Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.861
  • 1.093
  • 11.861
# 12 Mar 2014 22:43:16


           m.a.e.


İSTİKLÂL MARŞI

 Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak.
 Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
 O benim milletimin yıldızıdır parlayacak!
 O benimdir, o benim milletimindir ancak!

 Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
 Kahraman ırkıma bir gül... ne bu şiddet, bu celâl?
 Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal.
 Hakkıdır, Hakk'a tapan milletimin istiklal.

 Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım;
 Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
 Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
 Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

 Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar.
 Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
 Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imânı boğar,
 'Medeniyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?

 Arkadaş, yurduma alçakları uğratma sakın;
 Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
 Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakk'ın,
 Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.

 Bastığın yerleri 'toprak' diyerek geçme, tanı!
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehid oğlusun, incitme, yazıktır, atanı.
Verme, dünyâları alsan da bu cennet vatanı.

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şühedâ!
 Cânı varımı alsın da Hudâ,
 Etmesin tek vatanımdan beni dünyâda cüdâ.

 Rûhumun senden İlahî, şudur ancak emeli:
 Değmesin ma' bedimin göğsüne nâ-mahrem eli!
 Bu ezanlar-ki şehâdetleri dinin temeli-
Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli.

 O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım.
 Her cerîhamdan, İlâhî, boşanıp kanlı yaşım;
 Fışkırır  rûh-ı mücerred gibi yerden na'şım;
 O zaman yükselerek arşa değer belki başım!

 Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl!
 Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.
 Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl;
 Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet,
 Hakkıdır, Hakk'a tapan milletimin istiklâl!

Çevrimdışı irvin

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 66
  • 312
  • 66
  • 312
# 14 Mar 2014 13:40:43
artık kalbim yok ağladığımda sana
düşündüğümde seni artık kalbim yok
seni anlatırken birilerine,atmıyor kalbim
atmıyor kalbim seni gördüğümde rüyalarımda
İstediğin gibi yaptım;artık kalbim yok!
Küçük bir velede verdim onu,oyuncak niyetine
fırlattım attım doyursun karnını diye bir sokak köpeğine
suda sektirdim bir kiremit parçası gibi
ve bekledim batmasını
bekledim batmasını yanan bir gemi
nasıl ağlayarak denize dökülürse

İstediğin gibi yaptım;artık kalbim yok!
Artık kalbim yok baktığımda eski resimlere
özlediğimde seni
arta kalmış bir kalbim yok!

Çevrimdışı aslı_80

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.080
  • 12.051
  • Öğrenci Velisi
  • 2.080
  • 12.051
  • Öğrenci Velisi
# 14 Mar 2014 13:48:11
Dalga

mesut sanmak için kendimi
ne kâğıt isterim, ne kalem; parmaklarımda cıgaram,
dalar giderim mavisinden içeri
karşımda duran resmin

giderim, deniz çeker; deniz çeker, dünya tutar.
içkiye benzer bir şey mi var,
bir şey mi var ki havada
deli eder insanı, sarhoş eder?

bilirim, yalan, hepsi yalan; taka olduğum, tekne olduğum yalan; suların kaburgalarımdaki serinliği,
iskotada uğuldayan rüzgâr,
haftalarca dinmeyen motor sesi,
yalan.

ama gene de,
gene de güzel günler geçirebilirim; geçirebilirim bu mavilikte,
suda yüzen karpuz kabuğundan farksız,
ağacın gökyüzüne vuran aksinden,
her sabah erikleri saran buğudan,
buğudan, sisten, aşktan, kokudan…



ne kâğıt yeter ne kalem,
mesut sanmam için kendimi.
bunların hepsi…hepsi fasafiso.
ne takayım, ne tekneyim.
öyle bir yerde olmalıyım,
öyle bir yerde olmalıyım ki,
ne karpuz kabuğu gibi,
ne ışık, ne sis, ne buğu gibi…
insan gibi.

                                Orhan Veli

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.261
  • 230.616
  • 29.261
  • 230.616
# 14 Mar 2014 13:54:09
Yıllar Sonra Öğrendim ki ;
 
Öğrendim ki.. Kimseyi sizi sevmeyi zorlayamazsınız.Kendinizi sevilecek insan yapabilirsiniz, gerisini karşı tarafa bırakırsınız.

Öğrendim ki.. Güveni geliştirmek yıllar alıyor,yıkmak bir dakika.

Örendim ki.. Hayatında nelere sahip olduğun değil kiminle olduğun önemli.

Örendim ki.. Sevimlilik yaparak 15 dakika kazanmak mümkün ama sonrası için bir şeyler bilmek gerek.

Öğrendim ki.. İnsanların başına ne geldiği değil o durumda ne yaptıkları önemli.

Öğrendim ki.. Ne kadar küçük dilimlersen,dilimle her işin iki yüzü var.

Öğrendim ki.. Olmak istediğim insan olabilmem çok vakit alıyor.

Öğrendim ki.. Bütün sevdiklerinle iyi ayrılman gerek,hangisi son görüşmek olacak bilemiyorsun.

Öğrendim ki.. Bittim dediğin andan itibaren pilinin bitmesi daha çok var.

Öğrendim ki.. Kahraman dediğimiz insanlar bir şey yapılması gerektiğinde,yapılması gerekeni şartlar ne olursa olsun yaparlar..

Öğrendim ki.. Affetmeyi öğrenmek deneyerek oluyor.

Öğrendim ki.. Bazı insanlar sizi çok seviyor ama bunu nasıl göstereceğini bilmiyor.

Örendim ki.. Düştüğün zaman seni tekmeleyeceğini düşündüklerinden bazıları kaldırmak için elini uzatır.

Öğrendim ki.. İki insan aynı şeye bakıp tamamen farklı şeyler görebilir.

Öğrendim ki.. Aşık olmanın ve aşkı yaşamanın çok çeşidi vardır

Öğrendim ki.. Hiç tanımadığın insanlar,ki saat içinde senin hayatını değiştirir.

Öğrendim ki.. Anlatmak ve yazmak ruhu rahatlatır.

Öğrendim ki.. Duvarda asılı diplomalar insanı insan yapmaya yetmez.

Öğrendim ki.. Tecrübenin kaç yaş günü partisi yaşadığınızla ilgisi yok,ne tür deneyimler yaşamanızla var.

Öğrendim ki.. Ne kadar yakın olursa olsunlar en iyi arkadaşlar da ara sıra üzebilir, onları affetmek gerekir.

Öğrendim ki.. Bazen başkalarını affetmek yetmiyor.Bazen insanlar kendisini affedebilmesi gerekiyor.

Öğrendim ki.. Yüreğiniz ne kadar kan ağlarsa ağlasın dünya sizin için dönmesini durdurmuyor.

Öğrendim ki.. Şartlar ve olaylar kim olduğumuzu etkilemiş olabilir.Ama ne olduğunuzdan kendimize sorumluyuz.

Öğrendim ki.. İki kişi münakaşa ediyorsa,bu birbirlerini sevmedikleri anlamına gelmez.

Öğrendim ki.. Her problem kendi içinde bir fırsat saklar.Ve problem fırsatın yanında cüce kalır.

Öğrendim ki.. Sevgiyi çabuk kaybediyorsun,pişmanlığın yıllar sürüyor

Çevrimdışı GÜLCE90

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.488
  • 16.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 2.488
  • 16.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 14 Mar 2014 15:04:05
BEN SENİN EN ÇOK

Unutturur bana birden acıları, güçlükleri
Dünyam aydınlanır sen güldüğün zaman

Ben senin en çok davranışlarını sevdim
Güçsüze merhametini, zalime direnişini
Haksızlıklar, zorbalıklar karşısında
Vahşi ve mağrur bir dişi kaplan kesilişini

Ben senin en çok sevgi dolu yüreğini sevdim
Tüm çocuklara kanat geren anneliğini
Nice sevgilerin bir pula satıldığı bir dünyada
Sensin, her şeyin üstünde tutan sevdiğini

Ben senin en çok bana yansımanı sevdim
Bende yeniden var olmanı, benimle bütünleşmeni
Mertliğini, yalansızlığını, dupduruluğunu sevdim
Ben seni sevdim, ben seni sevdim, ben seni...

Ü.Y.Oğuzcan

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.100
  • 2.904
  • 12.100
# 14 Mar 2014 19:24:18
Kendine sürgün
 Bir garip kişiyim;
 Sabah akşam imza veren.
 Bilmemem gereken
 Şeyler öğrendim;
 Taraf tutmaz
 Tanrı bilirim
 Kaybetmekten
 Korktuğu için.

 Sorular sordum
 Sormamam gereken.
 Kendime bir
 Kefen biçtim
 Kendi tenimden.
 Sınırlarımı aşmak
 Yasaktır bana.
 Yoksul yüreğim
 En kuytu kahvem.

 Acıya tezhibim,
 Hüzne redif.
 Yalnızlığın gözlerine
 Sürme çeken
 Öyle biriyim ki;
 Geceleri uykusuz
 Kuyuları dinleyen.
 Adım büyücüye
 Çıktı bu yüzden.

 Kendine sürgün
 Bir garip kişiyim;
 Kutsallığı zincir gibi
 Parmağında çeviren.
 Umudu depremden,
 Aşkı külden
 Bekleyen benim
 Aranızda
 Yerim yok zaten.

 Heybesinde yılan
 İşaretleri,
 Baldıran zehiri
 Yüzüğünün içinde
 Ve yanında
 Kav taşıyan ben;
 Tekinsizim size göre
 İbret için
 Yakılması gereken.

 Merhabam kalmadı
 Kimseyle.
 Haç çıkardım
 Namaza dururken.
 Herkes tanır beni
 Alnımdaki döğmelerden.
 İnançsızım, dinsizim
 Yeminle yalan
 İkiz kardeşken.

 Kendine sürgün
 Bir garip kişiyim;
 Bulanık sularda
 Yüzünü ararken sevda,
 Bir tutam saç derisiyle
 Uçuşurken rüzgarda.
 Her şey ne kadar
 Kendisidir düşünün
 Hızla kokuşurken dünya!

 Rıh dökülürken
 Kan damlalarına,
 Cesetler gördüm
 Irmak boylarında
 Çalıların arasında.
 Faili meçhul
 Cinayetler bilen
 Çaresiz bir adamım
 Adını bile kekeleyen.

 Bilmemem gereken
 Şeyler öğrendim.
 Sorular sordum
 Sormamam gereken.
 Gördüm apaçık
 Görmemem gerekeni.
 Söylenmezi söyledim.
 Suçum büyük
 Ve taammüden.

Metin Altıok.

Doğum günüydü bugün...anısına saygıyla..

Çevrimdışı adamın biri

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.138
  • 24.234
  • 5.138
  • 24.234
# 14 Mar 2014 20:39:20
ŞAŞIRDIM KALDIM İŞTE

Sözde, senden kaçıyorum doludizgin atlarla
Bazen sessiz sedasız ipekten kanatlarla
Ama sen hep bin yıllık bilenmiş inatlarla
Karşıma çıkıyorsun en serin imbatlarla
Adını yazıyorsun bulduğun fırsatlarla
Yüreğimin başına noktalarla, hatlarla
Baş başa kalıyorum sonunda heyhatlarla
Sözde, senden kaçıyorum doludizgin atlarla
 
Ne olur bir gün beni kapında olsun dinle
Öldür bendeki beni sonra dirilt kendinle
Çarpsan kara sevdayı en azından yüz binle
Nasıl bağlandığımı anlarsın kemendinle
Kaç defa çıkıp gittim buralardan yeminle
Ama her defasında geri döndüm seninle
Hangi düğüm çözülür, nazla, sitemle, kinle
Ne olur bir gün beni kapında olsun dinle.

Şaşırdım kaldım işte, bilmem ki nemsin?
Bazen kız kardeşimsin, bazen öpöz annemsin
Sultanımsın susunca, konuşunca kölemsin
Eksilmeyen çilemsin
Orada ufuk çizgim, burda yanım yöremsin
Çaresizim çaremsin.
Şaşırdım kaldım işte, bilmem ki nemsin?

YAVUZ BÜLENT BAKİLER

Çevrimdışı kurthan

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 10.704
  • 73.165
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 10.704
  • 73.165
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 15 Mar 2014 01:25:34
ONAR MISRA
Ayırma gözlerini gözlerimden bu akşam
Böyle saatlerce bak, böyle asırlarca bak.

Gözlerine yavaşça doldu akşam.
Ufuktaki lambanın fitilini kısarak
Benim içimde yaktı sanki grubu akşam,
Tutuşan bağrım için ne serin bir su akşam.
Gündüzden, gürültüden ve kâinattan ırak
Akşamı seyredeyim bakışlarında bırak.
Ayırma gözlerini gözlerimden bu akşam,
Böyle saatlerce bak, böyle asırlarca bak.

                          Yaşar Nabi Nayır
Bugün ölüm yıldönümü olan şairimizin şiirini paylaşmak istedim.Allah rahmet eylesin.

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.261
  • 230.616
  • 29.261
  • 230.616
# 15 Mar 2014 08:12:06
"Zindan iki hece Mehmed'im lafta!
Baba katiliyle baban bir safta!
Bir de geri adam boynunda yafta...
Halimi düşünüp yanma Mehmed' im!
Kavuşmak mı? ... Belki... Daha ölmedim!
...
Ses demir, su demir ve ekmek demir...
İstersen demirde muhali kemir,
Ne gelir elden kader bu emir...
Garip pencerecik, küçük, daracık;
Dünya ya kapalı, Allah'a açık.

Dua dua, eller karıncalanmış;
Yıldızlar avuçta, gök parçalanmış.
gözyaşı bir tarla, hep yoncalanmış...
Bir soluk, Bir tütsü Bir uçan buğu
İplik ki incecik, örer boşluğu.

Ana rahmi zahir şu bizim koğuş;
Karanlığında nur, yeniden doğuş...
Sesler duymaktayım: Davran ve boğuş!
Sen bir devsin yükü ağırdır devin!
Kalk ayağa dim dik doğrul ve sevin!

Mehmed'im sevinin başlar yüksekte!
Ölsekte sevinin, eve dönsek de!
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!
Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir!
Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!"
Necip Fazıl Kısakürek

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 15 Mar 2014 20:50:06
  ÖZLETİYOR SENİ BU YAĞMURLAR

Burada yağmur yağıyor
Aralıksız yağıyor günlerdir
Ama sen yine de şemsiyeni
Almadan gel ilk otobüsle

Buğulanan camlara usulca
Yüzünü çiziyorum ki yüzün
Bir yağmur damlası olup
Düşüyor yapraklarına gülün

Güller de bozamıyor bu uzun
Karanlık sessizliğini kentin
Anılarını yitiriyor sokaklar
Bezirgânlaşıyor bulvar ışıkları

Tarih de kekemeleşiyor bazan
Ki o zaman aşktır tek bilici
Aşksa yürümek gibi bir şey
Duyabilmek kuşların gelişini

Anısı bizsek eğer bu kentin
Unuttuğu türküler bizsek
Acıyı rehin bırakıp bir güle
Anımsatmalıyız bunları bir bir

Sonra yürümeliyiz seninle
Sokaklara caddelere çıkmalıyız
Belki bir aşktır bu kentin
Belleğini geri getirecek olan

Burada yağmur yağıyor ama sen
Şemsiyeni almadan gel yine de
Özletiyor bu çılgın sağanak seni
Sırılsıklam özletiyor biliyor musun

Ahmet TELLİ

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.261
  • 230.616
  • 29.261
  • 230.616
# 16 Mar 2014 12:33:30
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı GÜLCE90

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.488
  • 16.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 2.488
  • 16.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 17 Mar 2014 13:53:21
Eskisi kadar özlemiyorum seni,
 Ve ağlamıyorum olduk olmadık zamanlarda..
 Adının geçtiği cümlelerde, gözlerim dolmuyor..
 Yokluğunun takvimini tutmuyorum artık.
 Biraz yorgunum..
 Biraz kırgın..
 Biraz da kirletti sensizlik beni !
 Nasıl iyi olunur henüz öğrenemedim ama
 “İyiyimler” yamaladım dilime.
 Tedirginim aslında, seni unutuyor olmak,
 Hafızamı milyon kez zorlamama rağmen yüzünü hatırlayamamak korkutuyor beni..
 Gel diye beklemiyorum artık,
 Hatta istemiyorum gelmeni..
 Nasıl olduğun konusunda ufacık bir merak yok içimde.
 Arasıra geliyorsun aklıma, banane diyorum
 Benim derdim yeter bana banane !
 Alıştım mı yokluğuna ?
 Vaz mı geçiyorum, varlığından ?
 Tedirginim aslında,
 Ya başkasını seversem ?
 İnan o zaman seni hayatım boyunca affetmem..

Özdemir Asaf

Çevrimdışı tubilig01

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.021
  • 4.423
  • 2.021
  • 4.423
# 18 Mar 2014 14:10:40

Aşka Amenna

Önce bengisu yandı
Derken bitap gözlerim
Al güllerin gölgesinde
Kaldı küllerim
Sana ihtiyacım var
Can diyemedim
Yüzümü sislere gömdüm bu yüzden

Sözler merhem olmuyor
Dinlemiyor yüreğim
Sorma beni senden yana
Düşmüşüm dara
Gülüşüne muhtacım
Yar diyemedim
Hüznümü içime döktüm bu yüzden

Yani bir bilsen kolay şey değil
Değil bu dile gelir hal değil
Yıl oldum yol oldum
Düştüm umuduna
Sen kadim yeminimsin
Aşka amenna

 

Ahmet Can Akyol
 

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.261
  • 230.616
  • 29.261
  • 230.616
# 18 Mar 2014 16:54:42
MERDİVEN

Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak
Ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak…
Sular sarardı… Yüzün perde perde solmakta

Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta…
Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller
Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller
Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer?

Bu bir lisân-ı hafîdir ki rûha dolmakta

Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta…

                               AHMET HÂŞİM

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.261
  • 230.616
  • 29.261
  • 230.616
# 18 Mar 2014 19:41:09
ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE

Şu boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi?
En kesîf orduların yükleniyor dördü beşi,
-Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.

Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde - gösterdiği vahşetle " bu : bir Avrupalı "
Dedirir - yırtıcı his yoksulu, sırtlan kümesi.
Varsa gelmiş , açılıp mahbesi, yâhut kafesi!

Eski dünyâ, yeni dünyâ, bütün akvâm-ı beşer,
Kaynıyor kum gibi, tûfan gibi, mahşer mahşer.
Yedi iklîmi cihânın duruyor karşısın da,
Avustralya'yla beraber bakıyorsun: Kanada,

Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk;
Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk.
Kimi hindu, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ...
Hani, tâ'una da züldür bu rezîl istîla!

Ah o yirminci asır yok mu, o mahluk-i asil,
Ne kadar gözdesi mevcut ise hakkıyle, sefil,
Kustu mehmetçiğin aylarca durup karşısına;
Döktü karnındaki esrarı hayasızcasına.

Maske yırtılmasa hala bize afetti o yüz...
Medeniyet denilen kahpe, hakikat, yüzsüz
Sonra mel'undaki tahribe müvekkel esbab
Öyle müthiş ki: eder her biri bir mülk-ü harab.

Öteden saikalar parçalıyor âfâkı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor a'mâkı
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin
Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin

Yerin altında cehennem gibi binlerce lâğam
Atılan her lâğamın Yaktığı: yüzlerce adam
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer
O ne müthiş tipidir: savrulur enkâz-ı beşer...

Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,
Boşanır sırtlara, vâdilere, sağnak sağnak.
Saçıyor zırha bürünmüş de o namert eller,
Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller.

Veriyor yangını, durmuş da açık sînelere,
Sürü hâlinde gezerken sayısız tayyâre
Top tüfekden daha sık gülle yağan mermîler...
Kahraman orduyu seyret ki, bu, tehdîde güler!

Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kal'a mı, göğsündeki, kat kat îman?
Hangi kuvvet onu, hâşâ,edecek kahrına râm?
Çünkü te'sis-i îlahi o metîn istihkâm.

Sarılır, indirilir mevki'-i müstahkemler,
Beşerin azmini tevkîf edemez sun'-i beşer;
Bu göğüslerse Hudâ'nın ebedî serhaddi;
"O benim sun'-i bedi'im, onu çiğnetme" dedi.

Âsım'ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi nâmûsunu, çiğnetmeyecek.
Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...
O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar,

Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilâl uğruna, yâ Rap, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdad inerek öpse o pâk alnı değer.

Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhîd'i...
Bedr'in aslanları gibi şanlı idi.
Sana dar gelmeyecek makberi kimler
"Gömelim gel seni târîhe" desem, sığmazsın.

Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâp...
Seni ancak ebediyyetler eder istîâb.
"Bu, taşındır" diyerek Kâbe'yi diksem başına;
Rûhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;

Sonra gök kubbeyi alsam da, ridâ namıyla,
Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyla;
Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan,
Yedi kandilli Süreyyâ'yı uzatsam oradan;

Sen bu âvîzenin altında, bürünmüş kanına,
Uzanırken, gece mehtâbı getirsen yanına,
Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile âvîzeni lebrîz etsem;
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...

Yine, bir şey yapabildim diyemem hâtırana
Sen ki, son ehl-i salîbin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili sultânı, Selâhaddîn'i,
Kılıç arslan gibi iclâline ettin hayran...

Sen ki islam'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
O demir çenberi ğöğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki rûhunla beraber gezer ecramı adın;
Sen ki, a'sâra gömülsen taşacaksın...Heyhât,

Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât...
Ey şehît oğlu şehît, isteme benden makber,
Sana ağûşunu açmış duruyor Peygamber...

MEHMED ÂKİF ERSOY

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK