Hayatını kaybedenler yalnızca ölenler değildir.
Ucuzdur her şeyden önce hayat. ‘Ucuz’ diye nitelemek de dil alışkanlığıdır. Ucuz olanın bir değeri olmak zorundadır ve genelde bu değer maddiyatla ilişkilendirilmektedir. Gene algısal problem, gene yanılgılarla dolu yanlışlara kaynaklık eder bütün bunlar. Hayata ‘ucuz’ gözüyle bakmak onun az da olsa bir değere haiz olduğu aşılar beyinlere. Oysa ucuz olamaz hayat, olsa olsa ‘değersiz’ olur. Tam bulamadım kavramı, ucuz olan değersiz olur zaten algısı var şu an beynimde. Boş? Galiba böyle demeli, hayat bu kadar mı boş? Bu kadar mı sıfır? Bu kadar mı hiç? Bu kadar mı yok?
Ölenler ile ölüme sebep olanlar. Kaygılar içindeyim gene, öldürenler yazamadım. Hep bir kaçamak yolları aramaya itilmiş benliğim. Evet işte, öldürenler. Yok sayıp onca hayatı, bunca vebalin altına gireceğini hesaplamayıp alenen öldürenler. Onlara bir şey olmaz zihniyetiyle kendi keyiflerine göre yönetmelik esnetenler, genelgeyi umursamayanlar. Var olan hayatı gene var olduğunu iddia ettikleri mevzuatlarla kıyaslayanlar, açıklamaya çalışanlar.
Ölüm. Elbet hak. Tek gerçek. Hiç kimsenin dillendirmeye cesaret edemediği tek gerçek. Lakin sebepleri yıpratıyor işte insanı. Elbet sebepsiz ölüm de yok. Var olan sebepler, ah işte onlar.
Mesela tarlaya çalışmaya giden altı kişiyi pusuya düşürüp kan davası uğruna dördünü öldüren zihniyet, nasıl bir zihniyet? Orada ölen dört kişinin tek suçu erkek olmak. Evet evet yanlış değil okuduğunuz erkek olmak. Belki başka bir yerde bunu tersi de mümkün. Yani kadın olmak da öldürülmek için yeterli sebep. Bu nasıl bir sapkınlık?
301 kişinin öldüğü bir maden kazası. Faciası. Cinayeti. Bu bile kişiden kişiye göre nasıl oluyor da değişebiliyor? Facia mı, kaza mı, cinayet mi?
Nasıl kişiler topluluğuyuz biz?
301 kişiyi istatistik olarak ‘en büyük’ sıralamasının en tepesine oturtmak mı bizim marifetimiz? 432 çocuk babasız kaldı denildiği zaman, vay arkadaş 432 de çokmuş be diyebilecek kadar ne zaman karardı kalbimiz? 1 çocuk olaydı o evet evet yalnızca 1 çocuk olaydı tek bir kelime yazacak mıydık?
O 1 çocuk olmadığımız sürece bunu anlama şansımız maalesef yok. İlle başımıza gelecek.
Meydanlara dökülmemiz için ille de 301 kişi ölecek.
Ya da en az 301 kişi diyelim.
Değersiz dahi olamayacak hayatlarımızın ceremesini ‘bu son olsun’ dilekleriyle ödeyebileceğimizi düşündüğümüz sürece o hiçbir zaman son olmayacak.