Türkiye'de Bunlar Oluyor.

Çevrimdışı irish

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.060
  • 1.933
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 2.060
  • 1.933
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 06 May 2010 19:50:41
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Türkiye de söz sahibi bütün güçlerin çıkarlarını düşünmeleri normal değil midir?
Elinizde bir güç olsa bu gücü kendi çıkarınız için kullanmaz mısınız?
Kişilerin çıkarları toplamı, toplumun çıkarını oluşturur.
Önemli olan ortak çıkarlar bulabilmektir.


Sizin çıkarınız başkasının çıkarı olmayabilir.
Yani "kendi çıkarımı düşünüyorum, bu sayede beni seçenlerin de çıkarını düşünmüş oluyorum" demek, sizi seçmeyenleri görmezden gelmek demektir.
Bu tam bir antidemokratik düşüncedir.
Demokrasi, çoğunluğu değil az sayıda kalanların haklarını savunabildiği sürece tam olarak işler.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 07 May 2010 18:01:54
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Başından beri okudum inceledim. Durmadan diyorsunuz ki hani belgen, araştırman nerde?
Benim belgeye ihtiyacım yok aç, açıkta olan insanların halini göstermek için, görmek isteyen görür, pembe tablo çizmeye çalışanlar da gözlerini kapatır ya da başka yöne bakarlar. Madem her şey mükemmel, ihracat arttı, asgari ücret arttı, neden biz ay sonunu zor getiriyoruz, hatta getiremiyoruz? Neden maaşlar aldığımız gün bitiyor, ertesi güne birşey kalmıyor? Neden çalışan bir kişi 3 tane çocuğunu okuttuğu için yıllardır kendi sırtına bir tane gömlek bir tane pantolon alıp giyemiyor? Neden aldığı maaştan üç kuruş ayırıp kendi isteğine göre harcayamıyor? 

Kusura bakmayın ama gerçekleri kanıtlamak için delile ihtiyacım yok. Herşey o kadar net ki görebilene ve görmek isteyene. Sizin anlattığınız, yok çamaşır makinesi taksiti, şu taksiti, bu taksitinden para kalmıyor diyorsunuz, bunları alabilen kesim, muhtemelen sizin de dahil olduğunuz kesim toplumun %30(tahmini) unu oluşturur, geriye kalan insanları sanırım ülke vatandaşı olarak görmüyorsunuz. Açlık sınırı nedir, kimler bunun altındadır, kaç milyon kişi açlık sınırının altında yaşıyor, ekmek isteyen anasını nasıl alıp gidiyor, askerlik yan gelip yatma yeri değilken, nasıl birilerinin evlatları yan gelip yatıyor da, yan gelip yatmaması gereken bizler şehit oluyoruz vatan için. Haklısınız ölmek, sürünmek bize, sefasını sürmek de kime kalıyor siz biliyorsunuz.
Ateist inancına uygun düşünen kişiler, görmediğime inanmam der.
Bu ifadelerinden kasteddikleri, Yaratanı göremedikleri için yaratan bir varlığa inanmadıklarıdır.
İslam alimleri bu ifadeye şu şekilde cevap vermektedirler.
Yaratan, zuhurunun (varlığının) şiddetinden gaiptir (görünmez).
Örnek vermek gerekirse, hava (varlığının şiddetinden) görünmez bu nedenle ateist inancına uygun düşünen kişilere havanın varlığını GÖSTERMEK İÇİN
- 5 dakika için ağzını ve burnunu sıkı sıkıya kapatır mısın? ricasında bulunuruz.
Ateist inancına uygun düşünen kişi nefes alamayınca havanın varlığını kabul eder.
Bundan sonrası kolaydır.
- Masanın üzerinde duran şu kalem düzgün bir cümle kurabilir mi?
veya
- Şu tuğlalar birleşerek güzel bir bina oluşturabilir mi? vs.
şeklinde sorular sorarak her ESERİN BİR FAAİLİ (bir yapanı) olduğu gerçeğini gözlerinin içine sokarız.
Arkasından yeni sorularımız gelir, şu muazzam kainatı kim yapmıştır? Senin gözünü kim yapmıştır?
Ciğerlerinin havaya ihtiyacı olduğunu kim bilmiştir de havayı yapmıştır?
vs.
Ben GÖRDÜKLERİMİ delilleriyle birlikte ortaya koyuyorum. Forum arkadaşlarımın benim GÖRDÜKLERİMİ görmelerini sağlıyorum.
Sizin GÖRDÜĞÜNÜZ şeyleri ben göremiyorum. Bu durumda belge, araştırma istemek hakkım değil midir?

Bir mesaja yazdığım cevapta şu ifadelere yer vermiştim :

Bu açıklamalardan sonra, kişilerin yaşadığı GEÇİM SIKINTISI ile ilgili olarak şunu söyleyebilirim.
İKTİSATÇILARA göre yoksulluğun TEMEL SEBEBİ (bana göre tek sebebi) İSRAFTIR.
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de önemli oranda İSRAF yapılmaktadır.
İsraf : Gereksiz yere PARA, ZAMAN, EMEK vb.ni harcama, savurganlık, tutumsuzluk
...
 3 tane çocuğunu okuttuğu için yıllardır kendi sırtına bir tane gömlek bir tane pantolon alıp giyemeyen kişi kendine şu soruyu sormalıdır :
- Ben neleri İSRAF ediyorum?
Bu soruya DÜRÜSTÇE cevap verebildiği zaman problemin çözümü aşamasına geçebilir.

Açlık sınırının altında yaşayanların veya asgari ücretle geçimini sağlayanların çoğunlukta olduğu 70 milyonluk bir ülkede AYDA 1 MİLYON cep telefonu satılabilir mi?
Yüzde otuzluk kesim HER AY yeni cep telefonu mu alıyor?
Ankara'da veli toplantısı için okula giden velilerin ilk duydukları cümlelerden biri şudur :
- Okulda KAMERALI cep telefonu kullanmak yasaktır. Çocuklarınıza kamerasız ucuz telefonlardan alın.
Dikkat buyurun, ÇOCUĞUN okula cep telefonu getirmesin bile denmiyor. Kamerasız cep telefonu getirsin  deniliyor.
Bir çocuk için cep telefonu ZORUNLU bir ihtiyaç mıdır?
Ülkemizde 1 ay içinde satılan, mobilya, televizyon, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi vs. eşyaları da bu bilgiler ışığında düşünebilirsiniz.

Gerçek anlamda geçim sıkıntısı çekenlerin sayısını çok abartıyorsunuz.  
Mesajlarımda verdiğim bilgiler dikkate alındığında, gerçek anlamda geçim sıkıntısı çekenlerin zaman içinde daha da azalacağı aşikardır.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 07 May 2010 18:03:51
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Güçlerimizi kendimiz için değil de bizi oraya oturtturan halk için kullansak hiçbir sorun çıkmaaz sanırım.Doğru olması gereken de budur.Bu bir meziyet değildir çünkü.Ne yazık ki bizim ülkemizde kişilerin çıkarları ancak çoluğunu ,çevresini kalkındırmaya yarıyor.Yoksul halk için yapıldığı söylenen birçok iş nedense eş,dost güvencesi olarak başkasının cebine kalıyor.
Mükemmel toplum hayali :)
İnsan fıtratı, çıkarını düşünmeye meyillidir.
Elindekinden daha büyük bir güçten korkmayan kişiler kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmeye devam edeceklerdir.
Merhum Turgut Özal'ın bir sözü vardır :
- İki gömleğimiz var, biri bayramlık, biri idamlık.
İdam edilmekten bile korkmayan, üç beş yıl işkence görmekten mi korkacak?
Ancak, ölümden sonrasının hesabını yapan kişiler kendisini oraya oturtturan halk için çalışır.

Çevrimdışı buwcu

  • Uzman Üye
  • *****
  • 981
  • 402
  • 981
  • 402
# 07 May 2010 18:04:45
24 saat engeliiiii..... :(
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Sayın @Turgutkuzan...

Öncelikle şunu belirteyim: Uzun uzun her şeye cevap verecek kadar vaktim yok.


Türkiye'de Bunlar Oluyor diye bir başlık açıyorsunuz ve aksi şeyler gelince de " bunları yazasınız diye açmadım bu başlığı" şeklinde bir tavır koyuyorsunuz.
Şimdi benim " Türkiye'de bu da oluyor " deme hakkımı doğurmuş olmuyor mu? Tabi ki de oluyor.

Kaynak diyorsunuz.
Milletin efendilerine gidin...Yani Köylüye.
 Hayvancılıkla uğraşan insanlara sorun bakalım ne durumdalar. Süt üretimi hayvanların ihtiyacını karşılıyor mu?

Telekom hakkında:
Sanırım telekomun karından haberiniz yok.
Hatta sanırım Telekom özelleştirilirken kasasındaki para ile özelleştiğinden de haberiniz yok.
O parayla devlete olan özelleştirme borcunu ödediğinden hiç haberiniz yok.
Hatta aynı sektörde hizmet veren diğer sektörlerin de tüm hizmetleri Telekomdan aldığının farkında bile değilsiniz.
Altyapının gelecekte hiç bir işe yaramayacağını iddia ediyorsunuz ancak nedense bu kurumun bundan haberi yok ve sürekli fiber optik kablolar döşüyor ve altyapıya yatırım yapıyor. Danışma hizmeti verin bence bu şirkete. Boşa yatırım yapıyor sizin açınızdan.

Ek olarak:
Son dönemde ensest ilişki, çocuk tacizleri (pedofili), tecavüz v.b. gibi olaylar da artmıştır.
Bakın bu olaylar eskiden yoktu demiyorum ama gün geçtikçe artış göstermektedir.
Bunlar toplumun ne kadar yozlaştığını gösteren unsurlardır.
Bahsigeçen zaman diliminde artan olaylardır.,
Türkiye'de bunlar da oluyor.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 07 May 2010 18:06:36
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Sayın @Turgutkuzan...

Öncelikle şunu belirteyim: Uzun uzun her şeye cevap verecek kadar vaktim yok.


Türkiye'de Bunlar Oluyor diye bir başlık açıyorsunuz ve aksi şeyler gelince de " bunları yazasınız diye açmadım bu başlığı" şeklinde bir tavır koyuyorsunuz.
Şimdi benim " Türkiye'de bu da oluyor " deme hakkımı doğurmuş olmuyor mu? Tabi ki de oluyor.
Konuyu açma sebebimi açıklama mı yanlış anlamışsınız.
Bu açıklamayı yazdıklarımla uyuşmayan mesajlar YAZILDIĞI için değil YAZILMADIĞI için yaptım.Mesajları incelerseniz bazı forum arkadaşlarım benden BARDAĞIN BOŞ TARAFINI gösteren mesajlar yazmamı istemişler.
Açıklamam bu mesajlara istinadendir. Sadece forumdaşım fguclu yazdıklarımla uyuşmayan bir mesajında bazı veriler yayınlamış.
Bu mesaj içinde teşekkür ettim.

Mesajınızdaki diğer hususlara inşallah yarın cevap yazmaya çalışacağım.

Çevrimdışı zulkif_11

  • Uzman Üye
  • *****
  • 417
  • 294
  • Müdür Yetkili
  • 417
  • 294
  • Müdür Yetkili
# 07 May 2010 19:20:01
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Ateist inancına uygun düşünen kişiler, görmediğime inanmam der.
Bu ifadelerinden kasteddikleri, Yaratanı göremedikleri için yaratan bir varlığa inanmadıklarıdır.
İslam alimleri bu ifadeye şu şekilde cevap vermektedirler.
Yaratan, zuhurunun (varlığının) şiddetinden gaiptir (görünmez).
Örnek vermek gerekirse, hava (varlığının şiddetinden) görünmez bu nedenle ateist inancına uygun düşünen kişilere havanın varlığını GÖSTERMEK İÇİN
- 5 dakika için ağzını ve burnunu sıkı sıkıya kapatır mısın? ricasında bulunuruz.
Ateist inancına uygun düşünen kişi nefes alamayınca havanın varlığını kabul eder.
Bundan sonrası kolaydır.
- Masanın üzerinde duran şu kalem düzgün bir cümle kurabilir mi?
veya
- Şu tuğlalar birleşerek güzel bir bina oluşturabilir mi? vs.
şeklinde sorular sorarak her ESERİN BİR FAAİLİ (bir yapanı) olduğu gerçeğini gözlerinin içine sokarız.
Arkasından yeni sorularımız gelir, şu muazzam kainatı kim yapmıştır? Senin gözünü kim yapmıştır?
Ciğerlerinin havaya ihtiyacı olduğunu kim bilmiştir de havayı yapmıştır?
vs.
Ben GÖRDÜKLERİMİ delilleriyle birlikte ortaya koyuyorum. Forum arkadaşlarımın benim GÖRDÜKLERİMİ görmelerini sağlıyorum.
Sizin GÖRDÜĞÜNÜZ şeyleri ben göremiyorum. Bu durumda belge, araştırma istemek hakkım değil midir?

Bir mesaja yazdığım cevapta şu ifadelere yer vermiştim :

Bu açıklamalardan sonra, kişilerin yaşadığı GEÇİM SIKINTISI ile ilgili olarak şunu söyleyebilirim.
İKTİSATÇILARA göre yoksulluğun TEMEL SEBEBİ (bana göre tek sebebi) İSRAFTIR.
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de önemli oranda İSRAF yapılmaktadır.
İsraf : Gereksiz yere PARA, ZAMAN, EMEK vb.ni harcama, savurganlık, tutumsuzluk
...
 3 tane çocuğunu okuttuğu için yıllardır kendi sırtına bir tane gömlek bir tane pantolon alıp giyemeyen kişi kendine şu soruyu sormalıdır :
- Ben neleri İSRAF ediyorum?
Bu soruya DÜRÜSTÇE cevap verebildiği zaman problemin çözümü aşamasına geçebilir.

Açlık sınırının altında yaşayanların veya asgari ücretle geçimini sağlayanların çoğunlukta olduğu 70 milyonluk bir ülkede AYDA 1 MİLYON cep telefonu satılabilir mi?
Yüzde otuzluk kesim HER AY yeni cep telefonu mu alıyor?
Ankara'da veli toplantısı için okula giden velilerin ilk duydukları cümlelerden biri şudur :
- Okulda KAMERALI cep telefonu kullanmak yasaktır. Çocuklarınıza kamerasız ucuz telefonlardan alın.
Dikkat buyurun, ÇOCUĞUN okula cep telefonu getirmesin bile denmiyor. Kamerasız cep telefonu getirsin  deniliyor.
Bir çocuk için cep telefonu ZORUNLU bir ihtiyaç mıdır?
Ülkemizde 1 ay içinde satılan, mobilya, televizyon, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi vs. eşyaları da bu bilgiler ışığında düşünebilirsiniz.

Gerçek anlamda geçim sıkıntısı çekenlerin sayısını çok abartıyorsunuz.  
Mesajlarımda verdiğim bilgiler dikkate alındığında, gerçek anlamda geçim sıkıntısı çekenlerin zaman içinde daha da azalacağı aşikardır.


İsraf olabilir haklısınızda çoğu kesimin sıkıntısının sebebinin israf olduğunu kabul ediyorum. Bunun örnekleri de var ancak bunların sayısı fazla değil. İsraf etmek için öncelikle israf edilecek şey gereklidir. Eğer israf edebileceğniz bir şey yoksa israf etmeniz mümkün değildir. Siin dediğiniz kişiler bugün buldum para yiyip bitireyim düşüncesiyle eline geçeni o gün o hafta bitiripbir ay sıkıntı çekenlerdir. Ama benim bahsettiklerim değil israf etmek; ev kirası, elektrik, su parası ödeyip, haftalık pazar masrafı için 20 TL ayırdığı zaman cebinde hiç para kalmayıp hatta borca giren kişilerdir. Madem ki görmek istiyorsunuz buyrun Muğla gibi bir kente gelin var mı yok mu tek tek göstereyim. Evlerini de inceleyin kaç tane son model çamşır makinesi, buzdolabı, kameralı cep telefonu bulabileceksiniz ben de merak ettim şimdi. Sizin çizdiğinizin adına pembe tablo diyorlar, zaten o pembe tablodan çizmeye çlışan birileri var siz bırakın bence bu pembe tablo işini diğerleri sizden daha iyi yapıyor. Ya da onlara cevap verme hakkımız olmadığı için sadece gülüp geçiyoruz, yalanlara kanmak zorunda kalıyoruz.

Çevrimdışı M.TARIK

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.153
  • 2.487
  • 1.153
  • 2.487
# 07 May 2010 20:27:29
Vay be! Turgut hocama göre her şey güllük gülistanlık.Boşuna şikayetleniyoruz arkadaşlar.

Çevrimdışı Eğitimci35

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.562
  • 91.087
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 5.562
  • 91.087
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 08 May 2010 00:09:23
Sayın site yöneticileri, burası bir siyasi partinin yaptığı icraatleri sayıp dökme sitesi midir? A, B, C ya da herhangi bir hükümetin yaptıklarının reklamını bırakın iyi şeyler yaptığını düşünen kişiler kendileri yapsın. Bu görüşüm siyasi kimlik taşıyan her kurum için geçerlidir.

Eğitimle ilgili çözülmesi, tartışılması gereken bunca konu varken biz oturumuş hükümetin icraatlerini konuşuyoruz bir eğitim sitesinde.
İsrafçı bir toplumuz öyle mi? Tabi sonuna kadar katılıyorum. Eğitimde diz boyu çözülmesi gereken sorun varken, ayranımız yok içmeye, uçakla gidiyoruz gezmeye misali bedava kitap dağıtıyoruz. Benim bakanım bilmem kim yayınevini ihya etmek için her sene kitapların yayınevlerini değiştirip yeniden kitap bastırıp dağıtıyor. Bu dünyanın en gelişmiş, ekonomik sıkıntı yaşamayan ülkelerinde bile görülmemiş bir olaydır. Siz toplumun refahını sağlayın vatandaş çocuğunun kitabını seve seve alır.

Ülkemizin dört bir köşesinde 5 sınıf birden okutan, her türlü zorlukla mücadele edip mesleğini icra eden elleri öpülesi meslektaşlarıma sorun bakalım bedava kitaba mı başka şeylere mi daha çok ihtiyacı var? Yabancı dille eğitim yapan okulların kitapları için ellerin ülkelerinde adam yerine bile koymadıkları üniversitelerinde görev yapan kişilerin yazdıkları kitaplara bir yılda ödediğimiz servetten bu ülke insanlarının kaç tanesinin haberi var acaba?
İşin özü fazla söze gerek yok, çok çalışmamız gerek çokkkkk...

Ayrıca mantığımın almadığı bir konu daha var. Ben işin içinden çıkamıyorum arkadaşlar, bir bilen varsa bana da anlatsın lütfen. Yaradanın varlığını görmek ya da kabul etmek için neden illaki bir kanıt aranır? O'nun varlığını yüreğinde hissedip, düşüncelerinde kabullenebiliyorsan, sıkıntıya düştüğün her anda ellerini açıp dua ettiğinde ruhun huzur buluyorsa bu yeterli değil midir?

Evim kadar huzur bulduğum bu eğitim sitesinde bu tarz konu başlıkları beni rahatsız ediyor...

Çevrimdışı buwcu

  • Uzman Üye
  • *****
  • 981
  • 402
  • 981
  • 402
# 08 May 2010 00:13:25
imkann olsaaa yüzlercee teşekkürr ederimm öğretmenimmmm....
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Sayın site yöneticileri, burası bir siyasi partinin yaptığı icraatleri sayıp dökme sitesi midir? A, B, C ya da herhangi bir hükümetin yaptıklarının reklamını bırakın iyi şeyler yaptığını düşünen kişiler kendileri yapsın. Bu görüşüm siyasi kimlik taşıyan her kurum için geçerlidir.

Eğitimle ilgili çözülmesi, tartışılması gereken bunca konu varken biz oturumuş hükümetin icraatlerini konuşuyoruz bir eğitim sitesinde.
İsrafçı bir toplumuz öyle mi? Tabi sonuna kadar katılıyorum. Eğitimde diz boyu çözülmesi gereken sorun varken, ayranımız yok içmeye, uçakla gidiyoruz gezmeye misali bedava kitap dağıtıyoruz. Benim bakanım bilmem kim yayınevini ihya etmek için her sene kitapların yayınevlerini değiştirip yeniden kitap bastırıp dağıtıyor. Bu dünyanın en gelişmiş, ekonomik sıkıntı yaşamayan ülkelerinde bile görülmemiş bir olaydır. Siz toplumun refahını sağlayın vatandaş çocuğunun kitabını seve seve alır.

Ülkemizin dört bir köşesinde 5 sınıf birden okutan, her türlü zorlukla mücadele edip mesleğini icra eden elleri öpülesi meslektaşlarıma sorun bakalım bedava kitaba mı başka şeylere mi daha çok ihtiyacı var? Yabancı dille eğitim yapan okulların kitapları için ellerin ülkelerinde adam yerine bile koymadıkları üniversitelerinde görev yapan kişilerin yazdıkları kitaplara bir yılda ödediğimiz servetten bu ülke insanlarının kaç tanesinin haberi var acaba?
İşin özü fazla söze gerek yok, çok çalışmamız gerek çokkkkk...

Ayrıca mantığımın almadığı bir konu daha var. Ben işin içinden çıkamıyorum arkadaşlar, bir bilen varsa bana da anlatsın lütfen. Yaradanın varlığını görmek ya da kabul etmek için neden illaki bir kanıt aranır? O'nun varlığını yüreğinde hissedip, düşüncelerinde kabullenebiliyorsan, sıkıntıya düştüğün her anda ellerini açıp dua ettiğinde ruhun huzur buluyorsa bu yeterli değil midir?
Evim kadar huzur bulduğum bu eğitim sitesinde bu tarz konu başlıkları beni rahatsız ediyor...

Çevrimdışı irish

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.060
  • 1.933
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 2.060
  • 1.933
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 08 May 2010 00:51:15
Ciddiye alıp cevap yazdım ama kendi adıma çok üzüldüm.
Son yorumları da görünce ciddiye alınmaması gereken cümlelermiş...

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 01 Haz 2010 17:56:51
TÜBİTAK tarafından Mart 2005 tarihinde yayınlanan
ULUSAL UZAY ARAŞTIRMALARI PROGRAMI 2005 - 2014 (TÜRKİYE UZAY AR-GE ALTYAPISININ KURULMASI)
Başlıklı yayında yer alan bilgiler :

Bu programın ana hedefi Türkiye’nin ulusal çıkarları ve gelecek nesilleri için Genelde Uzay ve Güneş Sisteminin Özelde Yerkürenin ileri düzeyde araştırılması
(insanlı ve / veya robotik araçlar ile), daha iyi anlaşılması, tanımlanması, haritalanması ve kullanılması için gerekeni Türkiye adına yapmaktır.
Bu programın ilk safha görevi ise uzay kültürüne sahip bir nesil yetiştirmek, bütünleşik ulusal uzay altyapısını kurmak ve uzayda seçilecek bir gezegene
10 yıl içinde keşif ve gözlem amaçlı ileri teknolojilere sahip bir uyduyu bir Türk Uzay Roketiyle göndermek ve

TÜRKİYEYİ 10 YIL SONRA, (2014 yılında)

Dünyada
ABD
Çin
Rusya
Japonya
Kanada
Hindistan
Brezilya
8. TÜRKİYE

Avrupada,
Fransa
Almanya
İtalya
İngiltere
5. TÜRKİYE
Düzeyine Ulaştırmaktır.

Detay bilgi : [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı Erkan1276

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 98
  • 452
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 98
  • 452
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 01 Haz 2010 18:16:26
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Sayın site yöneticileri, burası bir siyasi partinin yaptığı icraatleri sayıp dökme sitesi midir? A, B, C ya da herhangi bir hükümetin yaptıklarının reklamını bırakın iyi şeyler yaptığını düşünen kişiler kendileri yapsın. Bu görüşüm siyasi kimlik taşıyan her kurum için geçerlidir.

Eğitimle ilgili çözülmesi, tartışılması gereken bunca konu varken biz oturumuş hükümetin icraatlerini konuşuyoruz bir eğitim sitesinde.
İsrafçı bir toplumuz öyle mi? Tabi sonuna kadar katılıyorum. Eğitimde diz boyu çözülmesi gereken sorun varken, ayranımız yok içmeye, uçakla gidiyoruz gezmeye misali bedava kitap dağıtıyoruz. Benim bakanım bilmem kim yayınevini ihya etmek için her sene kitapların yayınevlerini değiştirip yeniden kitap bastırıp dağıtıyor. Bu dünyanın en gelişmiş, ekonomik sıkıntı yaşamayan ülkelerinde bile görülmemiş bir olaydır. Siz toplumun refahını sağlayın vatandaş çocuğunun kitabını seve seve alır.

Ülkemizin dört bir köşesinde 5 sınıf birden okutan, her türlü zorlukla mücadele edip mesleğini icra eden elleri öpülesi meslektaşlarıma sorun bakalım bedava kitaba mı başka şeylere mi daha çok ihtiyacı var? Yabancı dille eğitim yapan okulların kitapları için ellerin ülkelerinde adam yerine bile koymadıkları üniversitelerinde görev yapan kişilerin yazdıkları kitaplara bir yılda ödediğimiz servetten bu ülke insanlarının kaç tanesinin haberi var acaba?
İşin özü fazla söze gerek yok, çok çalışmamız gerek çokkkkk...

Ayrıca mantığımın almadığı bir konu daha var. Ben işin içinden çıkamıyorum arkadaşlar, bir bilen varsa bana da anlatsın lütfen. Yaradanın varlığını görmek ya da kabul etmek için neden illaki bir kanıt aranır? O'nun varlığını yüreğinde hissedip, düşüncelerinde kabullenebiliyorsan, sıkıntıya düştüğün her anda ellerini açıp dua ettiğinde ruhun huzur buluyorsa bu yeterli değil midir?

Evim kadar huzur bulduğum bu eğitim sitesinde bu tarz konu başlıkları beni rahatsız ediyor...
size yürekten katılıyorum hocam.

Çevrimdışı saraydangelme

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.474
  • 34.657
  • Öğrenci Velisi
  • 4.474
  • 34.657
  • Öğrenci Velisi
# 01 Haz 2010 18:27:46
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Sayın site yöneticileri, burası bir siyasi partinin yaptığı icraatleri sayıp dökme sitesi midir? A, B, C ya da herhangi bir hükümetin yaptıklarının reklamını bırakın iyi şeyler yaptığını düşünen kişiler kendileri yapsın. Bu görüşüm siyasi kimlik taşıyan her kurum için geçerlidir.

Eğitimle ilgili çözülmesi, tartışılması gereken bunca konu varken biz oturumuş hükümetin icraatlerini konuşuyoruz bir eğitim sitesinde.
İsrafçı bir toplumuz öyle mi? Tabi sonuna kadar katılıyorum. Eğitimde diz boyu çözülmesi gereken sorun varken, ayranımız yok içmeye, uçakla gidiyoruz gezmeye misali bedava kitap dağıtıyoruz. Benim bakanım bilmem kim yayınevini ihya etmek için her sene kitapların yayınevlerini değiştirip yeniden kitap bastırıp dağıtıyor. Bu dünyanın en gelişmiş, ekonomik sıkıntı yaşamayan ülkelerinde bile görülmemiş bir olaydır. Siz toplumun refahını sağlayın vatandaş çocuğunun kitabını seve seve alır.

Ülkemizin dört bir köşesinde 5 sınıf birden okutan, her türlü zorlukla mücadele edip mesleğini icra eden elleri öpülesi meslektaşlarıma sorun bakalım bedava kitaba mı başka şeylere mi daha çok ihtiyacı var? Yabancı dille eğitim yapan okulların kitapları için ellerin ülkelerinde adam yerine bile koymadıkları üniversitelerinde görev yapan kişilerin yazdıkları kitaplara bir yılda ödediğimiz servetten bu ülke insanlarının kaç tanesinin haberi var acaba?
İşin özü fazla söze gerek yok, çok çalışmamız gerek çokkkkk...

Ayrıca mantığımın almadığı bir konu daha var. Ben işin içinden çıkamıyorum arkadaşlar, bir bilen varsa bana da anlatsın lütfen. Yaradanın varlığını görmek ya da kabul etmek için neden illaki bir kanıt aranır? O'nun varlığını yüreğinde hissedip, düşüncelerinde kabullenebiliyorsan, sıkıntıya düştüğün her anda ellerini açıp dua ettiğinde ruhun huzur buluyorsa bu yeterli değil midir?

Evim kadar huzur bulduğum bu eğitim sitesinde bu tarz konu başlıkları beni rahatsız ediyor...
Beni de.

Çevrimdışı zalim09

  • Bilge Üye
  • *****
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
# 01 Haz 2010 18:38:51


   Türkiye de o kadar çok şey oluyor ki sadece büyük şehirler ön planda tutuluyor.Merkezler baz alınıyor.İstanbula yağmur yağsa ah vah Tren geçse of vav Elektirik 2 saat gider amanın o da ne...Ya Anadoluda ? 15 gün elektriksiz kaldığmı bilirim.6 senedir cep çekemdiği halde faturamı öderim.Kar yağar 3-5 gün yol kapanır kimsenin ruhu duymaz sel alır kimsenin haberi olmaz.Göstermelik iş değil gerçek icraatlar bekliyoruz.Söylenecek çok şey var.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 02 Haz 2010 12:15:13
Alıntı
... burası bir siyasi partinin yaptığı icraatleri sayıp dökme sitesi midir?
1) Egitimhane.com sitesi başta Milli Eğitim Bakanı / Bakanlığı olmak üzere (iyi veya kötü) icraat yapan herkesin kötü gösterildiği bir yer midir?
Milli Eğitim Bakanlığı uygulamalarının kötü gösterilmediği kaç tane konu sayabilirsiniz?

2) Bu konu başlığı altında yer alan TÜM faaliyetler, Türkiye Cumhuriyeti topraklarında yapılan (iyi - kötü) TÜM faaliyetler,
dünyanın dört bir tarafında Türkiye Cumhuriyeti adına yürütülen TÜM faaliyetler BENİM tarafımdan yapılmıştır.
BANA AİT olan başarı ve başarısızlıkların, hatalarımın ve sevaplarımın herhangi bir hükümete, kişiye, kuruma vs. aitmiş gibi gösterilmesini anlayamam ve hoş görmem mümkün değildir.

İğneyi kendine batırmaya cesaret edemeyenlerin (kendi kusurlarını, hatalarını görEmeyenlerin, söyleyEmeyenlerin) çuvaldızı bana batırmaya çalışmasını UMURSAMIYORUM.
İyi - kötü TÜM faaliyetler Türkiye Cumhuriyet'i vatandaşı sıfatıyla BENİM tarafımdan yapılmaktadır.

3) İBRAHİM suresi 7. ayette şöyle buyrulmaktadır:
Rabbiniz şöyle buyurmuştu: Andolsun, eğer ŞÜKREDERSENİZ gerçekten size (nimetlerimi) arttırırım ve andolsun, eğer NANKÖRLÜK ederseniz, şüphesiz, benim azabım pek şiddetlidir.

Bir kişiye bir şey verdiğimiz zaman, eğer memnuniyetini en güzel şekilde belirtirse daha iyisini vererek onu daha çok memnun etmek isteriz. Çünkü insanları memnun etmek bizi memnun eder.
Bir kişiye bir şey verdiğimiz zaman, eğer memnun olmuyorsa ve bunu belli ediyorsa o kişiye daha fazlasını versek de memnun edemeyeceğimizi düşünürüz.

Bir konuda ŞİKAYETTE bulunan kişilerin bu hususa dikkat etmeleri gerekir.


Alıntı
Yaradanın varlığını görmek ya da kabul etmek için neden illaki bir kanıt aranır?
O'nun varlığını yüreğinde hissedip, düşüncelerinde kabullenebiliyorsan, sıkıntıya düştüğün her anda ellerini açıp dua ettiğinde ruhun huzur buluyorsa bu yeterli değil midir?
Bu tür sorular, ömründe hiç Kur'an-ı Kerim, meali ve tefsiri okumamış kişiler tarafından sorulur.
O'nun varlığını yüreğinde hissetmenin, düşüncelerinde kabullenebilmenin, sıkıntıya düştüğün her anda ellerini açmanın, dua ettiğinde ruhunun huzur bulmasının YETERLİ OLMADIĞI Kur'an-ı Kerim'de yazılıdır.

Bu husus konumuzla ilgili değildir, başka bir konu altında bu cümle yazılırsa gerekli TÜM AÇIKLAMALARI yapmaktan memnuniyet duyarım.
Eğer konunun web sitemizde tartışılması uygun görülmüyorsa konu hakkında bilgi edinmek isteyenler özelden mesaj gönderirse veya e-posta ile soracak olursa gerekli açıklamaları yapmaktan memnuniyet duyarım.

Ayrıca sitemizde sürekli şikayet mesajlarının yer alması beni çok rahatsız ediyor. Forum arkadaşlarımdan mümkün olduğu kadar şikayet içerikli mesajlar yazmamalarını istirham ediyorum.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK