Sevdiğiniz Şiirler

Çevrimdışı sakin

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.253
  • 902
  • 1.253
  • 902
# 07 Mar 2009 13:34:27
Doğum günün kutlu olsun(doğum günü olan yakınlarınıza gönderebilirsiniz)

itiraf etmem lazım,
sen;
yelelerindeki alev,
gözlerindeki parıltı
ve çehrendeki sakinlik ile;
süslü püslü laflar edemeyen bir ağustos güneşi,
patileri günler geçtikçe büyüse bile
benim için hep minik kalacak
bir aslansın...

ve bir zamanlar bunu farketmeyip
çarparak kapattığım kapıların ardında
önüme yığdığım kırgınlıkların pişmanlığında
bıraktığım iplerin diğer ucunda
kalmış olsan da,

tek atmak istediğim kahkaha,
hep bakmak istediğim ayna,
hep aradığım eksik parçamsın.

sensiz olmazdı:
iyi ki dogdun
iyi ki varsın

Çevrimdışı NİKO

  • Uzman Üye
  • *****
  • 782
  • 234
  • 782
  • 234
# 07 Mar 2009 13:55:53
Suskunum Sana

Hangi şiire başlasam suskunum sana
Dağ göğsünde bir kaya diliyle suskun
Güneşte kavrulan bir kum tanesi
Çatlayan dudaklarım oluyor her gece
Yağmura suskun yaşamaya suskun
Haykırabilsem
Belki bir nehir köpürebilir sesimde
Silinebilir kuraklığın bütün izleri
Upuzun çöller vadileşebilir içimde

Hangi güzelliği özlesem suskunum sana
Yürek boşluğunda bir of kadar suskun
Özlüyorum seni masmavi
Koşuyorum sana bembeyaz
Ve kahroluyorum bir anda kapkara
Ah oluyorum
Of oluyorum
Ve susuyorum
Oysa haykırabilsem
Işık yumağı bir pınar olur soluğum

Hangi türküye uzansam suskunum sana
Ağıt ağıt, özlem özlem suskun
Tut ki vurulmuşum
Aşktan ve kandan bir damla olmuşum
Bir saçlarının rüzgarına
Bir de ağzının kıyılarına konmuşum
Hangi dalga silebilir beni senden
Hangi kasırga koparabilir
Ben saç tellerinde bir ezgi olmuşum
Coşkuların her şahlanışında
Sana deprem deprem susmuşum
Ve sana susmaktan inan ki yorulmuşum

Yeter olsun gözlerinde ışık fırtınası
Sözlerinde baskı yasası yeter
Hangi kavgayı özlesem suskunum sana
Zafer sabahlarında gece kadar
Bayram sabahlarında yas kadar suskun
Böyle güzelliklere de
Böyle suskunluklara da lanet olsun
Al bu suskunluğumu al artık
Al ki
Bütün gürültüler kahrolsun

Çevrimdışı nurcany

  • Uzman Üye
  • *****
  • 625
  • 838
  • 625
  • 838
# 07 Mar 2009 14:16:33
 

ADAM GİBİ

 

Ben seni hiç sevmedim ki

Durgun akşamlarda söylediğimiz şarkıları sevdim

Bir çiçeğe gülmeni, bir güle benzemeni sevdim

Birde yıldızları sevdim

Eylül akşamlarında gelip,

Gözlerinde tutulan.

Ben seni hiç sevmedim ki

Beni yola koyduğunda ayrılmayı sevdim

Kurşunları sevdim beni vurduğunda

Ağlamayı sevdim unuttuğunda

Yalnız olduğumu anladığımda

Ayakta kalmamı sevdim

Yıkılmamı sevdim seni hatırladığımda

Ekmeği sever gibi sevdim sensizliği

Su gibi özledim Temmuz güneşinde sesini

İkindide yağmur gibi

Geceleyin yağan yağmur gibi sevdim seni sevdiğimi

Ben seni hiç sevmedim ki

Kuşlara şarkılar öğretmeni sevdim

Menekşeyle konuşmanı

Nisan'a hatırlatmanı

Baharın bir adının da yalnızlık olmadığını

Düştüğün zaman kanayan yaralarını

Ve tuhaflığını üşüdüğün zaman

Sakız satan çocukları

Yeni çıkan şarkıları

Her kaybettiğinde kazanan yanlarını sevdim

Denize düşmüş gül gibi düştüm ateşe

Ben yangını sevdim yandığım zaman böyle işte

Ben seni hiç sevmedim ki

Bir gece bir ceylan indi dağdan kalbine

Bir gece bir şiir gibi kibrit alevinde

Alemin ortasında, kimsesizliğin sesinde

Buğusunda sabahın, acımasızlığında ahın

Ağlayan yüzünde İsa'nın

Ferahlatan gücüyle duanın

Korkutan yanıyla nar'ın

İncenin, zeytinin ve kalbin üstüne

Gülün üstüne

Tutunduğum umudun üstüne

Korkunun üstüne

Hep senin üstüne, hep senin üstüne

Ben seni hiç sevmedim ki

Gittiğin zaman gitmeni sevdim

Evreni sevdim geldiğin zaman

Kalmanı sevdim

Korkuyordum sana alışmaktan

Yine de sevdim gülümsemeyi

Mendilimi sallarken, seni götüren trenin arkasından

Kırlara ilk kar düştüğü zaman

Ölümünün ne güzel olduğunu sevdim

Seni içimde öldürdüğüm zaman

Ben seni hiç sevmedim ki

Durgun akşamlarda söylenen şarkı neyse

Bir çiçeğe gülmeni, bir güle benzemeni sevdim

Birde yıldızları sevdim

Eylül akşamlarında gelip,

Gözlerinde tutulan.

Düştüğün zaman kanayan yaralarını

Ve tuhaflığını üşüdüğün zaman

Sakız satan çocukları

Yeni çıkan şarkıları

Her kaybettiğinde kazanan yanlarını sevdim

Denize düşmüş gül gibi düştüm ateşe

Ben yangını sevdim yandığım zaman böyle işte

Ben sevdim mi adam gibi severim

İbrahim Sadri

Çevrimdışı ARY46

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.024
  • 681
  • Okul Müdürü
  • 1.024
  • 681
  • Okul Müdürü
# 07 Mar 2009 16:55:19
BU VATAN KİMİN

Bu vatan toprağın kara bağrında
Sıradağlar gibi duranlarındır,
Bir tarih boyunca onun uğrunda
Kendini tarihe verenlerindir.

Tutuşup kül olan ocaklarından,
Şahlanıp köpüren ırmaklarından,
Hudutta gaza bayraklarından
Alnına ışıklar vuranlarındır.

Ardına bakmadan yollara düşen,
Şimşek gibi çakan, sel gibi coşan,
Huduttan hududa yol bulup koşan,
Cepheden cepheyi soranlarındır.

İleri atılıp sellercesine
Göğsünden vurulup tam ercesine,
Bir gül bahçesine girercesine
Şu kara toprağa girenlerindir.

Tarihin dilinden düşmez bu destan,
Nehirler gazidir, dağlar kahraman,
Her taşı yakut olan bu vatan
Can verme sırrına erenlerindir.

Gökyay'ım ne yazsan ziyade değil,
Bu sevgi bir kuru ifade değil,
Sencileyin hasmı rüyada değil,
Topun namlusundan görenlerindir.

         Orhan Şaik Gökyay

Çevrimdışı sessizsinema

  • Uzman Üye
  • *****
  • 977
  • 2.512
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 977
  • 2.512
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 07 Mar 2009 17:35:43

ÖYLE GÜNLER GÖRDÜM Kİ

Öyle günler gördüm ki, aydın gökler kararıp
Bahtım bir bulut gibi üstüme çöker oldu,
Her gözümü yumunca tanıdık yüzler görüp,
Hayaller alev alev beynimi yakar oldu.
Ümitsizlik, gariplik dört tarafımı sarıp
Yüzüm sırıtsa bile, içim yaş döker oldu.

Her sabah ilk ışıklar gözlerimi oyardı,
Uyanan taş duvarlar iniltimi duyardı.

Öyle günler gördüm ki, duvarlar gelir dile,
Gözümde canlanırdı eşkiya masalları.
Varlığımı sarardı, hain bir isteyişle
Görmediğim yumuşak bir düşmanın elleri
Kafada çelik gibi fikirler dursa bile
Kalplerin eksik olmaz böyle zayıf halleri:

Bazen kendi kendimin elinden kurtulurdum,
Kalbimi bir çamurda çırpınırken bulurdum.

Öyle günler gördüm ki, dost dediğim insanlar
Ben yanına varınca dudağını kıvırdı.
Bir zamanlar yanımda ağız açmayanlar
Sırtımı sıvazladı, bana öğüt savurdu.
Silahsız gördüğüne saldıran kahramanlar
En alçak tekmelerle beni yere devirdi.

Ruhum bir heykel gibi düşüp parçalanırdı.
Bu sesleri duyanlar gülüyorum sanırdı.

Öyle günler gördüm ki, tabanca sakağımda
Tasarladım aydınlık dünyayı bırakmayı
Gönlüm acıklı buldu, en ateşli çağımda
Sönük bir yıldız gibi boşluklara akmayı
Tabancanın namlusu ısındı yanağımda,
Parmağım istemedi tetiğini çekmeyi

Bir sonbahar yağmuru gibi içim ağlardı
Bir şeyler fakat beni yaşamağa bağlardı.

Ey bir tane sevgilim, ben bugün yaşıyorsam
Sanma ki hayat tatlı, insanlar hoş olmuştur,
Dağ başında bir kaya gibiyim şöyle dursam
Etrafım eskisinden daha bomboş olmuştur
Yalnız sana borçluyum bugün dünyada varsam:
Seni her andığımda gözlerim yaş olmuştur

Yaşlar ki bir ırmaktır, dertleri sürür gider,
Gözyaşları içinde seneler yürür gider.

Yok olmak isteğiyle kalbim attığı zaman,
Bana: Yaşa der gibi gülen senin yüzündü.
Dizlerim bir batakta yorgun yattığı zaman
Bacaklarıma kuvvet veren senin hızındı.
Yaşaran gözlerimde, güneş battığı zaman
Sıcak bir yuva gibi tüten senin dizindi.

Sen aklıma gelince her şey gülümserdi.
Ağaçlar şarkı söyler, rüzgar tatlı eserdi.

Ey sevgilim, bilirsin benim ne çektiğimi:
Garip başımın derdi bir yürek taşıyorum.
Anlarsın niçin uzak yerlere baktığımı:
İçinde yaşanmaz bir dünyada yaşıyorum.
Görünce gülme sakın çırpınıp aktığımı:
Ilık ve aydınlık bir denize koşuyorum.

Sen benim sevgilimsin, sevsen de, sevmesen de,
Aradığım yerlere benzeyiş buldum sende.

      
                                                    Sabahattin ALİ







Çevrimdışı ARY46

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.024
  • 681
  • Okul Müdürü
  • 1.024
  • 681
  • Okul Müdürü
# 07 Mar 2009 17:48:06
GERİ GELEN MEKTUP

Ruhu mu ateş yoksa o gözler mi alevden
Bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu
Pervane olan kendini gizler mi alevden
Sen istedin ondan bu gönlüm zorla tutuştu

Gün senden ışık alsa da bir renge bürünse
Ay secde edip çehrene yerlerde sürünse
Her şey silinip kaybolurken nazarında
Yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse...

Ey sen ki kül ettin beni olmaz yakışınla
Ey sen ki gönüller tutuşur her bakışınla
Hançer gibi keskinler çiçekler gibi ince
Çehren bana uğrunda ölüm hazzı verince

İçimdeki azgın devi rüzgarlara attım
Gözlerle günah işlemenin zevkini tattım
Gözler ki birer parçasıdır sende ilahın
Gözler ki senin en katı zulmün ve silahın

Vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin
Sen öldürüyorken de vururken de güzelsin


                               Hüseyin Nihal ATSIZ

Çevrimdışı svetboys38

  • Uzman Üye
  • *****
  • 593
  • 79
  • 593
  • 79
# 07 Mar 2009 19:32:54
NEFES

Dağın uykusuna, kuşun gözüne,
Sabahın sesine, taşıdım seni.
Kerem’in yaralı, ince dizine,
Irmağın yasına taşıdım seni.
Canın içinden, canımı duyan,
Canımın içine taşıdım seni.
Elma kabuğunda, nar tanesinde,
Gizlenen mermere taşıdım seni.
Gecenin ördüğü, gün kafesinde,
Dolaşan kedere taşıdım seni.
Canın içinden, canımı duyan,
Canımın içine taşıdım seni.
Arının yazına, kışın otuna,
Yaprağın güzüne taşıdım seni.
Yürekten yüreğe mekik dokuyan,
Sevginin göçüne taşıdım seni.
Canın içinden, canımı duyan,
Canımın içine taşıdım seni.

ÜLKÜ TAMER

Çevrimdışı NİKO

  • Uzman Üye
  • *****
  • 782
  • 234
  • 782
  • 234
# 08 Mar 2009 01:16:38
Ben Yandım

Hangi dilde ağlıyorsa insan
İşte ana dilidir ayrılmanın
Her sokağa şifa niyetine bir açlık
Güzereş kardaşlık bilinen en büyük uzaklık
Hep acıların kuranderinde sevgili bir yoksulluk
Kitapların arasında dolanmış ve
Sahte fikirlerle dolandırılmış donatılmış aklanmış yeşermiş
Ve gri demirli bir yatılı okulda uzun uzun
Kimsesiz kimsesiz ağlamış
Uykusunda adın çağırmış
Nöbetlerde edebiyat sohbetlerde bir yarışma kavgası
Fikirden fikire sıratlar geçilmiş
Ne murat suyu kan aksın isterim
Ne şiirinden vazgeçerim kavganın
Mesleğim göze almaktır
Kalabalığa faydanın bedelini
Öderim sağdan soldan aldığımla
Sözlerimden başka vasiyetim ve servetim yoktur.
Her beladan bir alıntıyla kurtulurdum
İlla ki adını hatırlardım lazım olanın
Bir siverek acısı aslında sevdiğim
Bir mezopotarnyalı kederi
Asur'un ninova'nın kehaneti....
Kalbim kül oldu
Eski bir kütüphane yangınında
Ben yandım.
Kimi cüret etsem sevmeye
Kendime küçük geldim
Zayıf kaldım
He murathan esir düştüm
Sefil oldum.
Acılarım hep tavsiyedir
Çok sevdiğim bir şairden
Yok bire yok
"ne etsek olmuyor"un ranza arkadaşıyım
Bilinen en uzak yatılı bölge okulundan
Ben bıraktım siz konuşun,
Yoruldum ben siz koşun.
Iskartaya ayırın beni
Bütün ayrılıklardan.....
Küsmedim kardayım yediğim dayaktan
Şimdi yalnız, şan saman kağıt kokulu günlerde
Türkçeye çeviriyorum ayrılık acısını
Beni bırakın
Ben meçhul oldum
Gizli özneyim
Vatansız cümlelerde
Ben yandım.
Kalbim kül oldu
Eski bir kütüphane yangınında. 

Çevrimdışı NİKO

  • Uzman Üye
  • *****
  • 782
  • 234
  • 782
  • 234
# 08 Mar 2009 01:21:20
Aşkımız

Aşkımız iki gözlüklünün öpüşme çabasıydı;
Gözlükleri çıkarmak hiç aklımıza gelmedi.

Hiç düşündün mü belki
Belki, eline en yakışan takı benim elim.
Belki de en belli olacak yalan, benim söylediğim...
Belki sen ve belki ben...

Yoksulluk, kirden rengi tanınmayan
Bir beyaz tutsaklık...
İnsan kendine iltica edebilir mi?

Ölü olarak ele geçiriliyor en sıcak insan sözleri..
Ve hüznüm bir kamu morgunda işe başladı.
 
Yılmaz Erdoğan 

Çevrimdışı NİKO

  • Uzman Üye
  • *****
  • 782
  • 234
  • 782
  • 234
# 08 Mar 2009 02:56:24
 :'( :'( :'( :'(



“Hâlâ”dır Aradığın!..

Sana kırgın olmak isterdim zaman zaman... Sana kırgın olmayı hakedecek kadar hukukum olmasını yani üstünde!

Ve; “Unuttuğumu zannetme” diyemeyeceğin mesafelerde olmak isterdim sana...
Yani; beni “unutma ihtimalinin” bile olamayacağı mesafelerde!

Bilirim, seversin beni.
“Bilirim” sadece, çünkü öyle söylersin!..
Ama soluyamam... Ama dokunamam... Ama yaşayamam...
Bilirim, seversin beni;
Odandaki lambanın açma anahtarına iliştirdiğin bir kartpostal gibi!..

Ben, güze bakan ağaçlar gibi meyvelerimi dökmeye başlamışsam dibime...
Ve ben de “senin gibi” sevmeye başlamışsam artık...
Ve ben de sana demeye başlamışsam; “Ben de unutmadım seni!..”
Bir mevsimi tüketmiş demektir tarlalar; ekilmeden, dikilmeden, sulanmadan ve gübrelenmeden...
Halbuki kısır mevsimlere gebedir tüketilmiş her mevsim!

Yıllar, kenarda bekler; geceye doğru giden trenleri gözleyen çocuklar gibi...
Yollar, dürmededir artık kendini!
Ve hatıralar süpürülmededir hafızalardan; “artık” paylaşılmayanlara yer açılsın diye!..

Bilirim tabii ki unutmadığını...
Unutmayışımdan bilirim.
Bilirim, seversin hâlâ beni; çünkü sevmek
“Hâlâ”dır işte, hâlâ aradığımız delîl!

Sana kırgın olmak isterdim aslında, zaman zaman...
Yani üstünde, sana kırgın olmayı hakedecek kadar hukukum olmasını!
Ve; “Unuttuğumu zannetme” diyemeyeceğin mesafelerde olmak isterdim sana...
Yani; beni unutma ihtimalinin bile olamayacağı mesafelerde!

Çevrimdışı sakin

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.253
  • 902
  • 1.253
  • 902
# 08 Mar 2009 12:08:00

Dost Kazığı



Tedbirsiz başa ağustosta bile kar yağarmış
Öne bakmak yerine arkayı kollamak karmış
Bir güler yüzü bir de tatlı dili varmış
Ciğerime oturdu dost kazığı

Paçadan kaptı sırtını pek karnını tok ettiklerim
Birer ayrık otu çıktı ekin diyerek ektiklerim
Keşke düşmandan gelseydi tüm çektiklerim
Ciğerime saplandı dost kazığı

Yiğitler yiğidi kosca koca Köroğlundan beri
Dürüstlüğün mertliğin kalmamış hiç değeri
Ne bu acı diner ne de kapanır yeri
Ciğerime saplandı dost kazığı

Yazık, boşaymış bunca çaba bunca emek
Sadakat, köprüyü geçinceye kadarmış demek
Meğer ne büyük bir acıymış apansız yemek
Ciğerime saplandı dost kazığı



 
Adem DURMAZER

Çevrimdışı svetboys38

  • Uzman Üye
  • *****
  • 593
  • 79
  • 593
  • 79
# 08 Mar 2009 12:44:30
Seçilmemiş kartpostallardaki
Kapısı açık
Uzak kır evlerine benzeyen yüzünü
Batan güneşe bakan
Ahşap sesini
Beşiğinden düşüp
Yüreğime çakılan yedeksiz şiirlerini
Genç Werther'in Acıları'nın
Tüm baskılarını okumuş
İntihar provalarına benzeyen
Beyazı kirli
Suç yeşili gözlerini
Hangi Menekşe yüzünden
Hercai olduğunu
Söylemeye susmuş
Kül-Gri sözlerini unutmadım..
.......
SEZGİN ÖZGEN ÇELİK(öğretmen mektupları 2003)

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.858
  • 1.093
  • 11.858
# 08 Mar 2009 14:10:08
Hep bir mûsikî ritmiyle kulaklarda çağlar,
Sanırsın gökler çoşmuş da çemenlere ağlar.
Siner her yana rûhları saran bin râyiha,
Toprak hayatla tüter,çiçekler kalkar şaha...

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.858
  • 1.093
  • 11.858
# 08 Mar 2009 14:24:59
ÖZLEYİŞ
Özledim… Yanıklık canıma değdi…
Özledim, yıllarca daha özlerim.
Hasret türkü olsa, ben onu çalsam,
Kırılıp giderdi nice sazlarım…

Yatın ümitlerim, uykuya yatın!
Bitin hasretlerim, tükenip bitin!
Ayrılık ateşi çetinmiş, çetin;
Onunla dikleşir bütün düzlerim.

Yanımda sanrım, bakarım düştür;
Güldüm zannederken gözlerim yaştır.
Umduğum ne varsa hepside boştur;
Yinede bekliyor onu gözlerim.

Sazlar var: Durmadan gurbeti çalar;
Hayal var: Gözümü, gönlümü çeler.
İçimde bir bülbül şakıyıp çiler:
Özledim, yıllarca daha özlerim…
h.n.a.

Çevrimdışı svetboys38

  • Uzman Üye
  • *****
  • 593
  • 79
  • 593
  • 79
# 08 Mar 2009 14:31:47
KIŞTAN ÜŞÜYEN VİRGÜL

Defterin bir çok sayfasını koparmışlar,
Örtünemez artık virgül bazı sayfalarla,
Kış gelir, virgül üşür,
Kış insanı üşütür,
Üşenen hayvanlar da
Girip toprağın altına
Uyurlar,
Toprağın sayfalarını koparmamışlar,

Çocukların sayfaları her kış koparılır.
Kar toplarıyla voleybol oynayan
Ağaçlarla,
Her çocuğun defterinde
Bir çok sayfası olmayan
Bir çok güzel virgül vardır,

Virgül kıştan üşür,
Çünkü kış gelince koparılır
Artık kalmayan öğrenciliğin,
Artık kalmayan tembelliğin sayfaları.

Ülkü Tamer

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK