Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.534
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.534
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 03 May 2011 11:06:19
SENSİZ KALAN BU ŞEHRİ

sensiz kalan bu şehri yakmayı çok istedim

mavi bir aleve dönüştürdüm kalbimi bir anda
tutuşturmak istedim beni böyle umarsız
bırakıp gittiğin bu zalim şehri
yakamadım gözlerin dikildi karşıma bir caddenin tam ortasında
inanılmaz güzel bakıyordu gözlerime hafif ıslak
en özel en bilinmeyen türleri açmıştı papatyaların
hatıralarınla titriyordu içim kuşlar kanatıyordu gönlümü

gri bulutlar geçiyordu göğümden
anlamak üzreydim neron’un roma’yı neden yaktığını
karanlık bir koridor açıldı önümde anlayamadım
yenik düşmüş bir napolyon kadar mutsuzdum aslında
intihara kalkışan hitler kadar çaresiz
yakmak üzreydim ki bu şehri hatıraların
içli bir yağmur gibi boşandı üzerime

kediler geçti birden kavşaklarından şehrin
acı acı miyavladılar gözlerime baktılar kızgındılar kırgındılar
onlar da tutulmuşlar anladım sana bendeki kadar
onlar da terk ettiğin bu şehri çaresiz
yakmak istiyorlar yakamıyorlar

saçların dikildi karşıma bir sokak köşesinde
her telinde parmaklarımın izleri parlıyordu
benzersiz kokunu alıyordu kıvrımlarından rüzgar
gözleri doluyordu saçlarına bakan kedilerin
her biri bir kenarda darmadağın
çömelip kalıyordu yutkunuyordu
rengi kaçıyordu pencerelerde perdelerin

nereye yürüdüysem bakışın, duruşun, sesin
anladım söndürmeliyim tutuşan yüreğimi
kendimi yakmış olurum yakarsam bu şehri
çünkü sen her şeyinle bendesin

NURULLAH GENÇ

Çevrimdışı gazili0606

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 6.558
  • 15.400
  • 6.558
  • 15.400
# 03 May 2011 12:28:47
AYRILIRKEN

Dinle sevdiğim bu ayrılık saatidir
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk
Ergeç içeceğimiz bir ilaç gibi
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk
Bu saatte gözyaşları, yeminler
Boş bir tesellidir inandığımız
Perde kapanıyor, filim bitiyor işte
O hiç bitmeyecek sandığımız
Görüyorsun konuşacak bir şeyimiz kalmadı
Sadece bakışlarımızda hüzün
İşte ayrılık bu; hiç beklemediğimiz
O ikiz kardeşi ölümün
Anlıyorum bir daha görüşemeyeceğiz
Bu son buluşmamızdır seninle
Yeni bir hayata başlıyacaksın artık
Onunla, o yeni sevgilinle.
Anlıyorum artık o öpecek ellerini
Kulağına aşkı o fısıldayacak
İçinde bir pişmanlıktan başka
Benden eser kalmayacak.
Sigaranı söndür, kalkabiliriz
On adım sonra yollarımız ayrılmalı
Sakın ağlama ve bir şey söyleme bana
İnsan ayrılırken bile büyük olmalı

Ümit Yaşar Oğuzcan

Çevrimdışı ayas42

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 156
  • 1.076
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 156
  • 1.076
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 03 May 2011 12:53:52
VEDA

Elimde, sükutun nabzını dinle,
Dinle de gölümü alıver gitsin!
Saçlarımdan tutup, kor gözlerinle,
Yaşlı gözlerime dalıver gitsin!
Yürü, gölgen seni uğurlamakta,
Küçülüp küçülüp kaybol ırakta
Yolu tam dönerken arkana bak da,
Köşede bir lahza kalıver gitsin!
Ümidim yılların seline düştü,
Saçının en titrek teline düştü,
Kuru yaprak gibi eline düştü
İstersen rüzgara salıver gitsin!

Necip Fazıl kısakürek

Çevrimdışı banu2011

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.073
  • 3.654
  • Müdür Yetkili
  • 1.073
  • 3.654
  • Müdür Yetkili
# 03 May 2011 13:02:05
GÖZLER

 

Sende sevgidir zaman ve Leyla'dır

Kulak ver, tükenmeyen âh ü zârıma, gözler

Ey, dikenli yolları gökyüzüne bağlayan

Bir hayali dilberin çehresinde parlayan

Mehtabım gülümse de kalbimde gül büyüsün

Sen ki, güzel gözlerin belki en büyüğüsün

Güneş gibi, ufkumda doğup da yanan gözler

Ruhumun yağmurunu içip de kanan gözler

 

Geceye mi çırpınış, gurbete mi bu hasret

Bitmeyen bir susuzluk ve sönmeyen hararet

Ortasında kalmışsın; saçların darmadağın

Gülşenim, yıkılmadan saray gibi otağın

Hayatın sonbaharı kuşatmadan rengini

Yitirmeden şu billur ve masmavi engini

Beni al kollarına, uyut sonsuza değin

Yüzümde dalgalansın o simsiyah eteğin

Göreyim elmas gibi parlayan nakışları

Gönlümü çiçek çiçek sırlayan nakışları

 

Papatya bir simada sana taht kurmuş Allah

Ne olur, üzme beni; çektiğim her derin âh

İçimden bir parçayı koparıp götürüyor

Ve hicrân sis misali, her yanımı bürüyor

Mehtabım, yıldız gibi süsle kâküllerini

Koklayayım kalbimde yeşeren güllerini

Islanmış sinesine çekiver bir baharın

Uyandır şarkısıyla beni, kanaryaların

Duaya kalksın elim, başım şükre uzansın

Sesim dudaklarıma mahpus iken, uyansın

Ve matem kuyusundan çekeyim ellerimi

Toplayayım yerlere düşmüş hayallerimi

Kapkaranlık dünyama bir ışık yakan gözler

Bana, benimmiş gibi, ümitle bakan gözler

Çevrimdışı banu2011

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.073
  • 3.654
  • Müdür Yetkili
  • 1.073
  • 3.654
  • Müdür Yetkili
# 03 May 2011 13:23:55
SENİ SEVİYORDUM

Sana uzak kentlerden birinde zamanın bir yerinde seni ve senli günleri anımsattı akşam güneşi…

Onca zamanın üstünde eskimeyen bir düşüncesin şimdi

İnsan hergün anımsar mı aynı gözleri

SENİ SEVİYORDUM ve senin haberin yoktu 
Saçlarını izliyordum uzaktan, kulağının arkasına düşüşü ve burnun, herkesten başkaydı işte…

Güldüğü zaman yukarıya bakardı;

Yukarı kalkan başın ve gülen gözlerin vardı…

Ne güzeldiler sen bilmiyordun…

BEN SENİ SEVİYORDUM…

Kalbime sığmıyordu aklımdan geçenler

Duvarlara, vitrin camlarına, kaldırımlara çarpıyordu

Geri dönüyordu, çoğalarak

Senin sesini duyduğum masalarda erteliyordum herşeyi, herseyi erteleyişim oluyordun

Kalp ağrısı oluyordun,

Birlikte soluduğumuz sokak isimleri oluyordun,

Mevsimler değişiyor ve büyüyorduk,

Dönemeçler geçiyor, köprüler göze alıyorduk ve bazen tekin olmayan suların üzerinden atlıyorduk

Cesurduk…

Ufuk çizgisi maviydi, gün batımı hep turuncu ve kırmızıydı bütün karanfiller…

Ben SENİ SEVİYORDUM sen bilmiyordun…

Sevinçlerim oluyordun arasıra sen hiç bilmiyordun

Sonra herhangi biri oldun, bütün sevinçlerim bittikten sonra

Yağmurlar yağdı, serin haziran akşamları

Derken bir gün uzaktan gördüm seni…

Saçların bana inat başın herseye meydan okuyarak işte yine aynı

Kalbimi acıttı her zamanki gibi…

Değiştik sanıyordum ve sen yine bilmiyordun

Şimdi bunları anlatsa sana birileri kim bilir yada boşver bilme en iyisi…

İclal Aydın

Çevrimdışı banu2011

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.073
  • 3.654
  • Müdür Yetkili
  • 1.073
  • 3.654
  • Müdür Yetkili
# 03 May 2011 13:25:49
AŞKA DEVRİLMEK
Bu gece uzun olmalı…

Ve hiç ağlamadıkları kadar ağlamalı aşıklar.

Bu gece hiç geçmediği kadar geçmeli bir adam bir kadının aklından.

Bu gece bütün çığlıklara hazır, bütün kıskançlıklara açık, bütün kavgalara hoşgörülü olmalı.

Bu gece inadına hatırlanmalı gelmiş geçmiş bütün ayrılıklar ve bu gece bir bir hepsinin intikamı alınmalı.
Bu gece hiç olmadığı kadar sarhoş olmalı bir kadın.

Bu gece Shakespeare uyanmalı ölü uykusundan ve “Romeo ve Juliet” yeniden yazılmalı.

Mem û Zin yeniden tanışmalı bu gece ve bu gece tarihin en büyük aşkları yeniden yaşanmalı.

Bu gece Mefisto Faust’u yeniden kandırmalı ve bu gece, üzülmeli Tanrı’nın melekleri ve titremeli derin bir acıyla kanatları.

Bu gece şehrin bütün fahişeleri aşka yeniden inanmalı.

Bu gece bir kadın aşkı, daha önce hiç yazmadığı gibi yazmalı.

Bu gece bütün oyunlar yeniden kurulmalı, bir daha bozulmalı.

Kumarbazlar bu gece hiç kaybetmedikleri kadar kaybetmeli,

Bu gece hiçbir oyun kazanılmamalı.

Bu gece bütün masalların sonu değiştirilmeli ve mutlaka mutsuz bitmeli.

Rapunzel asla kurtarılmamalı ve Pamuk Prenses ölmeli!

Bu gece her şey hiç olmadığı kadar gerçek olmalı.

Bu gece sızlamalı bir adamın kalbi bir kadının aşkı yüzünden.

Bu gece uykular rahatsız olmalı, yataklar çivi gibi.

Bu gece kimse uyuyamamalı.

Söylenmemiş hiçbir şey kalmamalı bu gece, konuşulmamış her şey konuşulmalı.

Bu gece kelimelerin başında nöbet tutulmalı.

Bu gece bir tek O’na boyun eğmeli bir kadın;

Ayı gökyüzüne tutturana,

Yıldızı o kadar parlatana,

Geceyi bu kadar karartana…

Ve bu gece devrilmeli cümleler bir kadının içinde ve herkes en büyük devrimin aslında aşk olduğunu anlamalı!

Yasemin Pulat

Çevrimdışı banu2011

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.073
  • 3.654
  • Müdür Yetkili
  • 1.073
  • 3.654
  • Müdür Yetkili
# 03 May 2011 13:40:59
DESEMKİ
Desem ki vakitlerden bir nisan akşamıdır
Rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini
Ormanların en kuytusunu sende görmekteyim
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm
Sende tattım yemişlerin cümlesini
Desem ki sen benim için,
Hava kadar lazım,
Ekmek kadar mübarek,
Su gibi aziz bir şeysin;
Nimettensin, nimettensin.
Desem ki…
İnan bana sevgilim inan
Evimde şenliksin, bahçemde bahar;
Ve soframda en eski şarap.
Ben sende yaşıyorum,
Sen bende hüküm sürmektesin.
Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
Rüzgarla nehirlerle, kuşlarla beraber.
Günlerden sonra bir gün,
Şayet sesimi fark edemezsen
Rüzgarların nehirlerin kuşların sesinden,
Bil ki ölmüşüm.
Fakat yine üzülme müsterih ol
Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini
Ve neden sonra
Tekrar duyduğun gün sesimi gök kubbede
Hatırla ki mahşer günüdür
Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum

Cahit Sıtkı Tarancı

Çevrimdışı aslı_80

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.080
  • 12.050
  • Öğrenci Velisi
  • 2.080
  • 12.050
  • Öğrenci Velisi
# 03 May 2011 15:28:28
Kaçsam bırakıp
Senden uzak yollara gitsem
Kalbim yanıyor
İsmini her kimden işitsem

Derdinle ufuklarda sönen
Gün gibi bitsem
Kalbim yanıyor
İsmini her kimden işitsem

Çevrimdışı cancancan111

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.599
  • 19.343
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.599
  • 19.343
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 03 May 2011 16:15:48
ÜZÜLME...
Üzülme ey nâzenin simurg kuşum üzülme!
Üzülme gözlerimde can yokuşum üzülme!

Üzülme umuduyla göverip yeşerdiğim
Üzülme her şafakta muradına erdiğim
Üzülme saçlarına mâtemleri bağlayıp
Üzülme her tan vakti sükût ile ağlayıp
Yüreğimin hüznüne cemâl olan üzülme!

O bir damla gözyaşın ummanları kavurur!
Bir tek sîtemli sözün binlerce hakan vurur
Hüzünlü her cemre de toprak kurur, dal kurur
Ey! Bu garip sevdâya hamal olan üzülme!
Senin o mahcup yüzün edebimdir, arımdır
Hüzünlü bakışların benim intihârımdır
Yüreğimi dâra çek gülüm, yeter üzülme!
Ağlaman ecelimden daha beter üzülme!

Üzülme yıkılıyor yerde saray, gökte ay! …
Üzülme mâtemine büründü kervansaray
Üzülme toprakların kustuğu her şey zehir
Üzülme benim ile kahrolmadan bu şehir
Meczûp duygularıma kemâl olan üzülme!

Kâinatın mehtâbı yüreğimin tâcısın
Beni imtihan eden yine bana acısın…
Sen yaramın merhemi, gönlümün ilacısın
Gönlümde servi olan, nihâl olan üzülme! ..
Düşmesin gözlerinden toprağa bir damla yaş
Senin için duâcı bahtına küs bu ayyaş
Iztıraplı yasından isyan biter üzülme!
Ağlaman ecelimden daha beter üzülme!

Üzülme ey kahrını yudum yudum içtiğim!
Üzülme ey gönüllü sıratından geçtiğim!
Üzülme ey kalbimin hiç dinmeyen sızısı!
Üzülme ey bahtımın, kara alın yazısı!
Âteş-i firkatimle hemhâl olan üzülme!..

Çevrimdışı smncn2009

  • B Grubu
  • 1.001
  • 3.698
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 1.001
  • 3.698
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 03 May 2011 16:44:02
KIZ ÇOCUĞU

Kapıları çalan benim
kapıları birer birer.
Gözünüze görünemem
göze görünmez ölüler.

Hiroşima'da öleli
oluyor bir on yıl kadar.
Yedi yaşında bir kızım,
büyümez ölü çocuklar.

Saçlarım tutuştu önce,
gözlerim yandı kavruldu.
Bir avuç kül oluverdim,
külüm havaya savruldu.

Benim sizden kendim için
hiçbir şey istediğim yok.
Şeker bile yiyemez ki
kâat gibi yanan çocuk.

Çalıyorum kapınızı,
teyze, amca, bir imza ver.
Çocuklar öldürülmesin
şeker de yiyebilsinler.

Nazım Hikmet Ran

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.534
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.534
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 03 May 2011 16:49:57
HÜZÜN ADRES DEĞİŞTİRİR

Yakışmıyor cepheyi terk edişin,
Mert dayanır, namert kaçar sevdiğim.
Fazla sürmez hatanı fark edişin,
Hasret eken , hüsran biçer sevdiğim.

Adet ettin aşk dersini asmayı,
Hüner saydın sırra kadem basmayı,
Yetti artık çok denedim susmayı,
İsyan eden bayrak açar sevdiğim.

Nice avcı bende silah sınadı,
Geri tepti ,sineleri kanadı,
Kırılsa da yüreğimin kanadı,
Yine açar, yine uçar sevdiğim.

Bir resmimiz bile yoksa başbaşa,
Revamıdır ben yanayım,sen yaşa,
Aşk sunacak sakimi yok sarhoşa,
Yine bulur, yine içer sevdiğim.

Aynaların farkı kalmaz düşmanla,
Tanışırsın doğduğuna pişmanla,
Hüzün adres değiştirir zamanla,
Benden geçer ,sana göçer sevdiğim.

Üzerime yar sevdiğim sahi mi?
Kalp çalmakta senin gibi dahi mi?
Ağlama der dosta aşık Daimi,
Bu da gelir ,bu da geçer sevdiğim.

 CEMAL SAFİ

Çevrimdışı seço58

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.343
  • 41.703
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.343
  • 41.703
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 03 May 2011 19:01:57
ÇOCUKLARIMA
Diyelim ıslık çalacaksın ıslık
Sen ıslık çalınca
Ne ıslık çalıyor diye şaşacak herkes
Kimse çalamamalı senin gibi güzel

Örneğin kıyıya çarpan dalgaları sayacaksın
Senden önce kimse saymamış olmalı
Senin saydığın gibi doğru ve güzel
Hem dalgaları hem saymasını severek

De ki sinek avlıyorsun sinek
En usta sinek avcısı olmalısın
Dünya sinek avcıları örgütünde yerin başta
Örgüt yoksa seninle başlamalı

Say ki hiçbir işin yok da düşünüyorsun
Düşün düşünebildiğince üç boyutlu
Amma da düşünüyor diye şaşsın dünya
Sanki senden önce düşünen hiç olmamış

Dalga mı geçiyorsun düşler mi kuruyorsun
Öyle sonsuz sınırsız düşler kur ki çocuğum
Düşlerini som somut görüp şaşsınlar
Böyle bir dalgacı daha dünyaya gelmedi desinler

Dünyada yapılmamış işler çoktur çocuğum
Derlerse ki bu işler bişeye yaramaz
De ki bütün işe yarayanlar
İşe yaramaz sanılanlardan çıkar...
Aziz Nesin

Çevrimdışı akkaya33

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.105
  • 12.722
  • 2.105
  • 12.722
# 03 May 2011 19:30:17
Farkında Olmalı İnsan

Farkında Olmalı İnsan…
Kendisinin, Hayatın Olayların, Gidişatın Farkında Olmalı.
Farkı Fark Etmeli, Fark Ettiğini De Fark Ettirmemeli Bazen…
Bir Damlacık Sudan Nasıl Yaratıldığını
Fark Etmeli.
Anne Karnına Sığarken Dünyaya Neden Sığmadığını
Ve En Sonunda Bir Metre Karelik Yere Nasıl Sığmak Zorunda Kalacağını
Fark Etmeli.
Şu Çok Geniş Görünen Dünyanın, Ahirete Nispetle Anne Karnı Gibi Olduğunu
Fark Etmeli.
Henüz Bebekken ‘Dünya Benim!’ Dercesine Avuçlarının Sımsıkı Kapalı
Olduğunu, Ölürken De Aynı Avuçların ‘Her Şeyi Bırakıp Gidiyorum
İşte!’ Dercesine Apaçık Kaldığını
Fark Etmeli.
Ve Kefenin Cebinin Bulunmadığını Fark Etmeli.
Baskın Yeteneğini
Fark Etmeli Sonra.
Azraillin Her An Sürpriz Yapabileceğini,
Nasıl Yaşarsa Öyle Öleceğini
Fark Etmeli İnsan
Ve Ölmeden E vvel Ölebilmeli.
Hayvanların Yolda Kaldırımda Çöplükte
Ama Kendisinin Güzel Hazırlanmış Mükellef Bir Sofrada Yemek Yediğini
Fark Etmeli.
Eşref-İ Mahlukat (Yaratılmışların En Güzeli) Olduğunu
Fark Etmeli.
Ve Ona Göre Yaşamalı.
Gülün Hemen Dibindeki Dikeni, Dikenin Hemen Yanı Başındaki Gülü
Fark Etmeli.
Evinde 4 Kedi 2 Köpek Beslediği Halde
Çocuk Sahibi Olmaktan Korkmanın Mantıksızlığını
Fark Etmeli.
Eşine ‘Seni Çok Seviyorum!’ Demenin Mutluluk Yolundaki Müthiş Gücünü
Fark Etmeli.
Dolabında Asılı 25 Gömleğinin Sadece Üçünü Giydiğini, Ama Arka
Sokaktaki Komşusunun O Beğenilmeyen Gömleklere Muhtaç Olduğunu
Fark Etmeli.
Zenginliğin Ve Bereketin, Sofradayken Önünde Biriken Ekmek
Kırıntılarını Yemekte Gizlendiğini
Fark Etmeli.
FARK ETMELİ.
Ömür Dediğin Üç Gündür,
Dün Geldi Geçti Yarın Meçhuldür,
O Halde Ömür Dediğin Bir Gündür,O Da Bugündür

Çevrimdışı bilaldikici

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 2.512
  • 57.273
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 2.512
  • 57.273
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 03 May 2011 19:54:23
Böyle Bir Sevmek

ne kadınlar sevdim zaten yoktular
yağmur giyerlerdi sonbaharla bir
azıcık okşasam sanki çocuktular
bıraksam korkudan gözleri sislenir
ne kadınlar sevdim zaten yoktular
böyle bir sevmek görülmemiştir

hayır sanmayın ki beni unuttular
hala arasıra mektupları gelir
gerçek değildiler birer umuttular
eski bir şarkğ belki bir şiir
ne kadınlar sevdim zaten yoktular
böyle bir sevmek görülmemiştir

yalnızlıklarımda elimden tuttular
uzak fısıltıları içimi ürpertir
sanki gökyüzünde bir buluttular
nereye kayboldular şimdi kimbilir
ne kadınlar sevdim zaten yoktular
böyle bir sevmek görülmemiştir.

Atilla İlhan

Çevrimdışı handsome

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.263
  • 3.457
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 1.263
  • 3.457
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 03 May 2011 20:15:52
Lügatcemiz

Yemeniye ‘’kelik’’ yoğurda ’’ katık’’
Bulgur pilavına ‘’aş’’ derler bizde
Genç horoza ’’celfin’’ pilice ’’ferik’’
Kümese yollarken ‘’kiş’’ derler bizde...

Büyük bakraca ’’satır’’ küçükse ’’sitil’’
Kerpiç duvardaki hatıla ’’katil’’
Tohumlara ’’bider ’’fidana ’’çitil’’
Büyük leğenlere ’’teş’’ derler bizde...

Kocamana ’’iri’’ ibriğe ’’güğüm’’
‘’Dünür’’ isteyici ilmekse ’’tüğüm’’
Rüşvete ’’bartıl’’ der şiire ’’deyim’’
Rüya alemine ’’düş’’ derler bizde...

Mirasçıya ’’hısım’’ taksime ’’paylaş’’
Huysuzlara ’’vetsiz’’ akrana ’’taydaş’’
Hanıma ’’küldöken’’ flörte ’’oynaş’’
Mendil sallamazla r’’hişt’’ derler bizde

Az önce ’’debiyak’’ demine ’’bayak’’
Kurnazlara ’’kodduş’’ kibara ’’kıyak’’
Çukur taşa ’’gaklık’’ dağlara ’’koyak’’
Yaz bahar eyyamı ’’hoş’’ derler bizde...

Bir dakika ’’biti’’ döven ise ’’gem’’
Kız kardeşe ’’bacı’’ ağabeye ’’ede’’
Güzel oluşa ’’peh’’ ilaçlara ’’em’’
Su veren toprağa ’’leş’’ derler bizde...

Vereme ’’ince ağrı ’’öksürüğe ’’çor’’
Merdivene ’’süllüm’’ konuşmaya ’’şor’’
Meyile ’’yörep’’ acemiye’’tor’’
Bir kısım peynir var ‘’keş’’ derler bizde...

Aşık ’’deyişetçi’’ buyur ise ’’ne’’
Peki demek için kısa yoldur ’’he’’
Kenarı oyalı baş örtüsüne
Bazan ’’bürük’’ bazan ’’şeş’’ derler bizde...

İhtimal ‘’ellaham’’ hatırlamaya ‘’tamam’’
Biberli salçanın lakabı ‘’çaman’’
Gömlek için ‘’yelek’’ kilota ‘’tuman’’
Söyledikçe vasfi coş derler bizde...

Begenecek hali tarif ederken
‘’Arı sili, gökçek, peh’’ derler bizde...
Unutma emi der şehre giderken,
Unutmam demezler ’’eh’’ derler bizde...

Amaleye ’’ırgat’’ yokuşa ’’bayır’’
Çok bilmişe ’’eke’’ kolaya ’’gayır’’
Bıkkınlığa ’’ateh’’ sevaba ’’hayır’’
Üzüm reçeline ’’teh’’ derler bizde...
 
Hayati Vasfi Taşyürek
 

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK