Türkiye'de Bunlar Oluyor.

    gariban halkımın servetini kime çektiğinin de açık faturasını yazar mısınız?...

yvural,buwcu,irish,Agıri ve fguclu öğretmenlerim 24 saat engeline takılıyorum...Buradan teşekkürler...

bence insanlar hazır yemeye alıştırıldı..adam çocuk parası alıyor,süt parası alıyor,odun-kömür yardımı alıyor vs. benim köyümde aynen böyle biri var adam yan gelip yatıyor.. niye bir şekilde para geliyor,çalışmaya gerek yok..ama önceden nakliyecilik yaparmış,hayvanları varmış falan filan..şimdi az para getiriyor,çok yoruyor diye iş beğenmiyor...

aynıı sekildee öğrtemenimm bendee 24 saat ehgeli nedeniyle teşekkür edemiyorummm.. hepinize sonsuzz kere teşekküürr ediyorummm...

yvural,buwcu,irish,Agıri ve fguclu öğretmenlerim 24 saat engeline takılıyorum...Buradan teşekkürler...

Ben şunu biliyorum ki Türkiye de söz sahibi bütün güçler çıkar üzerine,taraflarına devletin imkanlarını yedirme üzerine işini yürütüyor.Ve insanları her türlü!inancı üzerinden sömürmeyi tercih ediyor.Bu kişiler çoğunlukla da insanımızın olayları farklı yönlerle  düşünmemesi ve vitrindeki olayları izlemesini kullanıyorlar....
Ülkede o kadar sorun varken ve de bizim gelişmeyle uğraşmamız gerekirken biz nelerle uğraşıyoruz...

-Türkiye'de bunlar oluyor- başlıklı konunun amacı

Konuya mesaj yazan tüm arkadaşlara teşekkür ederim.

Yazılan mesajlardan konunun amacının yanlış anlaşıldığı kanaatinin edindim.
Mesajlarda, Türkiye bardağının tamamının dolu olmadığının, boş tarafınında bulunduğu belirtilmiş ve bardağın boş tarafını veya tamamını göstercek mesajlar yazmam istenilmiş.
Forumumuzda yer alan bir çok mesajda, gerekse TV haberlerinde, bir çok internet sitesinde vs. bardağın boş tarafını gösteren bilgiler mevcuttur.

Bu konunun amacı, bardağın boş tarafını, dolu tarafını veya bardağın tamamını göstermek değildir.

Bu konunun amacı bardaktaki suyun eksilmediğini, dolmaya devam ettiğini göstermektir.

Bu amaç çerçevesinde konu ile ilgili mesajlara cevap yazmaya çalışacağım.

İthalat ve bütçe açıklarını da eklerseniz sevinirim.
Kaldı ki bahsigeçen süreçte tarım bitme noktasına gelmiş, Türkiye et ihraç ederken et ithal edecek duruma gelmiştir.

Ayrıca Demirel dönemi ile ilgili verilen örnekle bugünü kıyaslamak biraz enteresan olmuş.
Kredi olanakları, rekabet nedeniyle düşen fiyatlar,
üretim maaliyetlerinin düşmesi sonucu ucuzlayan araç ve evler...
İnsanların borç durumu nedir şu an?

Yani bu söylenenler şuna benziyor:
50 yıl önce internet bile yoktu, şimdi internet var ve de çok hızlı ne güzel...

Önceki mesajımda da belirttiğim gibi bu konunun amacı - bardaktaki suyun eksilmediğini, dolmaya devam ettiğini göstermektir.-
İthalat ve bütçe açıkları konusunda olumsuz gelişmeler olduğu kanaatinde değilim.
Bununla birlikte bu konuyu henüz araştırmadığım için net bir şey söylemem mümkün değil.
Eğer sizin bu konuda bir araştırmanız varsa kaynağını paylaşırsanız sevinirim.

Tarımın bitme noktasına geldiği hususundaki ifadenizin dayanağı nedir?
GAP'in, Mavi Tünel vs. türü projelerin temel amacı tarımı geliştirmek değil midir?
DEVLET tarımın gelişmesini engellemek için neler yapmaktadır?
Tarımın gelişmesi için, DEVLETİN yapması gerekipte, yapmadığı hususlar nelerdir?

Et ithalatı konusunda şunları söylemek istiyorum.
Besiciler kendi hayvanlarının daha ucuz ve kaliteli olduğunu Et ve Balık Kurumunun hayvanlarını satın alarak kesmediğini ifade ediyorlar.
Besici birliklerinin kesim ve satış işlemlerinin kendilerinin yapmasının önünde bir ENGEL VAR MIDIR?
Besiciler üyesi bulundukları birliklerin önderliğinde kesim ve satış işlemlerini de yapsalar daha kazançlı olmazlar mı?
Ben besicilik yapıyorum, kesim işiyle, satış işiyle uğraşamam demek DEVLET et ithal etsin demek değil midir?

Kişileri ilgilendiren, alacağı malın kaliteli ve ucuz olmasıdır. Hiç kimse aldığı kaliteli malın neden ucuz olduğunu sorgulamaz.
Borç yiğidin kamçısıdır
Kişiler ürettiklerinden fazlasını tükettikleri için kişilerin borç miktarının fazlalaşması normaldir.
Tüketim ile doğru orantılı olarak üretiminde arttığı inkar edilemez.
Gönül isterdi ki, insanlarımız israf etmesin, kanaatkar olsun. Ama  mevcut eğitim sistemimiz insanlara kanaatkar olma eğitimini vermiyor.

Aynen dediğiniz gibi, -50 yıl önce internet bile yoktu, şimdi internet var ve de çok hızlı ne güzel...-
Diğer bir deyişle: -bardak dolmaya devam ediyor. -

turgutkuzan hocam vatandaşın gündemi ile sizin anlattıklarınız farklı bence.             
Mümkünse işsizlik sorununu  Avrupa ve gelişmiş ülkelerle kıyaslayın.
İşçi,memur,çiftçi,esnaf,emekli  ne durumda, bunda ne kadar ilerledik bunu gündeme getirin.
Dış politikada  ne kadar etkiliyiz,içerde ne kadar huzurluyuz bunu gündeme getirin.
İç ve dış borçlar  ne alemde onlarda da bir iyileşme var mı onu anlatın isterseniz.
Sendikal haklar konusunda Avrupa’nın neresindeyiz onu anlatın isterseniz.
Eğitim  alanında gelişmiş ülkelerin neresindeyiz? Ona bir bakın isterseniz.

Beyheki isimli hadis kitabında şu hadis yer almaktadır : -İki günü bir birine eşit olan ziyandadır. -
Gelişimin, ilerlemenin (bardağın dolmaya devam etmesinin) tarifinin bu olduğu kanaatindeyim.
Kişilerin, kuruluşların, devletlerin gelişimini DOĞRU olarak değerlendirebilmek için önceki durumları ile kıyaslamak gerekir.
Farklı şart ve özelliklere sahip olanlarla yapılacak kıyaslama ile DOĞRU bir değerlendirme yapılmış olmaz.
Örneğin, bir eğitimcinin çocuğu ile eğitim almamış bir insanın çocuğunu aynı kefeye koyarak değerlendirirseniz DOĞRU bir sonuç elde edemezsiniz.
Mesajlarımda bu hususa dikkat etmeye çalışıyorum.
Mesajlarımda yayınlanan diğer ülkelerle kıyaslamalar, yıllar itibariyle ortaya çıkan değişmelerin gözlemlenebilmesi içindir.
Önceki mesajlarımda da belirttiğim gibi benim amacım, bardağın boş tarafını, dolu tarafını veya bardağın tamamını göstermek değildir.
Amacım, dolmaya devam ettiğini göstermektir.
Eğer bardağın dolmadığını, eksilme olduğunu düşünüyorsanız   bunu kaynaklarını göstererek farklı bir başlık altında belirtmeniz tüm forum üyelerimiz gibi beni de memnun eder.

WASHINGTON - Freedom House örgütü tarafından hazırlanan "2010 yılı dünya basın özgürlüğü" listesinde Türkiye 106. sırada yer aldı.

3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü gününde yayınlanan listenin ilk dört sırasını Finlandiya, İzlanda, Norveç ve İsveç paylaştı.

Türkiye, Maldivler ve Tanzanya'nın ardından listenin 106. sırasında yer aldı. Bu sıra ile Türkiye "kısmen özgür" ülkeler grubuna dahil oldu.

Mesajınızda geçen bilgiyi içeren haberi buldum. Fakat şu konuda bilgi edinemedim. Yardımcı olabilirseniz memnun olurum.
Bir ülkede basın özgürlüğü olup olmadığı hangi kirterler esas alınarak belirleniyor?
Örneğin, fikrini açıkladığı için ceza alan gazeteci sayısındaki artış bir kriter midir?
Bu bir kirterse ülkemizde fikrini açıkladığı için ceza alan gazeteci sayısındaki artışı gösteren bir kaynak biliyor musunuz?
Kanunlarımızda basın özgürlüğü ile ilgili hangi kısıtlamalar vardır?
Son yıllarda hangi kısıtlamalar getirilmiştir?

Bildiğiniz gibi internet kontrolü çok zor olan bir yapıdır. Ülkemizde internet haberciliği sürekli gelişmektedir.
İnternet ortamında yayınlanamayan (doğru veya yanlış) bir haber var mıdır?
Ülkemizde ne tür haberlerin yayınlanması ENGELLENMEKTEDİR?

Bilgi edinme ile ilgili kanunun çıkarılması basın özgürlüğünün yaygınlaşmasında etkili olmamış mıdır?

Gazeteciler için geliştirilmiş bir kural vardır : 5N1K
Yani,
Ne?,
Nasıl?,
Neden?,
Niçin?,
Ne zaman? ve Kim?

Bu soruların cevabı bilinmeden (Bu soruların cevabı bir kaç kaynaktan teyid edilmeden) HABER YAZILMAZ.
Türk basının bu kurala uyduğuna inanıyor musunuz?
Türk basınında bu kurala uymadan yazılmış bir çok haberin kaynağını gösterebilirim.  

Gazetecilik kurallarına bile uymayan bir basının özgür olmadığına inanmam mümkün değildir.

merak ettiğim şu..Şu an başımızda olan hükümetten önce Türkiye'nin dış borcu neydi şimdi ne? bunun istatistiğini verirseniz sevinirim turgutkuzan öğretmenim...

Bu konudaki bilgiyi ek bilgilerle birlikte en kısa zamanda yayınlayacağım.
Elimdeki bilgilere göre, Türkiye'nin dış borcunda artış var.
Fakat benim anlayamadığım bir husus var, dış borçtaki artış olmasına rağmen Türkiye'nin kredi notu da artıyor.
(Bir ülkenin kredi notunun artması, o ülkenin borç ödeme kapasitesinin arttığını göstermektedir.)

 

Sayın hocam,
Her hükümet başa geçtiğ zaman ülkenin ekonomik verileri ne olursa olsun ister tavana vursun(hiç olmamıştır ama) ister tabana vursun DİE kayıtlarını kendilerine göre ölçüp biçerler.Her hükümetin yaptığı gibi bütün kurumların başına getirilen kadro hükümetten olduğu için yapılan istatiki değer ve verilerde bu yönde olmaktadır.
Bahsettiğiniz verilerin doğruluğunu istediğiniz kadar "evet arkadaşım böyledir" demeye devam etsenizde yine tekrarlıyorum bu işin en basit yolu vatandaş bahsettiğiniz konuya nasıl bakıyor, ne diyor ben ona bakarım.
Yarın hükümet değişmiş olsa bakın bakalım aynı  tabloyu görebilecek misiniz?!

Saygılar hocam.

Burada terörü ekonomik nedenlere bağlamışsınız. Bana göre terörü ekonomik sorunlarla ilişkilendirmek çok yanlış.
GAP 'ın terörü bitireceğini sanmak hayalcilikten başka bir şey değildir. Ekonamik sorunlar yılar yılı ülkemizin hemen hemen bütün bölgelerinde yaşanmıştır.
Kültürel sorunlar olmuştur.Buna rağmen bütün bölgelerde terörist faaliyetler olmamaıştır.
Terörü ekonomik ve sosyal sıkıntılara bağlamak bir bakıma terörü meşrulaştırmaktır.

1963 doğumluyum, terörün tüm Türkiye'yi etkilediği 70'li yılların son çeyreğini gayet iyi hatırlıyorum.
80'li yıllarda yaşanan hangi değişimlerin, Türkiye'nin batı bölgesinde teröre verilen desteği ortadan kaldırdığını da biliyorum.
Terörün bir çok nedeni vardır. Ekonomik ve sosyal sorunlar, eğitimsizlik terörün nedenleri arasında sayılmaktadır.
Terör faaliyetlerinin yoğun olduğu bölgede yaşayanlar ile ülkemizin diğer bölgelerinde yaşayanlar arasındaki kültür farkının bir uçurum olduğu inancında değilim.
Ekonomik gelişmelerle birlikte yaşanacak sosyal gelişmeler, tüm bölgelerin kültürel yakınlaşmasına zemin hazırlayacaktır.
GAP'ın sona ermesi, terörün bütün sebeplerini önemli ölçüde ortadan kaldıracaktır.

GAP projesi değil arkadaşlar.
Sadece GAP.

bkz.
kpss sınavı,
öss sınavı
cebelitarık dağı
vs.

Uyarınız için çok teşekkür ederim. GAP projesi gibi yazımların dilbilgisi hatası olduğunu biliyorum. Fakat zaman zaman dikkatimden kaçıyor.

Demokrasi bir trendir gerektiğinde biner gerektiğinde ineriz diyen bir hükümet var başımızda...

Bu düşüncenizin kaynağını öğrenebilir miyim? Hangi bilgiye dayanarak bu cümleyi yazdınız?

1963 doğumluyum, terörün tüm Türkiye'yi etkilediği 70'li yılların son çeyreğini gayet iyi hatırlıyorum.
80'li yıllarda yaşanan hangi değişimlerin, Türkiye'nin batı bölgesinde teröre verilen desteği ortadan kaldırdığını da biliyorum.
Terörün bir çok nedeni vardır. Ekonomik ve sosyal sorunlar, eğitimsizlik terörün nedenleri arasında sayılmaktadır.
Terör faaliyetlerinin yoğun olduğu bölgede yaşayanlar ile ülkemizin diğer bölgelerinde yaşayanlar arasındaki kültür farkının bir uçurum olduğu inancında değilim.
Ekonomik gelişmelerle birlikte yaşanacak sosyal gelişmeler, tüm bölgelerin kültürel yakınlaşmasına zemin hazırlayacaktır.
GAP'ın sona ermesi, terörün bütün sebeplerini önemli ölçüde ortadan kaldıracaktır.

Öncelikle cevabınız için teşekkür ederim.O yılları yaşamadım ancak okuyarak,araştırarak öğrenmeye çalıştım.Söyledikleriize saygı duyuyorum.Buna rağmen düşüncelerinize katılmadığımı belirtmek istiyorum.Gap'ın terörü bitireceği bana göre doğru değil.Çünkü terörün sebebi ekonomik ya da kültürel sebepler değil.