Türkiye'de Bunlar Oluyor.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
28 Nis 2010 11:26:36
Türkiye'de bunlar oluyor.

Forumdaşım TugraÖzyıldız  27 Nisan 2010 tarihinde açtığı Türkiye'ye Neler Oluyor? başlıklı konuda TV ve gazetelerde yer alan bazı olumsuz haberlere yer vermiş.
Dikkatlerini, TV ve gazetelerin, Türk halkının MORALİNİ BOZMAK amacıyla ön plana çıkardığı OLUMSUZ haberlere verenler, bu haberlerin yapılmasının ASIL SEBEBİNİ görememektedirler.

-Türkiye'de bunlar oluyor.- başlığı altında vereceğim bilgilerle, Türk halkının MORALİNİ BOZMAK isteyenlerin oyununu bir parça bozmak istiyorum.
Öncelikle herkesin bildiği şu hususu bir kez daha hatırlatmak istiyorum.

Gece karanlığının en yoğun olduğu zaman sabah aydınlığının hemen öncesidir.

GAP (Güneydoğu Anadolu Projesi) Bitiş Tarihi : 2013

TÜRKiYE-BULGARiSTAN-ROMANYA-MACARiSTAN DOĞAL GAZ BORU HATTI (NABUCCO) PROJESi Türkiye bölümü bitiş tarihi :  2013  

Marmaray projesi Ticari işletmeye başlanılması : 2012  

Eskişehir - İstanbul Yüksek hızlı tren Projesi Marmaray projesiyle bağlantısı yapılmakta

Ankara-İzmir Yüksek hızlı tren Projesi Bitiş Tarihi:2015

Halkalı-Bulgaristan Yüksek hızlı tren Projesi Bitiş Tarihi:2013

Sivas-Erzincan-Erzurum-Kars Hattı Yüksek hızlı tren Projesi Bitiş Tarihi:2014

Ankara-Sivas Demiryolu Bitiş Tarihi:2011

ANKARA - KONYA HIZLI TREN PROJESİ Bitiş Tarihi:2014'den önce


GAP projesi Adıyaman, Batman, Diyarbakır, Gaziantep, Kilis, Mardin, Siirt, Şanlıurfa ve Şırnak olmak üzere 9 ilimizi kapsamaktadır.
GAP projesi tamamlandığında bölgede meydana gelecek ekonomik ve  sosyal gelişmeler TERÖRÜ BİTİRECEKTİR.

NABUCCO projesi tamamlandığında neler olacağı hakkında fikir edinmek isteyenlere şöyle bir öneride bulunmak istiyorum:
Şu andaki yıllık ısınma giderinizi ABD doları cinsinden hesaplayarak bir yere not alın.
Doğalgaz ile ısınmaya başladığınızda aradaki farkı net olarak görebilirsiniz.
Aynı işlemin bir fabrika için yapıldığını düşünürsek, üretimde MALİYETLERİN NE KADAR DÜŞEBİLECEĞİNİN hesabını size bırakıyorum.

Bolu tüneli açılmadan önce Ankara - İstanbul arası 8 saat sürüyordu.
Marmara Projesiyle birlikte Ankara - İstanbul Yüksek hızlı tren devreye girdiğinde Ankara - İstanbul arası 3 saat olacak.
Ve Ankara - İstanbul arasında gidip gelmek için harcanan benzin minumuma inecektir. Çünkü yüksek hızlı trenler benzin yakmıyor :)
Tasarruf edilecek petrol miktarı hakkında tahmini olan var mı?

Projeler hakkında bilgiler vermeye devam edeceğim. Projeler hakkında detaylı bilgi edinmek istyenler
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] (GAP projesinin Eylül 2008 deki durumu hakkında bir rapor)

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Linklerini ziyaret edebilirler.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 29 Nis 2010 10:18:46
Huyumuz kurusun, eleştirilecek bir konu bulduğumuz zaman mangalda kül bırakmayız, övünülmesi gereken bir konu olduğu zaman dut yemiş bübüle döneriz :)
Türkiye'ye Neler Oluyor? başlığıyla açılan konuda yer alan haberlerin gerçeği ne kadar yansıttığı şüphelidir.
Bu başlıkta yer alan bilgilerin gerçeği yansıttığı ise  apaçık ortadır.
Bu kadarcık sitemden sonra Türkiye'de neler olduğu konumuza geri dönelim.

2003 yılından beri düzenlenen Uluslararası Türkçe olimpiyatlarının 8.si 26 Mayıs 2010 Çarşamba günü Kızılcahamam Asya Fin Termal Tatil Köyüne giriş ile başlıyor 10 Haziran 2010 Çarşamba günü Veda Töreni ile bitiyor.
1. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları’na 17 ülkeden 62 öğrenci,
2. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları’na 24 ülkeden 120 öğrenci,
3. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları’na 41 ülkeden 250 öğrenci,
4. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları’na 83 ülkeden 350 öğrenci,
5. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları’na 100 ülkeden 500 öğrenci,
6. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları'na 110 ülkeden 550 öğrenci,
7. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları'na 115 ülkeden 600 öğrenci katılmıştır.
8. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları'na (inşallah) tüm dünya ülkeleri katılacaktır.

Yeryüzünde bu çapta organizasyon yapabilen başka bir ülke var mı?

Okulların satılması durumunda neler olur? başlığıyla açtığım konuya bir forumdaşım
***
... geleceğin yöneticilerini ve profesyonel kadrolarını içerde ve dışarıda yetiştiren kişi, kurum ve kuruluşlara kamu kaynakları transfer edilirken, devlet okullarına üvey evlat, satılık batık tükan muamelesi yapılmaktadır.
***
ifadesini yazmıştı.
Angola, Azerbeycan, Bosna-Hersek, Gürcistan, Kenya, Kongo, Irak, Hırvatistan, Kazakistan, Kolombiya, Letonya, Yemen, Tayvan vs. ülkelerin gelecekteki yöneticileri, profesyonel kadroları hangi okullarda yetişiyor acaba?
 
Dikkatlerini, Dışişleri bakanımızın, başbakanımızın, cumhurbaşkanımızın Türk cumhuriyetlerine yaptığı ziyaretlere verenler Türk Cumhuriyetleri Birliği kurulacak yorumunu yapıyorlar.
Dikkatlerini, Dışişleri bakanımızın, başbakanımızın, cumhurbaşkanımızın İslam ülkelerine yaptığı ziyaretlere verenler İslam Ülkeleri Birliği kurulacak yorumunu yapıyorlar.
Dikkatlerini, Dışişleri bakanımızın, başbakanımızın, cumhurbaşkanımızın Asya ülkelerine yaptığı ziyaretlere verenler Asya Ülkeleri Birliği kurulacak yorumunu yapıyorlar.
Dikkatlerini Avrupa Birliği kriterlerine uyum çalışmalarına verenler Avrupa Birliğine üye olacağımız yorumunu yapıyorlar.

Gelişmelere daha geniş açıdan bakmayı başaranlar ise TÜRK MİLLETİNİN, DÜNYA barış ve hoşgörü İMPARATORLUĞUNU kurmaya çalıştığını BİLİYORLAR.

Not : Konu ile ilgili detaylı bilgiyi [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] linkinde bulabilirsiniz.

Devamı (inşallah) yarın... :)

Çevrimdışı esintii_21

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 155
  • 646
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 155
  • 646
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 29 Nis 2010 10:20:40
inşallah

Çevrimdışı nejlaaslan33

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 251
  • 788
  • 251
  • 788
# 29 Nis 2010 10:46:33
türkçe olimpiyatları mükemmel bir organizasyon hayranlıkla takip ediyorum

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 30 Nis 2010 09:48:21
Yıllara göre İHRACATIMIZ (Veriler Dolar cinsinden yazılmıştır.)

2002      36.173.144.000
2003      47.870.268.000
2004      64.011.399.000
2005      73.444.821.000
2006      85.761.134.000
2007      105.925.486.000
2008      127.498.828.000
2009      97.074.673.000
2010 (ilk üç ay)   25.686.032.000

En fazla ihracat yaptığımız ülkeler

1.   ALMANYA
2.   FRANSA
3.   İTALYA
4.   İNGİLTERE
5.   IRAK
6.   RUSYA FEDERASYONU
7.   İSPANYA
8.   ABD
9.   MISIR
10.   BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ
11.   ROMANYA
12.   SUUDI ARABISTAN
13.   HOLLANDA
14.   ISRAIL
15.   LİBYA
16.   İRAN
17.   SURİYE
18.   CEZAYİR
19.   BELÇİKA
20.   POLONYA


2008 yılı The World Factbook verilerine göre ülkelerin ihracat sıralamaları

1 Almanya 1,361,000  
2 Çin Halk Cumhuriyeti 1,221,000  
3 Amerika Birleşik Devletleri 1,140,000  
4 Japonya 799,435  
5 Fransa 558,900  
6 İtalya 474,800  
7 Hollanda 465,300  
8 Kanada 440,100  
9 Birleşik Krallık 415,600  
10 Güney Kore 386,600  
— Hong Kong 353,300  
11 Rusya 348,900  
12 Belçika 328,100  
13 Singapur 317,600  
14 Meksika 267,500  
15 İspanya 248,300  
16 Tayvan (Çin Cumhuriyeti) 235,500  
17 Suudi Arabistan 215,000  
18 İsviçre 201,000  
19 İsveç 176,500  
20 Malezya 169,900  
21 Brezilya 160,469  
22 Avusturya 158,300  
23 Birleşik Arap Emirlikleri 152,100  
24 Tayland 143,100  
25 Hindistan 140,800  
26 Avustralya 139,400  
27 Polonya 137,900  
28 Norveç 136,100  
29 Türkiye 130,500  
30 İrlanda 124,800  

(Tam listede 196 ülke yer almaktadır. Bizi ilgilendiren Türkiye olduğu için ilk 30 yeterli görülmüştür.)

2014 yılı için 10. sırayı rezerve ediyorum. GAP ve NABUCCO projeleri bittiğinde Türkiye'nin ihracatta sıçrama yapacağını bilmek için müneccim olmaya gerek yok.

Detay bilgi için :
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
linkleri ziyaret edilebilir.

Çevrimdışı Elif Doğanay

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.479
  • 3.242
  • 5. Sınıf Öğretmeni
  • 1.479
  • 3.242
  • 5. Sınıf Öğretmeni
# 30 Nis 2010 11:27:02
Güzel bir konu. Böylesi haberlere ihtiyacımız var.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 03 May 2010 11:51:44
Herkese iki anahtar.   (biri ev, biri araba anahtarı)

20 Ekim 1991 deki genel seçimlerde Süleyman Demirel'in -500 günde herkese iki anahtar (biri ev, biri araba)- vaadiyle iktidara geldiğini hatırlayan üyelerimiz vardır.
O tarihlerde böyle bir şeyin imkansız olduğunu herkes biliyordu. Umut fakirin ekmeği :) Hiç değilse vaadin milyonda biri gerçekleşir umuduyla bu hayali vaade oy verilmişti.

Son yıllarda ülkemizdeki konut ve otomobil üretim rakamlarına baktığımızda iki anahtar hayalinin gerçekleşmesinin mümkün olabilecegi görülüyor.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] linkinde yer alan bilgilere göre 2003 - 2010 yılları arasında TOKİ
81 il 800 ilçe, 1.671 şantiyede 423.854 Konut ÜRETMİŞ.
Bu rakam 100 bini aşkın nüfuslu 15 adet şehir anlamına geliyor.
Diğer bir deyişle 7 yılda 1,5 milyonluk yeni bir şehir inşa edilmiş.

Üretilen konutların;
• 185.593'ü dar ve orta gelir grubuna,
• 114.127'si alt gelir ve yoksullara yönelik,
• 48.979'u gecekondu dönüşüm,
• 11.900'ü afet konutları,
• 3.705'i (33 Köyde) tarımköy uygulamaları kapsamında olup,
TOPLAM 364.304'ü SOSYAL KONUT NİTELİĞİNDEDİR.

Aynı dönemde özel sektöründe aynı miktarda konut ürettiğini varsayarsak 3 milyon kişi YENİ EVLERDE oturuyor demektir.
Herkesin bir ev anahtarına sahip olması için kaç konut daha üretilmesi gerekiyor acaba?

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] linkinde yer alan
Otomotiv Sanayi Derneği üyelerinin
2003 yılında ÜRETTİKLERİ araç sayısı 563.450
2008 yılında ÜRETTİKLERİ araç sayısı 1.171.917'dir.
(Yılda 365 İŞ günü çalışıldığı varsayılırsa, GÜNDE 3.211 araç ÜRETİLMEKTEDİR)
 
Bu rakamların içine otomobil, kamyon, kamyonet, otobüs, minübüs, midibüs, traktör dahildir.
Üretilen araçların bir kısmının İHRAÇ EDİLDİĞİNE dikkat edilmelidir.

Aynı linkte yer alan bilgilere göre 2007 yılı verilerine göre Türkiye'de 1000 kişi başına düşen OTOMOBİL sayısı 138'dir.
Diğer bir deyişle günümüzde asgari her 100 kişiden 14 nün OTOMOBİLİ vardır. (Bu rakamlara ticari araçlar dahil değildir.)
(Ülkemizde kişisel kullanım için, minibüs, kamyonet türü ticari araç alımı yaygındır.)
Bir ailenin 4 kişiden oluştuğu varsayılırsa 25 aileden, (yaklaşık) 4'nün otomobili var anlamına gelir.

Ülkemizde toplu taşım araçları ile ulaşımın daha ucuza mal olması, otomobil alımlarına etki etmektedir.

Detay bilgiler için :
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

linkleri ziyaret edilebilir.

Çevrimdışı adamın biri

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.080
  • 23.741
  • 5.080
  • 23.741
# 03 May 2010 12:58:24
Sayın Turgut hocam,
Çizdiğiniz tabloyu bakınca sanki her yan güllük gülüstanlıkmış gibi geldi.Tamamına olmasada bazı konularda sizlere katılabilirim.Benim söylemek istediğim sokaktaki vatandaş sizin bu anlattıklarınıza bakmıyor. Cebinde parası var mı, ihtiyaçlarını karşılayabiliyor mu, çoluğunun çocuğunun nafakasını rahatlıkla çıkarabiliyor mu, üniversite mezunu arkadaşlarımız iş bulabilmiş mi, asgari ücret kaç lira...bunlara bakıyor, bunları düşünüyor.

Memleketimizin daha güzel günleri görmesi temennisiyle saygılar.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 04 May 2010 12:17:20
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Sayın Turgut hocam,
Çizdiğiniz tabloyu bakınca sanki her yan güllük gülüstanlıkmış gibi geldi.Tamamına olmasada bazı konularda sizlere katılabilirim.Benim söylemek istediğim sokaktaki vatandaş sizin bu anlattıklarınıza bakmıyor. Cebinde parası var mı, ihtiyaçlarını karşılayabiliyor mu, çoluğunun çocuğunun nafakasını rahatlıkla çıkarabiliyor mu, üniversite mezunu arkadaşlarımız iş bulabilmiş mi, asgari ücret kaç lira...bunlara bakıyor, bunları düşünüyor.

Memleketimizin daha güzel günleri görmesi temennisiyle saygılar.

Konuya gösterdiğiniz ilgiye teşekkür ederim.

Bu başlık altında internet ortamından derlediğim bilgilere yer veriyorum. Bilgileri derlediğim internet site adreslerini de mesajımda belirtiyorum.
Diğer bir deyişle, bu başlık altında kendi düşüncelerimi açıklamıyorum ki anlattıklarıma katılıp katılmamanızın bir değerlendirmesini yapabilelim.
Verdiğim bilgiler internet ortamından derlenmiştir. İnternet ortamındaki bilgilerde yanlışlıklar, yanıltıcı bilgiler olabilir.
Mesajlarımda bu tür bilgiler varsa, DOĞRU BİLGİYİ kaynağını belirterek açıklayabilirseniz tüm üyeler gibi ben de memnun olurum.

Mesajınızın bir bölümünde -vatandaş cebinde parası var mı?- diye düşünüyor   şeklinde bir soru yöneltmişsiniz.
Para, cepte durmak için değil, harcanmak içindir.

YENİ satın aldığı evin taksitlerini,
1. el arabasının taksitlerini,
YENİ aldığı oturma odasının taksitlerini,
YENİ aldığı yatak odasının taksitlerini,
YENİ aldığı yemek odasının taksitlerini,
TAM OTOMATİK bulaşık makinesinin taksitlerini,
TAM OTOMATİK çamaşır makinesinin taksitlerini,
ÇİFT KAPILI, derin dondurucunun taksitlerini,
Plasma TV'nin taksitlerini,
3G telefonunun taksitlerini,
LCD ekranlı son model bilgisayarının,
Aldığı TÜKETİM KREDİSİNİN taksitlerini,
Nişan, düğün masraflarından kalan borçları,
KREDİ KARTI borcunu vs.
ödeyen bir insanın cebinde para olması mümkün mü?

Asgari ücret ve enflasyon bilgilerini bir sonraki mesajımda yayınlayacağım.
Derlediğim rakamlara göre 2003 - 2009 yıllarında TOPLAM enflasyon % 70,1'dir.
Diğer bir deyişle 2003'de 100 TL olan bir ürün bugün 170 TL'dir.

Derlediğim rakamlara göre 2003 yılında 306 TL olan asgari ücret, 2009 yılında 693 TL olmuş.
Diğer bir deyişle 2003 yılında 100 TL alan bir kişi 2009 yılında 226 TL. almaktadır.

Bu durumda asgari ücret alan kişiler 2003 yılına göre (226-170=) 56 TL daha fazla kazanmaktadır.

Eğer hesaplarımda bir hata yoksa asgari ücret alan kişilerin kazançlarında düzelme vardır.
Bu hesaplama esas alındığında personel ücretlerinde REEL   bir yükselme olduğu görülmektedir.

Yaptığım araştırmalar neticesinde işsizlik konusunda NET bir rakama ulaşmadım. Geçmiş yıllar için çok çeşitli rakamlar ifade edilmiş.
Bu nedenle bu konuda bir bilgi yayınlamayacağım.
Şu hususu hatırlatmayı uygun görüyorum.
Adrese dayalı nüfus sayımı uygulamasına geçildiğinde, önceki yıllarda yapılmış olan nüfus sayımlarının TAM olarak gerçeği yansıtmadığı tesbit edildi.
Bu nedenle geçmiş yıllar için açıklanan işsizlik rakamlarının güvenilir olması mümkün değildir.
Özellikle GİZLİ İŞSİZ tanımına giren kişilerin miktarını belirlemek mümkün değildir.

Bu açıklamalardan sonra, kişilerin yaşadığı GEÇİM SIKINTISI ile ilgili olarak şunu söyleyebilirim.
İKTİSATÇILARA göre yoksulluğun TEMEL SEBEBİ (bana göre tek sebebi) İSRAFTIR.

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de önemli oranda İSRAF yapılmaktadır.
İsraf : Gereksiz yere PARA, ZAMAN, EMEK vb.ni harcama, savurganlık, tutumsuzluk

1) Yakın zamanda bir TV programı seyrettim.
Spiker (Kadir Çöpçatan) vatandaşlara tüketici eğilimindeki değişiklik ile ilgili bir soru yoruyor ve yorum istiyordu.
Soru (hatırlayabildiğim kadarıyla) şu şekilde:
- Yapılan bir araştırmaya göre, Türk hane halkının gıda harcama oranında azalış var, giyim ve lüks tüketim mallarına yapılan harcama oranında artış var.
Araştırma sonucuna göre Türk halkı gıdasından keserek, giyim ve lüks tüketim malları alıyor.   Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Soruya muhatap olan kişiler araştırmanın gerçeği yansıtmasının mümkün olmadığını ifade ediyordu. Çünkü gıda ZORUNLU ihtiyaç kapsamındadır.
Şöyle bir soru yöneltmek istiyorum :
Bir üst modeli çıktığı için eski model ekmek alan var mı? veya her ay 1 kg pirinç aldığı halde, pirinç ucuzladı diye 10 kg pirinç almaya başlayan var mı?
Gıda da bir şeyin fiyatı yükseldiğinde, gıda için harcanan parayı çoğaltmak yerine aynı fiyata daha az gıda almayı tercih ediyoruz.
Örneğin ayda bir kilo et aldığımızı varsayarsak, et fiyatı arttığında daha fazla ödeyerek 1 kg et almak yerine aynı ücreti ödeyerek 750 gr et almayı tercih ediyoruz.
Bu duruma göre gıda harcama oranında bir değişme olmaması gerekir.
Fakat araştırmada düştüğü yönünde bir sonuç çıkmış. Bu durumu şöyle açıklayabilir miyiz?
Varsayalım benim kazancım 1 yılda %10 artıyor.
Aynı yıl gıda fiyatları %7 artarken, giyim ve lüks tüketim mallarının fiyatı % 12 artıyor.
Bu durumda hane halkının tüketim eğilimi değişikliğe uğramadan gıda harcamaları oranı düşer, giyim ve lüks tüketim harcamaları oranı yükselir.

2)   5 yıl kadar önce, satın alınalı 5 yıl kadar olmuş olan bir buzdolabının kapısının lastiğini yıprandığı için değiştirmemiz gerekti.
Servise telefon ettim ve problemi anlattım. Servisin verdiği cevap :
- O buzdolapları artık üretilmediği için kapı lastiği yok, depolarımızda kalmışsa değiştirebiliriz.

3)   2 yıl önce bilgisayarımın ana kartı problem çıkarttığı için değiştirmek zorunda kaldım. YENİ aldığım anakartın 2 yıllık garanti süresi henüz dolmadı.
Bir arkadaşa anakart satın almamız gerekti. Yeni aldığım anakarttan memnun olduğum için aynısını tavsiye ettim. Birlikte bilgisayarcıya gittik.
Bilgisayarcı arkadaşın isteğimize cevabı :
- Sana sattğımız anakart artık üretilmiyor. Yeni çıkan anakartlardan verelim.
- Benim anakartın garanti süresi dolmadı. Problem çıkarsa ne olacak? (Bilgisayar parçalarının tamirinin yapılması tercih edilmez. Garanti kapsamındaysa yenisi verilir.)
Böyle bir durumda firma daha üst model bir anakart vermek zorunda kalır.

4)   Ailevi sebeplerle evde iki çamaşır makinesi var. Biri arızalandığında tamir ettirmek yerine diğerini kullanmaya başladık.
İkincisi de problem çıkarmaya başlayınca  önce kullandığımızı tamir ettirmek istedik. Servise telefon ettim.
Geldiler ve çamaşır makinesinin kapak kilidini değiştirdiler. Servis elemanının söylediği :
- Bu seriler artık üretilmediği için, kapı kilitleri bulunmuyor. Bu kilit elimizde kaldığı için değiştirebildim.
DEMODE olan çamaşır makinenizi en kısa zamanda değiştirin.

5) Anne babalarımızdan sık sık duyduğumuz bir söz vardı. Beyaz eşya, mobilya bir kez alınır. Almışken en iyisini almak lazım.
Günümüzde beyaz eşya, mobilya bir kez alınır sözünü duyan var mı?

Fırsat bulursam İSRAFSIZ bir hayatın nasıl olabileceği konusunda bir mesaj yayınlamak istiyorum.
İSRAFSIZ bir hayatın nasıl olabileceği konusunda fikir edinmek isteyenlere Cüneyd Suavi beyin Zafer yayınları arasında çıkan Hayatın içinden-2 isimli hikaye kitabındaki İskemle İhtilali   başlıklı hikayeyi okumalarını tavsiye ederim.

Umarım açıklamalarım tatmin edici olmuştur.

Memleketimizin daha güzel günleri görmesi temenninize yürekten katılıyorum.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 04 May 2010 12:19:00
Asgari ücret ve enflasyon rakamları  

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] linkinde verilen bilgilere göre
2003 - 2009 yıllarında TOPLAM enflasyon % 70,1'dir.
Diğer bir deyişle 2003'de 100 TL olan bir ürün bugün 170 TL'dir.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] linkinde verilen bilgilere göre
2003 yılında 306 TL olan asgari ücret, 2009 yılında 693 TL olmuş.
Diğer bir deyişle 2003 yılında 100 TL alan bir kişi 2009 yılında 226 TL. almaktadır.

Bu durumda asgari ücret alan kişiler 2009 yılında,  2003 yılına göre (226-170=) 56 TL daha fazla kazanmaktadır.

Detay bilgiler için

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

linkleri ziyaret edilebilir.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 05 May 2010 17:31:10
Ülkemizde
2009 yılında 30 560 kitap yayımlanmıştır.

2009 yılında yayımlanan materyallerin sayısı 2008 yılına göre % 3,3 azalmıştır.
2009 yılında yayıncılar tarafından 30 560 kitap,
435 elektronik kitap (DVD, VCD, CD),
146 elektronik kitap (web tabanlı),
25 sesli kitap,
50 kitap kaseti,
35 harita ve 35 diğer materyaller olmak üzere toplam 31 286 materyal için ISBN (Uluslararası standart kitap numarası) alınmıştır.

Ülkemizde en fazla Sosyal Bilimler konulu kitaplar yayınlanmaktadır.

2009 yılında yayımlanan materyallerin % 87,9’u özel sektör,
% 7,7’si kamu ve eğitim kurumları,
% 4,2’si sivil toplum kuruluşları tarafından yayımlanmıştır.

2009 yılında yayınların % 39,4’ü sosyal bilimler konusu üzerine yayımlanmıştır.

2009 yılında sosyal bilimler konusu üzerine yayımlanan materyaller 2008 yılına göre % 2,9 azalırken;
edebiyat ve retorik konusu üzerine yayımlananlar ise; % 7 artmıştır.
2009 yılında basılan materyallerin % 39,4’ü sosyal bilimler,
% 30,4’ü edebiyat ve retorik,
% 7,5’i coğrafya ve tarih,
% 6,9’u din,
% 5,8’i teknoloji (uygulamalı bilimler) konusu üzerine yayımlanmıştır.
Yayımlanan materyallerin % 93,8’i Türkçe, % 3,3’ü İngilizcedir.

2009 yılında yayımlanan materyallerin basım adedi 130 milyon 152 bin 613   olup, 2008 yılına göre % 0,3 azalmıştır. 

Bu rakamlara [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] sitesi yayınları dahil değildir. :)

Detay bilgi için : [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] linki ziyaret edilebilir.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 05 May 2010 17:37:12
Ülkemizde Cep Telefonu  

İrlanda merkezli Research and Markets adlı piyasa araştırma şirketinin 2008-2010 Türkiye Mobil Telefon Pazarı Tahminleri’ raporuna göre,
Türkiye’de 2008 yılı sonuna kadar 71 milyona ulaşması beklenen mobil telefon kullanıcı sayısı 2-3 yıl içinde nüfusumuzu da geçecek.
2010’da bu sayı 82 milyona ulaşacak.

RESEARCH and Markets raporu,
Türkiye’nin en büyük mobil telefon şirketi olan ve halen yüzde 57 civarında pazar payı bulunan Turkcell’in 2010 yılında pazar payının yüzde 51.7’ye gerilemesinin beklendiğine işaret edildi.
Vodafone’un pazar payının mevcut yüzde 25’ten yüzde 28.4’e çıkacağı tahmin edilen raporda,
Avea’nın da pazar payını yüzde 18’den yüzde 19.9’a çıkacağının tahmin edildiği kaydedildi.
Bu yıl yüzde 38’lik bir faiz, amortisman, vergi öncesi kár (FAVÖK) marjı bekleyen Turkcell’in 2010’da yüzde 42.2’lik bir marja sahip olacağını açıklayan rapor,
Turkcell’in abone başına aylık ortalama gelirinin de bu yıl ilk çeyrekteki 13.2 dolardan 15.73 dolara çıkmasının beklendiğini ve bu rakamın 3 operatörün
en yüksek rakamı olacağını bildirdi.


SADECE abone sayısında değil, cep telefonu sayısında da Türkiye hatırı sayılır bir büyüklüğe sahip.
Türkiye cep telefonu satışlarında dünyanın en hareketli pazarları arasında yer alıyor.
Telekomunikasyon Kurumu verilerine göre Türkiye’de sisteme kayıtlı cep telefonu sayısı 90 milyon adedi aştı.  
2007 yılında Türkiye’de satılan cep telefonu sayısı 12 milyon adet olarak gerçekleşti.  
Şu anda Türkiye’de her ay neredeyse bir milyondan fazla cep telefonu satışı yapılıyor.

Kaynak:www.rotahaber.com

Detay bilgi için : [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] linki ziyaret edilebilir.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
linkinde yer alan 02.10.2007 tarihli bilgilere göre;  

Cep telefonu kullanım oranı yüzde 69. Bu rakam ile dünya liginde 10’uncu sıradayız.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] linkinde yer alan 11 Mart 2009   tarihli habere göre ise;
Türkiye’de bulunan toplam 113 milyon cep telefonunun 104 milyonu IMEI numarası kayıtlı bir şekilde kullanılıyor.

Çevrimdışı 33kalemdar

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.450
  • 5.166
  • 2.450
  • 5.166
# 05 May 2010 21:15:40
arkadaşımın ellerine sağlık umut var olmak insana yaşama sevinci veriyor.herşey daha güzel olacak inşaallah

Çevrimdışı nrgs

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 204
  • 121
  • 204
  • 121
# 05 May 2010 22:11:47
güzel günler göreceğiz çocuklar, umutlu günler, mutlu yarınlar.....:)

 bilgilendirdğiniz ve umutlarımızı yeşerttiğiniz için teşekkürler.....:)

Çevrimdışı irish

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.060
  • 1.933
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 2.060
  • 1.933
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 05 May 2010 22:33:56
İthalat ve bütçe açıklarını da eklerseniz sevinirim.
Kaldı ki bahsigeçen süreçte tarım bitme noktasına gelmiş, Türkiye et ihraç ederken et ithal edecek duruma gelmiştir.

Ayrıca Demirel dönemi ile ilgili verilen örnekle bugünü kıyaslamak biraz enteresan olmuş.
Kredi olanakları, rekabet nedeniyle düşen fiyatlar,
üretim maaliyetlerinin düşmesi sonucu ucuzlayan araç ve evler...
İnsanların borç durumu nedir şu an?

Yani bu söylenenler şuna benziyor:
50 yıl önce internet bile yoktu, şimdi internet var ve de çok hızlı ne güzel...


 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK