamı yarım

Gözlerimde parıltısı bakır bir tasın
Kulaklarım komşuların ayak sesinde
Varsın gene bir yudum su veren olmasın
Başucumda biri bana "su yok" desin de

 Kemalettin Kamu

Çevrimdışı galipkudalak

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.129
  • 10.546
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.129
  • 10.546
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 04 Nis 2011 14:26:20
                       EskideN
Eskiden;

Çember çevrilir,
Su musluktan içilir,
Ağaçlara tırmanılırdı.
...Bebekler bezden,
Silahlar tahtadan,
Resimler kömür karasından yapılırdı.
Kızlara ninelerinin, erkeklere dedelerinin
İsimleri konulur,
Saatli maarif okunurdu.
Komşuda pişen
Bize...
Bizde pişen komşuya düşerdi.
Geceler ayaz,
Sokaklar karanlık,
Yıldızlar... parlak olurdu.
Turşu, salça, mantı
Evde yapılır,
Karpuz kuyuda soğutulurdu.
Erik ağacının çiçeği,
Pencere camımıza yaslanır,
Güz yaprakları bahçemize düşerdi.
Kardan adam yapılır,
Evlerde soba yakılır,
Kış gecelerinde masal anlatılırdı.
Merdiven çıkılır,
Aidat ödenmez,
Yönetici seçilmezdi.
Evler badanalı,
Sokaklar lambasız,
Mahalleler bekçili olurdu.
Ajans radyodan dinlenir,
Çizgi roman okunur,
Defterlere kenar süsü yapılırdı.
Hayat,
Arkası yarın gibiydi,
Kesintisizdi.
Her gün yaşanacak bir şey vardı.
Herkes kendi düşünü kurar,
Kendi hayatını oynardı.

ŞİMDİ


Şimdi,
Herkes
Yoğun,
Yorgun
Ve
Tek başına..


CAN DÜNDAR...

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK