Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.551
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.551
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 16 Ağu 2011 04:25:22
SON DİLEK


Âşıkım, dağlara kurulu tahtım,
Çobanlar bağrımı dağlar da geçer.
Günümü yıl eden şu kara bahtım
Engin gurbetlerden çağlar da geçer.

Hasretle doldurur geçtiğim yeri
Vahşi kuş sesleri, yaban gülleri.
Bazen Akpınar'a giden bir peri
İnce yollarımı bağlar da geçer.

Örtse gözlerimi sonsuz bir diyar
Mezarım dağlara kalsa da yadigâr,
Gönlümü çiğneyip geçen nazlı yar
Belki mezarımdan ağlar da geçer...


ÖMER BEDRETTİN UŞAKLI

Çevrimdışı hercaihoca

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.401
  • 6.353
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.401
  • 6.353
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 16 Ağu 2011 11:46:11
MEMLEKET İSTERİM

Memleket isterim
Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;
Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.

Memleket isterim
Ne başta dert ne gönülde hasret olsun;
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.

Memleket isterim
Ne zengin fakir ne sen ben farkı olsun;
Kış günü herkesin evi barkı olsun.

Memleket isterim
Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;
Olursa bir şikayet ölümden olsun.

Cahit Sıtkı Tarancı

Çevrimdışı seço58

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.343
  • 41.706
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.343
  • 41.706
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 16 Ağu 2011 12:55:48
En azından üç dil bileceksin
En azından üç dilde
Ana avrat dümdüz gideceksin
En azından üç dil bileceksin
En azından üç dilde düşünüp rüya göreceksin
En azından üç dil
Birisi ana dilin
Elin ayağın kadar senin
Ana sütü gibi tatlı
Ana sütü gibi bedava
Nenniler, masallar, küfürler de caba
Ötekiler yedi kat yabancı
Her kelime arslan ağzında
Her kelimeyi bir bir dişinle tırnağınla
Kök sökercesine söküp çıkartacaksın
Her kelimede bir tuğla boyu yükselecek
Her kelimede bir kat daha artacaksın

En azından üç dil bileceksin
En azından üç dilde
Canımın içi demesini
Kırmızı gülün alı var demesini
Nerden ince ise ordan kopsun demesini
Atın ölümü arpadan olsun demesini
Keçiyi yardan uçuran bir tutam ottur demesini
İnsanın insanı sömürmesi
Rezilliğin dik alası demesini
Ne demesi be
Gümbür gümbür gümbür demesini becereceksin
En azından üç dil bileceksin
En azından üç dilde
Ana avrat dümdüz gideceksin
En azından üç dil
Çünkü sen ne tarih ne coğrafya
Ne şu ne busun
Oğlum Mernus
Sen otobüsü kaçırmış bir milletin çocuğusun.

BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU

Çevrimdışı AKSA

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.564
  • 2.847
  • 1.564
  • 2.847
# 16 Ağu 2011 15:05:11
          HAYATI DA VURURLAR…

karlı bir sapakta önce şiirleri vurdular
gök geceye dökerken sulu sepken kuşkuları
mor bulutlar
kırmızı ışıklarda durdu
düşünceler tutuklandı
ve kaç yıl kaldık o zindanlarda
façalandı yüzümüz
acının kelepçeleri takıldı
bileklerimizde kaldı izleri
alnımızdaki küse dair
ömür;
gümüş tabakalı sükûttu
altın dişli gülüştü
dudak çukurlarımızda…

kurudu yontulaşan yüzümüzde damlalar
çünkü; içimize öğretmiştik ağlamayı
rutubete alışıklığımız
aşıklığımızdan…

suskunluk ölmektir tek kurşunla
yasta sözcükler örtülür üstüne
lambaların karla kavuştuğu yerde savrulur
yeni yıl renkleri
rüzgâr ellerimizde yanarken
atılan her adım biraz susar
biraz boşlukla yürür
içindeki hediyesi ayaz bir türküdür
sazı kırığından…

kendimizi kaçırdık düş yuvalarından
kar beyaz
gök kara
anlıyoruz ki pamuk tarlasında yetişmiyor sevda
çıkmaz sokaklarda
kaç yıkık evin bacasıydı nefessiz kalışımız
imgeler kirlendi çamurlu yollarda
siyahtı hüzün
ve ne çok doğurgandı
aynası kesik
ebesi kayıp dünya…

deli bir at
nasıl koşarsa dört nala
yelesine taktığı kahırlarla
kırılırsa bir ayağı yaşamın
atları da vururlar!

nalı eskimiş hayata ne çaksan çıkar
soyunun eksik düş kuşkularından
sözü giyinme gerçeğidir zaman.


                                      Neslihan Yazıcılar

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.551
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.551
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 16 Ağu 2011 23:00:54

AŞK ŞİİRİ

Dün gece evinizin etrafında dolaştım
Saçların gene omuzlarına dökülmüş
Yüzün aydınlık beyaz
Hiç değişmemişsin şaştım

Sonra Kapuz'u dinledim
Balkayada parçalanan dalgaları
Sırtımı bir kiraza dayadım
Düşüncenle serinledim

Görsen yüzümü bile tanımazsın
O kadar uzaklarda kaldı ki
O kadar çöktü ki kalbim kederinle
Hatırlamazsın

Ne kadar isterdim
Sofranda yerim olsun
Tabağıma yemek koyasın
Bardağıma su
Halim diyesin canım benim canım
Ah kader kader kader
kader kör olsun
 
   
      Halim YAĞCIOĞLU


Çevrimdışı hercaihoca

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.401
  • 6.353
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.401
  • 6.353
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 17 Ağu 2011 11:28:14
ADSIZ BİR ÇİÇEK

Rengini dünyaya ilk defa sunan
Adsız bir çiçek gibi parlıyorsa gözlerim
Sevgilim
Bana 'sen bir şairsin' dediğin zaman.

Yalnız sana yazıyorum bu şiiri
İstersen bir şiir gibi okuma
Çünkü her yıl yeniden yazacağım onu
Soğuklar başlayınca havalanıp
Millerce yol katettikten sonra
Güneyi tadan bir kuşun sevinciyle.

Ve yazmış olacağım bir de
Her dönemde her çağda
Sevdanın kendine özgü diliyle.

Edip Cansever

Çevrimdışı fatto_20

  • Uzman Üye
  • *****
  • 486
  • 870
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 486
  • 870
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 17 Ağu 2011 13:11:16
Gün doğarken sabah horozları niçin
Acı acı bağrışırlar, bilir misin?
Tan yerini gösterip derler ki sana:
Bir gecen geçti gidiyor; sen nerdesin?
 Ömer HAYYAM

Çevrimdışı seço58

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.343
  • 41.706
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.343
  • 41.706
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 17 Ağu 2011 13:57:52
Sen ağaçların aptalı
Ben insanların
Seni kandırır havalar
Beni sevdalar
Bir ılıman hava esmeye görsün
Düşünmeden gelecek karakış..
Acarsın çiçeklerini ..
Bense hayra yorarım gördüğüm düşü...
Bir güler yüz bir tatlı söz..
Açarım yüreğimi hemen
Yemişe durmadan çarpar seni karayel
Beni karasevda
Hem de bilerek kandırıldığımızı
Kaçıncı kez bağlanmışız bir olmaza
Koş desinler bize şaşkın
Sonu gelmese de hiç bir aşkın
Açalım yine de çiçeklerimizi
Senden yanayım arkadaşım
Havanı bulunca aç çiçeklerini
Nasıl açıyorsam yüreğimi
Belki bu kez kış olmaz
Bakarsın sevdan düş olmaz
Nasıl vermişsem kendimi son sevdama
Vur kendini sen de bu güzel havaya

AZİZ NESİN

Çevrimdışı bilaldikici

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 2.512
  • 57.274
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 2.512
  • 57.274
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 17 Ağu 2011 14:34:12
BOŞ ZAMAN

Nedir bu hayat,bu dert,bu çaba
Eğer yoksa zamanın şöyle durup bakmaya?

Yoksa eğer bakmaya arasından dalların
Dinlenmeye hakkın,hakkı kadar koyunların.

Ormanlar içinden geçerken şöyle durup bakmaya
Sincapların fıstıklarını saklamasını toprağa.

Zamanın yoksa görmeğe yıldızlar dolu nehirleri
Güpegündüz pırıldıyan,gecelerin gökleri gibi.

Yoksa zamanın eğer güzeli seyretmeğe
Onun ayaklarını raksında görmeğe.

Zamanın yoksa eğer onun gözlerde başlayan
Gülümseyişini görmeye,dudaklarına yayılan.

Nedir bu hayat,bu dert,bu çaba
Yoksa eğer zamanın şöyle durup bakmaya?

Yoksuldur bu hayat eğer sadece varsa tasa
Durup güzellikleri seyredecek zamanın yoksa.

W.H.Davies (1871-1940)

Çevrimdışı suatin

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 12.659
  • 57.196
  • Müdür Yardımcısı
  • 12.659
  • 57.196
  • Müdür Yardımcısı
# 17 Ağu 2011 14:54:26

Kopkoyu bir sis içinde bir akşam
Hatırına düşeceğim belki
Bir an ıslayacak yağmur yüzünü
Birden o tatlı demleri hatırlayacaksın
Sonra sıcak yatağında uzun uzun
Ağlayacaksın...!

Boğazında bir şeyler düğümlenecek
Ah yanımda olsaydı diyeceksin
Tüm yıldızlar gülecek haline Ay'da göz kırpacak
İliklerine işleyecek bensizlik
Kahrolacaksın...!

Bir sigara tüttüreceksin ihtimal
Ufku seyredeceksin saatlerce
Bir rüzgar kopçalayacak yüzünü
Sonra hayalim gelecek karşına
Bir Şiirimi mırıldanacaksın
Hıçkıracaksın..!

Gönlünden atamadığın gibi kafandan da
Silemeyeceksin beni düşlerine gireceğim her gece
İnce bir hüzün bürüyecek yüzünü
Ve çırılçıplak gerçekleri o zaman
Anlayacaksın..!

Sonra bir şeyler yazmak isteyeceksin
Kafan gibi kaleminde işlemeyecek
Unutmak isteyeceksin her şeyi
Ama unutamayacaksın hiç bir şeyi
Kıvranacaksın.!

Necip Fazıl Kısakürek

Çevrimdışı adatepe1

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.185
  • 1.818
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.185
  • 1.818
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 17 Ağu 2011 16:31:41
Salla saçlarını gelsin şubat

uzun yıllar geçti sanki
üzerinden uzun yıllar
alıştırdık kendimizi acılara
eylülü yaşadık cehennemde
ocağı yaşadık temmuzu yaşadık
nefesinden mahrum geçen günler
çağa bedeldi
hesabı ödendi
pürdikkat beklemedeyiz şimdi
ey iki cihanda mükafatım
tanrıçam doruçam
vaziyet tam anlamıyla berbat
salla saçlarını gelsin şubat
kıralım kemiklerimizi sarılmaktan
hakkı kalmasın kollarımızın
ahı kalmasın
herkesin içinde
esenboğanın ortasında
ve usuldan çakırken kafam
kıralım kemiklerimizi sarılmaktan

uzun yıllar geçti sanki
üzerinden uzun yıllar
hangi renk elbiseyle çıkarsan çık karşıma
hava ister buz olsun ister don
gülsün gözlerin yeter
yeter ki heyecan olsun bakışında
böylesine beklemek ne aczdir
cünkü
bu sıcakta çekilmiyor kara sevda
çünkü haziran inatçı temmuz felaket
ağustos berbat
salla saçlarını gelsin şubat

uzun yıllar geçti sanki
üzerinden uzun yıllar
ve ne muhteşem bakacaktır
gözlerin o an
neticesidir bunca ayrılığın
kim bilir tutuştuğunda ellerimiz
dakkada kaç vuracak nabzımız
iki cihan olacak iki yürek
sakın sitem dolama diline
sarkmasın dudağından
olumsuz bir kelime
daha da zehretme hasreti
hasret biter mi diye
üstelik senin işin
çok daha kolay
karamsar düşünme
sadece çeneni kapat
salla saçlarını gelsin şubat

 
İsmail Altuntaş

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.861
  • 1.093
  • 11.861
# 17 Ağu 2011 16:40:28
 
  h.n.a.

BAHTİYARLIK

Bahtiyarlık ne zafer kısrağına binmektir;
Ne yaşarken dünya uçmağına inmektir.
Şekli olmaz, rengi yok, belirsizdir ve tektir.
Bahtiyarlık: Ömründe bir kere sevinmektir.

Bir karanlık geceye akıyorken bu varlık
Bulunur mu dünyada ebedi bahtiyarlık?
Mükafatın, yapsan da en büyük bir yararlık
Nihayet zafer adlı bir kısrağa binmektir.

Dört hecelik söz olan “bahtiyarlık”... O bir sır...
Bilmeyecek insanlık bunu daha bin asır.
Bilgi, bolluk, din, para... Hepsi boş, hepsi kısır...
En fazlası bir dünya uçmağına inmektir.

Her şeyin bir şekli var, her derdin bir ilacı...
Türlü türlü yemişler verir dünya ağacı.
Zafer çetin, ilim güç, bozgun kötü, aşk acı.
Halbuki bahtiyarlık: Belirsizdir ve tektir.

Bahtiyarlık: Boraca yüce dağları aşmak
Varılmadan ölünen uzak yerlere koşmak,
Tanrı’nın sofrasında mest olarak konuşmak
Ve ömründe bir kere, bir kere sevinmektir...
1933

Çevrimdışı ogrtmn35

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 17.444
  • 177.518
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 17.444
  • 177.518
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 17 Ağu 2011 17:58:24
Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor
Bir hilal uğruna Yarab ne güneşler batıyor
Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker
Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer

Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi
Bedrin aslanları ancak bu kadar şanlı idi
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın
Gömelim seni tarihe desem sığmazsın

Ey şehit oğlu şehit isteme benden makber
Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber.

Mehmet Akif Ersoy

Çevrimdışı suatin

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 12.659
  • 57.196
  • Müdür Yardımcısı
  • 12.659
  • 57.196
  • Müdür Yardımcısı
# 17 Ağu 2011 18:36:54
Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
“O olmazsa yaşayamam.” demeyeceksin.
Demeyeceksin işte.
Yaşarsın çünkü.
Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın

Çevrimdışı akkaya33

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.105
  • 12.723
  • 2.105
  • 12.723
# 17 Ağu 2011 19:34:14
Kırılgan
Kırılgan bir çocuğum ben
Yüreğim cam kırığı
Bütün duygulardan önce
Öğrendim ayrılığı
Saldırgan diyorlar bana
Oysa kırılganım ben
Gözyaşlarım mücevher
Saklıyorum herkesten
Ürküyorlar gözümdeki ateşten
Ürküyorlar dilimdeki zehirden
Ürküyorlar o dur durak bilmeyen
gözükara cesaretimden
Diyorlar: Bir yanı sarp bir uçurum,
Bir yanı çılgın dağ doruğu.
Oysa böyle yapmasam ben
Nasıl korurum içimdeki çocuğu?
Bir yanım çılgın nar ağacı
Bir yanım buz sarayı.


Murathan Mungan

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK