Ana Sayfa
Dosyalar
Forum
Haberler
Giriş yap
Üye ol
Şifremi unuttum
Egitimhane.Com
»
Genel Konular
»
Kültürel Paylaşımlar
»
Sevdiğimiz Şiirler
Sayfa:
1
...
343
344
345
346
347
[
348
]
349
350
351
352
353
...
1538
Aşağı git
Sevdiğimiz Şiirler
hercaihoca
Uzman Üye
1.401
6.353
1. Sınıf Öğretmeni
1.401
6.353
1. Sınıf Öğretmeni
#
17 Oca 2011 21:27:06
115
Sana önceden yazdığım dizeler yalan söylüyordu;
Seni bundan daha çok sevemem diyenler hani;
Ama o zamanlar aklım bir türlü almıyordu,
İçimdeki alevin daha da parlak yanabileceğini.
Oysa zaman, kralların fermanını bile değiştirir,
Yeminler arasına girer, milyonlarca oyunuyla,
Kutsal güzelliği karartır, sivri niyetleri köreltir;
Nice dik başları değişimin çarkına uydurur sonunda;
Heyhat! Ben de zaman denen zorbanın korkusuyla,
'En çok şimdi seviyorum seni,' diyemez miyim;
Aşkımdan kuşku duymadığım, en emin olduğumda,
Geleceği unutup, o güne taç giydiremez miyim.
Aşk bir bebek olduğuna göre,
hayır, bunu diyemem,
Büyümesini sürdüren şeyi,
büyümüş gibi göremem.
William Shakespeare
canegt
Bilge Üye
2.904
12.100
2.904
12.100
#
17 Oca 2011 21:31:32
Yaşanan
Bir süredir kuşlar da yok
Kentin bulanık göğünde
Dumanlı bir uğultu
Uzayıp dururken sokaklarda
Ürküttü bütün kuşları da
Öfkeyi kollayarak sakin
Kalabilmenin zamanıdır
Biliriz ki bizimledir doğanın
Ve sevdanın gülümseyen sevinci
Ve onlar sahip çıkacaktır bize
Biz ki acılarla olgunlaştık
Biliriz kederi, kahrı ve zulmü
Aşkı ve hicranı da biliriz
Nice onmaz denilen yarayı
Acılarla sargılamadık mı
Ve ölesiye bağlıyızdır
Sevdamızı paylaşan
Uzak ve yakın dostlara
Ki ahde vefa denilen şey
Bizimle girmiştir kitaplara
Ama neler getireceğini yarının
Ve neler alacağını bizden
Hesaplamanın zamanıdır
Bel bağlayamayız çünkü
Feleğin ve zalimin insafına
Ahmet Telli
patriot71
Çalışkan Üye
91
15
91
15
#
17 Oca 2011 22:08:12
Nice nice acıları aklına getir
Bunca yoksulluğu aklına getir
Gözyaşlarını aklına getir
"GİTME KAL" var yok dinlemez bir çocuk isteğidir
Gitme aklına getir
Kıraç mı kıraç toprakların üstüne
Güneşler açar yağmurlar kesilince
Çırılçıplak kayada yeşerir inci ağacı
Dağların kuytusunda bir uslu çiçek
Dağıtır mavisini kendi kendine
Gitme beraberlik içinde
Nasıl sevinirdik aklına getir
Her şeyi her şeyi aklına getir
Gece yarılarını aklına getir
Söylediklerini aklına getir
Sinsi yağmurlar yağıyordu
Soğuktu
Yaktığımız ateşi aklına getir
Nelerden geçiyorsun aklına getir
Gitme dünyamızın her yerinde
Yorgun eller gülleri derleyince
Ellerin sevincini aklına getir
Güllerin sevincini aklına getir
Ne çok severdik seni aklına getir
Arif DAMAR
AYNALI
Bilge Üye
3.281
21.087
3. Sınıf Öğretmeni
3.281
21.087
3. Sınıf Öğretmeni
#
17 Oca 2011 22:10:16
Yağmur Güzeli
Yağmurlar yağmıyor mu inceden ince
Rüzgarlar esmiyor mu serince
Bir sigara yakıyorum efkarlanarak
Çıkıp karşıma sen geliyorsun
Saçların ıslanmış oluyor
“Gel” diyorum duymuyorsun beni bir türlü
Seni böyle hayal meyal yaşamak çok zor
Uzanıp tutsam diyorum incecik ellerinden
Ellerim boşlukta kalıyor.
Bir gün çıkıp gideceksin
Sonra arkandan yine ince bir yağmur yağacak
Cadde cadde,sokak sokak
Sayıklar gibi dolaşıp seni arayacağım
Beni bir köşe başında ağlıyor bulacaklar.
Saklamak zor olacak,çaresiz kalacağım
Seni sevdiğimi anlayacaklar.
Üstüme yağmurlar yağacak
İnce bir dal gibi birden kopup kırılacağım
Kaldırım taşlarında sıcaklığım kalacak
Kahrolacağım.
Bu şiiri yağmur yağarken yazdım
Ezanlar okunuyordu minarelerden
Seni düşünmeseydim yağmurlu havalarda
Sokaklara çıkmayı göze almazdım.
Melul mahzun dolaşmazdım akşam karanlığında,
Duraklarda yapayalnız kalmazdım.
Yağmurlar yağmıyor mu inceden ince
Rüzgarlar esmiyor mu serince
Bir sigara yakıyorum efkarlanarak
Çıkıp karşıma sen geliyorsun
Saçların ıslanmış oluyor
“Gel” diyorum duymuyorsun beni bir türlü
Seni böyle hayal meyal yaşamak çok zor
Uzanıp tutsam diyorum incecik ellerinden
Ellerim boşlukta kalıyor.
Yavuz Bülent Bakiler
seço58
Bilge Üye
3.343
41.706
4. Sınıf Öğretmeni
3.343
41.706
4. Sınıf Öğretmeni
#
18 Oca 2011 10:58:35
O bir sakız ağacıydı,
alelade; Bir gün o yeşil sahile çıktı geldi,
O zaman bu zamandır memnun yerinden;
Seyreder bulutları, göğü, denizi.
Titreşirdi rüzgarla güneşli yaprakları;
Ömür sürdü öyle hoşnut dünyasından,
Aydınlıktan uyku tutmazdı bazı gece,
Motor sesleri duyulurdu uzaklardan.
Tanrı adın işitmedi ömründe;
İnanmadan da madem yaşanıyor diye,
Rüzgarlı bir kıyıda, sevinç içinde,
Yaşamak dururken düşünmek niye?
Anmadı geçenleri bir defa bile;
Ne uğraşır mesut olan gelecekle?
Bir avare misali, günü gününe,
O bir sakız ağacıydı, yaşadı sade.
CAN YÜCEL
betulyilanci
Uzman Üye
2.036
2.059
Zihin Eng. Öğrt.
2.036
2.059
Zihin Eng. Öğrt.
#
18 Oca 2011 11:36:26
KASIMPATI
Hiç umutlarınızın bittiğini sandığınız
"tamam, hiç daha kötüsü olmamıştı"
dediğiniz zamanlarınız oldu mu?
Ya da "bittim, mahvoldum" dediğiniz?
Damağınızda acımsı bir tadın hiç geçmediğini;
yüreğinizdeki o mengenenin de
canınızı sıktıkça sıktığını hiç hissettiniz mi?
Yalnızsınızdır.
Savunmasızsınızdır.
Yorgunsunuzdur.
Anlatamaz, anlayamazsınız da.
Gözünüzde bir damla yaş, her an hazırdır akmaya.
Sebepli yada sebepsiz...
Soğuktur elleriniz, belki ısıtacak bir elin olmamasından.
Çirkinsinizdir kendinizce. Aynalara da küs...
Gözlerinizdeki pırıltılar yok oldu, yok olacak gibidir...
Çaresizsinizdir. Sebep çoktur.
Ya parasızsınızdır, ya terkedilmiş, ya hasta.
Aslında yüzlerce ya da’dır sizi bu hale getiren.
Ne zaman geçecek bilmezsiniz.
"umut garibin ekmeği" umarda umarsınız.
Ya çaba?
Oysa hiç gördünüz mü, kim bilir kaç gün olmuş
dalından koparılmış kasımpatlarını?
Hala dimdik, hala ayakta, hala pırıl pırıl.
Koparılmaya inat, solmamaya kararlı.
Oysa; aklımız hep güllerdedir, hep lalelerde...
Solmak, kurumak çok kolay.
Oysa dimdik ayakta durabilmek önemli olan.
Yılmamak zorluklardan...
Hayallerden, umutlardan vazgeçmemek asıl olan.
Ne dersiniz denemeye var mısınız kasımpatı olmayı?
Herşeye rağmen, herşeye inat...
gülnihal köse
Tecrübeli Üye
99
619
99
619
#
18 Oca 2011 12:46:48
Yaşamaktan bezdim, ne yapsam?
Birkaç yıl daha katlan, dedi.
Nedir; dedim bu yaşamak?
Bir düş, dedi; birkaç görüntü.
Evi barkı olmak nedir? dedim;
Biraz keyfetmek için
Yıllar yılı dert çekmek, dedi.
Benim bu deli gönlüm, dedim;
Ne zaman akıllanacak?
"Biraz daha kulağı burkulunca", dedi.
( ÖMER HAYYAM )
bureyde
Uzman Üye
462
1.176
2. Sınıf Öğretmeni
462
1.176
2. Sınıf Öğretmeni
#
18 Oca 2011 13:15:03
GÜLLER AĞLAR İÇİMDE
Ne zaman ayrılık saati gelse
En vazgeçilmez yerinde yaşamın
Duysak ayak seslerini akşamın
Ve sokaklardan el ayak çekilse
Bir ürpertiyle duyarım o zaman
Seni çağıran sesi uzaklardan
Ne zaman ayrılık saati gelse
Bir gariplik çöker içime birden
Kalan tek anı gibi bir devirden
Durmadan çalınır o gamlı beste
Sanki bilir dem hazin öykümüzü
Bulutlar ağlar, kararır gökyüzü
Ne zaman ayrılık saati gelse
Bir çaresizliğe anlatır gibi
Birden değişir gözlerinin rengi
Mavi solar, koyulaşır yeşilse
Sarınca ruhunu eski bir hüzün
Uçar gider pembeliği yüzünün
Ne zaman ayrılık saati gelse
Uzatsan özlemle dudaklarını
Tüm ağaçlar döker yapraklarını
Ne çiçek kalır ortada, ne bahçe
Sadece uğultusu o rüzgarın
Ve bir umut kırıntısı: Belki yarın
Ne zaman ayrılık saati gelse
Bir fırtına çıkmışcasına, büyük
İçimdeki güllerin boynu bükük
Bir zaman kalakalırım öylece
Neden sonra gittiğini anlarım
İçimde güller ağlar, ben ağlarım...
Ümit Yaşar Oğuzcan
bureyde
Uzman Üye
462
1.176
2. Sınıf Öğretmeni
462
1.176
2. Sınıf Öğretmeni
#
18 Oca 2011 13:15:58
ELVEDA CEYLANIM
Martılar hiç bu kadar benzememişti ölüme
Bu kadar aldanmamıştım kanatlarının beyazına
Demek ölümden zor gidişlerde varmış
Ve çekermiş bir yüreği eteğinden tutarak denize doğru
Demek yaslandığım güneşlerin tılsımı bu kadarmış
Demek böyle ansızın gelirmiş ölümden zor olan
Yine de gözlerinin sürmesiyle uğurla beni
Her sabah yeniden ve daha güzel doğan gözlerin
Her akşam yeniden ve daha çetin öldüren gözlerin
Yine de sevdiğin bir yanım varsa sen de kalsın
Ve hep öylece bul beni mısralarımda ararsan
Yağmurun bu deli yağışı boşuna değilmiş
Güneşin utangaç yüzünü bu kadar saklaması
Şimdi dur desen bütün martılardan silkinirim
Bütün martılar silkinir kanatlarını ölümün beyazından
Ve ben Beyazıt’ın güvercinleri gibi umarsız
Döner dururum başının üstünde şimdi dur desen
Denizi sensiz sevmenin imkânsızlığı içinde gözlerim
Gökyüzüne yüzünden uzak bakmaların tadılmazlığı
Otur şöyle yanı başıma bir bardak çay içimi
Bütün kanımı dökmek istiyorum bütün yüzünü içmek
Çünkü gidiyorum yorumsuz düşlerimi yollara dökerek
Dur desen duracağım iki kaşının arasında
İzin ver bir kere daha öpeyim ellerinden
Ölüm en kırçıl ağzıyla öpmeden dudaklarımı
Kanımda kıvılcım kalmadı ufukları yakamam
Ellerini bir kere daha sına boynunla yağmurun altında
Boynunu bulmadan ellerim yağmurlara bakamam
Kendimi asabilirim bulutlara kal desen kalırım
Martılar hiç bu kadar benzememişti ölüme
Çığlıkları bu kadar büyümemişti ölümsüz yanımda
Ve hiçbir güneş bu kadar köpürmemişti kanımda
DUR DE DURAYIM KAL DE KALAYIM GİT DERSEN ÖLÜRÜM
Bir martıya dönüşürüm kendi kendime açarım kanatlarımı
DUR DESEN DURURUM KANATLARIMIN BEYAZIYLA
Şimdi elveda şarkılarını söylemek gerek artık
Zaman ağzından bir su gibi akıp gelirken en uzun haftalar
Her anın bir ömür gibi tükenişi İstanbul’un nabzında
Şimdi elveda şarkılarını söylemek gerek artık
Ölümün suskun diliyle buluşturmak şarkıları
Sus desen susarım sus desen yine susarım iki ateş arasında
Bulutlar böyle gelip oturmazdı karşıma
Gözlerini hep benden saklardı yağmurun çocukları
Bir benim ağlamalarım yıkardı tüm evreni
Gül desen güleceğim küllerimi bırakacağım yağmura
Yanaklarımda tomurcuklanan güllere tutunacağım
Öyle çaresizim öyle yoğunum ki ellerinin gurbete çıkan yanının
Git desen gideceğim sonsuza dek iki deniz arasında
Hani bir türkümüz vardı Urfa’nın etrafı dumanlı dağlar
Söyle desen söyleyeceğim bir ceylanın kayıp balasını
Ve öyle süzüleceğim ki bir annenin bakışlarından
Gel desen geleceğim ateşin en harlısına
Gel desen geleceğim gerilerek iki mancınık arasında
Hoşça kal ardımdan ateşler yakan sevgilim
Sular nasılsa bağlanacak çocukların diliyle
Hoşça kal ve bir dansa başla kaldığın yerden
Nasılsa bu son şiirim olacak
Nasılsa susacağım bir ocağın başında ateşe düşen gözlerine
Nasılsa son sözlerimi yalnızca balıklar duyacak
Denize düşen ilk mısraı kalbinde taşıyan balıklar
Hoşça kal ardımdan ateşler yakan sevgilim
Hoşça kal
BAHTİYAR ASLAN
bureyde
Uzman Üye
462
1.176
2. Sınıf Öğretmeni
462
1.176
2. Sınıf Öğretmeni
#
18 Oca 2011 13:16:56
FİRARİ
Sana çirkin dediler,düşmanı oldum güzelin;
Sana kafir dediler, diş biledim hakka bile
Topladın saçtığı altınları yüzlerce elin,
Kahpelendin de garez bağladım ahlaka bile
Sana çirkin demedim ben sana kafir demedim
Bence, dinin gibi küfrün de mukaddesti senin
Yaşadın beş sene kalbimde ,misafir demedim
Bu firar aklına nerden ne zaman esti senin
Zülfünün yay gibi kuvvetli çelik tellerine
Takılan gönlüm asırlarca peşinde gidecek
Sen bir ahu gibi dağdan dağa kaçsan da yine
Aşkım seni canavarlar gibi takip edecek
Faruk Nafiz ÇAMLIBEL
bureyde
Uzman Üye
462
1.176
2. Sınıf Öğretmeni
462
1.176
2. Sınıf Öğretmeni
#
18 Oca 2011 13:17:15
YAŞADIKLARIMDAN ÖĞRENDİĞİM BİR ŞEY VAR
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği
İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne
Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa
Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır
Kopmaz kökler salmaktır oraya
Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını
Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin
Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara
Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin
İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine
Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına
İnsan balıklama dalmalı içine hayatın
Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına
Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar
Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın
Değişmemelisin hiç bir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu
Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın
Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle
Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı
Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına
Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara,göğe,bütün evrene karışırcasına
Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır
Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana
Ataol BEHRAMOĞLU
bureyde
Uzman Üye
462
1.176
2. Sınıf Öğretmeni
462
1.176
2. Sınıf Öğretmeni
#
18 Oca 2011 13:19:08
Vur da Öyle Git
İdam mahkumunun söz hakkı vardır
Bari son arzumu sor da öyle git
Arının çiçekte göz hakkı vardır
Bir buse için dur da öyle git
Madem gidiyorsun bura son durak
Ne adres, ne mektup, ne resim bırak
Kendinden bir parça bir cisim bırak
Saçından birkaç tel ver de öyle git
Ardımdan bir damla yaş dökeceksen
Adımı andıkça ah ah çekeceksen
Kabrime bir gonca gül dikeceksen
Ne olur yaşatma vur da öyle git
Hem yıllarca oyna gönül sahnemde
Hem perdeyi kapat en mutlu demde
Sitem oklarına hedef sinemde
Açtığın yarayı sar da öyle git
Pişmanlık duyarda dönersen geri
Gel de gör aşkından kalan eseri
Seyret ateşinin düştüğü yeri
Hasretin zulmünü gör de öyle git
CEMAL SAFI
bergüzar
Uzman Üye
1.141
10.627
Okul Müdürü
1.141
10.627
Okul Müdürü
#
18 Oca 2011 13:47:57
Aslında ne pişmanım ne de pes ediyorum.
Sadece kendimi kaybettikçe seni kaybediyorum.
Şu kalp denen, beni bana sorgulatıyor artık
Ki seni sorgulamamasını nasıl beklerim?
...
Toprağa bakan yanım senden zaten ayrı
Sana bakan yanımsa toprakla aynı
Ne yaparsan yap, gördüğünün seni görmesini bekleyemezsin!
Gözlerim yorgun…
Dudaklarım, hissiz…
Dokunulmadan geçen yıllar bana ağır…
Sarılmadan geçip giden uğurlamaların, kavuşmaları hep beklentisiz.
Söyleyemediklerini söylesen de şimdi,
Sesine aşina yanım, onca sessizlikten sonra artık sağır!
İsteyerek değil…
Çok çalıştım
Paylaştığımız hayatımızda bıraktığın onca üstü kapalı gitlerine
Beni yerle bir eden kendince açık olan her tepkine
Ve bence bana tanımadığım bir adamı göstermene rağmen
Gitmek için, bitmek için, sana huzur vermek için
Çok çalıştım…
Daha öncede gitmiştim…
Kendi isteğimle…
Anladım ki daha önce hiç sevmemiştim!
Çok çalıştım inan
Değişen yanımın aslında hep aynı olduğunu göstermeye
Her defasında daha da tozlanan canımı kırmadan korumaya
Ve alışmaya kendime…
Bu göz gözü görmez dumanlı halime
Çok alışmaya çalıştım hem de…
Tanıştım, seninle doğan yanımla da, ölen yanımla da.
Birini yaşatabildim sadece! Yaşatıyorum da hala,
Ama diğerinin ölmesine engel olamıyorum da.
Yorulmak, dinlenmekle geçmiyor.
An be an çöküyor, insanın içindeki güç,
Işığı sönüyor…
Beyaza dönüyor rengi git gide
Hissizleşiyor…
Ne yormak istedim seni,
Ne de yormak kendimi.
Çok çalıştım,
Gitmeye de kalmaya da.
İkisi de aynı acı, ikisi de rezil.
Daha öncede gitmiştim,
Ama böyle kalarak değil.
[ Can Yücel ]
~Sükut-u HayaL~
Uzman Üye
4.081
6.760
4.081
6.760
#
18 Oca 2011 14:18:06
ÜÇÜNCÜ ŞAHSIN ŞİİRİ
Gözlerin gözlerime değince
Felaketim olurdu, ağlardım
Beni sevmiyordun, bilirdim
Bir sevdiğin vardı, duyardım
Çöp gibi bir oğlan, ipince
Hayırsızın biriydi fikrimce
Ne vakit karşımda görsem
Öldüreceğimden korkardım
Felaketim olurdu, ağlardım
Ne vakit Maçka'dan geçsem
Limanda hep gemiler olurdu
Ağaçlar kuş gibi gülerdi
Sessizce bir cigara yakardın
Parmaklarımın ucunu yakardın
Kirpiklerini eğerdin, bakardın
Üşürdüm, içim ürperirdi
Felaketim olurdu, ağlardım
Akşamlar bir roman gibi biterdi
Jezabel kan içinde yatardı
Limandan bir gemi giderdi
Sen kalkıp ona giderdin
Benzin mum gibi giderdin
Sabaha kadar kalırdın
Hayırsızın biriydi fikrimce
Güldü mü cenazeye benzerdi
Hele seni kollarına aldı mı
Felaketim olurdu, ağlardım
ATTİLA İLHAN
menfez
Tecrübeli Üye
222
667
222
667
#
18 Oca 2011 15:37:39
DESTANSI
Sen dalgalandıkça artar benim şanım,
Gururlanırım,bir farklılaşır duygularım,
Gördükçe seni,şanlı tarihimi hatırlarım,
Sakın indirirlerse beni gönderimden deme sakın,
Senin uğruna bu can feda ay yıldızlı bayrağım!
Kimse göz dikmesin şanlı bayrağıma,
Kimse göz dikmesin vatanın bir karış toprağına,
O bayrak ordan inmez,duyduğun ezanlarsa dinmez,
Belki dünyada da hiç kimse bizi sevmez,
Ama biz ölürüz uğruna ata yadigarı bayrağım!
Atalarım kanlarının rengini vermişler sana,
Ruhumuz bu demişler hilali işaret etmişler,
`Kalbimizde yıldızın.` demişler O`nu simgelemişler,
Benim ceddim senin için can vermişler,
Tereddüt yok! İstiklalim sensin bayrağım!
Bulamazsam eğer gökte dalgalanırken seni,
Bir Türk bayrağına çeviririm kendimi,
Önce keser damarımı kanımı akıtırım,
Sonra kalbimi ve ruhumu oracığa bırakırım,
Çizerim belki seni ancak o zaman,destansı bayrağım!
Sayfa:
1
...
343
344
345
346
347
[
348
]
349
350
351
352
353
...
1538
Yukarı git
Egitimhane.Com
»
Genel Konular
»
Kültürel Paylaşımlar
»
Sevdiğimiz Şiirler
Gitmek istediğiniz yer:
=> Kültürel Paylaşımlar
Giriş yap
Üye ol
Her Şeyi Ara
Dosya Ara
Forum Son 100 Konu
Genel Sohbet Günlüğü
Sınavsız İkinci Üniversite ( Tüm Üniversite Öğrencilerine Ve Mezunlarına)
Hangi Yazıcıyı Tavsiye Edersiniz?
Eğitimhaneliler, Üzüntülerimizi Burada Paylaşalım
Mebbis Ek Ders Modülü
Okul Ve Sınıf Logoları
Son Eklenen Dosyalar
11. Sınıf Seçmeli Tarih 2. Dönem 2. Yazılı Ve Cevap Anahtarı Açık Uçlu
11. Sınıf Tarih 2. Dönem 2. Yazılı Ve Cevap Anahtarı Açık Uçlu
1. Sınıf Türkçe Yaz Tatili Şiir
12. Sınıf Tyt Türkçe Ses Olayları Ünlü Harfler
4. Sınıf Matematik Karışık Problemler (Deftere)
Şu an
1.312
kişi ve
56
üye var.
Aktif üyeler için tıklayınız.
Egitimhane.Com
©2006-2023
KVKK